Geri Dön
Politika Pozitif çıkan her 10 kişiden 4'ü İstanbul'dadır

Pozitif çıkan her 10 kişiden 4'ü İstanbul'dadır

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu Toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu.

Pozitif çıkan her 10 kişiden 4'ü İstanbul'dadır

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, koronavirüste pozitif çıkan her 10 kişiden 4'ünün İstanbul'da olduğunu belirterek, “Mecburiyetiniz yoksa dışarı çıkmayın. Zorunlu olmayan ziyaretlerden kaçının. Hastalığa yakalanmayı göze alacağınız ziyaretleri yapın. Zorunlu olmayan seyahatleri yapmayın. Hastalığa yakalanmayı göze alacağınız seyahatleri yapın. Kalabalık ortama girecekseniz, bunun hastalığa yakalanmaya değip değmeyeceğini düşünün" dedi.

Bilim Kurulu Toplantısı ilk kez İstanbul'da toplandı. Saat 17.00'da basına kapalı olarak başlayan toplantı yaklaşık 3 saat sürdü. Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'ndeki Bilim Kurulu Toplantısı sonrası Bakan Fahrettin Koca açıklamalarda bulundu.

Koca, “Çalışmalarına, salgın Çin'de baş gösterir göstermez, 10 Ocakta başlayan Bilim Kurulumuz bugün İstanbul'da. O tarihten bu yana, ilk kez bir toplantımızı Ankara dışında yaptık. Bilim insanlarımızın katıldığı toplantı az önce sona erdi. Koronavirüs Bilim Kurulunun Ankara dışında toplanması sıradan bir olay değildir. Üç gün önce, İstanbul'da vaka sayılarının, Türkiye'nin yüzde 40'ına ulaştığını açıkladım. Kovid-19 testi pozitif çıkan her 10 kişiden 4'ü İstanbul'dadır. Hekim ve hemşirelerden ambulans şoförlerimize kadar, bütün sağlık çalışanları, hastane yöneticileri, Bilim Kurulu üyeleri, ilgili bütün kurumlar olarak teyakkuzdayız. Durum, bize olduğu kadar size de büyük sorumluluk yüklüyor. Son 7 günde ortalama vaka artışı, geçen ayın ortalamasından yüzde 85 fazladır. Oran, 16,5 Milyon nüfusla birlikte düşünüldüğünde korkutucudur. Artış, İstanbul'a günlük gidiş gelişlerin fazla olduğu şehirlerde de yüksektir. İstanbul'un yakın temaslısı diyebileceğimiz Balıkesir'de ve Tekirdağ'da yüzde 96, Bilecik ve Düzce'de yüzde 99, Edirne'de yüzde 91, Bursa'da yüzde 84, Sakarya'da yüzde 76, Kırklareli'nde yüzde 71, Kocaeli'de yüzde 63'tir. Sadece sayılan iller değil, tüm Türkiye, İstanbul'un temaslısıdır. Gelişme, salgınla mücadelede 83 Milyonu ilgilendirmektedir. İstanbul'da durumu kontrol altına alamazsak, salgın baş edilebilir olmaktan çıkacaktır. Nisan ayında yaşadığımız tehlike de büyüktü. Hareket halindeki nüfusu 20 Milyon civarında olan İstanbul'un, salgının merkezi olmasını güç birliği yaparak, kuralları uygulayarak önledik. Şimdi, benzer bir durumla karşı karşıyayız" dedi.


"KİŞİLERİN GÖSTERECEĞİ KÜÇÜK İHMALLERİN BEDELLERİ BÜYÜKTÜR"

Bakan Koca, "Bu duruma neler yol açtı?" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

"İstanbul, dünyanın en kalabalık kentleri arasında 14. sırada. Mesafe kuralına uymayı zorlaştıran bir şehir, iç içe yaşıyoruz. Virüsün yayılmasına çok elverişli hayat şartlarına sahibiz. Hareket halindeki kitle çok büyük. Kışı burada geçirmek üzere yoğun dönüşler oldu. Tıpkı memlekete gidişlerde, Anadolu'da yaşanan vaka artışları gibi, kurallara uyumun azalmasıyla birlikte, İstanbul'da salgın hızla tırmandı. Tehlike karşısında teyakkuza geçebiliyoruz ama riski savar savmaz, hayatı akışına bırakıyoruz. Karşılaştığımız ve tüm ülkeyi riske atacak durumun tarifi budur. Salgınla savaşta disipline ve uzun süreli başarıya ihtiyacımız var. Düştüğümüz yerden kalkmak her zaman mümkün olmayabilir. Kişilerin göstereceği küçük ihmallerin bedelleri büyüktür. Bedelleri, birlikte ödemek zorunda kalabiliriz. Bedel, hasta düşmekten fakirleşmeye kadar, çoktur."


KALABALIK VE TOPLU ULAŞIM

Koca, kalabalık ve toplu taşıma konusuna dikkat çeker, "Kurallara uyabilmek için baş etmekte en çok zorlandığınız engel, kalabalıktır. Sosyal mesafe kuralının uygulanabilir hale gelmesi, pek çok durumda şartların iyileştirilmesine bağlı. Geçtiğimiz 6 gün boyunca, bakan yardımcılarım ve ekibimle bu konuda çalıştık. İl ve ilçe mülki idare amirleri, büyükşehir ve ilçe belediyelerinin yöneticileriyle, kamu kurumlarının yetkilileriyle bir araya gelerek, sorun teşkil eden konuları ele aldık. Toplu taşıma, pazaryerleri, alışveriş ortamları ve çeşitli kent alanlarında kurallara uyulmasının kolaylaştırılması için çalışma yapılmasını, planlamaya gidilmesini istedik. Toplu taşımaya ek seferler konması, kamu kurumlarında, organize sanayi bölgeleri dahil özel sektörde iş saatlerinin, yine sosyal hareketlilik kaynaklı teması azaltacak şekilde yeniden düzenlenmesi ele alınan konular arasındadır. Kurumlardan uzaktan erişimle evde çalışma kolaylığı sağlamaları ayrıca istenmiştir. Çözüme en çok ihtiyaç duyduğumuz konu toplu ulaşımdır. Sosyal mesafenin korunamadığı toplu ulaşım, en büyük risk kaynaklarındandır. Yolculuk, dolayısıyla risk süresi uzundur. Bu çözümlerin üretilmesi, salgının tırmanışının sebebi olan hareketliliği ve teması çok azaltacaktır" ifadelerini kullandı.


"HAREKETİ VE TEMASI 3'TE BİRİNE İNDİRECEĞİZ"

Fahrettin Koca, "Hareketlilik, şu an olduğu gibi devam ederse. Bu durumda, artış 1'ken 2, 2'ken 4 şeklinde olmayacak. 1'ken 3, 3'ken 9 şeklinde tam bir tırmanış olacak. Çünkü virüs, bir kişiden ortalama 3 kişiye bulaşıyor. Bugünkünün 2-3 katı ağır tablo, tahayyülü bile zor bir tablodur. Çözüm, artışın nedenini kontrol altına almaktır. Hareketliliği azaltmak, yani hayatı yavaşlatmaktır. Bunu nasıl yapacağız? Temel şart olarak maske, mesafe ve temizlik kuralına uyacağız. Koronavirüsün yöntemini virüse karşı kullanacağız. Virüs, bir kişiden ortalama 3 kişiye bulaşıyorsa, biz de, hareketi ve teması 3'te birine indireceğiz. Dışarı çıktığımızda, üç yere uğruyorsak bunu bire indireceğiz. Günde üç kişiyle görüşüyorsak bir kişiyle görüşeceğiz. Örnekler çoğaltılabilir. İstediğim, hareketi ve teması 3'te birine indirmenizdir. Bunu yaparsanız, salgınla gerçekten savaşmış olacaksınız. Eğer bunu yaparsanız, her gün işe gidip gelmek ve çalışmak zorunda olan insanlar, tedbirleri uygulayacak koşullara sahip olur. Toplu taşıma araçlarında risk azalır. Kendimizi disipline sokalım. Sonsuza kadar değil. Salgını kontrol altına alana kadar. Dışarıya 3 kere çıkmak yerine 1 kere çıkın derken hayatınıza sınırlama getirmenizi talep ettiğimin farkındayım. Talebimin amacı, hürriyetlerinizden toplum yararına fedakârlıktır. Eğer maske, mesafe, temizlik kuralına uymazsanız, hareketliği azaltmaya çalışmazsanız, sağlık çalışanlarımız yasal hakları olan izinleri daha uzun süre kullanamayacak. Eğer hayatlarımızı kendimiz disipline kavuşturmazsak, kurallardan çok daha ağır mecburiyetlerimiz olacak. Bu sebeple size şunu diyorum; hareketliliği ve teması azaltın. Dışarı çıkmanız halinde, tedbirden taviz vermeyin. İşverenlere sesleniyorum; esnek mesai sistemine geçiş için elinizden geleni yapın. Şartlarınız uygunsa vardiyalı çalışmayı tercih edin. Çalışanlar bir aradaysa, birinin hastalığa yakalanmasıyla hepsi temaslı olur. Tüm temaslılar mecburen izole edilir. Vardiya sisteminde risk azalır. Çalışanlarınızın sağlığını ve iş kaybını önlemek için doğru olan budur" şeklinde konuştu.


"MECBURİYETİNİZ YOKSA DIŞARI ÇIKMAYIN"

Bakan Koca, "Salgınla savaş, tek başına kurumların gücüyle ve hastanelerle kazanılamaz" diyerek şunları kaydetti:

"Gelinen noktada, desteğinize, daha önce hiç olmadığı kadar ihtiyacımız var. Mecburiyetiniz yoksa dışarı çıkmayın. Zorunlu olmayan ziyaretlerden kaçının. Hastalığa yakalanmayı göze alacağınız ziyaretleri yapın. Zorunlu olmayan seyahatleri yapmayın. Hastalığa yakalanmayı göze alacağınız seyahatleri yapın. Kalabalık ortama girecekseniz, bunun hastalığa yakalanmaya değip değmeyeceğini düşünün. Maskenizi çıkarmayın. Virüsün size bulaşmasını göze alacağınız bir durum varsa çıkarın. Sosyal mesafe kuralına uymak mümkünken, kurala uyun. Uymuyorsanız, hastalığı göz ardı edecek kadar güçlü bir sebebiniz olmalıdır. Rica ediyorum; testi pozitif çıkanlar, temaslılarını filyasyon ekiplerimize eksiksiz bildirsin. Yaşlılar ve kronik hastalığı olanlar, kendilerini korumaya alsın. Zorunlu olmadıkça akrabalarla, başka ailelerle bir araya gelmeyin. Zorunlu olmayan kutlama ve törenleri erteleyin. Salgınla savaşın bu aşaması, disiplin istiyor. Sağlık hizmetlerinde, sistemin tıkanmasına yol açacak bir sorunumuz yok. Kamu hastaneleriyle, özel sağlık kuruluşlarıyla, tıp fakültesi hastaneleriyle bir araya geldik. 112 Acil Servis ekiplerimizden filyasyon ekiplerimize kadar salgınla mücadelenin tüm birimleriyle buluştuk. Sağlık ordumuzla riske karşı organize olduk. Sizden şunu hatırlamanızı istiyorum; Her kapasitenin sonuçta bir sınırı vardır. Bu sınırı zorlamamak, tedbirleri uygulamanıza bağlıdır. Tedbirler hayattan mahrum kalmak anlamına gelmiyor. Hayatı mantıklı şekilde yönetmek anlamına geliyor. Mevcut şartlara karşı hareketliliği üçte bire indirmektir. Hareketliliği, teması azaltmaktır. Biliyoruz ki, Kovid-19 sadece kişilerin maruz kaldığı bir hastalık değil. Toplumların maruz kaldığı bir hastalıktır. Türkiye'nin kalbinin attığı yerde başarmak zorundayız. İstanbul'u ve bize sunduğu her şeyi korumak zorundayız. Sağduyunuza güveniyoruz. İstanbul tüm yönetim birimleriyle harekete geçmiştir" dedi.


SORU CEVAP

Bakan Koca açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Koca, İstanbul'daki mesaisinde hastane ziyaretlerindeki izlenimlerinin sorulması üzerinde şunları kaydetti:

"Özellikle son dönem bahsettiğim şekliyle Türkiye'nin ortalama vaka sayısının yüzde 40'ının İstanbul'da olduğunu söylemiştim. Her geçen gün ağır hasta sayımızın arttığını, her gün verilen bilgilerden biliyoruz. İstanbul'da bildiğiniz gibi sağlık alt yapımız çok güçlü. Ciddi bir yatak kapasitemiz söz konusu. Sayın Cumhurbaşkanımızın da öncülüğünde son dönem açılan yeni hastanelerimizle birlikte yatak kapasitemiz 7 bine yakın arttı. Hem Çam Sakura Şehir Hastanemiz, hem iki tane acil durum hastanelerimiz hizmete girdi. Her biri bin 8 yataklı. Şu dönemde bu açıdan sorun yok. İstanbul'daki toplam yatak sayısı 48 bine yakın. Yoğun bakım yatak sayımız ise 9 bine yakın. Servis yatak doluluk oranımız şu an yüzde 55 civarında. Yoğun bakım doluluk oranımız ise yüzde 66. Erişkin yoğun bakım yatakları bu bahsettiğimiz. Ventilatörler için bu oran yüzde 33. Yoğun bakımlarla ilgili yüzde 66'dan kastım, sadece Kovidli hastaları kapsamıyor. Diğer hastalar da bu orana dahil. Şu an yoğun bakım ağır hastamız, toplamın yüzde 40'ı değil. Yüzde 29-30 civarında. 500-550 ağır hastadan bahsetmiş oluyoruz. 9 bin yatağın yüzde 34'ü boş. Yani 3 bin yatağın boş olduğunu söyleyebiliriz. Hem üniversite, hem vakıf üniversite hastaneleri, hem özel sektörle görüşmeler yaptık. Özel sektör bundan sonraki süreçte Kovid'li hastaya ayrı bir birimde bakacak. Yataklarının dörtte birini ayıracak. Şu an bu açıdan İstanbul'da bir sorun yok. Ama bu, hiç olmayacak demek değil. Vaka sayısı iki üç katına çıkarsa, farklı tablolarla karşılaşabiliriz. Vatandaşların kurallara uyumunu fazlasıyla istiyoruz. Salgın sadece Sağlık Bakanlığı'nın tek başına çözebileceği bir durum değil. İçişleri Bakanlığı ile yakın işbirliği içindeyiz. Yerel yönetimler olarak işbirliği, toplu yaklaşım içinde olursak başarılı olabiliriz. Bakanlıklar, kamu kurumları olarak üzerimize düşeni yaptığımızı, yapmaya çalıştığımızı biliyoruz. Vatandaşın da maske mesafe temizlik notasında hassasiyet göstermesi, kalabalık ortamlara karışmaması, mümkün mertebe misafir kabul etmeden teması azaltan bir yaklaşım içinde olmasını önemle istiyoruz."


KORONA PARTİLERİ

Bakan Koca, "İstanbul için bir kısıtlama söz konusu olacak mı?" şeklindeki soruya, "Partiler anlamında gece 12'de sonra müzikli ortamların yasaklandığını biliyoruz. Bunun erken saatlere çekilmesi de Bilim Kurulu'nda gündeme geldi. Özellikle İçişleri Bakanlığı'nın bunu erken saate almak konusunda çalışması olacak" yanıtını verdi.


"PANDEMİ DÖNEMİNİN SİYASİ ZEMİNE ÇEKİLMESİNİN SİYASİLERE BİR ŞEY KAZANDIRACAĞINA İNANIYORUM"

Bakan Koca, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun toplantıya davet edilmediği iddiaları konusunda, "Ben özellikle pandemi döneminin siyasi zemine çekilmesinin siyasilere bir şey kazandırmayacağına inanıyorum. Siyaset zemine çekilmemesi için burada mücadele içinde olacağız. Bu arada bütün iletişim kanallarının açık olduğunu söylemek isterim" dedi.


AŞI ÇALIŞMALARI

Bakan Koca, aşı çalışmaların sorulması üzerine, "Yerli aşılardan faz çalışmasına, insan çalışmasına çok yakın olan 3 aşı olduğunu söylemiştim. Bugün özellikle İDEA dediğimiz (İstanbul Deneysel Araştırma Geliştirme ve Eğitim Merkezi), deneysel araştırma laboratuvarımız da Türkiye'de önemli, uluslararası akreditasyonu olan bir laboratuvar. Aşıların toksisite çalışmaları sterilite ve standardizasyonunun yapıldığı yer. Hafta sonu bir aşı için bu çalışma bitecek. İstenen şekilde tamamlanırsa, gelecek hafta muhtemelen ilk gönüllü uygulamaları başlayabilir. Ondan önce gönüllüleri 5 gün karantinaya alış süreci var. Karantinaya alım süreciyle birlikte, ilk insan uygulaması başlamış olacak. Yurt dışından faz 3 çalışması Türkiye'de yapılan iki aşı var. Pfizer ve Sinovac. Bununla ilgili Serhat Hocam (Ünal) daha yakinen özellikle takip ediyor. Genel olarak şunu söyleyebilirim. Şu ana kadar herhangi bir ciddi yan etki yok. Kasım sonunda Türkiye'de devam eden faz 3 çalışmalarına dair bağışıklık konusunda bilgimiz olacak. Aralık ayında Sinovac dediğimiz virülansı azaltılmış aşıyla ilgili, eğer başarılı olursa istediğimiz sonucu alırsak, 5 milyon doz aşıyı uygulama şansımız olacak. Ocak, Şubat Mart'ta da devam edecek. Pfizer için de aynı şekilde görüşmeler var. Bizim aşımız da her şey normal giderse Nisan gibi uygulanır diye düşünüyorum. En az 3-4 aşının uygulama şansının elde edileceğini düşünüyorum" diyerek Prof. Dr. Serhat Ünal'a söz verdi.

Ünal ise aşı çalışmaları konusunda şunları kaydetti:

"Sinovac Faz 3 denemeleri 3-4 hafta önce başladı. Öncelikle sağlık personelinde başladı. Yan etki çıkarsa, daha yakın takip edebilmek için. 500'ü geçti uygulanan kişi sayısı. Dünyanın değişik ülkelerinde de devam ediyor. Örneğin Brezilya'da 9 bin 500 kişinin güvenlik verileri açıklandı. Önemli bir yan etki yok Faz 2'de. Faz 3 de kasım sonuna kadar takip edilecek. Aslında aşının etkinliğinde günlük hayatta ne sonuç alınacak onu görmek için istiyoruz."


"KISITLAMA DÜŞÜNMÜYORUZ"

Bakan Koca, "İstanbul'da Bir kısıtlama olacak mı?" sorusuna ise, "Kısıtlama düşünmüyoruz. Tedbirlere 83 milyon beraber, İstanbul'da 16.5 milyon vatandaşımızda da uyum gösterme konusunda kararlılık olursa üstesinden geliriz. 1.5 ay önce Diyarbakır, Mardin, Urfa'da vakalar çok yükseldi. Benzer tedbirleri alarak iyi sonuçlar aldık. Ankara'da 5 hafta önce İstanbul'un 5 katıydı. Şu an İstanbul'da 5 katına çıktı. Sokağa çıkma yasağı yapılmadan buralarda olumlu sonuçlar alındı. 16.5 milyon vatandaş hassasiyet göstermeli, bizler de üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirirsek başarıyla çıkacağımıza inanıyorum ve eminim" diye yanıtladı.


"20 SAATLİK ZAMAN DİLİMİNDE KİŞİNİN HES KODUNDA KISIT GETİRECEĞİZ"

Bakan Koca, Kovit 19 test sonuçlarının sürelerinin sorulması üzerine şu ifadeleri kullandı:

“İstanbul'un test kapasitesini özellikle çok arttırdık. Şu an 60 binin üzerinde İstanbul'da test yapılıyor. Özellikle salgınla mücadelede testlerin erken sonuçlanması son derece önemli. Erken sonuçlanmasıyla birlikte temaslı takibini yapmak istiyoruz. Bunu gerçekleştiremezsek, o zaman diliminde pozitif olabilme ihtimali olan kişinin etrafına bulaştırması söz konusu. Onun için başarılı olmak açısından, öncelikle testleri en erken sürede sonuçlandırmak gerekiyor. İstanbul'da test kapasitesini çok artırdık. 60 binin üzerinde test yapılıyor. Şu an 37 saatten 20 saate indi süre. Biz bunu 8-10 saate ortalama indirmek istiyoruz. Numunenin alındığı andan itibaren. Testin çalışılacağı yere gönderilmesi dahil. Bundan sonraki süreçte testlerle ilgili, numune alındığından itibaren ilk 4 saat hariç, sonraki 20 saatlik zaman diliminde kişinin HES kodunda kısıt getireceğiz. O süre ne kadar uzarsa, bulaştırma riski söz konusu olduğu için, bunu azaltmak açısından 20 saat boyunca HES kodunda riskli görünecek kişi. HES kodu ile girdiği yerler giremeyecek, seyahat dahil olmak üzere riskli görünerek kısıtlama yapılmış olunacak."


"EMİN OLUN, PARASINA DA BAKMIYORUZ"

Bakan Koca, girip aşısı konusunda ise, "Grip aşısı bir sonraki yılın aşısı, bir yıl önceden sipariş edilir. Dünyada aşı arzı yüzde 20 oranında arttı. Yani herkesin aşı yaptırma imkanı zaten mümkün olamaz. Bizde ise bu anlamda 1 milyon 350 bin bir sipariş vermiştik. Bazı ülkelerin daha yüksek dozda aşı temin ettiği söylenir. Mesela Almanya: 26 milyon. Ama geçen yıl Almanya'nın yaptırdığı aşı 21 milyon. Yani yüzde 30'u geçmiyor. İngiltere 30 milyon bu yıl temin etti. Ama geçen yıl İngiltere'nin temin ettiği aşı 25 milyon. Oran olarak yüzde 20. Biz 2.2 milyon temin ettik. Şimdi 3 milyonun üzerinde temin etme çabası içerisindeyiz. Diğer ülkeler en fazla yüzde 30 artış şeklinde oldu. TEB ile ilgili söylediğiniz, ortada olmayan bir aşının olduğu ifade edildi, çok net söylüyorum. Bu aşıyla ilgili firmalarla başından beri görüşüldü ama ortada bir aşı yoktu. Ruhsatlı olan aşıyı herkes getirebilir. Türkiye'de ruhsatı olmayan aşıyı Halk Sağlığı alabilir. Ama ortada olmayan bir aşıyı pazarlamasınlar. Aşıyı elde etmek, temin etmek için de ilk günden itibaren yoğun bir çaba içerisinde olduğumuzu bütün vatandaşımız bilsin. Emin olun, parasına da bakmıyoruz. Kimlere aşının yapılacağı konusuyla ilgili Ateş Hocam bilgiyi vermiş olsun. Elimdeki kağıt, kimlere öncelikle aşı yapılması gerektiğinin tespitiö diyerek sözü Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara'ya bıraktı.

Kara ise, "Grip aşısının üretimi genellikle eylül-ekim ayında planlanır. Aralık-ocak aylarında DSÖ ve ABD'nin ağırlıklı olarak belirlemesiyle hangi suçların olacağı öne çıkar. Ocak ayı gibi, en geç şubatta o suçlar firmalara teslim edilir. Geçen sene de, bu sene de tespitte gecikme oldu. Türkiye'nin son 4-5 yıllık kullanımı 1 milyon doz civarında. Mart ayından itibaren daha fazla aşı için Türkiye'de de istekte bulunuldu. Her ülkeye kendi istediği kapasitenin belli kısmı belli dönemler halinde geliyor. Türkiye'ye ilk gelen dozun 300 bin doz civarı geleceği söylenmişti. 380 bine artırıldı. Hastalığın karşılaşma riski, ağır geçirme ve kayıp olma riskine göre bir plan yapıldı. Çok çok yüksek riskliler ilk etapta belirlendi ve aşı onayı çıkan kişiler oldu. Gebeler vardır, gerçekten riskleri yüksektir. Bu dönemde onlar yok ama bir sonraki dönemde. Kasım ayının ortasına-sonuna kadar aşının uygulanma şansı da var. Yaş birinci faktör. 65 üstü ve 2 yaş altı çok riskli. İlave hastalık ikinci faktör. Bir sonraki basamakta riskin aşağıya inmesi söz konusu olacak. Aşılar geldikçe de bu şekilde ilerleyecek" dedi.

İLÇELERDE ARTIŞ HIZI

Bakan Koca, İstanbul'daki vaka artış hızının son 1 haftada ilçeler bazında sorulması üzerine, "Bir hafta içinde Büyükçekmece yüzde 123, Sarıyer yüzde 120, Bakırköy yüzde 104, Bayrampaşa yüzde 99, Şişli yüzde 98, Kağıthane yüzde 98. Yüzde 29 ila yüzde 123 artış hızı oldu İstanbul'da 1 hafta içinde. Türkiye'deki hasta sayısının yüzde 40'a yakını İstanbul'da" dedi.


VAKA ARTIŞININ NEDENLERİ

Bakan Koca, İstanbul'da vaka artışının sebebinin ne olduğunun sorulması üzerine, "İstanbul dünyanın 14. nüfus yoğunluğu olan kenti. Özellikle virüsün mutasyona uğrama durumuyla ilgili, virulansında değişiklik yok. Halk Sağlığı Kurumu'nun yaptığı çalışma için söylüyorum, dünyadakiyle de uyumludur bu sonuç, virüsün mutasyonu daha çok bulaştırıcılığının artması şeklinde karşımıza çıkıyor. Daha önce 15-20 dakika bir arada kalmakla bulaşabilen virüsün artık daha kısa sürelerde de bulaşabildiğini biliyoruz. Çay içme, kafe restoranda bir araya gelindiğinde maskenin kısa süreliğine de olsa devre dışı kalması bile bulaşmayı sağlayan bir sebep. Sadece İstanbul için değil, diğer iller için de geçerli bu risk. Maskeye ve mesafeye ve el hijyenine dikkat etmeyi ısrarla söylüyoruz ama kalabalık ortamdan da mutlaka kaçınmamız gerekiyor. 6-8 kişiden fazla bir araya gelmekten kaçınmalı. Büyük kalabalıklar ciddi risk. Eskiye göre daha hızlı hale geldi bulaşma çünkü. Uçuşlarda HES uygulamasını yaygınlaştırmak istiyoruz ve yaygınlaştırıyoruz. Yurt içi, yurt dışı seyahat, tren yolculuğunda zorunluluğu getirdik. Daha da yaygın hale getirme çabası içinde olacağız. İstanbul'un şartları gereği 16.5 milyon vatandaşımızın tedbirlere hassasiyetle uymasını bekliyoruz. Hareketliliği üçte bir oranına indirmek gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.

OKULLARDA SON DURUM

Bakan Koca, okullardaki artış rakamlarının sorulması üzerine ise şunları kaydetti:

“Okullarla ilgili şu an ciddi bir artışın olmadığını biliyoruz. Toplumun genelinden farklı bir artış yok. Önümüzdeki günler salgının seyriyle birlikte diğer sınıfların kademli bir geçiş olması daha önce konuşulmuştu. Kademeli geçişin olup olmayacağı önümüzdeki dönem salgının seyri belirleyecek. İstanbul için şu an yeni bir kademe önerisinin olmadığını söyleyebilirim. Açılan sınıflarda da ortalamadan farklı bir durum yok. Tercihe bağlı ve 2+5 şeklinde bir eğitim sürüyor. Önümüzdeki haftalar Bilim Kurulu'nun kademelendirmeyi devam ettirme şeklinde bir önerisi yok."