Geri Dön
Dünya İran Büyükelçisi: İran hiçbir zaman savaşı başlatan ülke olmayacak

İran Büyükelçisi: İran hiçbir zaman savaşı başlatan ülke olmayacak

İran'ın Ankara Büyükelçisi Muhammad Farazmand, ABD'nin körfeze savaş gemilerini göndermesinin psikolojik savaşın bir parçası olduğunu savundu. Farazmand "Bu Amerika'daki 'B' takımının istediği ve yönettiği bir savaştır. Bu 'B' takımında John Bolton, Bin Selman, Bin Zayid ve Binyamin Netanyahu vardır. Bunlar aslında savaştan çok yana olmayanları, savaşa ikna etmek için yapılan bir plandır. Biz her zaman diplomasi yolunu gözeteceğiz. İran hiçbir zaman savaşı başlatan ülke olmayacak" dedi.

İran Büyükelçisi: İran hiçbir zaman savaşı başlatan ülke olmayacak

Büyükelçi Muhammed Farazmand, ABD ile İran arasında yaşanan nükleer anlaşma krizi, ABD'nin Basra Körfezi'ne savaş gemisi göndermesi ve ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun Brüksel ziyaretine ilişkin Demirören Haber Ajansı'na açıklamalarda bulundu. Farazmand, ABD ile İran arasındaki nükleer anlaşma krizi ile igili, ABD'nin nükleer anlaşmadan kanunsuz şekilde ayrıldığını söylyerek '' Uluslararası tüm kuruluşlar İran'ın haklı olduğunu, ABD'nin yaptığı anlaşmaya uymamasının kanundışı olduğunu kabul ediyor'' dedi.

'MÜZAKERE MASASINI TERK ETMEDİK'

Farazmand, anlaşma metninde her iki tarafın menfaatlerinin korunması doğrultusunda taahhütler verildiğine işaret ederek şöyle konuştu: "İran, 60 günlük bu süre içerisinde gönüllü olarak Avrupa Birliği'ne (AB) vermiş olduğu taahhütleri yerine getirmeyecek. 60 günün sonunda İran'ın anlaşmadan dolayı menfaatleri yerine getirilmezse, gönüllü olarak söz verilen diğer taahhütler de yerine getirilmeyecek. Müzakere masasını hiçbir zaman biz terk etmedik. Nükleer anlaşması, İran'ın 6 ülkeyle müzakereler sonucu yaptığı bir anlaşmaydı. ABD, tek taraflı olarak masayı terk etti. Amerikalılar ne zaman isterlerse masaya dönebilirler. Bu masada başka önemli konular ile de anlaşıldı diğer ülkelerle. Amerikalılar da ne istediklerini bilmiyor. Dünya ülkeleri de Amerika'nın ne istediğini bilmiyor. Diplomasi yolunu biz her zaman devam ettireceğiz."

'MASAYA GERİ DÖNMESİ GEREKEN AMERİKA'

ABD ile nükleer ve başka konular dahil hiç bir konuda ikili müzakere yapmadıklarını söyleyen Büyükelçi, "Birleşmiş Milletler'in (BM) gözetiminde 6 ülke ile görüşüldü. BM de bu anlaşmayı destekler. Masayı terk eden Amerika'dır ve diplomasi yoluna geri dönüp masaya geri dönmesi gereken de Amerika'dır" diye konuştu.

'POMPEO BU ŞEKİLDE BAŞARILI OLAMAZ'

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun Rusya'dan önce Brüksel'e ziyaret gerçekleştirmesini değerlendiren Farazmand "Sayın Pompeo'nun Brüksel'e gitmesiyle tek bir kazanımı olacaktır, o da fotoğraf çektirmek. Onun dışında herhangi bir kazanımı olacağını sanmıyorum" dedi.

Büyükelçi Farazmand, Amerika'nın Avrupa ülkelerini nükleer anlaşmadan çıkması için tahrik etmesinin yeni bir şey olmadığını da savunarak "Daha önce bu konuda eleştirileri duyduk ama şunu söylemek gerekir; Avrupalılar olması gerektiği gibi anlaşmayı desteklemediler ve savunmadılar. Amerika henüz AB'yi kendi tarafına çekebilmiş değil. Bu anlaşma sadece ABD ve İran arasında olmadığı için ve 6 büyük ülkede bu anlaşmanın içinde bulunduğu için Amerika diğer ülkeleri tek başına teşvik veya tehdit edemez. AB, bu anlaşmanın devam etmesinden yana. Pompeo bu şekilde başarılı olamaz. Hatta Amerika’nın içerisinde de alınan bu karardan rahatsız olanlar var. Bu davranışın ahlaki bir davranış olmadığı ve kuralları çiğnediği söyleniyor."

'AMERİKA'DAKİ 'B TAKIMI' SAVAŞ İSTİYOR'

Farazmand, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'ın Basra Körfezi'ne savaş gemisi göndereceklerine ilişkin açıklamasıyla ilgili ise, şöyle konuştu:

"Amerika'nın körfeze savaş gemilerini göndermesi aslında psikolojik savaşın bir parçasıdır. Bu Amerika'daki 'B' takımının istediği ve yönettiği bir savaştır. Bu 'B' takımında John Bolton, Bin Selman, Bin Zayid ve Binyamin Netenyahu vardır. Bunlar aslında savaştan çok yana olmayanları savaşa ikna etmek için yapılan bir plandır. Biz her zaman diplomasi yolunu gözeteceğiz, İran hiçbir zaman savaşı başlatan ülke olmayacak. Ama her türlü saldırıya karşı koyma imkanına da sahibiz. Gemilerin Fars Körfezinde hareket etmesi yeni bir şey değil. Amerika'nın bu gemiyi Fars Körfezine gönderme kararı 1 ay önce alınmış bir karar. Ama John Bolton psikolojik bir savaş gütmek amacıyla 1 ay önce çıkan bir gemiyi, İran ile olan yeni sorunlar çerçevesinde 'yeni gönderdik' diyor. Aslında gemiler senelerdir gelip, gidiyor. İran her zaman anlaşmaya sadık kaldı. İran, anlaşmaya uymayan ülkelere kanunlar çerçevesinde süre vermiş ve ahlaki üstünlüğünü uluslararası düzlemde göstermiştir."

'ÖZEL SEKTÖR ÇEKİNCELİ DAVRANIYOR'

Farazmand, ABD'nin İran yaptırımları konusuna da değinerek "Son 1 yıl içerisinde ABD’nin tek taraflı aldığı kararları, Türkiye’nin güçlü bir şekilde reddettiğine şahidiz. Türk makamlarından da bunları duyuyoruz. Türkiye her zaman kendi yanındaki ülkelere, tek taraflı uygulanan ambargoların bir tarafı olmak istemediğini beyan etmiştir. Türkiye’nin bu davranışları takdire şayandır. Ama özel sektörler biraz çekinceli davranıyor. Ayrıca bankalar doların etkisinden dolayı bankacılık işlemlerinde çekinceli tavır sergiliyor. Herkes milli menfaatlerini koruma konusunda haklıdır. Son yıllarda sadece İran değil, bölge hükümetlere karşı alınan bazı kararları görüyoruz. Filistin ile ilgili Amerika’nın attığı adımlar ve Beyt’ül Makdis (Mescid-i Aksa) ile ilgili aldığı kararlar var. Ayrıca başka ülkelerin resmi askeri kurumlarını ve bazı partileri terörist listesine aldıklarına da şahit olduk. Bu da gösteriyor ki ABD’nin aldığı bu kararlar sadece İran’a özgü değil. Türkiye’ye de aldığı bazı yaptırım kararları biliyoruz."

'TÜRKİYE VE İRAN ORTAK BANKA İÇİN GÖRÜŞMEYE DEVAM EDİYOR'

Farazmand, AB ile ABD ambargolarını atlatmak amacı ile uygulanan INSTEX sistemine ilişkin ise şu yorumda bulundu: "Avrupa’nın getirdiği INSTEX sistemi bizim beklentilerimizin çok altında. Bu konuda bu sistemden çok memnun değiliz. Daha fazla işbirliği beklerdik; ama yine de İran’ın mali transfer işlemleri için bir yöntem sayılıyor. Bu sayede İran ile ticari işbirliği yapan diğer ülkelerin ABD ambargolarını atlatarak işlemlerini yapmasını sağlıyor. Bölge ülkelerinden, Irak'tan, Afganistan'dan, Türkiye’den INSTEX konusunda daha fazla beklentilerimiz var. Eğer Türkiye ile bir ay önceki ticari işlere bakarsak herhangi bir ticari düşüş söz olmadığını görürsünüz. Demek ki başka yollar bulunmuş, bu ticari işlemler devam etmiştir. Bankalar arasında nakit aktarımı sorun; ama iki ülke bunun da yöntemini buldu. İki tane yöntem var. Birincisi milli para ile ticaret yapma, uluslararası döviz sorununa takılmadan iki ülke ticaret yapabilirler, diğeri ortak banka kurmak Türkiye ve İran’da. Sadece Türkiye ve İran’da kurulan bir banka ve bu banka aracılığı ile ticari işlemleri yapabilme imkanı var. İki ülke makamları bu konuda görüşmeye devam ediyor."

'ASTANA'DA ÇÖZÜLEMEYECEK SORUN YOK'

Astana sürecinde bazı sorunların yaşandığına dair iddiaların hatırlatılması üzerine, Farazmand, "Astana'da 3 garantör devlet arasında müzakereler devam ediyor, çözülemeyecek bir sorun yok. Aynı şekilde BM’nin Suriye Özel Temsilcisi ile de görüşmeler devam ediyor. Anayasa Komitesi kurulması için küçücük bir konu kaldı. Umarız bu da hızlıca çözülür, Suriye’nin anayasası şekillenir. Süreç durmuş değildir; ancak karmaşık bir süreç söz konusu. Bazı iyi anlaşmalar ve kazanım elde ettik. Umarım en kısa zamanda da anayasanın şekillenmesi konusunda bir sonuç elde edilir."

'İRAN’IN SURİYE’DE İKİ TEMEL ESASI VAR'

ABD’nin Suriye'den askerlerini çekmeye hazırlanırken Deyrizor bölgesinde terör örgütü YPG'ye karşı çıkan halk eylemlerini değerlendiren Farazmand, konuşmasını şöyle tamamladı:

"İran, Suriye'deki olaylara usulen hep aynı bakış açısında değerlenmektedir. Suriye’de bölge dışından gelen güçlerin, özellikle Amerika'nın, zarar verdiğini söylüyorsa, diğer ülkeler için de aynısını söylüyor. Amerika orada çatışmaları azaltma konusunda sorun yaratan bir ülke olarak bulunuyor. Amerika’nın herhangi bir ülkeye gittiğinde pozitif bir etki yarattığını görmüş değiliz. Hem barış ve huzur konusunda hem de sorunları azaltma konusunda Amerika’nın pozitif etki yarattığını görmedik. İran’ın Suriye’de iki temel esası var; ilki Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması. İkincisi her ülkenin geleceğini ve siyasi sistemini o ülkenin halkı belirlemesi. Ayrıca içerdeki farklı bakış açılarının çatışma ile değil, diyalog yolu ile çözülmesi gerektiğini inanıyoruz. Teröristler her nerede olursa olsun savaşmak gerekir ve bunun da ortak bir sorumluluk olduğuna inanıyoruz. Komşu ülke terörizmle savaşma konusunda davet ederse İran bu davete icabet ederek terörizmle mücadeleye destek verebilir."