Geri Dön
İstanbulDHA İSTANBUL BÜLTENİ - 3

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 3

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 3

1- CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN ÇANAKKALE KARA SAVAŞLARI'NIN 110'UNCU YILDÖNÜMÜ MESAJI

İSTANBUL, (DHA)- CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Çanakkale Kara Savaşları'nın 110. yıl dönümü dolayısıyla mesaj yayımladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale Kara Savaşları'nın 110. yıl dönümü dolayısıyla mesaj yayımladı. Erdoğan'ın mesajında "Çanakkale'de mukaddesatlarını, vatanlarını, şereflerini savunan şehitlerimizi, gazilerimizi ve bütün kahramanlarımızı Çanakkale Kara Savaşları'nın 110. yıl dönümünde, rahmetle yâd ediyorum. Türk milletinin fedakârlığı, cesareti ve azmi 'Çanakkale Ruhu'nu bizlere emanet etmiştir. Miras bıraktıkları bu mukaddes emanete sahip çıkarak, ecdadımıza layık olacak, 'Çanakkale Ruhu'nu her şart altında canlı tutacak ve gelecek nesillere de bu ruhu aşılayacağız. En zor şartlarda bile seferberlik halinde kenetlenen milletimiz, vatanı ve bayrağı için canı pahasına hiçbir işgale geçit vermeyeceğini dün olduğu gibi bugün de ortaya koymaktadır. Yeni nesillere düşen görev, kanla, canla, azimle, cesaretle taşa, toprağa, denize Çanakkale'de kazınan istiklal ve istikbal mesajına sahip çıkmaktır. Türkiye Yüzyılı ile gayemiz, Çanakkale'de yedi düvele meydan okuyan, dönemin en modern ordularını dize getiren, tarihin akışını değiştiren ecdadımıza layık olabilmektir. Tüm zorluklara ve sıkıntılara rağmen, savaşın, terörün, şiddetin yerine barışı, huzuru ve insani değerleri ikame edene kadar bu mücadeleyi sürdürmekte kararlıyız. Başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere Çanakkale kahramanlarımızı bir kez daha saygıyla anıyor, tüm vatandaşlarımızı en kalbi duygularımla selamlıyorum." ifadeleri yer aldı.

=================

2- CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN ANAYASA MAHKEMESİ'NİN 63'ÜNCÜ KURULUŞ YILDÖNÜMÜ PROGRAMINA KATILDI

Tuğçe ODABAŞI-Harun ŞAHBAZOĞLU/İSTANBUL,(DHA) - CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi'nin 63'üncü kuruluş yıl dönümü dolayısıyla Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen programa katıldı. Programda konuşan Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, "Unutmayalım ki barış, ancak ahlak ve adaletin hüküm sürdüğü bir dünyada mümkündür. İnsanlığın ortak geleceği ve sürekli barış da ancak ahlaki değerlere ve adalete dönülmesiyle, yeryüzünde ahlak ve adaletin hakim kılınmasıyla mümkündür. Dolayısıyla insanlık, öteki olanla birlikte barış içinde yaşamayı istemek ve bunu sağlayacak dünya düzenini inşa etmek zorundadır. Zira insan çok kıymetlidir" dedi.

Anayasa Mahkemesi'nin 63'üncü kuruluş yıl dönümü, Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen programla kutlandı. Programa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya ve yargı camiasından çok sayıda davetli katıldı. Programda konuşan Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, "Hepimizin gözü önünde, dünyanın dört bir yanında, güç ve zenginlik kaynaklı üstten bakış, farklı dini inançlara olan düşmanlık, yabancı düşmanlığı, ırkçılık, ayrımcılık gibi sosyolojik virüslerden kaynaklı olarak yaşanan savaşlar, haksızlıklar, zulümler ve eşitsizlikler, vicdanları kanatan derin yaralar açıyor. Barış ve adaletin kıymeti, her geçen gün daha da fazla hissedilir hale geliyor. Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin 2024 yılı Uluslararası Demokrasi Günü mesajında da belirttiği üzere, günümüz itibarıyla temel hak ve özgürlükler dünya genelinde çok büyük bir risk altındadır. Özgürlükler aşınıyor, medeni alan daralıyor, kutuplaşma yoğunlaşıyor ve güvensizlik artıyor. Demokrasi, barış ve istikrar için geleceğe dönük kaygılar büyüyor" dedi.

'ULUSLARARASI TOPLUM GÖZÜNÜ VE VİCDANINI KAPATMAMALIDIR'

Sözlerini sürdüren Anayasa Mahkemesi Başkanı Özkaya, "Küresel ölçekte yaşanan derin eşitsizlikler, ağır ekonomik krizler, adil olmayan bölüşüm sistemleri ve uluslararası hukuk ihlalleri, göç krizinden çevre felaketlerine kadar birçok sorunun yapısal nedenleri olarak karşımıza çıkıyor. Ne yazık ki uluslararası toplumun da bu sorunlara çoğu zaman geçici çözümlerle yaklaştığı, hatta çoğu zaman gözünü ve vicdanını kapattığı gözlemleniyor. Oysa Gazze başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında sergilenen zulme, insan hak ve özgürlüklerine ilişkin ihlallere, çocuklar ve kadınlar başta olmak üzere mağdur ve mazlum insanlara karşı yapılan insanlık dışı muamelelere gözler ve vicdanlar kapatılmamalıdır. Yapılan zulümlere ırk, din, dil, renk vb. hiçbir ayrım yapılmadan bir an önce cesaretle ve adaletle müdahale edilmelidir. Bu, insan olmanın zorunlu bir sonucu, yaşamsal bir vicdani borcudur. Bu nedenle tüm toplumlar koşulları zorlayarak da olsa, iş birliğini güçlendirmek, güveni tesis etmek, mevcut ve gelecek nesilleri güvence altına almak için daha kapsayıcı ve adil bir dünya inşa etmeye çaba sarf etmek zorundadır. Duyulması ve karşılık verilmesi umuduyla tüm dünyaya sesleniyorum. İnsanlık olarak geleceğimizi kendi ellerimizle çıkmaza düşürmeyelim. Unutmayalım ki barış, ancak ahlak ve adaletin hüküm sürdüğü bir dünyada mümkündür. İnsanlığın ortak geleceği ve sürekli barış da ancak ahlaki değerlere ve adalete dönülmesiyle, yeryüzünde ahlak ve adaletin hakim kılınmasıyla mümkündür. Dolayısıyla insanlık, öteki olanla birlikte barış içinde yaşamayı istemek ve bunu sağlayacak dünya düzenini inşa etmek zorundadır. Zira insan çok kıymetlidir" dedi.

'MAHKEMEMİZ, ULUSLARARASI HUKUK CAMİASINDA AKTİF ROL ALMAKTADIR'

Uluslararası alandaki faaliyetlere değinen Özkaya, "Anayasa Mahkememiz, iç hukuk sistemimizdeki çalışmalarının yanı sıra bu çalışmalarla bağlantılı olarak uluslararası alanda da etkin faaliyetler yürütmektedir. Mahkememiz Avrupa Anayasa Mahkemeleri Konferansı, Asya Anayasa Mahkemeleri ve Muadili Kurumlar Birliği, Balkan Ülkeleri Anayasa Mahkemeleri Forumu ve Afrika Anayasa Yargısı Konferansı gibi pek çok uluslararası platformdaki aktif üyelik ve gözlemcilik çerçevesinde uluslararası hukuk camiasında üstlendiği roller kapsamında çok sayıda etkinliğin yöneticisi ve paydaşı olarak çalışmalarını sürdürmektedir. Her yıl mahkememizin kuruluş gününde geleneksel olarak düzenlediğimiz etkinlikler kapsamında, bu yıl da 37 ülke ile 7 uluslararası kurum ve kuruluştan 102 temsilcinin katıldığı bilimsel etkinliğin temasını '21. Yüzyılda Anayasa Yargısının Geleceği' olarak belirledik. Bu başlık bizlere, teknolojik gelişmeler, küreselleşme, bireysel haklar ve demokratik değerler ışığında anayasa yargısının nasıl şekilleneceğine dair çok yönlü bir tartışma alanı sunuyor" dedi.

'YAPAY ZEKA, ANAYASA YARGISININ DÖNÜŞÜMÜNÜ ETKİLEYECEKTİR'

Dijital dönüşüm ve yapay zeka çalışmalarından da bahseden Özkaya, "Çağımızın en büyük dönüşümlerinden biri yapay zeka ve büyük veri analizlerinin yargı süreçlerine entegrasyonu olacaktır. Dijital dönüşüm ve yapay zeka teknolojilerinin hızla gelişmesi, hukuk sistemlerini, yargı süreçlerini ve bireysel hakların korunmasını doğrudan etkilemektedir. Dolayısıyla anayasa mahkemeleri de yapay zeka destekli hukuk sistemleri kullanarak karar süreçlerini hızlandırabilir, önceki içtihatlarını daha iyi analiz edebilir ve hak ihlallerini öngören mekanizmalar geliştirebilirler. Mahkememizce de yapay zekanın hukuk uygulamalarında kullanımı konusunda ciddi çalışmalar yürütülmekte olup, önümüzdeki süreçte anayasal denetimin dijitalleşmesi, yapay zekâ destekli hukuk analiz sistemleri ve büyük veri analitiği ile hak ihlallerinin önlenmesi gibi alanlarda ilerlemeyi hedeflemekteyiz" dedi.

'HUKUK VE TEKNOLOJİ ARASINDA ADİL BİR DENGE KURMAK ZORUNDAYIZ'

Özkaya, "Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi olarak, teknolojik dönüşümü hukukun temel ilkeleriyle uyumlu hale getirme kararlılığındayız. Zira yargı bağımsızlığını, insan haklarını ve demokratik değerleri koruyarak, hukuk ve teknolojinin kesişiminde adil bir denge kurma misyonumuzun bulunduğunun farkındayız. Yapay zeka, bir yandan büyük fırsatlar sunarken aynı zamanda temel hak ve özgürlükler, adil yargılanma hakkı ve veri güvenliği gibi konularda ciddi hukuki tartışmaları da beraberinde getiren bir teknoloji olacaktır. Kanaatimce bu bağlamda karşılaşacağımız en önemli sorulardan birisi, yapay zeka tabanlı sistemlerin anayasal hakları nasıl etkileyeceğidir. Süreç içerisinde özgürlük-güvenlik dengesi, kişisel verilerin korunması ve yargısal süreçlerde algoritmik önyargılar gibi konular, anayasa yargısının temel meseleleri haline gelecektir. Anayasa yargısının geleceği, hukukun temel ilkelerinin değişen dünyaya nasıl uyarlanacağı sorusuyla şekillenecektir. Bununla birlikte anayasa mahkemeleri, teknolojik gelişmeleri ve küresel anayasal eğilimleri takip ederken, bireysel hakları ve demokratik değerleri koruma görevini de sürdürmek zorundadırlar. Bu bağlamda 1962'den bu yana mahkememizde büyük bir özveriyle çalışmış, anayasal denetimin kurumsallaşmasına önemli katkılar sunmuş, yargının bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü ve bireysel hakların korunması adına emek vermiş tüm başkan, başkanvekili ve üyelerimize, raportörlerimize ve idari personelimize şükranlarımı sunuyorum" dedi. (DHA)

Görüntü Dökümü

----

- Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması

- Genel ve detay görüntüler

=============

3- İBB'YE YÖNELİK YOLSUZLUK SORUŞTURMASINDA İMAMOĞLU'NUN TOPLANTIYA GELDİĞİ GÖRÜNTÜLER DOSYAYA GİRDİ

İSTANBUL (DHA) İBB'ye yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında, Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul'daki bir otelde şüpheliler Yılmaz, Yıldız, Soytekin, Keleş ve Köksal ile görüşmesinden önce korumalarının görüşme yapılan alanı gören kameraları bantla kapattığı görüntüler dosyaya girdi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca tutuklanmasının ardından İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan İmamoğlu'nun da aralarında bulunduğu şüpheliler hakkında 'suç örgütü yöneticisi olmak', 'suç örgütüne üye olmak', 'irtikap', 'rüşvet', 'nitelikli dolandırıcılık', 'kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek' ve 'ihaleye fesat karıştırmak' suçlarından yürütülen yolsuzluk soruşturması sürüyor. Soruşturma dosyasına giren yeni görüntülerde, İstanbul'daki bir otelde 12 Ekim 2024'te saat 08.48'de elinde bavulla bir kişinin geldiği, İmamoğlu'nun şüpheliler Tuncay Yılmaz, Ertan Yıldız, Adem Soytekin, Fatih Keleş ve Hüseyin Köksal ile görüşmesinden 50 dakika önce korumalarının geldiği görülüyor. Görüşmenin yapılacağı salonu gören kameraların korumalar tarafından 09.14'te bantla kapatıldığı, İmamoğlu'nun ise 10.04'te geldiği görülüyor.

Görüntü Dökümü

----

(Güvenlik kamerası)

- İmamoğlu'nun araçla gelmesi

- Genel ve detay görüntüler

==========

4- KÜÇÜKÇEKMECE'DE DEPREM NEDENİYLE BOŞALTILAN BİNALAR HAVADAN GÖRÜNTÜLENDİ

Vehbi DEMİR - Özcan KILIÇ / İSTANBUL, (DHA) - SİLİVRİ'açıklarında meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ekiplerince Küçükçekmece'de hasar tespiti yapılan binalar boşaltıldı. Ekiplerin boşaltılmasına karar verdiği 5 bina havadan görüntülendi.

Silivri açıklarında 23 Nisan'da saat 12.49'da meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından hasar tespit çalışmalarına başlayan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ekipleri, İstanbul genelinde ihbarları değerlendiriyor. Küçükçekmece'nin Cennet, Yenimahalle, Fatih ve Yeşilova Mahalleleri'nden yapılan ihbarlar üzerine içerisinde sensör ve kameralar bulunan denetim aracıyla binalarda inceleme yapan ekipler, hasar tespit edilen 5 binanın detaylı incelemelerin ardından boşaltılmasına karar verdi. Tedbir amacıyla boşaltılan 5 bina havadan görüntülendi. (DHA)

Görüntü Dökümü:

-------------------

(Drone)

- Binalardan görüntüler

=====================

5- FLORENCE NİGHTİNGALE HEMŞİRELİK FAKÜLTESİ DEPREM RİSKİ NEDENİYLE TAŞINACAK

Hasan YILDIRIM/İSTANBUL,(DHA) - İSTANBUL Üniversitesi Cerrahpaşa Rektörü Prof. Dr. Nuri Aydın, Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi'nin taşınma işlemlerinin, deprem nedeniyle öne çekildiğini duyurdu. Yazın yapılması planlanan taşınma nedeniyle fakültenin faaliyetlerine 20 gün ara verildiğini duyuruan Rektör Aydın, "Yaklaşık 2 ay önce üniversitemiz yönetim kurulunca, fakültenin yaz aylarında planlı bir şekilde taşınmasına karar verildi. Ancak 2 gün önce İstanbul'da yaşadığımız deprem, fakültenin taşınma kararının öne çekilmesi gerekliliğini doğurmuştur" dedi

İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Senatosu'nun bugün aldığı karar ile Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi'nin faaliyetleri, 23 Nisan'da Silivri açıklarında meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem nedeniyle 20 gün süreyle durduruldu. Fakültenin Avcılar Yerleşkesi içerisindeki bir binaya taşındıktan sonra, 20 Mayıs tarihinde eğitim-öğretim faaliyetlerine tekrar başlayacağı duyuruldu. Alınan kararı açıklayan İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Rektörü Prof. Dr. Nuri Aydın, "Öncelikle 23 Nisan 2025 tarihinde İstanbul'da meydana gelen deprem nedeniyle öğrencilerimize, çalışanlarımıza ve tüm İstanbul halkına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Bilindiği üzere üniversitemizin İstanbul'un 7 ayrı ilçesinde çeşitli fakülteleri ve birimleri bulunmaktadır. Bunlardan biri olan İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi, Türkiye'nin ilk hemşirelik Fakültesi olup, kuruluşundan bugüne Şişli'de, şu an bulunduğumuz yerde hizmet sunmaktadır. Hemşirelik alanında ülkemizin öncü kuruluşu olan bu fakülte, Türkçe ve İngilizce dillerinde lisans ve lisansüstü düzeyde ulusal ve uluslararası bin 537 öğrenciye eğitim vermektedir. Şu anda sağlık sistemimiz içerisinde öncü ve önemli roller üstlenen çok sayıda mezunumuz bulunmaktadır" dedi.

FAKÜLTE, DEPREM RİSKİ NEDENİYLE TAŞINIYOR

Fakültenin taşınması gerektiğini belirten Prof. Dr. Nuri Aydın, "Bugün sizlerle, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesiyle ilgili önemli bir gelişmeyi paylaşmak istiyorum. Deprem riski nedeniyle üniversitemizin tüm birimlerinde, binaların yapısal emniyeti ile ilgili çalışmalar sürdürülmektedir. Bu çalışmalar, şu an önünde bulunduğumuz İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi binaları için de yapıldı. Bundan yaklaşık 2 ay önce üniversitemiz yönetim kurulunca, fakültenin yaz aylarında planlı bir şekilde taşınmasına karar verildi. Ancak 2 gün önce İstanbul'da yaşadığımız deprem, fakültenin taşınma kararının öne çekilmesi gerekliliğini doğurmuştur. Bu kapsamda üniversitemiz senatosunun bugün aldığı karar ile fakültenin faaliyetleri 20 gün süreyle durdurulmuştur. Bu süre zarfında İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi, Avcılar Yerleşkemizdeki bir binaya taşınacaktır. Fakültemiz, taşınmasına müteakip eğitim ve öğretim faaliyetlerine 20 Mayıs tarihinde yeni yerinde başlayacaktır. Bu karardan 4'üncü sınıf Klinik Uygulama dersi alan öğrencilerimiz etkilenmeyecektir" dedi.

'HEDEFİMİZ, FLORENCE NİGHTİNGALE HEMŞİRELİK FAKÜLTESİNİN KURULDUĞU BU TARİHİ ALANA YENİDEN GERİ DÖNMESİDİR'

Fakültenin eski yerine geri dönmesini hedeflediklerini söyleyen Prof. Dr. Nuri Aydın, "Bugüne kadar bizlere hizmet vermiş olan, arkamda gördüğünüz yorgun binanın güçlendirme ve yeniden inşası ile ilgili görüşmeler, mülk sahibi olan Florence Nightingale Hemşire Mektepleri ve Hastahaneleri Vakfı ile yapılmaktadır. Vakfa bugüne kadar yaptıkları ve bundan sonra yapacakları destek nedeniyle fakültemiz adına teşekkür ediyorum. Hedefimiz, gelecekte İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi'nin kurulduğu bu tarihi alana yeniden geri dönmesidir. Bu süreçte gösterecekleri sabır nedeniyle öğrencilerimiz, akademik kadromuz ve çalışanlarımıza şimdiden teşekkür ediyorum" dedi.

Görüntü dökümü:

----------------

- İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Rektörü Prof. Dr. Nuri Aydın'ın açıklaması

- Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi'nden görüntü

- Genel ve detay görüntüler

================

5- BOMONTİ-DOLMABAHÇE TÜNELİ'NDE 2 ARACA ÇARPARAK TAKLA ATAN MOTOSİKLETİN SÜRÜCÜSÜ ÖLDÜ

Hasan YILDIRIM-Hiba KARGI-Doğan Can CESUR/İSTANBUL,(DHA) - BOMONTİ-Dolmabahçe Tüneli'nde sürücüsünün gidon hakimiyetini kaybettiği motosiklet, 2 araca çarptıktan sonra takla attı. Ağır yaralanan motosiklet sürücüsü Samet Sözkesen(21), kaldırıldığı hastanede doktorların tüm müdahalelerine rağmen hayatını kaybetti.

Kaza saat 14.00 sıralarında Bomonti-Dolmabahçe Tüneli içerisinde, Beşiktaş istikametinde meydana geldi. Tünelde süratli bir şekilde 2 aracın arasından geçmeye çalıştığı iddia edilen motosiklet, sürücüsünün gidon hakimiyetini kaybetmesi sonucu 34 KK 1312 ve 34 DGC 235 plakalı araçlara çarptıktan sonra takla attı. Kaza nedeniyle motosiklet sürücüsü yola savruldu.

MOTOSİKLET SÜRÜCÜSÜ HAYATINI KAYBETTİ

Kazayı görenlerin ihbarı üzerine bölgeye polis ve acil sağlık ekipleri geldi. Sağlık ekibinin ilk müdahalesinde ağır yaralandığı belirlenen motosiklet sürücüsü Samet Sözkesen, olay yerindeki ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye kaldırıldı. Sözkesen, doktorların tüm müdahalelerine rağmen kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Kaza nedeniyle tünel içerisinde trafik yoğunluğu oluştu. Kazaya karışan araçların yoldan kaldırılmasının ardından araç geçişleri normale döndü. (DHA)

Görüntü Dökümü:

----------------

(Cep telefonu)

- Olay yerinden görüntü

- Sağlık ekiplerinin yaralıya müdahalesi

- Trafikten görüntü

- Kazaya karışan araçlar

==========

6- TUTUKLU SANIK FIRAT SARI: YOĞUN BAKIM ÖNÜNDEN GEÇEN HERKES BANA DAVA AÇIYOR - 5 / Ek bilgilerle geniş haber

Ceyda BIYIKLIOĞLU / İSTANBUL, (DHA) - Kamuoyunda 'Yenidoğan Çetesi' davası olarak bilinen ve bebek hastaları önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları öne sürülen 29'u tutuklu 58 sanığın yargılandığı davanın 4'üncü duruşmasında tanıkların dinlenmesine devam ediliyor. Bakırköy Adalet Sarayı'ndaki 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden davada duruşma sanıkların kimlik tespitiyle saat 10.30 sıralarında başladı. Mahkeme heyeti, sanık avukatlarını dinlemek üzere duruşmayı 28 Nisan Pazartesi günü saat 10.00'a erteledi.

'EV HAPSİNE BİLE RAZIYIM'

Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Senanur Ünlü, "Yeni doğum yaptım. 5 aydır tutukluyum. Bana örgüt üyesi diyorlar ama ben örgütün ne olduğunu burada öğrendim. Para aklıyorlar denildi ama benim evim bile kira. 1.5 yaşında çocuğum var. Ben nasıl böyle birşey yaparım. Benim sütüm bile kesilmedi. Ben başka bir anneye bu acıyı nasıl çektiririm. Beraatimi istiyorum. Ev hapsine bile razıyım yeter ki çocuğum yanımda olsun" dedi.

TUTUKLULUKLARININ DEVAMI TALEP EDİLDİ

Duruşmada Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili ve Sosyal Güvenlik Kurumu vekilleri tanıkların kurum aleyhine olan beyanları mahkeme tarafından kabul edilmedi. Savcı tutuklu sanıkların tutukluğunun devamını talep etti.

'YAŞASIN DİYE İLAÇ VERDİM'

Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya saat 12.35'te 45 dakika ara verildi. Duruşma saat 14.00'te yeniden başladı.

Hakan Doğukan Taşçı ise "11 hastaneden sorumlu olduğum söyleniyor ancak bu 11 hastaneyle tek bir irtibatım dahi yok. Ben bu koordinasyonu nasıl sağladım o zaman. Birinci hastanesinde sorumlu doktordum ama orada da, başka birisinin adı geçiyor sorumlu doktor olarak. Opara bebekle ilgili de şunu belirteyim. Savcılıkta bana, 'Bebeğin öldüğünü nasıl anlamazsın' diye sordular başka hiçbirşey sormadılar ama bilirkişi raporu yanlış yazılmış. Opara bebek için yaşasın diye ilaç verdim vermeseydim bu sefer de vermediğim için tutuklanacaktım."dedi. Tanık Yaren Sena ise, Opara babek ile ilgili "Bebek sağdır dedi ama kabul etmiyorum. Mesele hastanın öldüğünü fark etmemeleri. Saatler geçmişti. Ona 'Sen nasıl fark etmedin öldüğünü' dedim bana 'E ben sana dedim'.dedi. Ben bebeğe kalp masajı yaptığını ilk defa dün o burada dediği zaman öğrendim. Bana deseydi zaten ben kalbinin durduğunu anlar 'Kalp masajı yap' derdim.1 yıldır tutukluyum ne biliyorsam anlattım. Suçum var mı evet ben bunu kabul ettim. Çöpe gidecek ilaçları sattım bunun için pişmanım; ama bunun dışında başka hiçbir suçum yok. Fırat Sarı ile hiçbir bağım yok. " dedi.

'100 BİN HASTANEDEN 25 BİN FIRAT SARI'DAN ALIYORDUM'

Tutuklu sanık Hüseyin Günerhan ise, "Ben olaydan aylar önce hastaneden ayrılmıştım. Kaya bebek öldüğünde ben hastanede çalışmıyordum. İnsanlar bizden nefret ediyor. Cezaevinde bizi öldürmeye çalışıyorlardı. En beter katil biz olduk. Siz de hakkınızı helal edin belki bir daha görüşemeyiz. Daha fazla kendime eziyet etmek istemiyorum ben çok yoruldum. Adalet bekliyorum" dedi.

Tutuklu sanık Mehmet Gürül savunmasında "Ben Fırat Sarı'dan maaş alıyorum diye tutuklandım. Benim suçum yok ki 100 bin hastaneden 25 bin Fırat Sarı'dan alıyordum. Bunu da hastane yönetimi karar verdi. Benim bir suçum yok. Bana örgüt üyesi diyorlar ama bunu kabul etmiyorum. Hastane yönetimi beni Fırat Sarı'ya şikayet etti" dedi.

Tutuklu sanık Murat Mantuş ise savunmasında "Öncelikle devlet terbiyesiyle büyüdüm. Benimle ilgili tebligat gelir gelmez hemen yurtdışından ülkeye geldim. Kaçma şüphem yoktur. Ayrıca ek olarak, burada her ne kadar dolandırıcılık suçundan tutuklanmış olsam da örgüt üyesi ve kazara ölüme sebep olmak suçundan da soruşturma altındayım. Benim ömrüm örgütlerle mücadele etmekle geçti. Hiçbir örgüte üye olmadım hiçbir menfaat sağlamadım" dedi.

'KAYA BEBEĞİN ÖLÜMÜNÜ ÜZERİME YIKMAK İSTİYORLAR'

Tutuklu sanık Rıza Keykubat savunmasında, "Tanık hemşireler yalan beyanda bulundu. Kaya bebeğin ölümünü benim üzerime yıkmak istiyorlar. Mahkeme heyetini yanıltmaya çalışıyorlar. Tüm orderların Şeyhmus Çelik üzerine olduğu iddianamede yer alıyor. Ancak tanıklar benim adımı verdi. Yalan beyanlarla 9 aydır tutukluyum. Beraatimi talep ediyorum" dedi.

SANIK YAKINLARI ARASINDA TARTIŞMA

Tutuklu sanıkTuğçe Toptemel ise, "Hakan Doğukan Taşçı'nın beyanlarını kabul etmiyorum. Opara bebeğin yaşadıkları tapelerde kayıtlı zaten. İhmal olarak hemşirelerden sadece ben tutukluyum ama neyin ihmali bu bilmiyorum" dedi. Toptemel'in sözleri sonrası Doğukan Taşçı'nın yakını olduğu öne sürülen bir izleyici 'Sen bilirsin' dedi. Bunun üzerine Toptemel'in annesiyle Taşçı'nın yakını arasında sözlü tartışma yaşandı. Tartışmanın ardından sanık yakınları duruşma salonundan çıkarıldı.

'YOĞUN BAKIM ÖNÜNDEN GEÇEN HERKES BANA DAVA AÇIYOR'

Duruşmada örgüt lideri olduğu iddiasıyla yargılanan tutuklu sanık Fırat Sarı Cumhuriyet Savcısının talebine ilişkin savunma yaptı. Sarı savunmasında, "Dosyanın üzerinde başından beri algılar var. Zengin bize ve arkadaşlarımıza 'Asalak, böcek' dedi, bizi aşağıladı. Buradaki arkadaşlar başarılı sağlık çalışanlarıdır. Biz bebek katili diye anılıyoruz. Biz hastalara şifa uğruna çalıştık. Ben gece yarıları çalıştım. Sağlık Bakanlığının raporu özensiz hazırlanmıştır. Medyanın algısını sizler de görüyorsunuz. Ben yaklaşık 15-20 bine yakın yoğun bakım hastası baktım. Şimdi yoğun bakım önünden geçen herkes bana dava açıyor. Mustafa Kemal Zengin'i tanımıyorum. Böyle kriminal kişilerle ilişkim olmadı. Böyle bir dosyada savcıyı neden ziyaret etti onu da anlamadım. Bu konu araştırılsın. Ben savcıya Mustafa Kemal Zengin'den önce gittim. Savcı korkacak biri değildi. Savcı bana, 'Hastane sahiplerinin suçu var. Bana hastane sahibi verecek misin. Seni ölümlerden sorumlu tutmuyorum.' dedi. Dosyayı kapatmak isteyen böyle davranmaz. Mustafa Kemal Zengin'in girişiminin savcıya karşı olduğunu düşünüyorum. Bu bizim kriminalize olmamıza neden oldu ve Mustafa Kemal ile Fırat Sarı çete dediler. Savcının attığı iddia edilen gece yarısı mesajının da açıklanmasını istiyorum. " dedi.

'OPARA BEBEĞİN SGK'SI YOKTU'

Opara bebeğin ölümüyle ilgili de konuşan Sarı, "Opara bebeğin ölümüyle ilgili 6 aylık bebeğin yenidoğan yoğun bakımına yatırılmasının suç olduğu söylendi böyle birşey yok. SGK 28 günden büyük bebeklerin erişkin yoğun bakımına yatırılmasını belirtir; bu ödemelerle ilgilidir. Fakat bu bebeğin SGK'sı zaten yok. Yatışının hiçbir sıkıntısı yoktu. Ben o hastayı da görmedim bana sadece telefonda böyle bir hastanın yattığı söylendi. Medya gereksiz algı yapıyor." dedi.

DURUŞMA ERTELENDİ

Mahkeme heyeti, sanık avukatlarını dinlemek üzere duruşmayı 28 Nisan Pazartesi günü saat 10.00'a erteledi.(DHA)

Görüntü Dökümü

----

ARŞİV

==========

7- İSTANBUL'DAKİ İZİNSİZ GÖSTERİLER: 33 KİŞİ HAKİM KARŞISINA ÇIKTI; DURUŞMA 17 EKİM'E ERTELENDİ

Ayşe GÜREL/İSTANBUL (DHA) - İSTANBUL'da Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasıyla başlayan ve tutuklanmasının ardından devam eden, izinsiz gösterilere katıldıkları gerekçesiyle haklarında 3'er yıla kadar hapis istemiyle dava açılan 33 kişi hakim karşısına çıktı. Duruşma 17 Ekim 2025 tarihine ertelendi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne(İBB) yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından başlayan izinsiz gösteri yürüyüşlerine katılan ve haklarında 'Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet' suçundan 6'şar aydan 3'er yıla kadar hapis istenen 33 sanık hakim karşısına çıktı. İstanbul 50. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, salon kapasitesinin yetersiz olması nedeniyle İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin salonunda devam edildi.

17 EKİM'E ERTELENDİ

Mahkeme, haklarında ev hapsi kararı bulunan 6 sanıktan 3'ü hakkında adli kontrol kararının kaldırılmasına hükmetti. Mahkeme diğer 3 sanığın ise savunmalarının henüz alınmamış olması nedeniyle adli kontrol tedbirinin devamına karar verdi. Duruşma, 17 Ekim 2025 tarihine ertelendi.(DHA)

================

8- İZİNSİZ GÖSTERİLERE KATILDIĞI İDDİA EDİLEN 36 KİŞİNİN DURUŞMASI 15 EYLÜL'E ERTELENDİ

Ayşe GÜREL/İSTANBUL (DHA) - İSTANBUL Cumhuriyet Başsavcılığı'nın İBB'ye yönelik yürüttüğü soruşturmalar kapsamında Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından başlayan izinsiz gösteri yürüyüşlerine katıldıkları gerekçesiyle haklarında 3'er yıla kadar hapis istemiyle dava açılan 30 kişinin yargılanmasına başlandı. Duruşma 15 Eylül'e ertelendi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik olarak yürütülen soruşturmalar kapsamında, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından başlayan izinsiz gösteri yürüyüşlerine katıldıkları iddiasıyla haklarında 'Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet' suçundan 6'şar aydan 3'er yıla kadar hapis istenen 30 sanık, İstanbul 74. Asliye Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı. Duruşma, salon kapasitesinin yetersiz olması nedeniyle İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nin salonunda görüldü.

DURUŞMA 15 EYLÜL'E ERTELENDİ

Mahkeme, ilgili emniyet müdürlüklerine müzekkere yazılmasına ve sanıkların suça konu eylemlere nerede ve ne şekilde katıldıklarının sorulmasına, ayrıca eksik hususların giderilmesine hükmederek duruşmanın 15 Eylül tarihine ertelenmesine karar verdi. (DHA)

==================

9- İZİNSİZ GÖSTERİLERE KATILDIĞI İDDİA EDİLEN 30 KİŞİNİN DURUŞMASI 10 EKİM'E ERTELENDİ

Ayşe GÜREL/İSTANBUL (DHA) - İSTANBUL Cumhuriyet Başsavcılığı'nın İBB'ye yönelik yürüttüğü soruşturmalar kapsamında Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından başlayan izinsiz gösteri yürüyüşlerine katıldıkları gerekçesiyle haklarında 3'er yıla kadar hapis istemiyle dava açılan 30 kişinin yargılanmasına başlandı. Duruşma 10 Ekim'e ertelendi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne(İBB) yönelik olarak yürütülen soruşturmalar kapsamında, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından başlayan izinsiz gösteri yürüyüşlerine katıldıkları iddiasıyla haklarında 'Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet' suçundan 6'şar aydan 3'er yıla kadar hapis istenen 30 sanık, İstanbul 14. asliye Asliye Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı. Duruşma, salon kapasitesinin yetersiz olması nedeniyle İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'nin salonunda görüldü.

DURUŞMA 10 EKİM'E ERTELENDİ

Mahkeme, 14 kişi hakkındaki adli kontrol hükümlerinin devamına, 2 sanık hakkında adli kontrol uygulanmasına ve 2 sanık hakkında zorla getirilme kararı için müzekkere yazılmasına hükmetti. Sanıklardan dosyadaki fotoğrafların kendilerine ait olmadığını iddia eden 4 kişinin fotoğrafının temin edilerek bilirkişiye gönderilmesini istedi. Duruşma, eksik hususların giderilmesi amacıyla 10 Ekim tarihine ertelendi.(DHA)

========

10- BAHÇELİEVLER'DE 'YARISI BİZDEN' KAMPANYASIYLA YENİDEN YAPILAN BİNA HAK SAHİPLERİNE TESLİM EDİLDİ

Özgür EREN / İSTANBUL, (DHA)- ÇEVRE, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Kentsel Dönüşüm Başkanlığı Bahçelievler'de 'Yarısı Bizden' kampanyası kapsamında dönüştürülen binadaki daireleri hak sahiplerine teslim etti. Kentsel Dönüşüm Başkanı Hakkı Alp İstanbul'da riskli yapıların binaların 'Yarısı Bizden' kampanyası kapsamında dönüştürülmesi gerektiğini söyledi.

Bahçelievler'de depreme dayanıklı olmayan bir bina Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı başlattığı 'Yarısı Bizden' kampanyası kapsamında yıkılıp yeniden yapıldı.Binadaki dairelerin hak sahiplerine teslimi törenle yapıldı.

'923 BİN BAĞIMSIZ BİRİMİN DÖNÜŞÜMÜ TAMAMLANDI'

Teslim töreni sırasında açıklama yapan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Kentsel Dönüşüm Başkanı Hakkı Alp " 2012 den bugüne kadar Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla 6306 sayılı kanun kapsamında İstanbulumuzda 923 bin bağımsız birimin dönüşümü tamamlandı. Kentsel Dönüşüm Başkanlığı olarak Çevre ve Şehircilik Bakanımız Sayın Murat Kurumun vizyon ve talimatlarıyla İstanbulumuzun 39 ilçesinde 365 ayrı noktada dönüşüm faaliyetlerimiz devam etmektedir. Bu alanlarda 113 bin bağımsız birimi projelendirme süreci 42 bin bağımsız birimin inşaatı devam etmektedir. 39 ilçedeki 365 proje alanında 157 bin bağımsız birimin yapım ve projelendirme çalışmaları devam etmektedir. Aynı kanun kapmasında riskli yapı tespitleri yapılmış ve inşası süren yaklaşık 51 bin toplamda 208 bin konut ve iş yerinin inşası projelendirme süreci İstanbulumuzda devam etmektedir" dedi.

'1.5 MİLYON LİRA DESTEKLİ YARISI HİBE YARISI KREDİ'

Başkan Alp, "Bakanlığımızın Sayın Murat Kurum Bakanımızın açıkladığı 'Yarısı Bizden' kampanyası kapsamında arkamızda gördüğümüz Bahçelievler'de Kartaltepe Mahallesi Hüseyin Paşa caddesindeyiz. 'Yarısı Bizden' projemiz bakanlığımızın ve Kentsel Dönüşüm Başkanlığımızın 1,5 milyon lira destekli yarısı hibe yarısı kredi olacak şekilde verdiği destekle tamamlanmış bir binanın önündeyiz. Burası afete dayanıklıı hale gelip riskli binanın kısa sürede dönüşümü içinde, bakanlığımızın mali desteğiyle dönüşümünü tamamladığı bir binadır. 8 konut 6 dükkandan oluşuyor. Hem oturan vatandaşlarımıza hem yüklenici firmamıza hayırlı uğurlu olmasını, ağız tadıyla oturmalarını diliyorum. 'Yarısı Bizden' kampanyası 1,5 milyon mali desteğin sağlandığı İstanbulumuzun 39 ilçesinde riskli yapıların dönüşmesiyle ilgili açıklanan çok önemli bir kampanyadır.

'40 BİNE YAKIN KİŞİ KONUTUNU VE İŞ YERİNİ DÖNÜŞTÜRMEYİ SÜRDÜRÜYOR'

Alp, "Gördük ki 6 Şubat depremlerinde, 2 gün önce İstanbul'da yaşanan depremde ülkemizdeki deprem gerçeğini, kentsel dönüşüm sürecini, kentsel dönüşümün zorunluluğunu ortaya bir defa daha koymuştur. Bütün vatandaşlarımızı 'Yarısı Bizden' kampanyasıyla binalarını bir an evvel dönüştürmeleriyle ilgili ilçe belediyelerinden, Kentsel Dönüşüm Başkanlığımızdan hibe ve kredi kullanımıyla ilgili bilgi alabilirler. Bununla birlikte ilçe belediyelerinden riskli yapı tespiti ve yıkımıyla ilgili bilgileri alabilirler. Şu an 'Yarısı Bizden' kampanyasında mali destekle dönüşüm yapan 21 bin bağımsız bölüm var. 40 bine yakın vatandaşımız da konutunu ve iş yerini dönüştürmekle ilgili projesini sürdürüyor. Toplamda 61 bin gibi bir rakam var. 21 bin bağımsız birim ve inşaası arkamda gördüğünüz gibi tamamlanan, tamamlanmak üzere olan ve devam eden bina var.Burada vatandaşlarımızdan 'Yarısı bizden' kampanyasına yoğun bir talep var. Tüm ilçelerimizde binaları riskli olan vatandaşlarımızı da aynı şekilde dönüşürmek üzere hem Kentsel Dönüşüm Başkanlığımıza hem ilçe belediyelerimize sürecin nasıl işletildiğiyle ilgili bilgi alıp dönüşüme başlamalarını arzu ediyoruz" dedi.

Görüntü Dökümü

-----------

-Binadan görüntü

-Kentsel Dönüşüm Başkanı Hakkı Alp'in açıklaması

-Genel ve detay görüntüler

İlginizi Çekebilecek Diğer Haberler

Sıradaki Haber