Geri Dön
Politika YÖK Üyesi Prof. Dr. Açıkgöz: Depremde 1605 öğrencimiz hayatını kaybetti

YÖK Üyesi Prof. Dr. Açıkgöz: Depremde 1605 öğrencimiz hayatını kaybetti

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Üyesi Prof. Dr. Ömer Açıkgöz, "Depremde 1605 öğrencimiz vefat etmiştir. Bunlardan 121’i uluslararası öğrencidir. 135'i uluslararası öğrenci olmak üzere toplam 1609 öğrencimizin de hastanelerde tedavisi devam etmektedir. 56 bin 987 öğrencimiz de bu süreçte bulundukları illerden farklı illere tahliye edilmiştir" dedi.

YÖK Üyesi Prof. Dr. Açıkgöz: Depremde 1605 öğrencimiz hayatını kaybetti

Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinin tüm boyutlarıyla araştırılması amacıyla kurulan TBMM Deprem Araştırma Komisyonu, AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Veysel Eroğlu başkanlığında 12'nci defa toplandı. Komisyon, YÖK Üyesi Prof. Dr. Ömer Açıkgöz'ün Kahramanmaraş merkezli depremlerin yükseköğretime etkilerine ilişkin sunumunu dinledi. Depremlerin yükseköğretimdeki bilançosunu paylaşan Prof. Dr. Açıkgöz, "Depremlerde 1605 öğrencimiz vefat etmiştir. Bunlardan 121'i uluslararası öğrencidir. 135'i uluslararası öğrenci olmak üzere toplam 1609 öğrencimizin hastanelerde tedavisi devam etmektedir. 56 bin 987 öğrenci de bulundukları illerden farklı illere tahliye edilmiştir. Ailesinde deprem nedeniyle vefat bulunan öğrenci sayısı 21 bin 341. Evi hasar gören öğrenci sayısı ise 102 bin 916'dır. Bugüne kadar 133 üniversiteden elde edilen verilere göre; 1148 personel vefat etmiştir. Halen hastanelerde 45 personelin tedavileri devam etmektedir. 265 personelin ailesinde deprem nedeniyle vefat gerçekleşmiştir. Evi hasar gören personel sayısı da 7 bin 581'dir" dedi.

18 üniversiteden elde edilen verilere göre yükseköğretim yerleşkelerinde bulunan 1122 binada yıkılma olmadığını ifade eden Açıkgöz, 3 ağır hasarlı binanın yıktırıldığını, ağrı hasarlı bina sayısının 106, az hasarlı bina sayısının ise 410 olduğu bilgisini paylaştı.

'MALATYA, MARAŞ VE OSMANİYE'DE UZAKTAN ÖĞRETİM'

Ardından deprem bölgelerindeki eğitim sürecine değinen Prof. Dr. Açıkgöz, "Kilis 7 Aralık Üniversitesi'nde halihazırda uygulanan uzaktan eğitim ile birlikte isteyen öğrencilere devam şartı aranmaksızın sınıflarda yüz yüze eğitim verilebilecektir. Adana, Diyarbakır ve Gaziantep'te üniversitelere kayıtlı öğrenciler halihazırda uygulanan uzaktan öğretim ile eğitimlerine devam edebilecekleri gibi yurtların depremzedeler tarafından kullanılması nedeniyle ancak barınma sorunu olmayan ve bu illerde ikamet eden öğrenciler devam şartı aranmaksızın sınıflarda yüz yüze eğitim alabilecekler. Malatya, Kahramanmaraş ve Osmaniye’de bulunan üniversitelerdeki öğretim elemanlarının bir kısmının evleri hasarlı olduğu için şu an şehir dışında ikamet etmesi ve yurtların depremzedeler tarafından kullanılması nedeniyle bu illerdeki üniversitelerde hali hazırda kullanılan uzaktan öğretime devam edileceğine karar verilmiştir" dedi. 

'AKADEMİK PERSONELİN BARINMA SORUNU ÇÖZÜLMELİ'

Deprem bölgesindeki üniversitelerin eylül ayında normalleşmesi için önerileri paylaşan Prof. Dr. Açıkgöz, "Akademik ve idari personelin barınma sorunun çözülmesi, prefabrik tesislerin yıkılan binaların yerine acilen yerleştirilmesi, öğrencilere uzaktan eğitim için bilgisayar ve internet paketi desteği verilmesi, bölgedeki il müdahale ekiplerinin kampüsleri boşaltmaları eğitim ve öğretimin normalleşmesine katkı sağlayacaktır. Öğrenci yurtları ve hastanelerin bir an önce onarılması ve ikame binalar yapılması gerekmektedir. Eğitim ve öğretimin normalleşmesi için YÖK tarafından her türlü yönlendirici tedbir alınmış ancak yıkılan dersliklerle birlikte akademik personel ve idari personelin yıkılan lojmanlarının yerine yenilerinin yapılması gerekmektedir" ifadelerini kullandı.

'HASAR GÖREN 6 YURT İÇİN MODÜLER SİSTEMLİ YURT'

Gençlik ve Spor Bakanlığı, Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Özgül ise yurtlarda şu anda 144 bin vatandaşı misafir ettiklerini belirtti. 11 deprem destek ili belirlediklerini söyleyen Özgül, "Deprem bölgesi illerimizde 30 bin 269 misafirimiz var. 11 destek ilimizde 57 bin 763 misafirimiz var. 58 bin 248 misafirimiz 59 ilimizde konaklamaktadır. 11 deprem destek ilinde nöbetçi yurtlar belirledik. Yüz yüze eğitim alan öğrencileri dikkate alarak bu yurtları belirledik. 8 Şubat tarihinden bu yana 82 bin 669 depremzede vatandaşımız ev tutma, akraba yanına yerleşme, yaşadığı ile dönmesi, konteyner çıkması gibi sebeplerden dolayı yurtlardan ayrılmıştır. Deprem bölgesinde 76 yurt 90 bin kapasite vardı. Sadece 6 yurtta hasar söz konusu. Önümüzdeki eylüle hazır olacak şekilde bir modüler sistem geliştirdik. İzmir Urla'da biz bunu yaptık. Prefabrik yapının bir üst kategorisi. Yurtlarımızın hiçbirinde yıkılma yok. 6 yurt için de modüler sistemle biz eylüle hazır hale geleceğiz" dedi.

'FAY YASASI İLE SAKINMA ŞANSIMIZ VAR'

Dokuz Eylül Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, komisyon üyelerine sunum yaptı. Prof. Dr. Sözbilir, binaların güçlendirilmesi için alınması gereken önlemleri paylaştı ve fay yasasının önemine değindi.

Yapı denetim mekanizmasının yeniden gözden geçirilmesi ve yapı stokuna ilişkin çalışmaların bir an önce tamamlanmasının önemine işaret eden Sözbilir, "İşçilere ve ara elemanlara belli bir kalitede eğitim verilmesi gerekiyor. Diri fay üzerindeki yapılaşma önemli bir problem. İnsan yapımı her şey, diri fay üzerinde kesilip atılıyor. Sıvılaşma tehlikesi içeren zeminler üzerinde yapılaşma yapmadan önce o zeminin sıvılaşma tehlikesini ortadan kaldırmak gerekiyor. Heyelan ve kaya düşmesi gibi kütle hareketleri de çok ciddi tehlike yaratabiliyor. Alüvyon üzerinde de yapılaşma olmaması gerekiyor. Gelişmiş ülkelerde 70'li yıllarda çözülmüş durumda. Şu anda kalıcı konut olarak belirlenen yerlerin hepsi en az 500 metre faydan uzakta duruyor. Faya bakarak yapılaşma olmadığı için bina yapıldıktan sonra faya bakıyoruz. Mevcut riski azaltmak ve jeolojik koşullar açısından farklı bir mekanizmaya geçmemiz gerekiyor. 2000 öncesi yapılmış binalar en büyük problemi yaratıyor. Yapı denetim döneminden sonraki binalar gerektiği gibi denetim görmüşse çok fazla yıkılmıyor. Dünya şartlarında diri fay hatları 10 yılda bir yenilenir. Fay yasası yerine getirilirse, faydan sakınma şansımız var" dedi.

'TEHLİKE HARİTASI DEĞİŞTİRİLMELİ'

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cenk Yaltırak da deprem faylarının sürekli hareket halinde olduğunu ve mevcut 'Türkiye Deprem Tehlike Haritası'nın buna uygun olarak değiştirilmesi gerektiğini söyledi.

Fay haritalarının kağıtlar üzerindeki çizikler olmadığını ve canlı yapılar olduğunu kaydeden Prof. Dr. Yaltırak, "Tehlike haritası kapalı kapılar ardında yapılamaz. Bilim, açık toplum işidir. Aralık ayında AFAD Başkanı Yunus Sezer'in davetiyle bu olayları anlattım. 'Eğer tehlike haritasını değiştirmezsek, çok yakın bir zamanda Türkiye'nin bir yerinde bu tehlike haritasına göre yapılmış çok beklenmedik büyük bir depremle binaların tuz buz olacağını göreceğiz' dedim. Bütün sismik boşluklarından birinde olacak bu. Hiçbir fay birbirinin aynısı değil. Her birinin boyu, geometrisi farklı. Bunlar birer birey. Yanlış olduğunu göreceğiz. Biz bilim insanı olarak fayların bize söylediklerini dinliyoruz. Doğru girdi yapmazsanız, başınıza gelecek şeyleri hesaplayamazsınız. Bu fay haritası yanlış. Türkiye Tehlike Haritası ile hiçbir yere varamayız. Deprem gelir yine bizi vurur" diye konuştu.

Prof. Dr. Yaltırak ayrıca, Cumhurbaşkanlığı'na bağlı 'Türkiye Yer Bilimleri Araştırma Kurumu' kurulmasını önerdi.