Geri Dön
Ekonomi "Elektrikli araçların pazara giriş oranları yüzde 5’lere kadar çıktı"

"Elektrikli araçların pazara giriş oranları yüzde 5’lere kadar çıktı"

Uzman mühendislerin, otomotiv endüstrisindeki elektrikli araç dönüşümünü tüm yönleriyle ele aldığı ‟Uluslararası Otomotiv Mühendisliği Konferansı"nda, küresel düzeyde elektrikli araç satışlarının milyonlara ulaştığına ve pazara giriş oranlarının yüzde 5’lere kadar çıktığına dikkat çekildi.

"Elektrikli araçların pazara giriş oranları yüzde 5’lere kadar çıktı"

Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB), Otomotiv Teknoloji Platformu (OTEP) ile Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) tarafından düzenlenen ve Amerikan Otomotiv Mühendisleri Birliği’nin (Amerikan Society of Automotive Engineers - SAE International) de desteklediği IAEC 2019’un, bu yılki ana teması ise “Elektrikli Araç Teknolojileri ve Geleceği” oldu.

Bu yıl dördüncüsü düzenlenen konferansta; batarya teknolojileri ve yönetim sistemlerinden şarj altyapısı ve şebekesine, otomotiv pazarının dönüşüm sürecinden Türkiye otomotiv sanayisi üzerindeki etkilerine ve tüm araç gruplarında dönüşüm trendlerine kadar birçok konu ele alındı.

Türkiye, küresel otomotiv ekosistemine yön veren elektrikli araç teknolojileriyle ilgili önemli bir konferansa ev sahipliği yaptı. Her biri alanında uzman yerli ve yabancı mühendisler, otomotiv endüstrisindeki elektrikli araçların dönüşümünü tüm yönleriyle ele almak üzere ‟Uluslararası Otomotiv Mühendisliği Konferansı - IAEC” için İstanbul’da buluştu.

"Bir yılda satılan elektrikli araç sayısında milyonlardan bahsediyoruz"

Konferansın açılış konuşmasını yapan IAEC 2019 Konferansı Başkanı ve Boğaziçi Üniversitesi’nden Prof. Dr Günay Anlaş, elektrikli araç üretiminin tahmin edilenden çok daha önce başlandığını fakat 2000’li yıllarla birlikte çevresel faktörlerin etkisiyle ciddi bir biçimde gündeme geldiğini belirterek, "Dünyada elektrikli araçlara yönelik ilgi giderek yükselmeye devam ediyor. Yaklaşık 10 yıl önce bir yılda satılan elektrikli araç sayısı 1000’ler mertebesindeyken, günümüzde milyonlardan bahsediyoruz. Bu konuda en büyük paya sahip olan Çin’in ardından Avrupa ve ABD geliyor" dedi.

"Gündemi, elektriğin nerede üretileceği ve maliyetler gibi pek çok soru oluşturuyor."

Dünya ile birlikte Türkiye’de de elektrikli araca ilginin arttığını da belirten Anlaş, devlet tarafından verilen Ar-Ge destekleriyle birlikte otomobil, ticari araç ve yan sanayi alanlarında önemli çalışmalar yapılmaya başlandığını belirterek, “Geçtiğimiz yıl, devlet ve sanayiciler işbirliği ile elektrikli otomobil üretimi için çalışmalara başlandı. Bununla birlikte elektrikli araç akülerinin nerede dolumunun yapılacağı, seyahat esnasında boşalan akülerin yenileri ile anında değiştirilip değiştirilmeyeceği, elektrikli araçların ve üretiminin çevreye zarar verip vermediği, yeterli elektriğin nerede üretileceği ve maliyetler gibi pek çok soru gündemi oluşturmaktadır” diye ekledi.

"İçten yanmalı motorlara Avrupa’da yasak gelmesi söz konusu"

IAEC 2019’un ana konuşmacısı olan dünyanın en büyük ve en hızlı büyüyen lityum batarya üreticilerinden CATL şirketinin kıdemli yöneticisi Robert Lai ise, lityum iyon bataryalar ve elektrikli araç teknolojilerine ilişkin şöyle konuştu:

"Elektrikli araçların gittiği yönle ilgili dört tane itici güçten bahsedebilirim. İlk olarak kanun koyucuların şekillendirdiği unsurlar var. Günümüzde emisyon çok önemli bir konu. Araç üreticileri bir şekilde tedbirler almak zorundalar. İçten yanmalı motorlara Avrupa’da yasak gelmesi söz konusu.

"Aynı zamanda çok ciddi bir şekilde önemli sübvansiyonlar ve devlet destekleri veriliyor. Özellikle AB, bu anlamda önemli teşvikler veriyor. İkinci unsur, üreticilerin kendi itici güçleri. Toyota, VW ve BMW elektrikli araç teknolojilerini çok erken bir dönemde kabul etti. Hatta hedeflerini daha da erkene aldılar. Üçüncü unsur, elektrik platformları.

"Elektrikli araçların pazara giriş oranları yüzde 5’lere kadar çıktı"

"Üreticiler yoğun geliştirmeler yapıyorlar yeni platformlar noktasında. Performans ve maliyet açısından önemli geliştirmelere imza atıyorlar. Son olarak da şarj altyapısı. Şart altyapısı için şu anda, dünya çapında 350 kWh değerlerine ulaşan istasyonlar kurulmaya çalışılıyor.

"Elektrikli araçlarla ilgili trendlere değinecek olursak. İlk etapta çok sınırlı şehirler elektrikli araçlarla ilgileniyor ve bu anlamda çalışmalar yapıyorlardı. 2013 yılında teşvikler arttı. Devam eden yıllarda yakıt ekonomisi ve kredilerle ilgili teşvikler verildi. 2019 yılına geldiğimizde ise elektrikli araçların pazara giriş oranları yüzde 5’lere kadar çıktı. Elektrikli araçların pazar adetleri ise bir milyonu geçti.

"Satın alma dengesine baktığımızda ise, 2025 yılında elektrikli araçlar ve içten yanmalı araçların dengeli bir seyir izleyeceğine inanıyoruz. 2030 yılında neredeyse yarı yarıya bir satın alma tercihiyle karşılaşabiliriz. 2040 yılına gelindiğinde ise artık elektrikleşme çok daha artacak. Çünkü eğri dik bir şekilde yukarıya doğru gidiyor. 2040 ve sonrasına gittiğimizde de zaten tablo çok daha farklı olacak.

"5G teknolojisiyle otomobiller daha iyi bir iletişim aracına dönüşecek"

"Burada özellikle 5G teknolojisine dikkat çekmeliyim. 5G teknolojisiyle otomobiller daha iyi bir iletişim aracına dönüşecek. Sadece tek başına bir araç değil, aynı zamanda akıllı bir mobil cihaz haline gelecek. iPhone gibi ancak iPhone’nun çok daha büyüğünü düşünün. Çok daha fazla fonksiyona kavuşacak. Bir de tabi otonom araçlar konusu var.

"Büyük olasılıkla otonom kullanım oranı çok yüksek düzeylere çıkacak. Elektrikli araçlara böyle özellikler katıldığında çok daha hızlı yaygınlaşacağına inanıyoruz.

"Geçtiğimiz 10 yıla göre batarya menzilleri dört kartına kadar çıktı. Bunu yaparken de yaklaşık yüzde 80 oranında batarya maliyetleri düşürüldü. Gelecekte bu hedefler doğrultusunda iyileştirmelere devam edeceğiz. Elektrikli araçlar bu anlamda konvansiyonel araçlarla eş değer rekabete ulaşacak hatta daha iyi fiyatlara satışa çıkacak.

"Türkiye’ye ikinci kez geliyorum. İlk gelişimde Ford Otosan’ı ziyaret etmiştim. Türkiye için işbirliği alanlarına bakıyoruz şu anda. Yani olası işbirliği alanlarını araştırıyoruz şirketler arasında diyebilirim. Türkiye çok önemli bir oyuncu. Pek çok üretici burada tesis açmış durumda ve ulaştırma açısından da çok kritik bir noktada yer alıyor."