Geri Dön
Kültür&Sanat “Sürdürülebilirlik için ortak hareket edilmeli”

“Sürdürülebilirlik için ortak hareket edilmeli”

İş dünyası, Sivil Toplum Kuruluşları'nın (STK) temsilcileri ve akademisyenlerin katılımıyla gerçekleşen ‘Sürdürülebilirlik Zirvesi 2019’ etkinliğinde, sürdürülebilirlik için devlet, özel sektör ve STK’ların ortak hareket etmesi gerektiğine vurgu yapıldı.

“Sürdürülebilirlik için ortak hareket edilmeli”

Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi Sosyal İnovasyon Akademisi tarafından ‘Sürdürülebilirlik Zirvesi 2019’ yapıldı. İş dünyası, akademisyenler ve ilgili STK yöneticilerinin yer aldığı zirvenin ilk oturumunda Doğan Holding Kurumsal İletişim ve Pazarlama Uzmanı Selen Erdurak, IDEMA Proje Yöneticisi Fatma Adıgüzel ve İhtiyaç Haritası Proje Koordinatörü Yağmur Taşdemir kurumsal dünyada sosyal sorumlara çözüm bulunması için gerçekleştirdikleri aktiviteleri anlattı. İkinci oturumda ise IBM Kurumsal Sosyal Sorumluluk Programları Müdürü Ceyhun Göcenoğlu, Toplum Gönüllüleri Vakfı Genel Müdürü Murat Çitilgülü, S360 Kurucu ve CEO’su Kerem Okumuş ve Turkcell Diyalog Müzesi Kurucu Ortağı Hakan Elbir, kurumsal sosyal sorumluluk, gönüllülük ve sosyal girişimcilik kavramları üzerinde durdular.

Zirvede konuşan Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğr. Üy. Dr. Dicle Yurdakul, dünyada sürdürülebilirliğin daha çok ekonomik ve çevresel boyutlarıyla ele alındığını; kendilerininse buna ek olarak sosyal sürdürülebilirlik konusu üzerine eğildiklerini belirtti. Dr. Yurdakul, “Özel sektörde sosyal sürdürülebilirlik konusu ilerleyen yıllarda artan bir hızla karşımıza çıkmaya devam edecek. Yoksulluk, sağlık, eğitim, iklim değişikliği gibi konularda bu dünyanın gerçekleri ile yüzleşmemiz ve buna göre konumlanmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

“HER YIL 6 MİLYON ÇOCUK 5 YAŞINA VARMADAN HAYATINI KAYBEDİYOR”

Dünyada 767 milyon insanın açlık sınırının altında yaşadığını söyleyen Dr. Öğr. Üy. Dicle Yurdakul; “Ciddi rakamlardan bahsediyoruz. 795 milyon insan, kronik olarak yetersiz beslenmeyle karşı karşıya, 90 milyon çocuk yetersiz beslenme yüzünden ölümcül düzeyde risk taşıyor. Her yıl 6 milyon çocuk 5 yaşına varamadan hayatını kaybediyor. 16 bin çocuk kızamık, tüberküloz gibi önlenebilir yani çaresi çoktan bulunmuş hastalıklar yüzünden hayatını kaybediyor. Afrika’daki çocukların %25’i ilkokul eğitimine dahi erişim sağlayamıyor. Yoksulluk en temel sorunumuz. Bu problemlerin çözülmemesi durumunda ciddi sosyal ayrışma ve toplumsal problemlerle karşı karşıya kalacağımız aşikar ve bu nedenle tüm paydaşlar olarak bu meselelere eğilmek zorundayız” ifadelerini kullandı.

“ORTAK HAREKET EDİLİRSE BAŞARIYA ULAŞILABİLİR”

“Bu tür sorunlar bizi sosyal sürdürülebilirliği dert etmeye itiyor” diyen Yurdakul şunları söyledi: “Bu sorunların muhatabı kimdir? Bugüne kadar top hep devletlere, hükümetlere atıldı, ancak karşımızda şöyle bir gerçek var: Dünyadaki en büyük 25 şirketin cirosu dünyadaki bütün ülkelerin gayri safi milli hasılasından fazla. Bu yüzden devletin yanında özel sektör ve sivil toplum kuruluşları beraber çalışmalı” dedi.

“HEM SOSYAL FAYDA YARATIP HEM DE KARLI OLABİLMEK MÜMKÜN”

Şirketlerin sosyal sürdürülebilirlik ile ilgili sorunlara sadece sosyal sorumluluk kampanyaları ile eğilmeleri durumunda çözüme katkıda bulunma ihtimallerinin düşük olduğunu belirten Yurdakul, “Kurumsal sosyal sorumluluğun şirketlerin ana stratejisinin bir parçası haline gelmesi lazım. Bunu da bu sorunların olası çözümlerini iş modellerinin bir parçası haline getirerek sağlayabiliyoruz. Şirketler için hem karlı hem de sosyal fayda yaratabilecekleri iş modelleri kurgulamak mümkün ve bu konuda pek çok güzel örnek var” dedi.

“HEM PROFESYONEL HEM KİŞİSEL HAYATINIZ İÇİN GÖNÜLLÜ OLUN”

Zirvede konuşan IBM Kurumsal Sosyal Sorumluluk Programları yöneticisi Ceyhun Göcenoğlu, “Sosyal sorunlarla ilgilenmek ve gönüllü olmak yalnızca kişisel hayatınız için değil, profesyonel kariyeriniz için de önemli. Zira gönüllülük ile takım oyuncusu olma, girişimcilik ve organizasyon içinde aktif görev alan bir çalışan olma gibi becerileri de kazanıyorsunuz” şeklinde konuştu. Gönüllü olmanın önemine ayrıca dikkat çeken Toplum Gönüllüleri Vakfı Genel Müdürü Murat Çitilgülü sosyal sorunların çözümünde aktif vatandaşlık kavramının çok önemli bir yer tuttuğuna değindi.

“SOSYAL GİRİŞİMCİLİK PEK ÇOK FIRSAT BARINDIRIYOR”

Panelde konuşan Turkcell Diyalog Müzesi Kurucu Ortağı Hakan Elbir, gençlerin toplumsal kutuplaşma ile ilgili duyarlılığının yüksek olması gerektiğini dile getirerek, farklı görüşlerden, kültürlerden ve yaşam biçimlerinden insanların bir araya gelmesinin bu kutuplaşmanın giderilmesinde çok önemli bir rolü olduğunu belirtti.

S360 Kurucu ve CEO’su Kerem Okumuş ise “Küresel sorunları çözmek amacıyla yola çıkan yeni iş modellerinin ortaya çıkardığı pek çok inovasyonun ve yeni ürünün pazarda rakibi yok, bu nedenle kendilerine bir niş yaratıyorlar” diyerek, sosyal girişimciliğin toplumsal sorunları çözmenin yanı sıra maddi imkanlar da barındırdığını vurguladı.

“ŞİRKETLER KENDİ ALANLARINDA SOSYAL PROJELERDE BULUNMALI”

Zirvede konuşan İDEMA Proje Yöneticisi Fatma Adıgüzel, şirketlerin kendi alanlarıyla ilgili sosyal sorumluluk projelerinde bulunması gerektiğini vurgulayarak “Eğer telekomünikasyon şirketiyseniz telefona veya internete erişemeyen insanlar için bir şeyler yapmanız lazım, mesela günümüzde hala internete hiç erişimi olmayan yüzbinlerce öğrenci var. İlle de kız çocukları için sosyal sorumluluk projesi yapmak gerekmiyor. Kız çocuklarının okumasını hepimiz istiyoruz ama eğitimle ilgili kurumlar bununla ilgilenebilir, aksi takdirde hem çok verimli olmayan hem de çok samimi olmayan tablolar ortaya çıkabiliyor” şeklinde konuştu.

“BİR TİŞÖRTÜN ÜRETİMİ İÇİN 2 BİN 500 LT SU HARCANIYOR”

Altınbaş Üniversitesi Öğr. Üyesi Dr.Murad Canbulut da zirvede yaptığı sunumda, dünyada küresel tüketim alışkanlıklarının gözden geçirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Bu konuda örnekler veren Dr. Canbulut, “Bir tişörtün üretimi için 2 bin 500 litre su harcanıyor. Bu kadar suyu bir kişi iki buçuk yılda tüketebiliyor. İşin ciddiyetini kavramamız açısından çok çarpıcı. Su kaynakları konusunda dünyada sıkıntı yaşayan milyonlarca insan var. Yeni neslin toplumsal sorunlara ilgili olmadığı yönünde yanlış bir kanı var. Aksine yeni nesil daha bilinçli daha farkında ve sorumluluk düzeyleri daha yüksek, sosyal medya üzerinden örgütlenip farkındalığa imza atabilecekleri kampanyaları yapabiliyorlar” şeklinde konuştu.