Geri Dön
Politika Çelik: Militan diyenler faşistin ta kendisidir

Çelik: Militan diyenler faşistin ta kendisidir

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, 'militan' tartışmasıyla ilgili, "Kılıçdaroğlu, Türkiye'deki valilerimize, kaymakamlarımıza 'militan' diyerek büyük skandallara imza atmaya devam etti. Valilere, kaymakamlara, yargı mensuplarına 'militan' diyenler faşistin ta kendisidir. Bu Nazi ağzıyla konuşmayı bırakmaları lazım. Şehit kaymakamlarımız, yargı mensuplarımız var. İnsan biraz bunlardan utanır" dedi.

Çelik: Militan diyenler faşistin ta kendisidir

AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında toplandı. MYK devam ederken basın toplantısı düzenleyen AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MYK toplantısında teşkilat çalışmaları, iç ve dış siyasetteki gelişmelerin ve reform eylem planı ile ilgili çalışmaların ele alındığını söyledi. Covid-19 salgınıyla mücadele kapsamında aşılama çalışmalarının kuvvetli bir şekilde devam ettiğini belirten Çelik, "3 milyon dozluk aşıdan sonra 6,5 milyon dozluk aşı da geldi. Bütün bu süreçte Sağlık Bakanlığımız Covid-19 aşısı bilgilendirme platformunu aktive etti. Böylece herkes buradan gerekli bilgilere ulaşabiliyor. Vatandaşlarımızın hızla aşılanmasına belli bir sistematik içerisinde devam ediliyor" diye konuştu.


DHA'NIN FİLYASYON EKİBİ İLE İLGİLİ HABERİNE VURGU YAPTI


Çelik, sağlık çalışanlarının zor şartlarda şevkle çalıştıklarını ve meseleye yüksek insani hassasiyetle yaklaştıklarını anlatırken, DHA Tunceli Muhabiri Serhat Ozan Yıldırım'ın Tunceli'de filyasyon ekiplerinin kış koşullarında koronavirüsle mücadelesini konu alan haber fotoğrafını örnek gösterdi. Çelik, "Aşılama çalışmaları güçlü bir şekilde devam edecek. Vatandaşımızın korunması için çok yönlü paketleri, çok yönlü eylem planları devreye sokulmaya devam edilecek" mesajını verdi.


Kongre salonlarına salgın nedeniyle kısıtlı sayıda insan alınmasına rağmen olağanüstü bir coşku yaşandığını belirten Çelik, "Vatandaşlarımız, teşkilatlarımız ve kardeşlerimiz önümüzdeki dönemlere hazırlık için zamanında 2023'te yapılacak seçimler 2024'te yapılacak seçimler konusundaki iradelerini yüksek bir biçimde tutuyorlar. Tecrübe ve yenilenme arasındaki dengenin hassasiyetle korunduğu kongreler gerçekleştiriyoruz. AK Parti, kurulduğu günden beri tecrübeyle kadrolarını yenileme arasındaki dengeyi en hassas siyasi teraziyle tartan ve gerçekleştiren partidir. Kongrelerde gördüğümüz şey şudur: AK Parti bir kere daha geleceğin partisi olduğunu, Türkiye'nin geleceğine yön verecek ana parti olduğunu da güçlü bir şekilde ortaya koyuyor" diye konuştu.


'YIKIM SİYASETİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ'


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kullandığı siyaset diline yönelik eleştirilerde bulunan Çelik, "Maalesef Türk devlet ve siyaset hayatında görünmeyen bir yıkım siyasetiyle karşı karşıyayız. İlk defa bir siyasi partinin bu derece meşruiyet sınırlarının dışına çıktığını, Cumhurbaşkanımız hakkında, devlet görevlileri hakkında, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurumları hakkında bir yıkım siyasetiyle hareket ettiğini görüyoruz. Bugün Sayın Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından anlıyoruz ki, nefret siyaseti ve husumet siyaseti CHP'de Kılıçdaroğlu tarafından bir yazılım haline getirilmiştir. Bu yazılım her gün yeni aplikasyonlar üreterek, nefreti artırmak, husumeti arttırmak şeklinde bir tavır ortaya koyuyor" dedi.


'CHP YÖNETİMİNİN SÖYLEMİ, AVRUPA'DAKİ AŞIRI SAĞCI PARTİLERİN LİGİNDE'


Artık CHP'de Avrupa'daki sosyal demokrat partilere benzemek, oradaki siyasetin bir parçası olmak şeklindeki motivasyonun tamamen yok olduğunu ifade eden Çelik, "Artık Avrupa'daki aşırı sağcı partilerin liginde bir CHP yönetiminin söylemiyle karşı karşıyayız. Dolayısıyla geçmişte CHP'ye emek verenlerin, Avrupalı bir sosyal demokrat parti olsun diye fikir ve siyaset üretenlerin bütün emeklerinin gasp edildiğini, Kılıçdaroğlu döneminde Avrupa'nın aşırı sağcılarıyla ırkçılarıyla yarışan bir siyasi dil kullanıldığını kayda geçirmek gerekiyor" görüşünü dile getirdi.


'MİLLET SİZE DESTEK VERMEDİ, BÜTÜN BU GİRİŞİMLERİNİZ BERHAVA OLDU'


Meclis grup toplantısında Kılıçdaroğlu'nun 'AK Parti ne yapmak istedi de biz engel olduk' diye sorduğunu hatırlatan Çelik, "AK Parti bu memleket, millet ve devlet için ne yapmak istediyse hangi iyiliği üretmek istediyse karşımızda oldunuz. Gücünüz yetseydi hepsine engel olacaktınız ama gücünüz yetmedi. Çünkü millet size destek vermedi, millet AK Parti'nin reform iradesine, milli siyasetine, demokratikleşme, reform ve Türkiye'yi büyütmek iradesine destek verdiği için sizin bütün bu girişimleriniz berhava oldu" ifadelerini kullandı.


Çelik, yargı ve mülki idare mensuplarının tehdit edilip baskı altına alınmaya çalışıldığına dikkat çekerek, "Geçmişte yaptığınız gibi iktidara gelemediğiniz zaman, seçilmiş iktidarın üzerinde bir denetleme iktidarı kurmaya çalışıyorsunuz. Tarih boyunca bunu yaptınız, iktidara gelmek üzere kurgulanmadığınızı siz de çok iyi biliyorsunuz. İktidara gelmek yerine, milletin oyuyla iktidara gelmiş olanlar üzerinde bir denetleme iktidarı kurmak, bir engizisyon gerçekleştirmek üzere bu tavrı gerçekleştirdiniz. CHP'deki kardeşlerimizin de hiçbir şekilde tasvip etmeyeceği, Türkiye Cumhuriyeti devletinin başka devletlerle karşı karşıya geldiği her durumda, karşımızdaki devletleri tutan savrulmuş ve maalesef başka bir yere kendisini konumlandırılmış bir siyaset söz konusu. Ne siyasi nezakete ne demokratik adaba uygun olmayan bir dil kullanıyorsunuz, ama Türkiye Cumhuriyeti'nin temel kurumlarını, milletin temel kazanımlarını doğrudan hedef alan, milletin bugüne kadar verdiği demokrasi mücadelesini itibarsızlaştırmaya çalışan bir tutum içerisine giriyorsunuz. İşte bu kabul edilemez bir tavırdır" diye konuştu.


'BU NAZİ AĞZIYLA KONUŞMAYI BIRAKMALARI LAZIM'


15 Temmuz'a 'güdümlü darbe' denilerek, darbe girişimine karşı yapılan direnişin de itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını söyleyen Çelik, militan tartışmasıyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:


"Sürekli olarak militarizm peşinde koşuyorsunuz ondan sonra da utanmadan bize 'militan' diyorsunuz. Bu sözleri söyleyenler, bu konularda konuşurken maalesef aynaya bakarak konuşmuş oluyorlar. Bunlar bizim tarihimizde yok, bunlar sizin kendi tarihinizde gerçekleştirilmiş şeyler. Kılıçdaroğlu, Türkiye'deki valilerimize, kaymakamlarımıza 'militan' diyerek büyük skandallara imza atmaya devam etti. Türkiye'nin mülki idare geleneği, çok köklü bir gelenektir. Devlet adamları olarak valiler, kaymakamlar, yargı mensupları ellerinden gelenin en iyisini, 'milletin emrinde olmak' anlayışıyla gerçekleştirmeye çalışıyor. Vali ve kaymakamlara 'militan' diyenlerin, Türk idare ve devlet geleneğini yok sayan, tamamen bir yıkım siyaseti ve barbarca bir tavır içerisinde olduklarını görüyoruz. Bu yanlıştan dönülseydi, hadi dönülmedi diyelim, tekrarlanmasaydı yine susulacaktı. Fakat açık ve net bir şekilde söylüyorum valilere, kaymakamlara, yargı mensuplarına 'militan' diyenlerin kendisi faşistin ta kendisidir. Bu Nazi ağzıyla konuşmayı bırakmaları lazım. Bu insanlar en zor şartlarda, bazı yerlerde de ölümle göz göze kalarak bu faaliyetleri gerçekleştiriyorlar. Şehit kaymakamlarımız, yargı mensuplarımız var. İnsan biraz bunlardan utanır."


'SİYASİ ZİHNİYETİNİZİN TOMOGRAFİSİNDE NELER VAR, ÇOK İYİ BİLİRİZ'


Eleştirilerin siyasetçilere yöneltilmesini isteyen Ömer Çelik, "Size cevap veremeyecek durumdaki valilere, kaymakamlara, yargı mensuplarına, askerlere bunu söylemenizin sebebini biliyoruz. Çünkü biz sizin siyasi zihniyetinizin tomografisinde, MR'ında neler var çok iyi biliriz. Kurmaya çalıştığınız denetleme iktidarıyla milletin verdiği yetkiyle iktidara gelemediğiniz için, Türk idaresini baskı altına almaya çalışıyorsunuz. Kendiniz iktidar değilsiniz, mülki idareyi baskı altına alıp orada iktidar gibi davranmaya çalışıyorsunuz. Yargı mensuplarını baskı altına almaya çalışıyorsunuz. Askeriye içerisinde fitne çıkarmaya çalışıyorsunuz, TBMM'ye bağlı, milli iradeye bağlı bir ordudan, seçilmiş Cumhurbaşkanının başkomutanı olduğu bir ordudan rahatsız olduğunuz için, terörle mücadele eden bir ordudan rahatsız olduğunuz için bunu yapıyorsunuz" dedi.


Yunanistan ile yeni bir sayfa açmaya hazırlandıkları süreçte Yunan Dışişleri Bakanı'nın Türkiye'deki Rum azınlıkla ilgili olumsuz ifadeler kullandığına işaret eden Sözcü Çelik, "Türkiye'de azınlıklara dönük olarak atılmış adımlar çok güçlü adımlardır. Azınlık vakıflarına malların iade edilmesi bir devrimdir, bu devrim herkes tarafından kabul edilmiştir. Ama Batı Trakya'daki Türk azınlığın haklarının ihlali konusunda defalarca AİHM tarafından cezaya çarptırılmasına rağmen Yunanistan aynı tutuma devam etmektedir. Yunanistan'ın Türkiye'ye karşı kullandıkları dil konusunda bu yeni dönemde daha hassas olmalarını bekliyoruz" uyarısını yaptı.


Belçika Parlamentosunun 5 Mayıs 2019'da uluslararası mahkemelerde tanınmış soykırımı, insanlığa karşı suç ve savaş suçlarını inkarın cezalandırılmasına ilişkin bir kararı kabul ettiğini hatırlatan Çelik, Belçika Ermenileri Komitesi'nin 1915 olaylarına bu kararlarda yer verilmediği gerekçesiyle itiraz ettiğini, itirazın Belçika Anayasa Mahkemesi tarafından reddedildiğini, mahkemenin bu kararını son derece olumlu karşıladıklarını dile getirdi.


İsrail'in yeni yerleşim yerleri konusunda attığı adıma da değinen Çelik, buna bütün dünyanın 'dur' demesi gerektiğini, İsrail'in attığı bu adımların iki devletli çözümü imkansız hale getirdiğini, Kudüs'ün statüsünü değiştirme anlamı taşıdığını ve bölge barışını ciddi şekilde tehdit ettiğini bildirdi. Çelik, "Kurulacak başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletinin coğrafi bütünlüğünü yok etmek, iki devletli çözümü imkansız kılmak, Doğu Kudüs'ün statüsünü değiştirmek asla kabul edilemeyecek eylemlerdir" dedi.


'İKİNCİ SINIF VATANDAŞ YOKTUR, HERKES BİRİNCİ SINIFTIR'


Sosyal medyada gündem olan Yalova'da alevilerin evlerinin işaretlenmesi konusunu da değerlendiren Çelik, bunların provokatif amaçlı faaliyetler ve infial yaratmaya dönük çabalar olduğunu vurguladı. Çelik, "Herkes müsterih olsun. Etnik yapısına, mezhebine göre ayrılmış Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları yoktur. Türkiye Cumhuriyeti'nde ikinci sınıf vatandaş yoktur, herkes birinci sınıftır. Etnik değerlendirmeler ya da mezhebi değerlendirmeler kültürel zenginliktir. Bunun herhangi bir şekilde bir fay hattı oluşturmaya dönük olarak kışkırtılmasına ya da istismar edilmesine kesinlikle müsaade etmeyiz" diye konuştu.


'TERÖR ÖRGÜTÜ PROPAGANDASI, TERÖRE DESTEK VERMEKTİR'


Yakın zamanda hayvan haklarıyla ilgili kapsamlı bir yasanın TBMM'ye geleceği bilgisini verdikten sonra soruları yanıtlayan Ömer Çelik, HDP Esenyurt ilçe binasında PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın afiş ve posterlerinin asılı olduğu görüntülere ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:


"Terör insanlık düşmanı bir organizasyondur. Milletimizin de düşmanıdır, demokrasiye, hukuk devletine inanan hiç kimse teröre destek veremez, terörün propagandasını yapamaz. O bina bir terör örgütü propaganda merkezi haline gelmiş. Şöyle düşünün yani bu terör örgütünün Kandil'deki ya da başka bir yerdeki bir ofisine gidilse orada herhalde bu kadar çok propaganda malzemesi yoktur. Bir siyasi parti açısından kabul edilemez bir durumdur. Enteresan olan şu, bunun karşısında 'Bu yanlıştır' en azından demesi gerekenler suç olmayan resimlerden, suç olmayan bayraklardan bahsediyorlar. Bunların hepsi suçtur. Terör örgütü propagandası teröre destek vermek şeklindeki bir yaklaşımdır. Terör amasız, meselasız, mazeretsiz, şerhsiz şekilde lanetlenmelidir. Kim ki bir siyasi partinin binasında bu şekilde terör örgütünün propagandasını yapan malzemeler bulunduruyorsa böyle bir organizasyon içinde ise demokrasimize, hukuk devletimize düşmanlık eden bir tutum içindedir. Herkesin topyekun tepki göstermesi, lanetlemesi gereken bir tutumdur."


'MÜLKİ İDAREMİZİN ARKASINDAYIZ'


Militan tartışmasının MYK'da da gündeme geldiğini anlatan Çelik, "CHP yönetiminin kullandığı dilin sistematik bir şekilde mülki idaremizi, askeri unsurlarımızı, yargı mensuplarımızı baskı altına almaya çalışan bir tavır ve Türk devlet ve mülki idare sistemi üzerinde paralel bir iktidar alanı oluşturmaya çalışan bir faaliyet olduğunu görüyoruz. MYK, buna karşı en güçlü tepkinin verilmesi gerektiği konusunda hemfikirdir. Hiçbir valimizin, hiçbir kaymakamımızın, hiçbir silahlı kuvvetler mensubumuzun ve hiçbir yargı mensubumuzun Kılıçdaroğlu'nun söylediklerini ciddiye alması gerekmez. Biz gereken cevabı veriyoruz ve vermeye devam edeceğiz. Bir vali ya da kaymakam CHP Genel Merkezi'nden talimat almıyorsa ona 'militan' derler. Askeriyede CHP'nin kışkırtmasıyla bir vesayet girişimi söz konusu değilse ona 'militan' derler. Aynı şekilde yargı mensupları CHP'den talimat almıyorsa 'militan' derler, tehdit ederler. Yaptıkları bundan ibaret. Mülki idaremizin arkasındayız" dedi.


'İNSAN HAKLARI EYLEM PLANI'NI CUMHURBAŞKANIMIZ PAYLAŞACAK'


Yargı ve ekonomi reformlarında hangi aşamaya gelindiğine ilişkin soruya Çelik, geçmişte yapılan reformlar için sahadaki geri dönüşleri dikkatle değerlendirdiklerini belirterek, "Şimdi ise İnsan Hakları Eylem Planı tamamlanmak üzere. Bunların hepsi bugün kapsamlı bir şekilde MYK'da değerlendiriliyor. Arkadaşlarımızın destek verdiği ve eleştirdiği hususlar var. Bunlarla ilgili olarak belki birkaç toplantı daha yapmak gerekecek. Ama süratli bir şekilde çalışılıyor. Bu çalışıldıktan, bütün bu değerlendirmeler tamamlandıktan sonra İnsan Hakları Eylem Planı Cumhurbaşkanımız tarafından kamuoyuyla paylaşılacak. Bizzat Cumhurbaşkanımız açıklayacak bunu. Arkasından da bununla ilgili idari ve yasal düzenlemeler gerçekleştirilecek" diye konuştu.


'ANNELERE KARŞI ZAFER İŞARETİ YAPILMAZ, ANNELERİN ELİ ÖPÜLÜR'


Diyarbakırlı annelerin evlat nöbeti sırasında HDP'li bir milletvekilinin zafer işareti yapmasını değerlendiren Çelik, "Çok üzücü bir durum. Bir insanın zafer işareti yapacağı kesimin Diyarbakır anneleri olması son derece dramatik ve ahlaki olmayan bir tutum. Annelere karşı zafer işareti yapılmaz, annelerin eli öpülür, annelere hürmet edilir. Çünkü anneler evlatlarını kaybetmişler ve vicdan nöbeti tutuyorlar. Bir insanın hayatında asla düşmemesi gereken bir durum, annelere karşı zafer işareti yapmaktır. 'Allah kimseyi böyle bir duruma düşürmesin' diyeceğimiz bir durumdadır. Bir zafer kazanmak istiyorsanız gidin teröre karşı kazanın. Annelerin elini öpün" görüşünü dile getirdi.


'İSTİKŞAFİ GÖRÜŞMELERE GÜÇLÜ BİR DESTEK VERİYORUZ'


Çelik, Yunanistan ile istikşafi görüşmelerin başlamasına ilişkin bir soru üzerine Türkiye'nin her zaman bu istikşafi görüşmelerden yana olduğunu belirtirken şunları söyledi:


"Ege'deki sorunlar, kıta sahanlığı sorunları, havada ve denizde söz konusu olan sorunlar... Şimdi buna hidrokarbon kaynaklarıyla ilgili konular eklendi. Bütün bunlar çerçevesinde yine bu kapsamlı bir dosya olarak ele alınacaktır. Dosyaların parçalarının birbirinden ayrılıp ayrı bir istikşafi görüşme yapılması söz konusu değildir. Başlangıç olarak iyidir. Türkiye tabii ki masaya pozitif bir gündemle oturmuştur. Diplomatik yolla siyasi aklı çalıştırarak, bölgedeki tarihi derinliğimizi çalıştırarak çözülemeyecek bir sorun yoktur. Yunanistan'ın bölgesel istikrara katkı sağlayacak bu diplomatik görüşmelere katkı vermesini bekliyoruz. Yoksa Fransa'nın ya da başka ülkelerin ortaya koyduğu tavırlarla silah alımını artırmak, Türkiye'ye karşı Mısır, İsrail gibi ülkelerle iş birliği yapmak ya da Türkiye'nin Libya'daki pozisyonunu sabote etmeye çalışmak gibisinden yaklaşımlar hiçbir sonuç almaz. Biz komşuyuz, Yunanistan dara düştüğü zaman yanında bütün bu bahsettiğim ülkeleri değil, her zaman Türkiye'yi bulmuştur. Dolayısıyla 'Konuşulacak, çözülecek bir mesele söz konusudur' diyenler varsa bu istikşafi görüşmelerin kıymetini bilip, bu şekilde değerlendirmeleri gerekiyor. Biz kesinlikle bunların olumlu sonuçlanması gerektiğini değerlendiriyoruz ve bu istikşafi görüşmelere güçlü bir destek veriyoruz. Umarız pozitif bir atmosferde geçer."


'EN KISA ZAMANDA NASIL ADIMLAR ATACAĞIMIZI TARTIŞIYORUZ'


Toplantının sonunda Covid-19 salgınıyla ilgili alınan bazı tedbirlere ilişkin kışkırtıcı nitelikte bazı beyanlar olduğuna işaret eden Çelik, "Emin olun o sektörlerdeki kardeşlerimizle çok yakın temas halindeyiz. Onların rahatlaması için en kısa zamanda nasıl adımlar atacağımızı her zaman tartışıyoruz. Onun ötesinde önemli olan, şu anda bu sürecin devam ettirilmesi ve rakamların giderek sıfıra doğru yaklaşmasıdır" dedi.


'MASKE, MESAFE, TEMİZLİK KURALINA UYMAYA DEVAM EDECEĞİZ'


Aşı olanların da kurallara uyması gerektiğinin altını çizen Çelik, "Antikorları çıkana kadar hatta daha sonrasında da maske, mesafe, temizlik kuralına uymaya devam edeceğiz. Ne zaman ki bilim adamlarımız 'Dünya normale döndü' der, o zaman normal hayatımıza döneceğiz" mesajını verdi.