DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 2

1 - 'YENİDOĞAN ÇETESİ' DURUŞMASINDA 12'NCİ GÜN: MÜŞTEKİ BEYANLARI ALINIYOR
Leyla YILDIZ/İSTANBUL,(DHA)-İSTANBUL'da yenidoğan bebekleri anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek, haksız kazanç sağlayan ve kusurlu davranışlarda bulunarak ölümlerine neden olan Fırat Sarı ve İlker Gönen'in de aralarında bulunduğu 22'si tutuklu 47 sanığın yargılanmasına devam ediliyor. Davanın 12'inci duruşması müşteki beyanlarının alınmasıyla başladı.
Bakırköy Adliyesi 22. Ağır Ceza Mahkemesi Salonu'nun kapasitesinin yetersiz olması sebebiyle duruşma konferans salonunda görülüyor. Fırat Sarı ve İlker Gönen'in de aralarında bulunduğu 22'si tutuklu 47 sanık duruşmaya katıldı. Bazı tutuksuz sanıklar, bazı müştekiler ve taraf avukatları salonda hazır edildi. Duruşmada bugüne kadar 22'si tutuklu 47 sanığın savunmaları alındı. Duruşma saat 10.30 sıralarında, Maktul Kerem Muhammet bebeğin babası Mustafa Mevlüt Tokluoğlu'nun beyanıyla başladı.
Görüntü Dökümü
-----
ARŞİV
========
2- BAHÇELİEVLER'DE POLİSE BIÇAK ÇEKTİ; BACAĞINDAN VURULDU - 1
Özgür EREN / İSTANBUL, (DHA)- BAHÇELİEVLER Şirinevler'de polis ekipleri durumundan şüphelendikleri bir kişiyi durdurup kimlik kontrolü yapmak istedi. Şüpheli koşarak D-100 karayoluna girdi. Polisle şüpheli arasında dakikalarca süren kovalamaca yaşandı. Şüpheli polis ekiplerine bıçak çekti; bu sırada polis ekipleri şüpheliyi bacağından vurdu. Olay yerine gelen sağlık ekipleri ilk müdahalesinin ardından şüpheliyi hastaneye kaldırdı. Polis ekiplerinin olayla ilgili incelemeleri sürüyor. (DHA)
Görüntü Dökümü
-----
-Şüpheliden görüntü
-Polis ekiplerinden görüntü
-Görgü tanığıyla röportaj
-Genel ve detay görüntüler
========================
3- BAYRAMPAŞA'DA GERİ MANEVRA YAPAN MİNİBÜS YAYAYA ÇARPTI
Uğur ŞAHİN - İSTANBUL,(DHA) -BAYRAMPAŞA'da geri manevra yapan minibüs yayaya çarptı. Kazada yaralanan kadının vücudunda kırıklar olduğu tespit edildi. Minibüs sürücüsü ise ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürüldü. Kadının ölümden döndüğü anlar güvenlik kamerasına yansıdı.
Kaza, Pazartesi günü saat 15.45 sıralarında Bayrampaşa Altıntepsi Mahallesi'nde meydana geldi. İddiaya göre, bir sitenin otopark alanında geri manevra yapan minibüs, arkasında yürüyen yayayı fark etmedi. Çarpmanın şiddetiyle yere düşen yaya yaralandı. Kadın minibüsün altında kalmaktan son anda kurtuldu. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından hastaneye kaldırılan kadının vücudunda kırıklar olduğu tespit edildi. Minibüs şöförü ise ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürüldü.
KAZA ANI GÜVENLİK KAMERASINDA
Kaza, çevrede bulunun bir işyerinin güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı. Görüntüde, geri manevra yapan minibüsün yürüyen kadına hızla çarptığı anlar görülüyor. Kadına çarpan minibüsü sürücüsü durumu fark ederek duruyor. Kazaya şahit olan vatandaşlar ise, yaralı kadına yardım etmek için olay yerine koşuyor. (DHA)
Görüntü Dökümü
------
(Güvenlik kamerası)
- Kaza anı
==========
4- GÖRME ENGELLİ İKİZ KARDEŞLERDEN ÜSTÜN BAŞARI
- 'Kazanamazlar' dediler; onur derecesiyle mezun oldular
Kübra SONKAYA-Ataberk KURT/İSTANBUL,(DHA)- 17 AĞUSTOS 1999'daki 7,2 büyüklüğündeki Gölcük depreminde Suna Yüksek yaşadığı yoğun stres nedeniyle ikizlerini 27 haftalık dünyaya getirdi.Görme engelli olarak dünyaya gelen Burak ve Fatih Yüksek kardeşler eğitim aldıkları süre boyunca türlü zorluklarla karşılaştı. Buna rağmen yılmayan ikiz kardeşler Burak ve Fatih Yüksek, kendi başarı öykülerini yazdı.Eğitim hayatları boyunca türlü zorluklarla karşılaşan ikiz kardeşler, Yeditepe Üniversitesi'nden onur derecesiyle mezun olup hayallerindeki mesleklerine kavuştu. Çocuklarını her zaman destekleyen Suna Yüksek, "Kariyerlerinin başındalar daha ama ikisi de çok iyi bir kurumda, iyi yerlerde çalışıyorlar. Çocuklarımız ilkokula bile alınmazken, şimdi Yeditepe'den mezun iki genç ve bu benim için, bir anne için çok gurur verici birşey" diye konuştu.
İkiz kardeşler Burak Yüksek (25) ve Fatih Yüksek(25), 1999'da yaşanan 17 Ağustos 1999'daki 7,2 büyüklüğündeki Gölcük depremi sırasında anneleri Suna Yüksel'in yaşadığı stres nedeniyle erken doğdu. 27 haftalık ve görme engelli olarak dünyaya gelen ikiz kardeşler eğitim hayatları boyunca da zorluklarla karşılaştı. Okula alınmak istemeyen 2 kardeş, eğitim hayatında üstün başarı göstererek Yeditepe Üniversitesi'nden onur belgesi ve dereceyle mezun oldu. Burak Yüksek, Türk Hava Yolları'na bağlı bir şirkette erişilebilirlik uzmanı, Fatih Yüksek ise özel bir bankada çevirmen olarak çalışıyor.
'BENİ MOTİVE EDEN YABANCI DİLE MERAKIM OLDU'
Rus Dili ve Edebiyatı bölümünü yüzde 100 burslu kazanıp bölümü dereceyle bitiren Fatih Yüksek, "İlkokulda, anaokulunda görme engelli çocukların yaşayabileceği sıkıntıları yaşadım. Biz ikiz olduğumuz için ikimiz de o sıkıntıları yaşadık. Öğretmenlerimiz bizi kabul etmemek için ellerinden geleni yaptılar. Ama biz bu engelleri aşabildik. Eğitim yolumuzda ilerleme katedebildik. Bize okulda, 'Sizin yeriniz körler okulu, siz burada yapamazsınız' denirdi. Bana özellikle öğretmenim böyle cümleler kurardı. Ben de buna rağmen ilerledim. Sabırla, ailemin de arkamda durmasıyla beraber ilerledim ve şu anda Yeditepe Üniversitesi Rus Dili ve Edebiyatı mezunuyum. Yüzde 100 burslu orayı kazandım. Bu cümlelerine rağmen başardım. Beni motive eden yabancı dile merakım oldu. İnternetten belgeseller seyrederdim. İngilizce izliyordum. Rus Dili ve Edebiyatı okurken Rusça'yı da artık iyice öğrenmeye başladığım için Rusça da izlemeye başladım bu tür belgeselleri. Bilimsel makaleler, bilgiler, çeşitli konularda okuyordum. Bu benim motivasyonum oldu. İlkokulda sadece dayanmak zorunda olduğumu biliyordum. Ne kadar katlanırsam bir gün bitecek bunu biliyordum. Zaten çocuk aklımla gidecek başka bir yer yok diye düşündüm. Başka bir seçenek olsa onu kullanırsın; ama bu durum bana motivasyon verdi. Ben de dile olan ilgime daha çok sarıldım. Bu sayede kendimi geliştirdim ve ilkokula bile almamalarına rağmen yüzde 100 burslu olarak Yeditepe Üniversitesi'nden mezun oldum" dedi.
'İLKOKUL MÜDÜRÜ KAZANAMAZLAR DEMİŞTİ'
Aynı üniversitenin Çeviri Bilimi bölümünden mezun olan Burak Yüksek ise, "Yeditepe Üniversitesi'nde Çeviri Bilimi bölümü mezunuyum. Türk Hava Yolları'nın iştiraki olan bir şirkette, havacılığın genel olarak engelliler açısından kolaylaştırılmasına yönelik çalışmalar yapıyorum. İlkokul müdürü bizim lise sınavımızla ilgili, 'Feriştahı gelse kazanamaz' demişti. Biz liseyi de kazandık, üniversiteyi de kazandık. Şimdi kariyerimizin başındayız" ifadelerini kullandı.
'ÇOCUKLARINIZIN YERİ GÖRME ENGELLİLER OKULU DEDİLER'
Anne Suna Yüksek, zorlukların kendisini ve çocuklarını yıldırmadığını blieterek, "Çocuklarımız 1999 yılında doğdular. 17 Ağustos depreminden ben çok fazla korkmuştum. Onun için 27 haftalık dünyaya geldiler. Göz de en son gelişen organ olduğu için görmeleri gelişmedi. Bu nedenle görme engelli doğdular. Çocuklarımızın görmeyeceğini öğrendiğimizde onları nasıl büyüteceğimiz telaşına düşmüştük aslında. Çocuklarımız için 3 yaşından sonra özel öğretmen tuttuk, bu şekilde kaynaştırma eğitimine hazırlamaya başladık. Büyük bir hevesle gittiğimiz okuldan maalesef bize, 'Sizin çocuklarınızın yeri görme engelliler okulu' dediler; ama biz aldığımız destekler sonucu orada okuyabileceklerini söyledik. Özellikle Fatih'in öğretmeni bu konuda bize çok diretti, ama onların önümüze çıkardığı her engeli biz çalışmamızla, azmimizle, çocuklarımızla birlikte aştık. Onların ilkokulda çektikleri, daha çok Fatih'in çektiği zorluklarla birlikte daha çok kamçılandık. Çocukları okula almamak için bize bin bir bahane sundular. 'Merdivenlerden nasıl inecekler, tuvalete nasıl gidecekler, koridorlarda birileri çarpacak' gibi korkularımız vardı. Ama biz bunların hepsinin önlemini zaten almıştık. Biz 5'inci katta oturuyoruz, 5 kat merdiven inip çıkıyorlar, tuvaletin yerini kendileri biliyorlar, kendileri gidebiliyorlar. Böyle ufak bahanelerle bu çocukları eğitim hayatından soyutlarsak, toplum için de bence büyük bir kayıp olacaktır" şeklinde konuştu.
'BİZİM ÇEKTİKLERİMİZİ BAŞKA ÇOCUKLAR ÇEKMESİN DİYE DERNEK KURDUK'
Anne Yüksek, görme engelli çocuklar için dernek kurduklarını belirterek, "Çocuklarımız için çok büyük emek verdik, ertesi gün okuyacakları hikaye kitaplarını öğretmen önceden söylüyordu ve ben akşam eve gelince o hikaye kitaplarını kabartma alfabeyle basıp okula öyle gönderiyordum. Çocuklarım arkadaşlarından geri kalmasın, onlar da okuyabilsinler diye. Bizim çektiklerimizi başka çocuklar ve ailelerinin çekmemesi için görmeyen çocukların aileleriyle birlikte 'Parıltı Görmeyen Çocuklara Destek Derneği'ni kurduk. Bizim gibi olan çocuklardan hangisi eğitiminde zorluk çekiyorsa, dernekle birlikte onlara yardım ediyoruz. Fatih bir gün geldiğinde, 'Benim yerim burası değilmiş, körler okuluymuş anne beni buradan alın' dedi. Biz de ona, onun da bütün çocuklar gibi o okulda okumanın hakkı olduğunu, her çocuk gibi eğitim haklarının olduğunu ve yasal olarak da orada okuması gerektiğini anlatarak öğretmene karşı bir direnç gösterdik. Bu bizim için daha bir hırs oldu. Her zaman başarılı bir çocuk oldu, Burak ile birlikte. Bunda aslında öğretmeninin de katkısı büyük. Çünkü o bizi zorladıkça biz hep daha iyisini yapıyorduk. Üniversiteye başladıklarında dil bölümünü seçmeyi tercih etti ikisi de, ikisi de onur derecesiyle mezun oldu. Kariyerlerinin başındalar daha ama ikisi de çok iyi bir kurumda, iyi yerlerde çalışıyorlar. Çocuklarımız ilkokula bile alınmazken, şimdi Yeditepe'den mezun iki genç ve bu benim için, bir anne için çok gurur verici birşey" diye konuştu.(DHA)
Görüntü Dökümü
---------
- Muhabir Anonsu(Kübra Sonkaya)
- İkizlerin çocukluk fotoğrafları
- Fatih Yüksek ile röportaj
- Burak Yüksek ile röportaj
- Anne Suna Yüksek ile röportaj
========
5- ŞİŞLİ'DE 2 KADINA ÇARPAN VE BİRİNİN ÖLÜMÜNE SEBEP OLAN POLİSİN YARGILANDIĞI DAVANIN İLK DURUŞMASI GÖRÜLDÜ
-Görevim esnasında yaşanan bir kaza, bilerek, isteyerek olmadı
Ayşe GÜREL / İSTANBUL, (DHA)- Şişli'de manevra yapmak istediği sırada polis aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek kaldırımda yürüyen iki kadına çarparak birinin ölümüne, diğerinin ise ağır yaralanmasına neden olan polis memuru Gülseren Uzun'un yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü. Mahkeme heyeti, mahkemenin görevsizliğine karar vererek dosyanın ağır ceza mahkemesine gönderilmesine ve Gülseren Uzun'un tutukluluk halinin devamına hükmetti.
Davanın ilk duruşması bugün İstanbul Çağlayan Adliyesi 54. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya müşteki taraf, tanık polis memuru Volkan Avcı, taraf avukatları, kazada yaralanan Ayşegül Tofan ve sanık polis memuru Gülseren Uzun Ses ve görüntü bilişim sistemi (SEGBİS) ile katıldı.
'ELİNDEN TUTARAK YARDIM ETMEYE ÇALIŞTIM'
Tutuklu sanık polis memuru Gülseren Uzun savunmasında, "Daha önce savcılıkta ve emniyette verdiğim ifadeler doğrudur. Olay günü saat 08.00 sıralarında devriye ekiplerde görevliydim. Ekip arkadaşım olan Volkan Avcı ekip aracına binmek istedi ama dubalara denk gelince 'Biraz arabayı arkaya alır mısın?' dedi. Polis okulunda ehliyet almaya hak kazanmış olduğum ve daha önce aracı ileri-geri alabildiğim için aracı geri almak istedim. Frene bastım, vitesi R konumuna getirdim. Frenden ayağımı çektiğimde araç bir anda geri manevra yaptı, 1-2 metre geri ilerledi. Hemen aracı durdurdum. Araçtan inip baktığımda ise iki kişiyi yerde gördüm. Şok oldum. Yaralının bilincinin kapanmaması için elinden tutarak yardım etmeye çalıştım, sağlık görevlilerini aradım" dedi.
Kısmi sorumlu olduğu belirtilen raporlar sorulduğunda ise sanık Gülseren Uzun, "Diyecek bir şeyim yok, ben o kişiyi görmedim" dedi.
'HER GÜN O KADINA DUA ETTİM'
Sanık Gülseren Uzun "Ben bir polis memuruyum. Görevim esnasında yaşanan bir kaza, bilerek isteyerek olmadı. Ben bu mesleği insanlara yardım etmek için seçtim. Kimseyi bilerek incitecek bir insan değilim. Vefat ettiği için çok üzüldüm. Düzgün yemek yiyemedim, çok kilo verdim. Psikolojimi çok etkiledi. Ben her gün o kadına dua ettim. Ben de bir annenin evladıyım, ben de 13 yaşından beri babasız büyümüş bir kızım. Kimseyi de annesiz bırakmak istemedim. Yaşananlar için çok üzgünüm. Ben olayın bilinçli taksir olduğunu kabul etmiyorum. Hiçbir polis memuru böyle bir olayı isteyerek gerçekleştirmez" diye konuştu.
'ŞİKAYETÇİ DEĞİLİM'
Kazadan sağ kurtulan Ayşegül Tofan ise, "Olay tarihinde Osmanbey istikametinde yürüyordum. Ergül Hanım da karşı kaldırımdan geliyordu. Ergül Hanım'la aynı hizaya geldik fakat o arkamda kaldı. O sırada bir ses duydum ve Ergül Hanım'ın duvarla araba arasına sıkıştığını gördüm. Ben şikâyetçi değilim" ifadelerini kullandı.
'İKİ TANE ÇOCUĞUM ANNESİZ KALDI'
Kazada eşi vefat eden Dursun Kaya, "Şikâyetçiyim. İki tane çocuğum annesiz kaldı. Bir tanesi 7 yaşında. Sanığın acemi olduğu belli. Ehliyeti olmayan herkes araç kullanamayacağını bilir. Hâlâ inanamıyorum. Araç kime zimmetli? Yetkililerin hepsinden şikâyetçiyim. Kamu davasına katılma talebim var" dedi.
'ARAÇ BİR ANDA KONTROLÜ KAYBETTİ'
Olay anında orada bulunan polis memuru tanık Volkan Avcı ise şu ifadeleri kullandı: "Gülseren arkadaşım benden 5 dakika önce görevi devralmıştı. Ehliyetim var ancak sanığın ehliyeti olup olmadığını bilmiyorum. Ben 2012 yılından beri ne manuel ne otomatik hiç araba kullanmadım. Kapıyı açmaya çalıştım ama demir dubalardan kaynaklı kapıyı açamadım. 'Arabayı hafif geriye alabilir misin?' dedim. Arkadaşım da aracı R konumuna getirdi. Ben o sırada arabanın dışındaydım. Basit bir olaydı, trafiğe girmeyecektik. Araç bir anda kontrol kaybetti. Şok oldum. Her şey 1-2 saniyede gerçekleşti. Hemen 112'yi aradık. Ayşegül Hanım daha hafif yaralıydı. Ergül Hanım'ın bilincini açık tutmaya çalıştık" dedi.
'MAHKEME AĞIR CEZA MAHKEMESİNDE OLMALIDIR'
Müşteki avukatı, "Mahkememizde davada 1 ağır yaralı, 1 ölü vardır. Mahkeme ağır ceza mahkemesinde olmalıdır. Biz, bilinçli taksirle yargılanması gerektiğini düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.
Savcı mütalaasında, TCK 53 kapsamında sanığın polis memuru olması sebebiyle, mahkeme kararı doğrultusunda kamu görevi yapmaktan menedilmesi gibi ve ek cezaların uygulanması, CMK 100 ve devamı uyarınca tutukluluğun devamını istedi.
Sanık avukatları ise, müvekkillerinin basit taksirle yargılanması gerektiğini belirterek, adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasını talep etti.
TUTUKLULUK HALİNİN DEVAMINA HÜKMEDİLDİ
Mahkeme heyeti, mahkemenin görevsizliğine karar vererek dosyanın ağır ceza mahkemesine gönderilmesine ve polis memuru Gülseren Uzun'un tutukluluk halinin devamına hükmetti.
İDDİANAMEDEN
Hazırlanan iddianamede şüpheli polis memuru Gülseren Uzun'un 'bilinçli taksirle ölüme neden olmak' suçundan 2 yıl 8 aydan 9 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti.
NE OLMUŞTU?
Kaza, Şişli Büyükdere Caddesi'nde bulunan bir AVM'nin önünde, 10 Eylül 2024 günü saat 08.30 sıralarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, cadde üzerinde geri manevra yapan polis memuru Gülseren Uzun, aracın direksiyon hâkimiyetini kaybederek kaldırımda yürüyen iki kadına çarptı. İhbar üzerine olay yerine sağlık ekibi sevk edildi. İlk müdahaleleri olay yerinde yapılan iki yaralı, ambulansla hastaneye kaldırıldı. Yaralılardan Ergül Kaya hastanede hayatını kaybederken, diğer yaralının durumunun ağır olduğu öğrenildi. Polis memuru Gülseren Uzun tutuklandı.
Görüntü Dökümü:
-------------------
-Arşiv
=========================
6- KÜÇÜKÇEKMECE'DE HATALI PARK EDEN ARAÇ TRAFİĞİ KİLİTLEDİ
Özgür EREN / İSTANBUL, (DHA) - KÜÇÜKÇEKMECE'de hastanenin yan sokağına otomobilini hatalı park eden sürücü yolun trafiğe kapanmasına neden oldu. Hatalı park eden araç nedeniyle trafik yoğunluğu oluşurken, çevredeki esnaf duruma tepki gösterdi.
Olay, Atakent Mahallesi Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesinin karşısında bulunan 243 Sokakta meydana geldi. Bir sürücü otomobilini yola paralel park etmek yerine dik park etti. Sabah saatlerinde yakında bulunan hastaneye ve işlerine gitmek isteyen sürücüler hatalı park nedeniyle zor anlar yaşadı. Gidiş geliş olan yolun bir bölümünü otomobilin hatalı parkı nedeniyle sürücüler uzun süre kullanamadı.Hatalı park nedeniyle yolda trafik yoğunluğu oluştu.
'ARACI KAZA YAPMIŞ ZANNETTİM'
Sokakta esnaflık yapan Ahmet Şölen, "Bugün sabah 07.00 gibi geldim. Aracı önce kaza yapmış zannettim. Belirli zaman geçtikten sonra araç hiç yerinden kıpırdamadı. Birkaç defa ihbar ettim ama gelen olmadı. Çok ters park etmiş, diğer araçlarda bu araca istinaden park etmişler. Aşırı trafik oluşuyor özellikle sabah saatlerinde. Anlayamadık araç neden böyle park edilmiş" diye konuştu.
'BU KONUDA ÇOK MAĞDURUZ'
Sokakta hatalı park eden araç sürücülerine tepki gösteren esnaf Kenan Öğün, "Bizim genel olarak burada problemimiz sürücülerin trafikte çok saygısız davranmaları. Bu iyi hali, yolun ortası sıra sıra park eden araçlarla dolu.Esnaf burada çok şikayetçi müşterilerimiz alışverişe geldiğinde arabalarını park edemediği için çok sıkıntı yaşıyor. Hiçkimse birbirine saygı göstermiyor.Burada 08.00 ile 10.00 arası burada durmak bile imkansız. Kendi dükkanımızın önüne aracımızı park edemiyoruz. Çok yere şikayet ettik ekiplere söyledik ama kimse ilgilenmedi. Bu konuda çok mağduruz. Böyle hangi zihniyetle park ediliyor anlamadık" şeklinde konuştu.
Görüntü Dökümü
----------
-Yola dik park eden araçtan görüntü
-Oluşan trafik
-Araçların yolda ilerlemekte zorlanması
-Diğer sürücülerin korna çalması
-Yolun bir yönünün kapanması
-Esnafla röportaj
-Genel ve detay görüntüler
=======
7- AVCILAR'DA PAZAR YERİNDE UNUTULAN OTOMOBİLİ HEP BİRLİKTE ÇEKTİLER
İhsan DÖRTKARDEŞ / İSTANBUL, (DHA)- AVCILAR'da her hafta aynı gün kurulan semt pazarında park halinde unutulan otomobil nedeniyle esnaf tezgah açamadı. Otomobilin sahibine ulaşılamayınca, pazarcılar hep birlikte yan duran otomobili halat yardımıyla çevirerek kaldırıma taşımaya çalıştı. Pazarcı Ümit Demirkıran kendine tahsis edilen alana geç de olsa tezgah açabildi.
Denizköşkler Mahallesi Ahmet Kaya Caddesi'nde her Pazar günü kurulan semt pazarına tezgah açmaya gelen pazarcılardan Ümit Demirkıran kendisine tahsis edilen alana bir otomobilin park edildiğini gördü. Çevrede yapılan araştırmalara rağmen otomobilin sahibi bulunamadı. Zabıta memurlarının çabası da sonuç vermeyince pazarcılar, otomobili kendileri çekmeye çalıştı. Yan duran aracın jantlarına halat geçiren pazarcılar hep birlikte çekmeye başladı. Pazarcılar, uzun çabaları sonucunda aracın arka tarafını kaldırıma çekti.
'ARKADAŞA TEZGAH AÇACAK YER AÇTIK'
Pazarcılardan Metin Avcı, pazar yerinde unutulan otomobil nedeniyle arkadaşlarının tezgahını açamadığını söyleyerek, "İnsanların biraz duyarlı olması gerekiyor. Müdahale etmek zorunda kaldık. Normalde yan park edilmişti. Arkadaşlarla birlikte geri çektik. Arkadaşın sırtı ağrıyor. Mahvolduk" dedi.
Pazarcı Ümit Demirkıran ise, kendisine yardım eden arkadaşları ile birlikte otomobili çektiklerini anlatırken, "Araçta numara yoktu. Zabıta arkadaşlarla birlikte aradık numarasını bulamadık. Herkes arabayı kaldırmak için uğraştı. Mutlaka araç üzerinde numara bulundurun" diye konuştu.
Pazarcı Yusuf Danış ise, "Yine Pazar, yine unutulan bir araç. Araba bırakıyorlar, telefon bırakmıyorlar. Arkadaşımız mağdur oldu. Hep birlikte kaldırabileceğimiz kadar kaldırdık. Arkadaşa tezgah açacak yer açtık Mecburen arabayı yerinden oynatmak zorunda kalıyoruz" şeklinde konuştu.
Görüntü Dökümü:
-----------
(Cep telefonu)
-Otomobil pazarcılar tarafından çekilirken
(Aktüel)
-Pazar yerinde bırakılan otomobil ve diğer tezgahtar
Sırasıyla Metin Avcı, Ümit Demirkıran ve Yusuf Danış ile röportaj
-Pazardan görüntüler
-Yoldan geçen bir kadın ile röportaj
============================
8- SİLİVRİ'DE GAZ YÜKLÜ TANKER DEVRİLDİ: 2 YARALI
Uğur Samet AVCI / İSTANBUL, (DHA)- Silivri'de şoförün direksiyon hakimiyetini kaybettiği gaz yüklü tanker devrildi.
Değirmenköy D-100 karayolunda saat 08.30 sıralarında 41 R 3753 plakalı tankerle seyir halinde olan şoför direksiyon hakimiyetini kaybetti. Şoförün hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle tanker yoldan çıkarak toprak alana devrildi. İhbar üzerine olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Kazada tankerin şoförü ile yanında bulunan kişi yaralandı. Sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından yaralılar en yakın hastanelere kaldırıldı. Tankerin gaz kaçırması nedeniyle jandarma ve itfaiye bölgede geniş güvenlik önlemi aldı. Olay yerine gelen ekipler, gaz yüklü tankeri yoldan kaldırmak için çalışma yapıyor. Çalışmalar nedeniyle de trafik kontrollü olarak tek şeritten ilerliyor.
Görüntü Dökümü:
------------------
-Tankerin görüntüsü
-Olay yeri
-Genel ve detay görüntüler







