Geri Dön
Sağlık-YaşamDoç. Dr. Bakırcıoğlu: mRNA tekniği sperm yokluğuna bağlı kısırlığa çözüm olabilir

Doç. Dr. Bakırcıoğlu: mRNA tekniği sperm yokluğuna bağlı kısırlığa çözüm olabilir

Üroloji ve Üreme Sağlığı Uzmanı Doç. Dr. Emre Bakırcıoğlu'nun sperm yokluğuna bağlı kısırlık (infertilite) sorunu olan 246 erkek hastayı incelediği araştırması, anne babası birinci dereceden akraba olan erkeklerin üçte birinde bu sorunun olduğunu ortaya koydu. Şimdiye dek hastaların yarısında nedeni bulunamayan sperm yokluğuna bağlı kısırlığın, aileden gelen genetik mutasyonlardan kaynaklı olabileceğini ilk kez gösteren bu çalışma, Amerikan Üreme Tıbbı Derneği'nin dergisinde de yayınlandı. Doç. Dr. Bakırcıoğlu, araştırmanın, sperm yokluğuna bağlı kısırlıkta genetik faktörlerin kanıtlamasıyla, Kovid-19 ile dünya gündemine oturan mRNA aşılarının, bu türden infertil erkeklere çare olabileceğini göstermesi bakımından çok önemli olduğunu söyledi.

Doç. Dr. Bakırcıoğlu: mRNA tekniği sperm yokluğuna bağlı kısırlığa çözüm olabilir

Türkiye'de yaklaşık 2,5 milyon çift, infertilite (kısırlık) nedeniyle çocuk sahibi olamıyor. İnfertilitenin üçte biri erkeğe bağlı nedenlerle ortaya çıkıyor. Erkek infertilitesinin yüzde 10 ila 15'i, azospermi yani sperm yokluğu nedeniyle meydana geliyor. Ancak azospermisi olan erkeklerin yarısında neden, tam olarak tespit edilemiyor. Üroloji ve Üreme Sağlığı Uzmanı Doç. Dr. Emre Bakırcıoğlu, 15 yıllık klinik gözlemleri sonucu azospermi sorununun en çok, anne babası birinci derecede akraba (kuzen) olan erkeklerde olduğunu fark etmesi üzerine bir araştırma yapmaya karar verdiğini söyleyerek "Toplumda sperm yokluğu olan erkeklerin oranı yüzde 1 civarındadır. Ancak azospermi yani sperm yokluğu, tüm infertil erkeklerin yüzde 10 ila 15'inde görülüyor. Bu erkeklerin de yaklaşık yarısında, altta yatan sebebi ortaya koyamıyoruz. Bu çalışmaya o yüzden başladık. Altta yatan sebepleri araştırırken, Türkiye'de akraba evliliği olan erkeklerin, yani annesi babası akraba olan azospermik erkeklerin çoğunlukta olduğunu fark ettim. Bu gözlemim de yaklaşık 15 yıllık klinik tecrübelerime dayanıyor. Bunun üzerine geriye dönük bir çalışma yaptık ve 246 tane nedeni bilinmeyen azospermi sorunu olan erkek hastalarımızdaki akraba evliliği oranına baktık. 81 erkeğin, yani yaklaşık 3 erkekten 1'inin anne babasının yakın, akraba kuzen derecesinde yakın akraba olduğunu gördük" dedi.


KARDEŞLERDE DE AYNI SORUNUN ÇIKMA İHTİMALİ ÜÇ KAT ARTIYOR

Daha sonra bu hastaların klinik verilerini de incelediklerini belirten Doç. Dr. Bakırcıoğlu, dünyada ilk kez annesi babası akraba olan erkeklerle olmayanlar arasında da klinik farklılıklar olduğunu tespit ettiklerini belirtti. Genetik faktörlere bağlı olarak gelişen sperm yokluğunu ortaya çıkaran mekanizmanın klinik olarak farklılığını da açıklayan Doç. Dr. Bakırcıoğlu, "Örneğin bu kişilerin hormonları ve testis boyutları normal seviyelerde, testisten aldığımız örneklerde de spermler belli bir döneme kadar gelişiyor. Ancak çoğunlukla mayoz bölünme dediğimiz spermatit düzeyinde duraklama gerçekleşiyor. Dolayısıyla bu verileri de dünyada ilk kez ortaya koymuş olduk. Çalışmamız Amerikan Üreme Tıbbı Derneği'nin dergisinde de yayınlandı. Gördüğümüz bir diğer özellik de anne babası akraba olan ailelerde, birden fazla çocukta infertilite problemi ortaya çıkma ihtimali üç kat daha fazla. Yani tek birden fazla kardeşte azospermiye bağlı kısırlık gelişme ihtimali üç kat daha yüksek. Ailede başka birinde olması da gerekmiyor. Bazen ailede hiç görülmediği halde tek bir çiftin çocuklarında da ortaya çıkabiliyor" diye konuştu.


"AKRABA EVLİLİĞİ SADECE GENETİK HASTALIKLARA DEĞİL, KISIRLIĞA DA DAVETİYE"

Bu çalışmayla, Türkiye'de oldukça yaygın olan akraba evliliklerinin genetik bozukluklara bağlı diğer nadir hastalıkları artırdığı gibi, üreme sağlığını da olumsuz etkilediğinin ispatlandığını anlatan Doç. Dr. Bakırcıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Akraba evliliğinin sadece nadir ve genetik hastalıklar açısından değil üreme sağlığında, kısırlıkla ilgili sorunlara da yol açabildiğini üzerine basarak ifade etmek isterim. Batı toplumlarında akraba evliliğini çok nadir görürüz, ya da hiç görmüyoruz. Ama bizim toplumumuzda sosyokültürel kültürel olarak uzun yıllardır var olan bir gerçeklik bu. Bizim çalışmamız bunu ilk kez gösteren çalışmalardan bir tanesi. Ayrıca da dünyada ilk kez, akraba evliliği sonucu doğan infertil erkeklerin, olmayanlardan farklı (klinik) yapıda olduğunu gösteren de ilk çalışma."


"NEDENİN ORTAYA KONMASI, TEDAVİYİ DE BERABERİNDE GETİRECEK"

Sperm azlığı olan erkeklerde, var olan spermleri kullanarak tüp bebek yöntemleri ile çocuk sahibi olmalarının sağlanabildiğini söyleyen Doç. Dr. Bakırcıoğlu, bu çalışma ile nedenlerden birinin ortaya konmasının, tedavi açısından da yeni fırsatlar doğurabileceğini söyledi.

Doç. Dr. Bakırcıoğlu, şöyle devam etti:

"Tüp bebek yöntemleri de bir kısım çiftlere yardımcı oluyor. Azospermik erkeklerde hiç sperm yok. Eğer altta yatan sebep genetikse, bunları bugün için düzeltme şansımız yok. Bazılarında da sperm bulma başarısı gösteremeyebiliyoruz. Ama eğer altta yatan genetik sebebi düzeltebilirsek, belki bu durumda olan erkeklerden de sperm elde etmek kolaylaşacak ve yeni bir takım tedavi yöntemleri ortaya çıkacak. Altta yatan sebebi bulmamız, hem bunun çözümü için, tedavileri için bize yeni olanaklar sunacak, hem de belki de menide hiç spermi olmayan erkeklerin ameliyat olmadan da belki bir takım testlerle (kanda veya menide bakılan testlerle) (gelişmemiş) sperm varlığını önceden anlayabilme şansına sahip olacağız. Eğer genetik bir faktör varsa, altta yatan bir gen mutasyonu varsa, bunu öğrenmemiz belki yeni tedavi yöntemlerini de getirecek. Örneğin messenger RNA tekniği ile bunları düzeltmemiz ve hücrelerin, o bozulmuş olan genini fonksiyonunu yerine getirmemizi sağlayacak"


DOĞU VE GÜNEYDOĞU'DA AKRABA EVLİLİĞİ ORANI YÜZDE 50'Yİ BULUYOR

Türkiye'de nüfus istatistikleri araştırmasının 1968 yılından beri yapıldığına işaret eden ve bu araştırmalara göre akraba evliliği oranlarında 50 yıldan fazla bir süredir bir azalma olmadığını da vurgulayan Doç. Dr. Bakırcıoğlu, bu durumun erkek kısırlığı oranlarını da artıracağını vurguladı ve sözlerini şöyle noktaladı: "Bu veriler 5 yılda bir tekrarlanıyor. Türkiye'de yapılan 5 yıllık analizlerde, akraba evliliği oranı yüzde 20-24 bandında değişiyor. Hatta en son 2018 yılında yapılan Türkiye Nüfus İstatistikleri Araştırmasına göre, bu oran en son yüzde 24 idi. Bu oran batıdan doğuya doğru gittiğimiz zaman giderek artıyor. Özellikle Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu illerimizde, yüzde 40'lara, 50'lere ulaşan akraba evliliği oranlarıyla karşı karşıyayız."