Geri Dön
Kültür&Sanat Radyo Tiyatrosu 80 Günde Dünya Gezisi'yle ilk defa sahnede

Radyo Tiyatrosu 80 Günde Dünya Gezisi'yle ilk defa sahnede

Radyo Tiyatrosu bir araya gelen 5 tiyatrocu, 40 karakter ve 60 efekt malzemesiyle izleyiciye farklı bir deneyim sunuyor.

Radyo Tiyatrosu 80 Günde Dünya Gezisi'yle ilk defa sahnede

İsterseniz gözlerinizi kapatıp dinleyin, isterseniz sahnedeki serüveni izleyin. "Radyatro Show" tiyatro grubu yeni sezonda Jules Verne'nin 80 Günde Dünya Gezisi eserini ilk defa radyo tiyatrosu olarak sahneliyor. Rollerinin yanı sıra oyunun efekt seslerini de oyuncuların yapmasıyla dünyada ilk olma özelliğini taşıdığı belirtilen Savaş Özdural'ın yazdığı oyunda Pelin Turancı, Savaş Özdural, Özdemir Çiftçioğlu, Fatih Gülnar ve Fatih Özacun rol alıyor.

"İSTER GÖZLERİNİZİ KAPATIP DİNLEYİN, İSTER SAHNEDEKİ SERÜVENİ İZLEYİN"

Radyatro Show ekibi, izleyiciye hem gözlerini kapatıp radyo tiyatrosu dinleme hem de sahnedeki tiyatro oyununu izleme fırsatını sunuyor. Nesnelerin sesine kulak veren ekip tahta bardaktan at sesi, dikiş makinesinden tramvay sesi, balondan martı sesi, pirinçten yağmur sesi gibi efektlerle Jules Verne'in 80 Günde Dünya Gezisi'ni sahneliyor. Sinemada kullanılan ses efektlerini de canlı olarak sahnede izleme imkanı sunuyor.

"RADYOYLA TİYATROYU BİRLEŞTİRDİK"

Radyatro Show'un hem yazarı hem de oyuncusu olan Savaş Özdural, "Radyoda tiyatro çok yapıldı, çok uzun zamandır yapılıyor. Ama bizim yaptığımız dünyada bir ilk. Çünkü radyo tiyatrosunu sahneye getirdik. 5 değerli oyuncu sahnede bir yandan oyunu oynarken, bir yandan efektleri ve müzikleri yapıyorlar. Bunu göz önüne aldığımızda dünyada bir ilk oluyor" sözleriyle Radyatro Show'un bir ilki gerçekleştirdiğini belirtti. Dünyada ne yapılmamış diye dolaşırken bunu bulduklarını söyleyen Özdural, sözlerine "Farklı bir iş oldu, çok keyifli bir iş oldu. Anlattığımız hikaye Jules Verne'nin 80 Günde Dünya Gezisi. Onu anlatırken efektleri seyircilerin gözü önünde, her şeyiyle, akıllarından bile geçmeyecek malzemelerle yapıyoruz. Müzikleri yapıyoruz, oynuyoruz, koşturuyoruz ve 70-75 dakika boyunca bir show yapıyoruz aslında. Buradan yola çıkarak da radyoyla tiyatroyu birleştirdik ve Radyatro Show koyduk adını" diye devam etti.

"ÇOK ENTERESAN ALETLERDEN ÇOK ENTERESAN SESLER ÇIKIYORMUŞ"

Oyunda rol alan Pelin Turancı ise, "80 Günde Dünya Gezisi'nin içinde dünyayı gezerken nereye giderseniz, vapura binerseniz vapurda olan bütün sesleri duyuyorsunuz. Trene binerseniz trende olan bütün sesleri duyuyorsunuz. Çok enteresan aletlerden, çok enteresan sesler çıkıyormuş. Bunları öğrenmiş olduk biz de bu sayede. Çok fazla kılık değiştiriyoruz, çünkü bir yandan da oynuyoruz. Ben mesela bir yerde erkek çocuğu oynarken, bir anda bir prenses oluyorum. Bir arkadaşımız normal hizmetçiyi oynarken, bir anda asilzade oluyor. Her şey değişiyor. Temposu çok yüksek, keyifli bir oyun oldu bizim için de. Farklı efektlerimiz var. Mesela balondan martı sesi çıktığını bilmiyorduk. Mercimek ve pirinçten yağmur sesi alıyoruz. Eskiden büyükannelerimizin, anneannelerimizin evlerinde olan dikiş makinesinin aslında bir tramvay sesi olduğunu biliyor muydunuz? Daha kullandığımız yığınla aletimiz var. Hepsinden farklı efektler çıkartıyoruz" dedi.

"HERKESİ RADYATRO SHOW'A BEKLİYORUZ"

Oyunculardan Özdemir Çiftçioğlu, "Ben banka soyguncusu olduğunu tahmin ettiğim Phileas Fogg adlı karakterin peşine düşen hırslı bir dedektifi, Fix'i canlandırıyorum. Gemide, trende ya da diğer yollarda, filin üstünde sürekli onun peşinde, onu yakalama hırsıyla yanıp tutuşan. Çünkü bunun sonucunda hem adını dünyaya duyuracak hem de bir para ödülüne kavuşacak bir dedektif Fix. Son derece hırslı. Artık o kadar hırsına yeniliyor ki nereye giderse gitsin, dünyanın sonuna bile gitse onu takip edip ne zaman Birleşik Krallık topraklarına dönerse, onu orada tutuklayacağım diyen bir karakter. Çok keyifli ve hoş bir çalışma dönemi geçirdik. Ben biraz prova döneminden bahsedeyim. Günde 8 saat falan çalışıyorduk, prova yapıyorduk. Fakat bu provanın 1 saat ya da 1 buçuk saati oyunla ilgili, geri kalan 5 buçuk, 6 saati nereden ne ses çıkarırız peşindeydik. Telgraf sesini de şu zımbayla hallettik. Mesela uzaktan gelip geçen bir at arabası ya da gecenin bir saatinde ormanda öten cırcır böcekleri. Herkesi Radyatro Show'a bekliyoruz" diyerek sözlerini sonlandırdı.

"GÖZÜNÜ KAPATIP RADYODA OLDUĞUNU HİSSETTİĞİNİ SÖYLEYENLER VAR"

Oyunda at arabası, rüzgar ve trenin durması sesi gibi efektler çıkaran Fatih Gülnar, oyunu "Radyo tiyatrosunda gördüğümüz, duyduğumuz, işittiğimiz bir sürü efekti, sesi hem oynuyoruz hem de efektlerini yapıyoruz. Tabii burada efektlerini yapma işin bir tarafı, ikinci tarafı da tiyatral kısmı. Bir sürü karakter canlandırıyoruz ve bu karakteri canlandırırken aynı zamanda hem efekt yapıp hem de oyunculukla bunu seyirciye yansıtıyoruz. Henüz yeni bir oyun olmasına rağmen çok güzel eleştiriler aldık. Gözünü kapatıp radyoda olduğunu hissettiğini söyleyenler var, gözlerini açtıklarında da gerçekten çok güzel bir serüvenin içinde olduklarını söyleyenler var" sözleriyle anlattı.

"ÇOK KEYİFLİ VE GÜZEL BİR OYUN OLDU"

Oyunun müziklerini yapan Fatih Özacun, rolünü "Benim efektlerle ilgili sadece bir efektim var diyebilirim size, o da vapur düdüğü. O da yine bir müzik aletinden çıkmış olduğu için onu ben yapıyorum. Onun dışında sadece müzikler bana ait. Çok keyifli ve güzel bir oyun oldu. Bu gerçekten özellikle daha eski yıllarda alıştığımız, bildiğimiz o radyo tiyatrosunu bugünlere taşıyıp, bugünün de gençlerine ve insanlarına bunu tanıtan bir oyun, bir aktivite oldu. O anlamda çok güzel eleştiriler de alıyoruz" dedi. Müziklerin hepsinin özgün ve kendi bestesi olduğunu söyleyen Özacun, oyunda ya klavye üzerinden, ya vurmalı bir aletle ya da zille müzikleri canlı çaldığını belirtti.

Seyirciye radyo tiyatrosunu izleme imkanı sunan sesli, efektli ve müzikli Radyatro Show, bu sezon bütün tiyatro severleri bekliyor.