Geri Dön
Politika Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'dan 'Güvenli Bölge' ile ilgili net mesaj: Müsaade etmeyiz

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'dan 'Güvenli Bölge' ile ilgili net mesaj: Müsaade etmeyiz

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Beştepe'deki kabine toplantısı sonrasında açıklamalarda bulundu. Kalın, "Münbiç'tekine benzer bir oyalama, bir dikkat dağıtıma, bir hedef saptırma türü yola başvurulmasına tabii ki müsaade etmeyiz." ifadelerini kullandı. Kalın, "Biz Amerikalıların verdiği bilgilerden hareketle sahanın tamamen güvenli hale geldiğini teyit edemeyiz. Bunu kendi kaynaklarımız üzerinden teyit etmek durumundayız." dedi. Kalın, F-35'le ilgili de, "Türkiye’yi F-35’den çıkartmak çok ciddi ekonomik, siyasi maliyetleri vardır. Biz F-35 programından vazgeçmiş değiliz. Türkiye’yi o programdan çıkarmak o kadar kolay değil. Bunun çok ciddi sonuçları olur.  Eninde sonunda bu krizin aşılacağına inanıyoruz. F-35’lerin bir şekilde bir vadede ülkemize geleceği konusunda bir endişemiz yok." açıklamasında bulundu.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'dan 'Güvenli Bölge' ile ilgili net mesaj: Müsaade etmeyiz

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Başkanlığında, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan kabine toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Kalın, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı. Kalın, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın icraatlar ile ilgili bir sunum gerçekleştirdiğini kaydederek, konulan hedeflere yüzde 95 ulaşıldığını söyledi. Bir yıllık yeni sistemle ilgili değerlendirme çalışmalarının da devam ettiğini belirten Kalın, hangi alanlarda adımların atılacağına ilişkin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın değerlendirmeler yapacağını kaydetti. Kalın, iç ve dış güvenlik konularında Dışişleri ve Milli Savunma Bakanları’nın kurulu bilgilendirdiğini belirterek, "Terörle mücadele her yönüyle kararlı bir şekilde sürüyor. Bizim güvenlik konseptimizde, güvenli bütüncül yaklaşımı esas alır. Ekonomi, siyaset, askeri, sosyal ve psikolojik tedbirlere yayarak bir insicam içerisinde başarıya ulaşmamız mümkün olacaktır. Bu manada terörle her konuda mücadele devam ediyor. Çok ciddi neticeler almaktayız. Her ülkenin bir güvenlik riski vardı. Burada önemli olan güvenlik tedbirlerinin kapsamlı bir şekilde hayata geçirmektir" ifadelerini kullandı.

'AİLELERİN SAYLISI 20'YE YAKLAŞMIŞ DURUMDA'

Diyarbakır’da çocukları dağa kaçırılan annelerin eylemlerinin devam ettiğini belirten Kalın, "Son günlerde Diyarbakır'da çocukları dağa kaçılan annelerin başlattığı direniş ve feryat dalga dalga topluma yayıldı. Bugün itibarıyla ailelerin saylısı 20'ye yaklaşmış durumda. Annelerimizin bu cesareti göstermesi önem arz ediyor. Annelerimizin bu cesareti göstermeleri özellikle annelerin öne çıkması çok önemli" dedi.

'ULUSLARARASI BASININ SESSİZ KALMASI DİKKAT ÇEKİCİ'

Çocukları dağa kaçırılan annelerin feryadına uluslararası basının sessiz kalmasının dikkat çekici olduğunu ifade eden Kalın, "Yaklaşık 12-13 gündür devam eden bu son derece önemli hadiseye, uluslararası basının sessiz kalması dikkat çekici. Türkiye’de başka yerde çok daha gücük ölçekli hadiseler meydana geldiğinde bunları adeta çarparak büyüterek haber yapan uluslararası basın kuruluşlarının sessiz kalması son derece dikkat çekici. Bizim bu konudaki kararlılığımızı etkilemeyecektir" diye konuştu.

'ADIMLAR HIZLI BİR ŞEKİLDE ATILIYOR'

Güvenli Bölge ve Fırat’ın doğusunda yaşanan gelişmelere ilişkin de konuşan Kalın, şunları kaydetti:

"Fırat'ın doğusunda yaşanmakta olan hadiseler öncelikli gündem maddesi olarak yer alıyor. ABD ile Güvenli Bölge'nin oluşturulması konusunda adımlar hızlı bir şekilde atılıyor. Bildiğiniz gibi kara devriyesi yapıldı ve daha önce helikopterlerle hava devriyesi yapılmıştı. Güvenli Bölge konseptini doğru anlamak lazım. Türkiye'nin sınır güvenliğini sağlamak, ikincisi de, mültecilerin gönüllü ve güvenli bir şekilde kendi köylerine ve kasabalarına dönecekleri yerler anlamında güvenli bölgeyi kastediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız ve Dışişleri Bakanımızın da ifade ettiği gibi Münbiç'e benzer oyalama, hedef saptırmaya müsaade etmeyiz. Astana ve Cenevre sürecinde Türkiye aktif ve merkezi rol oynamaya devam ediyor. Münbiç’tekine benzer bir oyalama, bir dikkat dağıtma ve bir hedef saptırma türü yola başvurulmasına tabii ki müsaade etmeyiz."

'MUTABAKATIN AYNEN UYGULANMASINI İSTİYORUZ'

İdlib Mutabakatı konusuna da değinen Kalın, şunları söyledi:

"Sınır iç tarafının kimin, dış tarafının kimin koruyacağıyla ilgili detaylı mutabakat elimizde var. Bu mutabakatın aynen uygulanmasını istiyoruz. Burada özellikle rejimin ihlallerine son vermesi büyük önem arz ediyor. Orada terörü bahane göstererek sivillere yönelik saldırıları kabul etmemiz mümkün değildir. Bildiğiniz gibi Cumhurbaşkanımızın Moskova ziyaretinde Sayın Putin'le detaylı görüşme oldu. Nispi iyileşme oldu ama biz kalıcı hale gelmesini talep ediyoruz. Türkiye bu konuda üzerine düşeni yapmaya devam edecektir. Sayın Bolton'un görevden alınmasına hayırlı uğurlu olsun diyelim, Sayın Başkan'ın takdiridir. Halefiyle yakında temas kurarız."

ABD İLE TİCARET

Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugün ABD iş heyetini kabulüne ilişkin, "Sayın Cumhurbaşkanımız ABD iş heyetini kabul etti. İki başkanın 100 milyar dolar olarak koyduğu hedeflere nasıl ulaşabileceği belirtildi. Bu konuda açıklanabilecek somut, önü sonu belli planları nasıl gerçekleştirebiliriz diye mutabık kalındı. ABD gibi dünyanın en büyük ekonomisi ile Türkiye ekonomisi arasındaki ticari potansiyel 100 milyar dolar hedefine ulaşmak için savunma sanayi, gıda, tekstil alanında çalışmalar devam ediyor" açıklamasında bulundu.

'GÜVENLİ BÖLGENİN BİR AN ÖNCE HAYATA GEÇİRİLMESİNİ İSTİYORUZ'

Sınırda, 'Güvenli Bölge' kurulmasına ilişkin bir soruya cevap veren Kalın, şunları kaydetti:

"Kısa bir tarihi hatırlamakta fayda var. Obama döneminde dile getirmişti. Suriye fiziki olarak bölündü, terör örgütleri buralara girdi ve milyonlarca insan mülteci konumuna düştü. Sayın Cumhurbaşkanımızın dile getirdiği bu güvenli bölge konusu hayata geçirilseydi, on binlerce insanın hayatı kurtulmuş olacaktı. Ülkemizde bugün 4 milyona yakın Suriyeli mülteci var. Bunu zaman zaman dile getiriyoruz. Bu insanlar keyfi için kaçıp gelmediler. Bu insanlara kapıyı açmamak bizim ne tarihimize ne inancımıza uygun değildir. Bu politika sayesinde on binlerce insanın hayatı kurtarılmıştır. Bu insanlar Suriye’de kalsalardı bunların birçoğu hayatlarını kaybedecekti. Biz artık bu güvenli bölgenin bir an önce hayata geçirilmesini istiyoruz. Önümüzde Münbiç diye bir yol haritası var. Dolayısıyla bizim daha şüpheci yaklaşmamız normal."

'TÜRKİYE F-35'İN MÜŞTERİSİ DEĞİL, ORTAĞIDIR'

Kalın, F-35 ile ilgili yaptığı açıklamada ise şunları söyledi:

"F-35'ten çıkarıldığımıza dair bir tebligat yok. Biz bu programdan vazgeçmiş değiliz. Türkiye'yi bu programdan çıkarmak o kadar kolay da değil. Bunun sonuçları da olur. Türkiye'ye bu konuda ulaşan resmi yazı, mektup yok. Kısmi adımlar atıldı, ‘pilotlarımızın eğitimine son verilmesi gibi’ fakat tamamen resmi olarak F-35 programından çıkarıldığımıza dair resmi bir tebligat söz konusu değil. Muhtemelen BM'de yapılan görüşmelerde bu konu gündeme gelecek. Türkiye F-35'in müşterisi değil, ortağıdır. Bu konuda tek taraflı olarak atılan adımların kongreyle ilişkilendirilerek 'yapacak bir şey yok' demek, çok inandırıcı değil. Daha yaratıcı formüller üretebiliriz. Sayın Trump'ın bu konuda bir iradesi olduğunu biliyoruz. Bizim teklifimiz hala geçerlidir. Bütün meseleyi teknik konuya indirgemek çok inandırıcı gelmiyor. Arkasında siyasi ve ekonomik değerlendirmelerin olduğu akla geliyor. Biz F-35 programından vazgeçmiş değiliz. Türkiye'yi çıkarmak o kadar kolay da değildir."

ARINÇ’IN AÇIKLAMALARI

Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç’ın, kayyum atamalarına yönelik açıklamalarının anımsatılması üzerine Kalın, "Sayın Bülent Arınç kendi şahsi görüşlerini açıklamıştır. Bu konuda alınmış kararlar hukuki olarak alınmış kararlardır. Devletin kanunları bellidir. Bunu hangi parti yaparsa yapsın fark etmez. Bir belediye başkanı yolsuzluğa bulaştığında bir kusur oluştuğunda bu süreç işlenir. Seçilmiş olmak kimseyi masum kılmaz" dedi.

BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLARINA DAVET

Kalın, 30 büyükşehir belediye başkanının Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Külliye’ye davet edilmesine ilişkin, "Cumhurbaşkanımız tüm belediye başkanları ile bir toplantı yapacak. İstanbul Belediye Başkanlığı yapmış biri olarak, ‘birlikte nasıl çalışırız ve vatandaşa daha iyi hizmet nasıl götürülür’ tüm bunlar görüşülecek" diye konuştu.