Geri Dön
Politika Erdoğan: Bölgemizin ve dünyanın dengelerini alt üst etmeye kalkanlar kendi sonlarını hazırlıyorlar

Erdoğan: Bölgemizin ve dünyanın dengelerini alt üst etmeye kalkanlar kendi sonlarını hazırlıyorlar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Sırf Türkiye'ye olan husumetlerinden dolayı bölgemizin ve dünyanın dengelerini altüst etmeye kalkanlar, aslında kendi sonlarını kendi elleriyle hazırlıyorlar. Kıbrıs'ta, Akdeniz'de, Ege'de ve ihtilafa konu hiçbir yerde biz, kimsenin hakkına, hukukuna, onuruna el uzatmıyoruz. Sadece ve sadece kendi hakkımıza, hukukumuza, kazanımlarımıza saygı gösterilmesini istiyoruz" dedi.

Erdoğan: Bölgemizin ve dünyanın dengelerini alt üst etmeye kalkanlar kendi sonlarını hazırlıyorlar

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde toplandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşık 4 saat süren toplantının ardından açıklamada bulundu. Koronavirüs salgınının tüm dünyada tesirini artırarak hissettirdiğini, Türkiye'nin de içinde bulunduğu Avrupa bölgesinde salgının yeniden tırmanışa geçtiğini söyleyen Erdoğan, Türkiye'nin salgınla mücadelesini elindeki tüm imkanlarla ve kararlıkla sürdürdüğünü belirtti. Erdoğan, vaka ve hasta sayılarında artışın üzücü olduğunu belirterek, virüsün tedavisi bulunamadığı için salgına karşı en etkili tedbirin 'Tamam' diye ifade ettiği 'temizlik maske ve mesafe' üçlüsü olduğunu kaydetti.

'HEM SUÇ İŞLEMEKTE HEM DE VEBAL ALTINA GİRMEKTEDİR'

Erdoğan, milleti bir kez daha temizlik, maske kullanımı ve fiziki mesafeye riayet etmeye davet ederken, "Salgına maruz kalan vatandaşlarımızın, sağlık görevlilerimizin kendilerine tarif ettiği şekilde davranmaları hayati öneme sahiptir. Virüs taşıdığını bildiği halde evinde izole halde kalmak yerine sokağa çıkan, işine giden, diğer insanlarla bir araya gelen herkes hem yasal olarak suç işlemekte hem de büyük bir vebal altına girmektedir. Bu tedbirleri vatandaşımızın günlük hayatını zora sokmak için alıyor değiliz, tam tersine bu tedbirlerin amacı, en başta virüs taşıyan vatandaşımız olmak üzere tüm insanlarımızın sağlığını korumaktır. Tedbirlere uymadığı için virüsü bilinen veya bilinmeyen kronik rahatsızlığı bulunan yakınına veya herhangi birine bulaştırıp ölümüne sebep olacak kişinin vicdan yükünü düşünmek bile istemiyorum. Tedbir bizden takdir Allah'tandır. Hiçbir tedbir almadan takdire teslim olmak dinimizle de kültürümüzle de insanlıkla da bağdaşmayan bir cehalettir. Bizim inancımızda tedbirsiz tevekkül olmaz" diye konuştu.

Tarihteki büyük salgınların ortalama 2 yıl sürdüğünü hatırlatan Erdoğan, Türkiye'nin salgının en başından itibaren hem tedbirler hem hastalara verilen hizmetler bakımından küresel çapta örnek gösterilen ülkeler arasında yerini aldığını kaydetti.

'YILIN İLK AYLARINDA AŞILARIMIZI MİLLETİMİZE SUNMAYI PLANLIYORUZ'

Son 18 yılda sağlık sisteminin her alanında büyük dönüşümün olduğunu vurgulayan Erdoğan, yerli aşı çalışmalarıyla ilgili şu bilgileri verdi:

"Aşı çalışmalarında dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmenin yanında kendi aşımızı üretme yolunda hızla ilerliyoruz. Halen süren 8 aşı geliştirme çalışmasından 2'sinde hayvan deneyleri başarıyla tamamlandı. Özel sektöre ait bir firmanın alt yapısı, aşının üretimine uygun hale getiriliyor. İnşallah önümüzdeki yılın ilk aylarında bu aşıları milletimizin hizmetini sunmayı planlıyoruz. Salgın ile ilgili her konuyu bu süreçte yakından takip ediyoruz. Unutulmamalıdır ki bu krizin üstesinden ancak hem devletin hem vatandaşın üzerine düşeni yapması halinde gelebiliriz. Hamdolsun devletimiz her bakımdan güçlüdür. Vatandaşlarımız bireysel sorumluluklarını yerine getirdikleri müddetçe Allah'ın izniyle bu işin üstesinden rahatlıkla kalkarız. Başta sağlık çalışanlarımız fedakarca görev yapan insanlarımızın hakkını ancak sorumlu davranarak ödeyebiliriz. Tarih boyunca nice büyük mücadeleleri zaferle neticelendiren milletimizin inşallah bu sağlık krizini de yeneceğine tüm kalbimle inanıyorum."

'İZOLASYONDAKİ KİŞİLER DAHA YAKINDAN TAKİP EDİLECEK'

Salgın ile ilgili alınan yeni tedbirleri de kamuoyuyla paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Maske ve mekan denetimlerinde uygulanan cezaların, bazı kamu kurumlarında yapacak işlemler öncesi ödenmiş olması mecburi hale getirilecektir. İl hıfzıssıhha kurulları gerektiğinde özel tedbirler alıp bunları kararlılıkla uygulayabilecektir. Kafe ve restoranların denetimi sıklaştırılacaktır. İzolasyonda olan kişilerin kurallara uyup uymadıkları daha yakından takip edilecektir. Çeşitli ülkeler tarafından geliştirilen ve son aşamaya gelen aşıların Türkiye'deki çalışmaları yakından takip edilmelidir. İl bazında 65 yaş üstü vatandaşlarımızın ulaşım saatlerinde sınırlama yapılabilecektir. Yerli aşıda da insan üzerinde deneme çalışmaları önümüzdeki aylarda başlayacaktır" dedi.

DEPREM KONUTLARI İÇİN 20 YIL VADE VE FAİZSİZ ÖDEME İMKANI

Elazığ ve Malatya depreminin ardından başlatılan konut inşaatlarının da son aşamaya geldiği müjdesini veren Erdoğan şöyle konuştu:

"Bütün bu konutlar kısa bir süre sonra bizzat benim de katılacağım törenlerle sahiplerine teslim edilecektir. Bugünkü toplantımızda vatandaşlarımızın bu konutlar için ödeyeceği bedelleri de tespit ettik. Buna göre her iki ilde de 2 artı 1 konutlar şerefiye bedellerine göre 510 ile 725 lira arasında aylık ödemeyle vatandaşlarımıza teslim edilecektir. Aynı şekilde 3 artı 1 konutlar için 730 lira ile 995 lira arasında bir bedel belirlenmiştir. Köy evlerinde ise ahırsız olanlarda 790 lira, ahırlı olanlarda 905 lira aylık ödeme yapılacaktır. Ödemeler 20 yıl vadeyle ve faizsiz olarak gerçekleştirilecektir. Konut inşaatlarının tamamında alt yapı, proje ve diğer pek çok yatırım hükümetimiz tarafından bedelsiz olarak yapılmıştır. Ayrıca maliyetlerinden ortalama yüzde 40 düzeyinde de indirime gidilmiştir. Bu konutların Elazığ ve Malatya'daki vatandaşlarımıza hayırlı olmasını diliyorum."

'TÜRKİYE'Yİ EN AZ HASAR, EN BÜYÜK KAZANIMLARLA ÇIKARTACAĞIZ'

Erdoğan, dünya genelinde ve Türkiye'de koronavirüs ile mücadelede yeni bir safhaya geçildiğini, elde edilen tecrübeler ve kat edilen mesafeyle yeni stratejiler geliştirildiğini dile getirdi. Kabine Toplantısı'nda bu hususları ayrıntılı olarak değerlendirdiklerini belirten Erdoğan şunları kaydetti:

"İnşallah ülkemizi bu süreçten en az hasarla ve sonrasında en büyük kazanımları elde edecek şekilde çıkartacağız. Karşımızdaki sorunun sağlık krizi olmanın yanında küresel düzeyde siyasi, ekonomik, toplumsal sonuçlara yol açabilecek boyutlar taşıdığını görüyoruz. Dolayısıyla mücadele stratejimizi yaşanan krizin çok boyutlu ve çok katmanlı yapısına uygun şekilde belirliyoruz. Milletimizin hem sağlığını korumayı hem geleceğini inşa etmeyi birlikte temin edecek bir anlayışla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu çerçevede ülkemizi 2023 hedeflerimizin kılavuzluğunda bölgesel ve küresel bir güç haline dönüştürme gayretlerimizden asla taviz vermiyoruz. Bir yandan yeni şehir hastaneleri, acil durum hastaneleri açarken diğer yandan Akdeniz ve Karadeniz'deki sondaj faaliyetlerimizi de kesintisiz devam ettiriyoruz. Bir yandan salgının önünü kesmek için gece gündüz gayret gösterirken, diğer yandan siyasi ve askeri tüm imkanlarımızla Doğu Akdeniz'deki haklarımızı koruyoruz. Bir yandan virüsü yenmek için gereken bilimsel çalışmaları yürütürken, diğer yandan ekonomimize yönelik sinsi tuzakları birer birer boşa çıkartıyoruz. Bir yandan salgından olumsuz etkilenen her kesime destek verirken, diğer yandan büyük yatırımlarımızı hizmete sunmayı kesintisiz sürdürüyoruz."

'TURİZM VE TİCARETTE KAYIPLARIMIZIN BİR BÖLÜMÜNÜ TELAFİ ETTİK'

Karadeniz'de keşfedilen doğalgaz rezervinin, ekonomik büyüklüğü ve moral yönüyle millete umut verdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnşallah Karadeniz ve Akdeniz'de halen süren çalışmalarda keşfedeceğimiz yeni rezervlerle milletimizin sevincini daha da artıracağız. Aynı şekilde Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi yok sayıp, ısrarla kendi tezlerini ve haritalarını kabul ettirmeye çalışanlar diplomasi masasına yaklaşmaya başladılar. Güney sınırlarımızı güvenli hale getirmek için yaptığımız harekatları kararlılıkla sürdürüyoruz. Ekonomimiz ikinci çeyrekteki kısmi küçülmenin ardından üçüncü çeyrek için çok güçlü yükseliş mesajları veriyor. Sanayi üretimindeki artış salgına rağmen yıllık yüzde 4,4'ü buldu. Organize sanayi bölgelerindeki elektrik tüketiminin ağustos ve eylül aylarında salgın öncesi dönemin dahi üzerine çıkması üretimdeki artışın işaretidir. Ardı ardına açtığımız otoyol projeleri, ülkemizin insan ve yük taşımacılığı kapasitesini yükselterek 81 vilayetteki 83 milyon insanımızın tamamının refahını artışına katkı sağlıyor. Su medeniyettir, yol medeniyettir. Yolu olmayan medenilikten bahsetmesin. Hizmete sunduğumuz her baraj sulama ve enerji alt yapımızı bir adım daha öteye taşıyor. İhracatçılarımız her zamanki gibi destan yazmayı sürdürüyor. Tarımda oldukça bereketli bir sezonu geride bırakıyoruz. Turizm ve ticarette kayıplarımızın en azından bir bölümünü telafi ettik. Hizmet sektörünü olumsuz yönde etkileyen kısıtlamaların bir kısmını salgının seyrine göre önümüzdeki bahara kadar peyder pey kaldırmayı hedefliyoruz" açıklamasında bulundu.

'HAK ETTİĞİ YERİ ALMASININ ENGELLENMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ'

Erdoğan, Türkiye'nin büyümesinin, gelişmesinin, kalkınmasının, güçlenmesinin önündeki tüm engelleri birer birer kaldırarak 2023 hedeflerine ulaşmakta kararlı olduklarını vurgularken, "Hiç kimsenin ve hiçbir gücün salgının ardından siyasi ve ekonomik olarak yeniden şekillenecek dünyada Türkiye'nin hak ettiği yeri almasın engellemesine izin vermeyeceğiz. Ülkemizin cumhuriyet dönemi boyunca defalarca maruz kaldığımız o karanlık senaryolara, ahlaksız oyunlara, sinsi tuzaklara bir kez daha düşmemesi için ne gerekiyorsa yapacağız. Bu tezgahın işlemesi için kullanılan terör örgütlerinden siyasi ve sosyal tetikçilere kadar hiçbir kuklaya aradığı fırsatı sunmayacağız. Darbe ve vesayet eliyle milletimizin değerlerinin çiğnenmesine, zenginliklerinin yağmalanmasına, geleceğinin karartılmasına canımız pahasına da olsa rıza göstermeyeceğiz. Kesintisiz kriz oyunlarıyla Türkiye'yi ve Türk milletini kendine dar gelen gömleklerin içine hapsederek vaktini ve enerjisini heba edenlere bir kez daha diyoruz ki başaramayacaksınız. Bunlar da artık eski halin muhal olduğunu önünde sonunda anlayacaklar. Büyük ve güçlü Türkiye’nin ayak seslerini de daha yüksek tonda duyurmaya başladıkça ülkemize yıllarca müstemleke gözüyle bakanların telaşları da artıyor. Unutmayın korkunun ecele faydası yoktur” ifadelerini kullandı.

‘BM SALGIN SÜRECİNDE BİR KEZ DAHA SINIFTA KALDI’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bu yürüyüşünde yanında olanlara dostluğunu göstereceğini, buna karşılık pusu kuran, husumet sergileyen ve saldırıda bulunan hiç kimseyi de unutmayacağını sözlerine ekledi. Yarın başlayacak Birleşmiş Milletler 75’inci Genel Kurul toplantısıyla ilgili değerlendirmeler de yapan Erdoğan, şunları söyledi:

"BM tarihinde ilk defa ülkemizden bir isim, eski bakanlarımızdan uzun yıllar Mecliste milletvekilimiz olarak yer alan Volkan Bozkır, Genel Kurul Başkanı olarak görev yapacak. Bu vesileyle Sayın Bozkır’a 1 yıl boyunca yürüteceği BM Genel Kurul Başkanlığı görevinde başarılar diliyorum. Şayet salgın sıkıntısı olmasaydı, biz de yarın Genel Kurulda ülkemizi temsil edecek heyetin başında olacaktık. Salgın sebebiyle mesajımızı görüntülü olarak yarın akşam saatlerinde Türkiye saati ile 16’da inşallah yayına gireceğiz ve Genel Kurul’da tüm dünyaya ileteceğiz” dedi.

Genel Kurulun öncelikli gündeminin salgın olacağını kaydeden Erdoğan, bölgesel ve küresel meselelerin de dünyanın en geniş tabanlı platformunda konuşulup tartışılacağını belirtti. Erdoğan konuşmasında BM ile ilgili şu eleştirilerde bulundu:

"Türkiye olarak uzun yıllardır BM Güvenlik Konseyi başta olmak üzere uluslararası platformdaki haksız adaletsiz ve çarpık yapıyı ‘dünya 5’ten büyüktür’ diyerek eleştiriyoruz. Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarının ardından oluşan küresel dengeler içinde kurulan mevcut yapının artık sürdürülemez olduğu gerçeği yaşanan her hadisede kendini bir kez daha gösteriyor. Bu tespiti ilk yaptığımızda mesafeli duranlar ve hatta karşı çıkanlar dahi geldiğimiz noktada haklılığımızı kabul etmiştir. Suriye’den Yemen’deki insani krizlere Afrika ve Güney Amerika gibi kırılgan bölgelerdeki gelişmelere kadar her alanda çuvallayan BM, salgın sürecinde bir kez daha sınıfta kaldı. Salgının varlığını dahi ancak haftalar sonra kabul eden BM, salgınla mücadele için gereken tedbirlerin alınması, ihtiyaçların karşılanması konusunda da hiçbir varlık ortaya koyamadı. Türkiye tek başına 146 ülkeye tıbbı malzeme desteği vererek el uzatırken BM’nin böylesine etkisiz kalması tespitimizin doğruluğunu bir kez daha teyit ediyor.”

‘RİYAKARLIĞINI İSPATLAYAN ÜLKELER HAK VE ADALET DAĞITAMAZ’

Erdoğan, bu yardımları herhangi bir siyasi veya diplomatik çıkar gayesiyle yapmadıklarını ifade ederken, "Sömürgeci ve soykırımcı bir geçmişe sahip olan batı, kaşıkla verip kepçeyle alma alışkanlığı sebebiyle Türkiye’nin bu hasbi yaklaşımına anlamakta zorlanıyor. Tıpkı terör örgütleriyle mücadelede, tıpkı darbeye direnmede, tıpkı sığınmacılara sahip çıkmada olduğu gibi sağlık alanındaki bu dayanışmada da dünyaya örnek olmaktan memnuniyet duyuyoruz. Suriye’de, Libya’da, Yemen’de ve daha halen devam eden pek çok insani krizde riyakarlığını, ilkesizliğini, çıkarcılığını ispatlayan ülkelerin dünyaya hak ve adalet dağıtamayacağını burada bir kez daha tekrar ediyoruz. Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarına yönelik saldırılarını önlemek için kayda değer adım atılmıyor olması bunun örneklerinden biridir. Suriye’de ülkemize verilip tutulmayan sözlere karşı, mutabakatlarımızda zaten var olan hareket tarzlarını hayata geçirmeye çalışıyoruz. Salgın karşısındaki çaresizliklerin, gelişmiş ülkelerin hazırlıksız yakalandıkları bir krizde kendilerine bile hayırlarının olmayacağını göstermiştir” mesajını verdi.

‘KENDİ SONLARINI KENDİ ELLERİYLE HAZIRLIYORLAR’

Cumhurbaşkanı Erdoğan Doğu Akdeniz ile ilgili de şu değerlendirmelerde bulundu:

"Kıbrıs ve Doğu Akdeniz sorununda birkaç ülkenin çıkarını koruma uğruna tarihi gerçeklere uluslararası anlaşmalara teamüllere gözle görülen hakikatlere sırtlarını dönenlerin dünyaya söyleyecek sözü kalmaz. Sırf Türkiye’ye olan husumetlerinden dolayı bölgemizin ve dünyanın dengelerini alt üst etmeye kalkanlar aslında kendi sonlarını kendi elleriyle hazırlıyorlar. Artık hükmü kalmamış fiiliyatta geçerliliği olmayan kendi siyasi ve toplumsal gerçeklerine de aykırı güç beyinleriyle nara atanların yaptıkları mezarlık yanından geçerken ıslık çalanların psikolojisiyle aynıdır. Türkiye bugüne kadar söylediği sözün de, yaptığı her fiilin de bedelini ödemiş bir ülkedir. Milletimiz bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da gireceği mücadelelerde ortaya çıkacak sonuçları bilmekte ve direncini ona göre geliştirmektedir. Bu topraklarda bin yıldır kendini sürekli yenileyerek tazeleyen kökünü derinleştirip genişleterek yaşayan ulu çınar bir kez daha uyanmış ve harekete geçmiştir. Karşımızda diklenenler ise tıpkı içten çürüyen ağaçlar gibi çıkacak ilk fırtınada yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olan kabuktan ibaret birer kütük gibidir. Bir kez daha altını çizerek tekrarlıyorum. Kıbrıs’ta Akdeniz’de Ege’de ve ihtilafa konu hiçbir yerde biz kimsenin hakkına hukukuna onuruna el uzatmıyoruz. Sadece ve sadece kendi hakkımıza hukukumuza kazanımlarımıza saygı gösterilmesini istiyoruz. Bu ülkelerin halklarını gerçekleri öğrenmeye ve ona göre tutam takınmaya davet ediyoruz. Gerilimden ve husumetten beslenen bir avuç muhterisin siyasi ve ekonomik kazanç için ülkelerini felakete sürüklemelerini biz de istemeyiz.”

‘DİYALOGLA ÇÖZÜLEMEYECEK HİÇBİR MESELE OLMADIĞINA İNANIYORUZ’

Türkiye’nin barışı, huzuru, istikrarı ve herkes için refahı arzu ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "83 milyon nüfusu ve 780 bin kilometrekare toprağı olan bir ülkeye karşı yürütülmeye çalışılan her şey benim olsun, sen verdiğime razı olsun dayatması ne gerçekçidir ne de mümkündür. Biz ortada diyalogla, müzakereyle, anlaşmayla çözülemeyecek hiçbir mesele olmadığına inanıyoruz. Tabi bu yaklaşım hakkaniyete ve hakikatlere uygun tekliflerle karşımıza gelinmesi şartıyla geçerlidir. Aksi takdirde ataların pilavdan dönenin kaşığı kırılsın dedikleri gibi, biz de hiçbir mücadeleden kaçınmayız. Bu söylediklerimizin kuru bir retorik olmadığına ispata, bırakın 2 bin yıllık devlet geçmişimizi, coğrafyamızdaki 1000 yıllık serencamımızın sadece son dönemdeki mücadelelerimiz dahi yeterlidir” diye konuştu.

Erdoğan, Türkiye’nin demokrasisi ve ekonomisiyle tarihi bir dönüm noktasını başarıyla tamamlamanın son raddesine geldiğini belirtirken, "Geçtiğimiz 7 yılda kesintisiz bir şekilde yaşadığımız saldırılarda ülkemize karşı kullanılabilecek her türlü yöntem denenmiştir. Toplumun ince fay hatlarını derinleştirerek kimi yerlerde yapıldığı gibi çatışmaya vardıracak şekilde bölme çabaları akamete uğramıştır. Terör örgütleri kullanılarak yapılan saldırılar canımızı yakmıştır, kanımızı dökmüştür, ama amacına ulaşamamıştır. Vesayetin ve darbecilerin milli iradeyi teslim alma girişimleri her seferinde milletimizin ferasetine çarpıp yıkıldı” dedi.

Türkiye’nin ekonomisini yıkmak için oynanan sinsi oyunları tespit ettikçe gerekli tedbirleri süratle aldıklarını kaydeden Erdoğan, "Ülkemizin yönetimini milletimizin demokratik yöntemlerle ortaya koyduğu tercihi dışındaki değiştirme senaryolarını ifşa ettik. Güney sınırlarımıza dayanan terör örgütlerini kullanarak ülkemizi ve milletimizi bölmeyi amaçlayan oyunlara cevabımızı bir adım öteye giderek verdik. Son dönemde bizi sahillerimize hapsetmeye doğal zenginliklerden uzak tutmaya yönelik girişimlere benzer şekilde mukabelede bulunduk” diye konuştu.

'2053 VE 2071 VİZYONLARINI HAYATA GEÇİRECEĞİMİZE İNANÇ GÜÇLENİYOR'

15 Temmuz’da demokrasiye sahip çıkan Türkiye’nin, yönetim sistemini tarihinde ilk defa meşru yöntemle değiştirerek bu alandaki rüştünü ispatladığını söyleyen Erdoğan, "Son olarak salgında ülkemizin hizmet altyapısının kendisi ve dostları için ne derece önemli olduğunu gösterdik. Artık hiç kimse 2053 vizyonu, 2071 vizyonu dediğimizde bunu müstehzi bir şekilde geçiştirmiyor. Türkiye’nin bu vizyonlarını bir şekilde mutlaka hayata geçireceği inancı dostlarımızda da düşmanlarımızda da giderek güçleniyor. Biz ülkemizi ve milletimizi yakın zamandaki hedeflerimize ulaştıracağımıza tüm kalbimizle inanıyoruz. İnşallah evlatlarımızın da vizyonlarını hayata geçirdiklerinde edecekleri hayır duaları ecrine nail olacağız” diyerek konuşmasını tamamladı.