Geri Dön
Politika Bosna Hersek’te tansiyon yükseliyor; Dodik’in yeni açıklamaları ‘darbe girişimi’ olarak yorumlandı

Bosna Hersek’te tansiyon yükseliyor; Dodik’in yeni açıklamaları ‘darbe girişimi’ olarak yorumlandı

Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Sırp Üyesi Milorad Dodik, Bosna Hersek Silahlı Kuvvetleri içindeki Sırp askerleri çekip Sırp entitesi bünyesinde Sırp Cumhuriyeti Ordusu kuracağını ve diledikleri takdirde Boşnak ve Hırvat askerlerin de kendilerine katılabileceğini söyledi. Dodik’in tansiyonu yükselten bu açıklamaları, ‘darbe girişimi’ olarak yorumlandı. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Balkan Siyasi Analisti Kayhan Gül, bölgede yaşanan son gelişmeleri DHA’ya anlattı.

Bosna Hersek’te tansiyon yükseliyor; Dodik’in yeni açıklamaları ‘darbe girişimi’ olarak yorumlandı

Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Sırp Üyesi ve Bağımsız Sosyal Demokratlar İttifakı Genel Başkanı Milorad Dodik, son dönemde yaptığı ‘ayrılık yanlısı’ açıklamalarla yeniden tepki çekti. Her fırsatta Bosna Hersek’teki Yüksek Temsilcilik Ofisini (OHR) tanımadığının altını çizen Dodik, OHR tarafından alınan kararları da görmezden geliyor. Temmuz ayında eski Yüksek Temsilci Valentin İnzko’nun giderayak çıkardığı soykırımı inkâr yasasının ardından Dodik önderliğindeki Sırplar devlet kurumlarını boykot etme kararı almış ve yeni bir siyasi krize neden olmuştu.

Karmaşık bir siyasi yapıya sahip ülkede Dodik, bu kez de Bosna Hersek Silahlı Kuvvetleri içindeki Sırp askerleri çekip Sırp entitesi bünyesinde Sırp Cumhuriyeti Ordusu kuracağını ve diledikleri takdirde Boşnak ve Hırvat askerlerin de kendilerine katılabileceğini söyledi. Bunun yanı sıra Bosna Hersek Mahkemesi ve Savcılığının kararlarını Sırp entitesi içinde uygulamayacaklarını kaydeden Dodik, ortak vergilendirme sisteminden de çıkacaklarını söyledi. Dodik’in açıklamaları ülke kamuoyunda sert tepki çekerken, bunlar “darbe girişimi” olarak yorumlandı.

“BU HAMLE ANAYASAL DÜZENE BİR BAŞKALDIRI”

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Balkan Siyasi Analisti Kayhan Gül, “Bosna Hersek zaten her daim patlamaya hazır bir barut fıçısı. Daha 26 yıl öncesinde savaş yaşamış, acıların hala taze olduğu bir yer. Daha önce de hiç şüphesiz ülkede siyasi gerilimler olmuştu. Ancak Dodik’in bu kez taleplerini gerçekleştirmek için 6 aylık süre tamamlaması ve akabinde entitenin tek taraflı bağımsızlığını ilan edeceğini bildirmesi ortamı fazlasıyla gerdi. Zira Anayasaya göre entitelerin tek başına bağımsızlık ilan etme hakkı yok. Dodik’in bu hamlesi anayasal düzene de bir başkaldırı” diye konuştu.

“BELGRAD VE MOSKOVA’NIN DESTEĞİYLE KONJONKTÜRDEN FAYDALANMAK İSTİYOR”

Dodik’in uluslararası arenadaki karmaşık durumu kendi lehine çevirmeye çalıştığını dile getiren Gül, “Hazır Balkanlar Amerika Birleşik Devletleri’nin öncelikleri arasında yer almazken, AB ise kendi içinde rekabet ve kriz içindeyken, Belgrad ve Moskova’nın desteğini alan Sırp lider mevcut konjonktürden faydalanmak istiyor. Almanya’nın ve doğal olarak AB’nin geleceği soru işareti. Avrupa Birliği’nde bir lider eksikliği var. Bunun yanı sıra AB uzun zamandır Balkan ülkelerinden umudu kesmiş durumda. Daha doğrusu genişleme karşıtları ve tabi Balkan ülkelerinin reform sürecini yavaşlatmaları bölge ile AB arasında kopukluğa neden oldu. Durum böyle olunca Dodik de fırsattan istifade edip ayrılıkçı fikirlerini daha açık bir şekilde masaya koyar oldu” dedi.

“GERGİNLİĞİN ÇATIŞMAYA DÖNÜŞMESİ ÜLKEYİ YENİ BİR FELAKETE SÜRÜKLER”

Dodik’in 2011 yılından beri defalarca bağımsızlık kozu ile ortamı gerdiğini hatırlatan Gül, “Bunların birçoğunu da seçimler öncesinde oy almak için yapmıştı. Ancak bu kez biraz ileri gittiğini söyleyebiliriz. Bunun iki sebebi olabilir. İlki, adeta bir intihar bombacısı gibi hem kendini patlatacak hem de varlığını kabul etmediği Bosna Hersek’e büyük zarar verecek. Bu seçenek gerçekten riskli. Zira, Bosna Hersek’te siyasi gerginliğin çatışmaya dönüşmesi ülkeyi yeni bir felakete sokacaktır. Nihayetinde kimse Dodik’in siyaset sahnesinden silinmesine bakmayacaktır. Ancak Sırp liderin bunu yapabilmesi için ardından yeterli halk desteği henüz yok. Zira ülkedeki Sırp nüfusun yüzde 35 civarında olduğunu ve bunun da sadece yarısının Dodik’i ve partisini desteklediğini göz önüne alırsak bu da yüzde 17 ila 18 gibi bir rakama denk gelir. Sanıldığından çok daha akıllı olan Dodik’in arkasına sadece yüzde 17’lik Sırp nüfusu alıp savaş çıkarması hiç de gerçekçi değil. Ancak burada Belgrad ve Moskova faktörlerine dikkat etmek gerekir” değerlendirmesinde bulundu.

Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İkincisi ise tamamen siyasi bir rant elde etmek. 2022 yılında Bosna Hersek’te genel seçim ve cumhurbaşkanlığı seçimi olacak. Dodik’e destek azalıyor. 2020 yılındaki seçimde Sırp entitesinin idari merkezi Banya Luka şehrini kaybetti. Dodik halkın desteğini alabilmek adına yeniden radikal söylemlere kalkıştı. Ancak muhalefet şimdilik Dodik’in karşısında yer alıyor.

ABD ve AB’nin Dodik’e karşı yaptırım kararları alması görünen o ki Sırp lideri köşeye sıkıştırdı. Köşeye sıkışan Dodik, gerginleşerek söylemlerini de sertleştirdi.”

TÜRKİYE’Yİ DE GERİLİME SÜRÜKLMEYE ÇALIŞTI

Dodik’in geçen hafta yaptığı bir açıklamada, Bosna Hersek’teki Müslüman Boşnakların ayrı bir devlet kurabileceğini ve konfederasyon sistemi ile Türkiye’ye bağlanabileceğini söyleyerek Türkiye’yi de işin içine çekmeye çalıştığını kaydetti.

HIRVATLAR SESSİZ, BOŞNAKLAR TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNDE KARARLI

Bölgede yaşanan gerilimde Hırvatların sessiz kaldığını, Boşnakların ise toprak bütünlüğünü korumakta kararlı olduğunu ve bu tutumla hareket ettiklerini söyleyen Gül, “’Beni durdurabilecek bir otorite yok’ diyen Dodik, NATO müdahalesi olması halinde bazı dostlarının Sırp entitesine yardım edeceğini de belirterek, aslında arkalarında birilerinin (Rusya ve Sırbistan) olduğu mesajı da verdi. Ülkedeki Hırvatlar yaşananlara henüz sessiz. Ama Boşnaklar ülkeden tek parça toprak verilmeyeceği konusunda hemfikir. Daha önce olası bir çatışma durumunda ordunun başına geçebileceğini söyleyen Boşnak lider Bakir İzetbegoviç, cuma günü Sırp nüfusun yoğun olduğu Banya Luka’ya giderek ve Cuma namazını burada kılarak aslında Sırp entitesinin de ülkenin ayrılmaz bir parçası olduğu mesajını çok net verdi” ifadelerini kullandı.

“DODİK’İN SÖYLEMLERİNE SADECE BOSNA HERSEK PENCERESİNDEN BAKILMAMALI”

Uluslararası toplumun Dodik’in ne kadar ileri gidebileceğini görmek istediğini düşündüğünü dile getiren Gül, “Kırmızı çizgiyi geçmeye hazır görünen Dodik, hem kendi sonunu getirmeye hem de kendi milletini ateşe atmaya hazır gibi. Zaten kötü bir ekonomiye sahip Sırp entitesi, yeni yaptırımlara maruz kalır yalnızlığa itilirse halk da tamamen Dodik’e sırt çevirecektir” dedi.

Dodik’in riskli söylemlerine sadece Bosna Hersek penceresinden bakmanın da yanlış olduğuna dikkati çeken Gül, “Balkanlar küçük bir bölge ve Bosna Hersek’te çıkacak bir çatışmanın Kosova’ya, Karadağ’a ve Sırbistan’a da an meselesi olur. ‘Büyük güçler’ eğer bölgede yeni bir savaş istemiyorsa olaya müdahil olmalıdır. Bölge ülkelerini kendi hallerine bırakmak sadece sorunları halının altına süpürmek olur” diyerek sözlerini noktaladı.