Geri Dön
Politika Cumhurbaşkanı Erdoğan: Mesajınızı aldık, biz buradayız

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Mesajınızı aldık, biz buradayız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 104'üncü yıl dönümü nedeniyle Çanakkale 18 Mart Stadyumu'nda düzenlenen törende konuştu. Erdoğan, Yeni Zelanda'da camilere düzenlenen terör saldırısına değinerek, "Çanakkale'den 104 yıl sonra yeniden sesleniyor ve diyoruz ki; Mesajınızı aldık. Hislerinizi de niyetinizi de aldık. Kininizi, nefretinizin canlı olduğunu anladık. Bir teröristin ortaya çıkmak suretiyle 50 Müslüman’ı öldürmesinin de ne olduğunu anladık. Bu bireysel bir olay değildir. Örgütlüdür. Biz buradayız, biz Çanakkale'deyiz. Bin yıldır buradayız. İnşallah kıyamete kadar da burada olacağız. İstanbul'u Konstantinopolis yapamayacaksınız" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Mesajınızı aldık, biz buradayız

Çanakkale 18 Mart Stadyumu'ndaki tören, Türk Silahlı Kuvvetleri Mehteran Takımı'nın gösterisiyle başladı. Binlerce kişi stadyumu ellerinde Türk bayraklarıyla doldurdu. Statta 'Dirilişten Kurtuluşa, Bir Duruştur Çanakkale', 'Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Vatan, Tek Devlet' pankartları ile Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın posterleri yer aldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanı sıra stadyumdaki törene Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turan, Çanakkale Valisi Orhan Tavlı, Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Levent Kerim Uça, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, siyasi parti temsilciler, daire müdürleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Mehteran takımının gösterisiyle başlayan program, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla devam etti. Çanakkale İmam Hatip Anadolu Lisesi Proje Okulu öğrencilerinden Muhlis Osman Şengil, 'Çanakkale Şehitlerine' şiirini okudu. Açılış konuşmalarına geçildi.

'ÇANAKKALE MÜCADALESİNİ ANLAMAYANA HAVA, SU HELAL OLMAZ'

18 Mart Şehitleri Anma ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 104'üncü yıl dönümü nedeniyle Çanakkale’de 18 Mart Stadyumu’nda düzenlenen törende konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kahramanlıkların diyarı Çanakkale. İstiklalimiz ve istikbalimiz için toprağa giren tüm şehitlerimize rahmet diliyorum. Çanakkale istiklalimizin kalesi. Serden geçen ama yurttan geçmeyen, milletimizin yâri Çanakkale. 104 yıldır kalbimizde sönmeyen bir ocak gibi tüten Çanakkale. Rüyası rüyamız davası davamız sevdası sevdamız Çanakkale. Her karış toprağında canların sevil olduğu, bedrin aslanlarını imrendiren kahramanlıkların diyarı Çanakkale. Adına destanlar yazılan, anaların ağıt, genç kızların türkü yaktıkları Çanakkale. Denizinde ve toprağında ehli salibin savletini kıran o demir çemberi göğsünde parçalayan Çanakkale. Seni gönülden selamlıyorum Çanakkale. Bu topraklarda şehitleri olan bir zamanlar aynı sınırlar içerisinde yaşadığımız Balkanlar'daki, Kuzey Afrika’daki, Orta Doğu’daki Kafkaslar’daki tüm kardeşlerimizi anlıyorum. Emin olsunlar, emanetlerine gözümüz gibi bakıyoruz" dedi.

Erdoğan, "18 Mart Şehitlerini Anma Gününü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 104'üncü yıl dönümü vesilesiyle bugün bir kez daha sizlerle birlikte olmanın memnuniyeti ve mutluluğu içindeyim. Bu vesileyle bin yıldır istiklalimiz ve istikbalimiz için bir gül bahçesine düşer gibi toprağa giden tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. 18 Mart şehitlerimizi, 1’inci Dünya savaşında pek çok cephede verdiğimiz şehitlerimizi İstiklal Harbi şehitlerimizi, terörle mücadele şehitlerimizi, 15 Temmuz şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum. Çanakkale’de verilen mücadeleyi, anlamayan hiç kimseye bu ülkenin havası da, suyu da, ekmeği de helal olmaz. Çanakkale Savaşı'nı savaşlardan savaş sanan birisinin bu ülkeyle ilgisi yok demektir. Çanakkale’yi hazmedemeyen istiklal harbimizin kodlarını da çözemez" diye konuştu.

'İSTANBUL'U KONSTANTİNOPOLİS YAPAMAYACAKSINIZ'

Ömrünün son döneminde, "İstiklal Marşı yeniden yazılsa daha iyi olmaz mı?" diye soran bir dostuna Mehmet Akif'in, "Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırmasın" dediğini hatırlatan ve Yeni Zelanda'daki camilere saldırıyla ilgili konuşan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Biz de diyoruz ki Allah bu milleti bir daha Çanakkale’deki gibi biri imtihana tabi tutmasın. Şayet böyle bir durum olursa Çanakkale’nin denizi de topraklarını o düşmanlara mezar etmekten asla çekinmeyiz. Türkiye’nin sabrını ve kararlılığını aradan geçen bir asra aşkın zaman rağmen halen sınamaya devam ediyorlar. Suriye sınırımızı taciz ederek burada bir terör koridoru kurmaya çalışarak devam ediyorlar. Kıbrıs’ta, Doğu Akdeniz’de haklarımıza tecavüz etmeye kalkarak bunu sınıyorlar. Ege’de denize ayak basamaz hale getirmeye çalışarak sınıyorlar. Ülkemizde darbe girişimlerinde bulunarak karanlık ittifaklar kurarak sınıyorlar. Hatta ülkemizden 16 bin kilometre uzakta Yeni Zelanda’da verdikleri mesajlarla sınıyorlar. Çanakkale’den 104 yıl sonra bir kez daha sesleniyoruz ve diyoruz ki; mesajınızı aldık. Niyetinizi anladık, kininizin canlı olduğunu anladık. Bir teröristin ortaya çıkmak suretiyle 50 Müslüman'ı öldürmesinin ne olduğunu anladık. Yaşadığımız toprakları aldığımız nefesi bize çok gördüğünüz anladık. Bu bireysel bir olay değildir örgütlüdür. Biz buradayız biz Çanakkale’deyiz. İstanbul’u Konstantinopolis yapamayacaksınız. Dedeleriniz geldi kimileri tabutla döndü. Siz de gelirseniz dedeleriniz gibi uğurlayacağımızdan şüpheniz olmasın Bu iş silah üzerine boya ile yazı yazmakla olmaz. Biz tarihi Çanakkale’de kanla yazdık. Gazi Mustafa Kemal’in liderliğinde yazdık. İsrail’in başındaki zatın oğlunun ifadeleriyle Yeni Zelanda’daki teröristin ifadeleri aynı. Aynı kaynaktan besleniyorlar. Tüm mazlumlara tüm Müslümanlara tüm Türklere karşı kalkacak ellere karşı yazacak tarihimiz var. Ayaklarımıza çelme takmaya çalışanlara karşı yazacak tarihimiz var. Çıkmış bir tane terörist ne diyor? Kürdistan. Türkiye’de Kürdistan diye bir bölge var mı? Çok seviyorsa, Irak’ın kuzeyinde Kürdistan var, defol git orada yaşa. Başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere Çanakkale kahramanlarına, tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Diyorum ki kardeşliğimize gölge düşürmeyelim."

‘ASIM’IN NESLİ BURADA’

Çanakkale’de yaşanan direnişte düşmanların Türklerin gücünü gördüğünü söyleyen Erdoğan, "Buraya geldiler. Burada olduğumuzu gördüler. Sonra da kimi ayakları üzerinden, kimi tabutla geri döndüler. Şayet aynı niyetle gelecekseniz sizi de bekleriz. Sizleri de dedeleriniz gibi uğurlayacağımızdan hiç şüpheniz olmasın. Biz Çanakkale’yi hepinizin hayali olan barışın ortak acılardan doğan kardeşliğin, sembolü olarak görüyoruz. Şu anda hemen karşı tarafta yeni Zelandalılar yok mu? Avustralyalılar yok mu? Onlar şu anda bizim şehitlerimizle, orada aynı yerlerde yatmıyorlar mı? Bunlara ev sahipliği yapan biz değil miyiz? Gazi Mustafa Kemal’in dediği gibi ‘Onlar burada göğüs göğse kardeş kardeş olarak yatacaklar.’ Bu misafirperverliği yapan biz değil miyiz? Peki size ne oluyor? Ama şunu unutmayın. Çanakkale için namusunu çiğnetmeyen ve çiğnetmeyecek olan Asım’ın neslinin sembolüdür. Ve Asım’ın nesli işte burada. Asım’ın nesli karşında. Dostça gelirseniz sizi ağırlayacaklar. Düşmanca gelirseniz de ona göre uğurlayacaklar" diye konuştu.

‘YAZACAK TARİHİMİZ VAR’

Türkiye’nin yazacak tarihi olduğunu söyleyen Erdoğan, konuşmasının son bölümünde şunları söyledi:

"Tıpkı çukur eylemleriyle ülkemize kapatılmaya çalışılan teröristlere, tıpkı Suriye sınırımızda musallat olan DEAŞ’lı ve PKK, PYD’li katillere yaptığımız gibi hepinizi yaka bastığınız yere gömecekler. Bu iş öyle masum insanların üzerine kurşun sıktığınız silahın kabzasına boyayla isimler tarihler yazmakla olmaz. Biz tarihi Çanakkale’de kanımızla yazdık. Mustafa Kemal’in liderliğinde yazdık. Bugün yine yazacağız, yine yazacağız, yine yazacağız. Gabar’da yazdık, Cudi’de yazdık, Tendürek’te yazdık, Kandil’de yazdık. Biz tarihi sınırda teröristleri yok ederek, 15 Temmuz’daki gibi darbecileri çıplak ellerimizle püskürterek yazdık. Biz tarihi şanla, şerefle, onurla yazdık. Daha yazacak çok tarihimiz var. Münbiç’te yazacak tarihimiz var. Fırat’ın doğusunda yazacak tarihimiz var. Filistin’de uygulanan zulme, Kudüs’ün mahremiyetine yapılan saldırılara karşı yazacak tarihimiz var. İsrail’in başındaki zatın oğlunun ifadeleriyle dikkat edin Yeni Zelanda’daki teröristin ifadeleri aynı. Aynı kaynaktan besleniyorlar. Dünyanın neresinde olursa olsun, tüm masumlara, tüm Müslümanlara, tüm Türklere karşı kalkan ellere yazacak tarihimiz var. Teröristlerle, ekonomiyle, gizli-açık yaptırımlarla, tehditlerle, sinsi ayak oyunlarıyla ayaklarımıza çelme takmaya çalışanlara karşı yazacak tarihimiz var. Çünkü bu millet hak davası söz konusu olduğunda ölümü bile göze alan bir millettir."

PROGRAM, GEÇİT TÖRENİYLE SONA ERDİ

18 Mart Stadyumu’ndaki tören, geçit töreniyle sona erdi. 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 104'üncü yıl dönümü törenlerine, saat 15.30’da, Tarihi Gelibolu Yarımadası’ndaki Şehitler Abidesi’nde devam edilecek.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, TROYA MÜZESİ'NİN AÇILIŞINI YAPTI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 104'üncü yıl dönümü nedeniyle Çanakkale 18 Mart Stadyumu'nda düzenlenen törenin ardından, merkezi bağlı Tevfikiye köyü sınırları içerisinde bulunan Troya Müzesi'nin resmi açılışını yaptı. 5 bin yıllık geçmişe ışık tutan Troya Ören Yeri girişinde, 64 milyon 444 bin lira harcanarak yapılan müzenin açılışına, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan, AK Parti Grup Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da katıldı.

‘ANADOLU, AÇIK HAVA MÜZESİ GİBİ’

10 Ekim 2018 tarihinde ziyaretlerin başladığı müzenin açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlikler kadar müzelerin de bir milletin tarihinin aynası olduğunu belirterek, "Dünyanın en eski yerleşim yerlerinden olan Anadolu, her metrekaresinden adeta tarih fışkıran bir açık hava müzesi gibidir. Çanakkale’den Mardin’e, Antalya’dan Trabzon’a, Çorum’a, Niğde’ye kadar her bir şehrimiz tarih boyunca çeşitli medeniyetlere, kültürlere ev sahipliği yapmıştır. Dünyada hiçbir ülkeye nasip olmayan bu eşsiz hazinenin kıymetini bilmek, siyasetçisinden sanatçısına, çiftçisinden esnafına, tarihçisine kadar herkesin görevidir. 82 milyon olarak nasıl tarihi eserlerimize, camilerimize, külliyelerimize, saraylarımıza sahip çıkıyorsak, müzelerimize de aynı hassasiyetle sahip çıkmamızın gereğine inanıyorum" dedi.

'52 YENİ MÜZE AÇILDI'

Hükümet olarak son 17 yılda Türkiye’de müzeciliği geliştirmek için önemli adımlar attıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türk müzeciliğini güçlendirmek için pek çok adım attık. Ülke genelinde 142 müzemizi yeniledik, 52 yeni müze açtık. Koleksiyonu ile dünyanın sayılı müzeleri arasında Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ni restore ettik. Böylece 2002 yılında ören yerleri ve müze ziyaretçi sayısını 7,4 milyondan, 2018 yılında 28,2 milyona ulaştırdık. Nereden nereye. Birçok arkeolojik kazıya kaynak aktararak yer altındaki medeniyetleri yer üstüne çıkarmaya çalışıyoruz. 2002 yılında tüm kazıların sayısı 57 iken, bu rakam şu anda 120’ye ulaştı. Önümüzdeki süreçte bu rakamların daha da artacağına inanıyorum. Ayrıca ülkemizden yurt dışına kaçırılan eserlerin tekrar vatanına, ait olduğu yere geri getirmenin mücadelesini de veriyoruz."

'KAYIP ESERLER YURT DIŞINDAN GETİRİLECEK'

Troya’nın 5 bin yılık geçmişiyle UNESCO tarafından 1998 yılında Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alındığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz de 2018 senesini Troya Yılı ilan ederek, yurt içinde ve yurt dışında daha iyi tanıtılmasını sağlamıştık. Bugün de Troya’nın barındırdığı tarihi hazineleri tüm insanlığın istifadesine sunan bu muhteşem müzeyi hizmete açıyoruz. 19 Nisan 2013 tarihinde inşasına başladığımız Troya Müzesi'ni toplam 64 milyon 444 bin liralık yatırım bedeli ile hayata geçiriyoruz. Troya Müzesi’nde 52 eser açık teşhir, 1712 eser ise kapalı teşhir olmak üzere toplam 1764 eserin sergisini yapıyoruz. Müzede sergilenmek üzere tespit edilen birçok kayıp eserin yurt dışından ülkemize getirilmesi için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz" diye konuştu.

Konuşmanın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindekiler, kurdeleyi keserek müzenin açılışını gerçekleştirdi. Erdoğan ve beraberindekiler, daha sonra Troya Müzesi'ni gezdi.

Zemin artı 3 kattan oluşan açılışından bu yana yaklaşık 50 bin kişinin ziyaret ettiği müzede, Alman Arkeolog Heinrich Schliemann’nın kazılarında ortaya çıkan eserlerle, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Amerika’dan getirilen altın Troya hazineleri birlikte sergileniyor.

ŞEHİTLER ABİDESİ'NDE TÖREN

Çanakkale Deniz Zaferi'nin 104'üncü yıl dönümü kutlamaları ile 18 Mart Şehitleri Anma Günü törenlerine, Gelibolu Yarımadası’ndaki Şehitler Abidesi'nde devam edildi.

İki dev ekranın kurulduğu alanda Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki törenlere de katılan 16 Türk devletini temsil eden üniformalı askerler de yer aldı. Törenin başlangıcına kadar askeri bando tarafından marşlar çalındı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan helikopterle tören alanına geldi. Törene devlet protokolünün yanı sıra çok sayıda şehit yakını, gazi ve gazi yakınları katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Vali Orhan Tavlı Atatürk Anıtı'na çelenk bıraktı. Tören, saygı duruşu, saygı atışı ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla devam etti.

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) adına konuşan 18'inci Mekanize Piyade Tugayı Komutanı Tuğgeneral Dündar Şahin Güngör, 18 Mart 1915'in Çanakkale Boğazı'nın denizden geçilemeyeceğinin dünyaya gösterildiği gün olduğunu söyledi. Güngör, şöyle devam etti:

"Bu tarih TBMM genel kurulunda 4768 numaralı kanun ile 2002 yılından itibaren aziz vatanları için, canlarını seve seve feda eden kahraman şehitlerimizi anmak maksadıyla aynı zamanda 'Şehitler Günü' olarak kabul edilmiştir. Tüm yokluk ve imkansızlıklara rağmen, milletimizin kahraman evlatlarının şahadeti ve gaziliği pahasına kazanılan bu zafer, istiklal harbimize ve nihayetinde Türkiye Cumhuriyeti'ne giden bu yolda çok önemli bir kilometre taşı olmuştur. 18 Mart 1915'te Amiral De Robeck komutasındaki itilaf devletleri donanması, Çanakkale Boğazını geçmek için büyük bir taarruz başlattı. Ancak bir süre sonra, müttefik donanmasının 3 zırhlısı Nusret mayın gemisi tarafından boğaza döşenen mayınlara çarparak ya da tabyalardan yapılan top atışlarıyla battı, üçü de ağır hasar görmüştü. Ayrıca 2 muhrip ve 7 mayın tarama gemisi de batırılmıştı. Donanmanın 800 kişilik asker kaybı da eklendiğinde donanmanın savaş gücünü üçte bir oranında yitirdiği anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında panikleyen itilaf devletleri donanması boğazı terk etti. Yaşadıkları bu hüsranın ardından Çanakkale Boğazı'nın denizden geçilemeyeceğini anlayan itilaf devletleri, 25 Nisan 1915 tarihinde Gelibolu Yarımadası'na çıkarma yaparak, boğazı geçmeyi denemişler. Ancak Çanakkale Savaşları'nda askeri bir deha olarak ön plana çıkan Yarbay Mustafa Kemal'in çok isabetli ve ileri görüşlü muhakemesi neticesinde hedeflerine ulaşamamışlardır."

Çanakkale Zaferi'nin Türk milletinin vatanı için hangi zorluklara göğüs gerebileceğinin en güzel örneklerinden olduğuna da dikkat çeken Güngör, "Şanlı tarihimizde bütün görkemiyle yerini alan ve tüm dünyaya karşı azmin, cesaretin ve fedakarlığın sayısız örneklerinin sergilendiği Çanakkale Savaşı, vatanın bütünlüğü ve bağımsızlığı söz konusu olduğunda Türk milletinin vatanı için hangi zorluklara göğüs gerebileceğinin en güzel örneklerinden birisidir. Çanakkale Zaferi, biricik evlatlarını şefkat ve muhabbetle bağrına basıp 'Oğul seni yetiştirdim hizmet eyle vatana, ak sütümü helal etmem saldırmazsan düşmana' diyerek cepheye uğurlayan cefakar anaların ve analarının elini öperek 'hakkını helal et şefkatli ana, canım feda olsun kutsal vatana' sözleriyle karşılık veren yiğit ve kahraman Mehmetçiğin, tarih sahnesine çıkan ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte yazdığı destandır" diye konuştu.

‘ÇANAKKALE MÜCADELENİN SİMGESİDİR’

Türk tarihinin Malazgirt’ten Çanakkale’ye, Büyük Taarruz’dan terörle mücadeleye uzanan destansı zaferlerle dolu olduğunu söyleyen Milli Savunma Sakanı Hulusi Akar, “Çanakkale azmin ve iman ile en modern silahlara galip geldiği bir yaşam savaşıdır. Çanakkale sarsılmaz bir iman ve tevekkülle ölüme koşan kahramanların destanıdır. Çanakkale dirilişe ve zafere giden yolda ruhu ve bedeni ile mücadele edenlerin simgesidir. Çanakkale, savaşın yıkıcı ve kanlı yüzü kadar Türk askerinin asaletinin yazıldığı bir destandır. Çanakkale yalnız kahraman Mehmetlerimizin değil, sevdiklerinden ayrılıp uzak diyarlardan gelerek bu topraklarda can veren ve artık bizim evladımız olanların da huzur içinde yattığı bir yerdir” dedi.

‘İÇİMİZDEKİ GAFİLLER BU GERÇEĞİ DUYMALI’

Çanakkale’de Mehmetçiğin ahlaki değerleriyle tüm dünyaya örnek olduğunu da ifade eden Hulusi Akar şöyle konuştu:

“Hal böyleyken birkaç gün önce yeni Zelanda’da sadece ibadet etmek, sadece dua etmek için bir araya gelen masum ve korumasız insanlara karşı canice işlenen menfur katliamı esefle kınıyorum. Bir ırkçı, dinci, örgütlü olduğu görülen terör olayını yapan, destekleyen alçakları da şiddetle lanetliyorum. Bu katliam dünyada İslamofobik faşist terörün İslam ve Türk düşmanlığının, bunun ötesinde de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığının geldiği noktayı da açıkça göstermektedir. İçinizdeki gafillerin de bu gerçeği duymasını, görmesini bekliyoruz. Bu tür elim olayların bir daha yaşanmamasını diliyorum. Ancak sapıkların hamileri oldukça, bu sapıkların hamileri var oldukça bu alçaklıkların da bitmeyeceğini görmeliyiz.”

‘ASİL MİLLETİMİZ ESARET ALTINDA YAŞAMAMIŞTIR’

Çanakkale Savaşı’nın 1'inci Dünya Savaşı’nın seyrini etkileyen bir savaş olduğunu belirten Akar, "Çanakkale’de tezahür eden milli mücadele ve ruh, milli mücadelede kazanılan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında çok önemli bir rol oynamıştır. Bu nedenle Çanakkale hatıralarını milli ruhumuzda daima yaşatmalı, Çanakkale önem ve manasını gelecek nesillere aktarmanın millet olarak hepimizin öncelikli vazifesi olduğunu değerlendiriyorum. Asil milletimiz, tarihin hiçbir döneminde esaret altında yaşamamıştır. Esaret altında yaşamaya, karakterimiz, inancımız ve kültürümüz izin vermez. Türk milleti tarih boyunca karşılaştığı bütün olumsuzlukları iradesi ve imanıyla bertaraf etmiş, tarih sahnesindeki şerefli, saygın yerini her zaman korumuştur" diye konuştu.

'TSK FETÖ’DEN TEMİZLENDİKÇE GÜÇLENMEKTE'

Bir asır önce Türk milletinin 7 düvele karşı mücadele verdiğini söyleyen Akar, "Bugün de aynı ruh ile fakat arkasında 7 değil 77 düvelin olduğu FETÖ, PKK, YPG, DEAŞ gibi terör örgütleriyle ölürsem şehit, kalırsam gazi anlayışı ile mücadele etmektedir. Bugün terörle mücadele harekatında 15 Temmuz menfur darbe girişimine karşı direnişte, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatında milletçe sergilenen fedakarlık ve kahramanlıklar bunun en açık göstergesidir. Mehmetçik, bir diğer deyişle Türk Silahlı Kuvvetleri, FETÖ’den temizlendikçe güçlenmekte, bu harekatları uluslararası hukuka dayalı meşru müdafaa kapsamında asil milletimizin sevgi, güven ve duasını aldığı güçle büyük başarı elde etmiştir. Bu başarılardaki en büyük pay aziz şehitlerimiz ve kahraman gazilerimize aittir. Mücadelemiz en son teröristte temizlenene kadar kararlılıkla devam edecektir. Düzenlenen operasyonlarla şehit ve gazilerimizin kanı yerde bırakılmadı, bırakılmayacak, sevdiklerinin ailelerinin gözyaşlarının hesabı soruldu, sorulmaya devam edecektir" dedi.

‘PKK VE YPG, KÜRT KARDEŞLERİMİZİN TEMSİLİ DEĞİLDİR’

Türkiye sınırlarında oluşturulmak istenen terör koridoruna asla izin vermeyeceklerini belirten Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, "Azim ve kararlılıkla verdiğimiz mücadele ile sınırlarımızda oluşturulmak istenen terör koridoruna izin vermedik, vermeyeceğiz. Fırat’ın doğusunda daha fazla zayiat yaşanmaması ve güvenliğimiz için Türkiye’nin kontrolünde olacak bir güvenli bölge şart. Münbiç ve Fırat’ın doğusu için hazırlıklarımız tamam. Vakti zamanı gelince gerekli adımlar atılacaktır, bu konuda kararlıyız. Bu mücadelede hedefimiz aslında birbirinden farklı olmayan PKK, YPG ve DEAŞ gibi terör örgütleridir. Bizim mücadelemiz asla yüzyıllardır aynı coğrafyada ekmeği paylaştığımız kardeşlerimize değildir. Türkler ve Kürtler kardeştir. Ancak unutulmaması gereken çok önemli bir husus da bunların içerdeki ve dışarıdaki hamileridir. DEAŞ nasıl Müslümanları temsil etmiyorsa, edemezse, PKK, YPG terör örgütü de Kürt kardeşlerimizin temsili değildir, olamaz" dedi.

Akar konuşmasında komşu ülkelerde yaşanan gerginliklere de değinerek, "Terör örgütlerini yanı sıra hava sahamızda, 62 bin kilometre olan denizlerde de hukuk ve anlaşmalardan kaynaklanan hak ve menfaatlerimiz için kararlılıkla mücadele edilmektedir. Ege’de, Doğu Akdeniz’de ve Kıbrıs’ta sorunların barışçıl yolla çözülmesinden ve diyalogdan yanayız. Her zaman barışı ve her zaman diyalogu destekledik, desteklemeye devam ediyoruz. Bununla birlikte Türkiye mavi vatanımızda hiçbir oldubittiye de müsaade etmeyecektir" diye konuştu.

Konuşmaların ardından tören, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in Kuran-ı Kerim tilaveti ve şehitler için edilen dua ile devam etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Çanakkale Valisi Orhan Tavlı, şehitlik defterini imzalayıp, şehitliğe karanfil bıraktı.

ERDOĞAN, ŞEHİTLER ABİDESİ CAMİSİ'NİN AÇILIŞINI YAPTI

Şehitler Abidesi Camisi'nin açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burası Türk Hava Yolları ve OPET ailesinin destekleriyle yapıldı. Mimarisiyle özgün bir mimari olmuş. Mimarından, mühendisine, işçisine kadar tüm emeği geçenlerden Allah razı olsun. Yazları özellikle burada bu tür ihtiyacı giderecek, bir mekan, bir ibadethane yoktu. Başbakanlığım dönemimde bunları yaptık. Buradaki bu mescit eksiğini de OPET ailesi ve Türk Hava Yolları el ele vererek, giderilmiş oldu" dedi.

Ardından Erdoğan ve beraberindekiler, kurdeleyi keserek Şehitler Abidesi Camisi'nin açılışını gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra tören alanından ayrıldı.

Şehitler Abidesi’ndeki tören kapsamında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ait unsurlar boğazda ve Şehitler Abidesi önünde geçit töreni gerçekleştirdi. Bu sırada şehitlere saygı için 19 pare top atışı yapıldı. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin SoloTürk gösterisi ise nefesleri kesti.