Geri Dön
Politika “Doğu Akdeniz meselesinde diplomasiye ağırlık verilmelidir”

“Doğu Akdeniz meselesinde diplomasiye ağırlık verilmelidir”

Doğu Akdeniz’de Yunanistan ile yaşanan gerilimi yorumlayan Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Sait Yılmaz, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin 300’üncü maddesini kullanabileceğini söyledi. Kayıpsız çözüm için diplomasiye ağırlık vermek gerektiğini belirten Prof. Dr. Yılmaz, “Türkiye, Doğu Akdeniz’de komşu ülkeleri yanına çekmelidir. Gelişmelerin arkasında ABD ve Rus çekişmesinin olduğu dikkate alınmalıdır. ABD’nin niyeti Kıbrıs Rum tarafını NATO’ya dahil ederek, Ruslardan uzaklaştırmaktır” dedi.

“Doğu Akdeniz meselesinde diplomasiye ağırlık verilmelidir”

Doğu Akdeniz’deki gelişmelerin yaklaşık on yıl önce Kıbrıs Adası etrafındaki potansiyel enerji kaynakları konusunda, Kıbrıs Rum Kesimi ve Yunanistan’ın tek taraflı politikaları ile adanın tamamına yönelik oldu-bitti yaratma girişimleri ile başladığını söyleyen Esenyurt Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sait Yılmaz, ancak, geçen zaman zarfında konunun Doğu Akdeniz’in tamamına taşındığını dile getirdi.


DOĞU AKDENİZ EGEMENLİK SORUNU HALİNE GETİRİLDİ


Türkiye’nin siyasi alanda yalnız bırakılmaya çalışıldığını belirten Prof. Dr. Yılmaz, “Öncelikle Kıbrıs etrafında henüz petrol ya da doğal gaz bulunmuş ya da çıkarılmış değil, çıkarılsa bile bunun taşınması ile maliyeti dış pazarlarda satılmaya uygun değil. Durum böyle iken konu taraflarca egemenlik sorunu haline getirilerek, Yunan tarafının kendilerine İsrail, Mısır gibi ülkeleri bu konuda müttefik edinmesinin önü açıldı” dedi.


“YUNANİSTAN TÜRKİYE’NİN ORTADOĞU’DAKİ STRATEJİK KONUMUNU BOŞA ÇIKARMAK İSTİYOR”


ABD’nin Rusya’yı Doğu Akdeniz’den çıkmayı hedeflediğini aktaran Prof. Dr. Yılmaz, “Yunanistan, Ege’den sonra Doğu Akdeniz’de de Türkiye’yi kuşatarak, doğal enerji kaynaklarına el atmak yanında ülkemizin Ortadoğu’daki stratejik konumunu boşa çıkarmak istiyor. Bu planın arkasında ABD ve Avrupa Birliği var. ABD’nin planı Rusya’yı Suriye ve Libya başta olmak üzere Doğu Akdeniz’den çıkarmak. Bu konuda Türkiye’yi yanına çekmiş görünmenin yanında Rusların Rumlar ile yakınlaşmasını önlemek için Doğu Akdeniz’de onların tezini destekliyor. Türkiye ne batının ne de Rusların desteğine sahip. ABD, Yunanistan’da kurduğu yeni üslerle Karadeniz’de de Rusları çevrelemeye hazırlanırken, bu gelişmeler gene Türkiye’nin hayrına olmayacak” diye konuştu.


DİPLOMASİYE AĞIRLIK VERİLMELİ


Yunanistan ve Mısır’ın BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne üye olduğunu ama Türkiye olmadığını belirten Prof. Dr. Yılmaz, “Diplomasiye ve özellikle komşularla ilişkiye önem vermesi lazım. Avrupa Birliği’nin özellikle Almanya’nın gayreti bu yüzden önemli ama Fransa ile de ilişkilerimizin kötü olduğu unutulmamalı. Türkiye, diplomasiye ağırlık vermeli ve özellikle Mısır ve İsrail ile ilişkilerini daha iyi bir seviyeye getirmeli” ifadelerini kullandı.


“BM DENİZ HUKUKU SÖZLEŞMESİ’NİN 300’ÜNCÜ MADDESİNİ KULLANABİLİRİZ”


Türkiye’nin, 1947 Paris Anlaşması’nın Lozan Anlaşması’na aykırı olduğunu gündeme getirerek, Oniki Adaların Yunanistan’a verilmesine karşı çıkması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Sait Yılmaz, “Girit Adası güneyindeki adalar da Yunanistan’a bırakılmamıştır ve Türkiye’nin egemenlik sahası içine alınmalıdır. Yunanistan’ın gerek Ege gerekse Doğu Akdeniz’de tezlerinin temelinde adaların da kıta sahanlığı olduğu savı yatmaktadır. Türkiye, BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin özel durumlar ve hakkaniyet ile ilgili 300’üncü maddesini kullanmalıdır” dedi.


“DOĞU AKDENİZ’E KOMŞU ÜLKELERİ YANIMIZA ÇEKMELİYİZ”


Türkiye’nin Doğu Akdeniz’e komşu ülkeleri yanına çekmesinin önemine vurgu yapan Prof. Dr. Yılmaz, “Yunan ve Rum yaygarasına karşı caydırıcılığımız inandırıcı olmalıdır. Doğu Akdeniz’deki gelişmelerin arkasında ABD ve Rus çekişmesinin olduğu dikkate alınmalıdır. ABD’nin niyeti Kıbrıs Rum tarafını NATO’ya dahil ederek, Ruslardan uzaklaştırmaktır. ABD ve AB’nin tıpkı bölücü terör konusunda olduğu gibi diğer Doğu Akdeniz konusunda da Türkiye’yi uyutmaya çalıştığı unutulmamalıdır” diye konuştu.