Geri Dön
Dünya YDÜ kurucu rektörü Dr. Suat Günsel: Türkiye'nin ‘oyun kurucu' yeteneği en büyük şansımız

YDÜ kurucu rektörü Dr. Suat Günsel: Türkiye'nin ‘oyun kurucu' yeteneği en büyük şansımız

KKTC'de faaliyet gösteren Yakın Doğu Üniversitesi Kurucu Rektörü Dr. Suat İ.Günsel, KKTC' de 11 Ekim'de gerçekleştirilecek olan Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine ilişkin açıklamalarda bulunarak; “Ülkem için, ülkemin geleceği için, Dünyadaki hak ettiğimiz yeri almak için, bunları sağlayacak süreçte, sadece kırk iki yıldır yurdumuzda kökleşme çabalarımın verdiği bir hak değildir düşüncelerimi açıklama hak’kı. Her şeyden önce bir yurttaş olarak düşüncelerimi belirtme hak ve vazifesini yerine getirmekteyim”  dedi.

YDÜ kurucu rektörü Dr. Suat Günsel: Türkiye'nin ‘oyun kurucu' yeteneği en büyük şansımız

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) ilk turu 11 Ekim'de yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri için sayılı günler kaldı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine 11 adayın yarışacak. Yakın Doğu Üniversitesi Kurucu Rektörü Dr. Suat İ.Günsel, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu. Dr. Günsel “Bütün değişik fikirler, her tür tartışma, yarışma ve çekişmeler, hattâ deyim yerindeyse ‘siyasal kavga’larımız özünde bizim dahilî meselelerimizdir” dedi.


Dr. Günsel açıklamalarını şu sözlerle sürdürdü:


Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde ülkem için, ülkemin geleceği için, Dünyadaki hak ettiğimiz yeri almak için, bunları sağlayacak süreçte, sadece kırk iki yıldır yurdumuzda kökleşme çabalarımın verdiği bir hak değildir düşüncelerimi açıklama hak'kı. Her şeyden önce bir yurttaş olarak düşüncelerimi belirtme hak ve vazifesini yerine getirmekteyim. Tüm kurum, kuruluş ve bireylerde böylesi süreçte görüşlerini, taleplerini çekinmeden paylaşmalıdırlar. Malûmunuz, gerek uluslararası konjonktür, gerek devletimizin bu kompleks gelişim içerisindeki yeri ve gerekse Cumhurbaşkanlığı seçiminin, çok boyutlu bir anlam ifade edişi, zamanın ‘doğru zaman' olduğunu göstermektedir. Bizim isteklerimizi savunacak kişiyi Cumhurbaşkanlığı makamına taşımalıyız. Kavramsal ve hukukî boyutları daha sonra ele almak üzere, ilk ve en önemli olarak, düşünce ve hissiyatımın odaklaştığı bir temel konuya değinmeliyim. O da Türkiye'mizi, Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığını kavrayışımızdır. Bütün değişik fikirler, her tür tartışma, yarışma ve çekişmeler, hatta deyim yerindeyse ‘siyasal kavgalarımız özünde bizim dâhilî meselelerimizdir.Şüphesiz bunların son tahlilde Türkiye ile ilişkisi vardır. Bu ilişki, Türkiye'nin garantörlüğünü de aşan tarihsel bir birikimi gösterir. Ne var ki, siyasal tartışmalarımızı Türkiye'miz üzerinden yürütmememiz gerekir. Türkiye'nin ‘oyun kurucu', strateji oluşturucu birikim ve yeteneği en büyük şansımızdır. Siyasal, yönetimsel ve seçime ilişkin yanlışlar, Türkiye söz konusu olduğunda, ne yazık ki sadece yanlışlık olarak kalmamaktadır.

Anayasal ve siyasal gelecek, iyi komşuluk ilişkilerine dayanmalıdır. Burası muhakkaktır; bizler, ‘Komşu'muzun istediğinin yarısı istiyoruz.'


Hukuk'un temelindeki olgular, Cumhuriyet kavramı, uluslararası zemin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin temel hüviyeti, devletimizin halkımız için varoluşunun esasları konularındaki dinamiklerin nasıl örtüştüğü ve cumhurbaşkanlığı seçimini bu tarihsel senteze dayandığına ilişkin düşüncelerime geçmek isterim. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin tarihsel anlamı, doğrudan tanımında belirtmektedir; ülkemiz ve devletimiz bir ‘Türk Cumhuriyeti'dir. Tarih'in dinamikleriyle vücut bulan bir varoluş ve hayat tarzıdır yaşanan. Diğer bir değişle, kimlik, aidiyet, vatanseverlik, kültürel ve maddî bir soydaşlık kavrayışıdır bu. Cumhuriyet, malûm, her şeyden önce, bir devlet şeklidir; devletin varlık, fonksiyon ve işleyişinin düzenlenmesine ilişkindir. Ancak, toplumun kendi macerası içerisindeki teşkilatlanması boyunca Cumhuriyet, yönetimin hukukî biçimlenmesi olduğu kadar, tarihsel birikimin ve bağlılığının ortaya koyduğu fiilî bir adanmışlık da içerir.