Geri Dön
Gündem Gurur'un mucize yaşamı

Gurur'un mucize yaşamı

BODRUM'da geçirdiği trafik kazası sonucu omurilik felci olan ve 2010'dan beri 330 fizyoterapiste giden Gurur Göç (23), 20 yıl olarak öngörülen iyileşme sürecini 8 senede tamamladı. Doktorların 'Literatürü yok saydın' dediği Gurur, yaşadığı Bodrum'da engelli rampalarının hayata geçirilmesini sağladı ve ablasının desteğiyle 2 kitap yazdı. 3'üncü kitabını yazma hazırlığında olan Gurur, "Tekerlekli sandalyeli kimse, evde kalmasın istiyorum. Bir işi başarabilsinler, aşık olsunlar; ağacı, masayı, kendilerini sevsinler. Kimse başına bir olay geldi, diye hayallerinden, hedeflerinden vazgeçmesin" dedi.

Yaşamını Bodrum'da sürdüren Gurur Göç, 16 Ekim 2010 tarihinde, alkollü sürücünün kendisine çarpması sonucu omurilik felci olduğunu söyledi. Kazaya kadar profesyonel futbolcu olduğunu anlatan Göç; boynu, sol omzu, sol kaburgaları, sağ ayağı kırılıp, belinde ezilme olduktan sonra futbolculuğu bırakmak zorunda kaldığını dile getirdi. Doktorların kendisi için 'Literatürü yok saydın' dediğini kaydeden Göç, 20 yıl olarak öngörülen iyileşme sürecini 8 senede tamamladığını söyledi. Gurur Göç, "Yurt dışından çok önemli bir doktor, Türkiye'ye gelecekti, incelemek için. Çeşitli hasta raporlarını gelmeden buradaki hocalardan istemiş. 180'den fazla rapor içinden beni seçmiş ve İstanbul'da bir otele konuşmacı olarak davet etti. Gittiğimde doktor, bana inanamadı. 'Senin şu anki durumuna, 16- 17 senede gelen hastalarım var' dedi. Ben de ona inandığımız zaman her şeyi aşabileceğimizi söyledim. Çünkü gerçekten 20 hatta 30 yıl bile fizik tedavide çok kısa bir süre. Doktorlar benim için aileme '20 sene tekerlekli sandalye almanıza gerek yok. Değil yürümek, oturur pozisyona bile gelemez' dedi. Bunu duyunca inat ettim, 'Daha kısa sürede bir şeyler başarabilirim' dedim. Ameliyata girmeden önce 'Bir gözünü veya hafızanı kaybedebilirsin' bile dediler. Benimle hep umutsuz konuştular ama ben hiçbir zaman dediklerine inanmadım" diye konuştu.

'UMUT TACİRLERİ DE DOLANDIRICILAR DA KARŞIMIZA ÇIKTI'

Fizik tedavi için çok il gezdiğini dile getiren Göç, "Çok araştırdım, herkesi dinledim; ama yine de kendi bildiğimi yaptım, diyebilirim. Ailem de bana çok destekçi oldu. Yaklaşık 330 fizyoterapistle çalıştım. Tabi bu da beni onore etti. Hiçbir fizyoterapistin hakkını yemem, hepsi bana birçok şey kattı. Zaten benim de amacım hiçbir zaman 'Tedaviye geldim, hiçbir şey alamadım ve umutsuz dönüyorum' demek değildi. Kendime bir parmak hareketi bile kattığım için mutlu ve gülerek döndüm. Fizik tedavide başka şeyler başarmış insanlarla da iletişime geçtim. Bunun yanı sıra 'Bu hocaya git, o seni yürütür' diyen 'umut tacirleri' de oldu. '500 bin dolar verin, oğlunuzu yürüteceğim' diyen dolandırıcılar da karşımıza çıktı. Ama ailemin bilinçli olması, benim araştırıcı bir insan olmam, bunların önüne geçmemizi sağladı" dedi.

'EVDE TEKERLEKLİ SANDALYELİ KALMASIN İSTİYORUM'

Kışın tedavi için Bodrum'dan İstanbul'a ve Kocaeli'ne geçtiğini anlatan Gurur Göç, "Çünkü Ege Bölgesi'nde tam tertipli bir fizik tedavi hastanesi yok ne yazık ki ve ben her gün en az 2 saat tedaviye giriyorum. Aynı zamanda Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği'nin Bodrum temsilcisiyim. Yılda 250'den fazla omurilik felci olan insan var. Bu konuda önlem alınması için elimden gelen her şeyi yapmaya çalışıyorum. Talep geldikçe de üniversitelerde söyleşilere katılıyorum. Hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmadım. Hep vazgeçilmez olanların peşinden koştum. Kitap yazdım ve şimdi ikinci kitabım çıktı. Amacım farkındalık yaratmaktı. Tekerlekli sandalyeli kimse evde kalmasın istiyorum. Bir işi başarabilsinler, aşık olsunlar; ağacı, masayı, kendilerini sevsinler. Kimse başına bir olay geldi, diye hayallerinden, hedeflerinden vazgeçmesin. İnsanlarda 'Felç Allah'tan gelir' inancı vardı ama yavaş yavaş bu aşılmaya başlandı" diye konuştu.

'BODRUM'A ENGELLİ RAMPALARI YAPTIRDIK

Bodrum'u 'engelsiz ilçe'ye dönüştürmek için çalışmalar yaptığını kaydeden Göç, "Bodrum'da her mekanda engelli rampası yoktu. Bu yüzden Bodrum'a gelen arkadaşlarım 'Biz buraya giremiyoruz' diye bana e-posta atıyordu. Ben de birçok mekan sahibiyle konuştum ve 7'den fazla mekana katlanabilir ve standartlara uygun engelli rampası yaptırdık. Mekanlara gittiğim zaman tekerlekli sandalyeli birilerini görünce çok mutlu oluyorum ve 'İyi ki böyle bir mücadele başlatmışım' diyorum. Ayrıca denize girilebilecek çok az yer vardı ama artık Bodrum'da 4'ten fazla engelsiz plaj var. Tabi bunda başta Bodrum Belediye Başkanı'mız Mehmet Kocadon olmak üzere çok fazla destekçimiz oldu" dedi.

'İSTERSEN HER ŞEYİ BAŞARABİLİRSİN'

Kaza sonrası 2 kitap yazdığını anlatan Gurur Göç, ilk kitabı 'Erken Gördüm Hayatı' ile ödüller aldığını söyledi. Kitapları ablasının desteğiyle yazdığını dile getiren Göç, şunları kaydetti:

"İnsanlar aslında hep yazdığım sözlerden oluşan bir kitap bekliyordu çünkü 'Sözlerin bize çok iyi geliyor' diyorlardı. Ama benim amacım, bu sözlerin sadece iyi gelmesi değildi. Nasıl yazdığımı, hangi duygularla yazdığımı da bilsinler istedim. Bu yüzden de ilk olarak otobiyografi kitabımı çıkardım ve 'Erken Gördüm Hayatı' adlı kitabımda her şeyi anlattım. Üniversite öğrencilerinden çok ilgi gördü, 'yılın en genç otobiyografi yazarı' gibi ödüller kazandırdı. İkinci kitabım 'Evet Sensin'de de 'yaşadığım her şeyden biraz sen' var. Çünkü sen istersen her şeyi başarabilirsin. Bilgisayarı en fazla yarım saat kullanabiliyorum. Devamında ben söylüyorum, ablam yazıyor. Tedavilerden ötürü de her zaman yazamıyorum. Bazen tedaviye gidiyorum ve 1- 2 ay yazamıyorum mesela. Doktorlara sorsanız kollarımı arkadan öne bile getiremeyecek durumda olmam lazım. Kasılmaktan ellerimin düzgün pozisyona gelmesini imkansız olarak görüyorlardı."

'ASIL ENGEL, İNSANLARIN ÖN YARGILARI'

Şu an 3'üncü kitabını yazmak için hazırlık yaptığını belirten Gurur Göç, farklı projeleri hayata geçirmeye devam edeceğini söyledi. Oyuncu olma isteğini de dile getiren Göç, şöyle konuştu:

"İlk başta kitapla ilgili olumsuz geri dönüşler almaya dair biraz endişem vardı. Ama ülke çapında özellikle birçok hasta tarafından çok beğenildi. Fizik tedaviyle ilgili olan bazı sözlerimi vücuduna dövme yaptıranlar oldu. 4 yıldır tedaviyi bırakmış bir insanın kitabı okuduktan sonra tekrar tedaviye başladığını öğrendim. Yurt dışından bile çok güzel e-postalar geliyor. Elimden geldiğince kitabı alamayan herkese göndermeye çalışıyorum. Bunun için bana mail atmaları yeterli. Ayrıca 'Evet sensin' diyerek video çekip atan herkesin videolarını da kendi sosyal medya hesaplarımda paylaşıyorum. Şu ana kadar Mustafa Topaloğlu, Nez ve Oğuzhan Uğur gibi birçok ünlüden de video geldi. Çisem Çancı ve Melisa Şalgam gibi oyuncu arkadaşlarım yolladı. Bir yandan da oyuncu olmak istiyorum ve dünyada bunun örnekleri var ama Türkiye'de ne yazık ki yok. Aslında burada engelli değil engellenen oluyoruz. Diğer ülkelerde 'özel gereksinimli birey' denirken Türkiye'de 'özürlü', 'spastik' veya 'engelli' kelimeleri kullanılıyor. Bence bunlar doğru kelimeler değil. Asıl engel, insanların ön yargılarıdır yoksa merdivenler falan gerçekten hikaye."