Geri Dön
Kültür&Sanat “Ramazanda en geç saat 23.00’da uyuyun”

“Ramazanda en geç saat 23.00’da uyuyun”

Uzman Psikolog Müge Olgun, ramazan ayında, biyolojik saat dalgalanmaları olabileceğini belirterek, “Stres yönetimimizi etkileyebilecek bu durumla saat 22.00-23.00 arasında yatağa girerek ve sahurdan sonra uyuyarak başa çıkabiliriz” dedi.

“Ramazanda en geç saat 23.00’da uyuyun”

Ramazan ayında, biyolojik saat dalgalanmasından ve uyku düzensizliklerinden korunmak için belirli ipuçlarına dikkat ederek rahatlıkla oruç tutabileceğini söyleyen VM Medical Park Pendik Hastanesi’nden Uzman Psikolog Müge Olgun, “İlk olarak, uykuya geçiş ve uyanış saatlerimizi yeniden düzenlemeliyiz. Bir yetişkin ortalama günde 6-8 saat gece uykusu uyumalıdır. Gece, karanlık ortamda salgılanan melatonin hormonu uyku düzenimizi sağlamaktadır. Gözlerimiz ışık kaynağı ile karşılaşınca da bu hormon düşüşe geçmektedir. Tüm gün yorulan bedenimizin iyi bir şekilde dinlenebilmesi için de bu hormona ihtiyacımız vardır. Bu sebeple gece uykusu ihmal edilmemelidir. Başka bir deyişle, sahura kadar ya da sahurdan sonra uyanık kalmak hatalı bir uygulamadır” diye konuştu.

“BÜTÜN GÜN UYUMAK DOĞRU DEĞİL”

Uzman Psikolog Müge Olgun şu tavsiyelerde bulundu:

“Normal zamanda bir kişinin gece 23.00-01.00 aralığında uyuması ve sabah 06.00-08.00 aralığında uyanması önerilmektedir. Ramazan ayında sahura uyanıldığı için uyku saatini biraz erkene çekerek 22.00-23.00 aralığında yatağa gitmek daha doğru olacaktır. Sahur yapıldıktan sonra ise 20 dakika kadar oturarak dinlenmenin ardından yeniden yatışa geçmek ve uykuyu tamamlamak önerilmektedir. Sabah ise her zamanki rutin saatte ya da en geç 08.00 civarında uyanmak doğru olacaktır. Gün içinde ise uyumak son derece hatalı bir davranıştır. Birçok kişi eğer iş durumları müsaitse tüm günü uyuyarak geçirme ve iftara doğru uyanma eğilimine girmektedir. Oruç süresini uyuyarak geçirmek yorgunluk ve depresif süreçlere davetiye çıkarmaktadır. Eğer gün içinde ciddi bir yorgunluk olursa en fazla 15-20 dakika kadar kısa bir uyku süresinin dışına çıkılmamalıdır.”

“YEMEKTEN BAHSETMEYİN, HUZURA ODAKLANIN”

Uyku ve beslenmenin yakın ilişkisinin olduğunu söyleyen Uzman Psikolog Olgun, “Tüm gün süren açlıktan sonra iftarda gereğinden fazla hızlı ve gereğinden fazla miktarda gıda tüketimi hormonal dengeleri altüst edebilir. Gündüz yiyemediğimiz gıdaların hepsini birden akşam vücudumuza almaya çalışmak, biyolojik saatimizde düzensizliklere yol açabilir. Uzun saatler süren açlıktan sonra yemek yerken yavaş, yeterli miktarda ve besin değeri yüksek olan gıdaları seçmek önerilmektedir. Çay ve kahve tüketimi ise uyarıcı maddeler arasında oldukları için mümkünse tüketilmemeli ya da şekersiz olacak şekilde 2 fincan sınırını aşmamalıdır. Bu şekilde uyku öncesinde, sırasında ve sonrasında midemiz ve beynimiz daha rahat olarak güzel bir uykuya rahatlıkla geçebilecektir. Oruç tutuyorken bir yandan da işe gitmek durumunda olan kişilerin su tüketimine önem vermeleri gerekir. Mümkünse terlemeyecekleri bir ortamda bulunmaya ve gereksiz yere konuşmaktan kaçınmaya çalışmalarında da fayda var. Eğer fiziksel performans isteyen işlerle ilgilenmek zorunda kalınıyorsa ve terlemek kaçınılmaz ise yüz, el ve mümkün olan vücut bölgelerini soğuk su ile yıkayarak vücut hararetini düşürmek faydalı olacaktır. Bunlarla beraber, mesai sırasında yeme isteği uyandıracak konulara odaklanmak yerine, Ramazan ayının verdiği içsel huzura odaklanmak ve zihni meşgul eden akıl yürütme, problem çözümleme, muhakeme yapmaya yarayacak konulara yönelmek zamanın geçmesine yardımcı olacaktır” ifadelerini kullandı.