Geri Dön
Sağlık-Yaşam Üniversiteliler yaşlılıkta ortaya çıkan hastalıkları önlemek için proje üretiyor

Üniversiteliler yaşlılıkta ortaya çıkan hastalıkları önlemek için proje üretiyor

Kadir Has Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Biyoinformatik ve Genetik Bölümü, Avrupa Birliği ülkelerinde yaşlılar üzerinde yapılan çalışmayla, yaşlanma ile ortaya çıkan hastalıklar önlenmeye çalışılıyor.

Üniversiteliler yaşlılıkta ortaya çıkan hastalıkları önlemek için proje üretiyor

Kadir Has Üniversitesi ile birlikte Avrupa Birliği ülkelerinden 8 ortakla, 2015 yılında 3.8 milyon Euro bütçe ile başlayan Parkinson Projesi devam ediyor. Çalışmalarda elde edilen verilerle Avrupalı yaşlı nüfusta ortaya çıkan hastalıkların ötelenmesine yönelik ilaçlar geliştirilmesi hedefleniyor. Kadir Has Üniversitesi Biyoinformatik ve Genetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Kemal Yelekçi, “3 yıl önce başladığımız proje ile beynimizdeki dopamini azaltan enzimin ve geri kazanımını sağlayan Dopamin transporterininin mekanizmasını anlamaya çalışıyoruz” dedi.

Parkinson hastalığının insan merkezi sinir sisteminde nörodejenarsona neden olmasında ikinci sırada yer alan önemli bir hastalık olduğunu belirten Yelekçi, “Yaklaşık 280 kişide bir görülen ve 85 yaşın üzerinde yüzde 5 daha fazla gelişen bir durum. Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte genetik yatkınlık, travma ve toksinlerden şüpheleniliyor. Kesin bir tedavisi olmadığı gibi simtomatik olarak şikayetler azaltılıyor. Dopamin nörotransmitterini üreten hücrelerinin ölümü ve beyinde protein kümeleşmesinin birikimi parkinsona neden oluyor. Buna bağlı olarak el ayaklarda titreme, kasıntı, hareketlerde yavaşlama ve yürümede zorlanma olarak ortaya çıkıyor. Günümüzde, fiziksel terapi, ilaçla tedavi, cerrahi müdahale ve yeni birtakım araştırmalar hastalığı azaltmak için uygulanıyor” diye konuştu.

“YAPMIŞ OLDUĞUMUZ ÇALIŞMALARLA DOPAMİN’İN YAPISINI İNCELEDİK”

Prof. Dr. Yelekçi sözlerini, “Parkinson hastalarında sinirler arası iletişimi sağlayan dopamin maddesinin seviyesi oldukça düşük ve sinirler sinyalleri kaslara iletemiyor. Dışardan verilen dopamin beyine ulaşamıyor. Bizim yapmış olduğumuz araştırmalar beyinde dopamini azaltan Monoamin oksidaz B enziminin inhibe edilmesi ve dopamini tekrar başlangıç sinir hücresine alan taşıyıcı kanalın yapısının anlaşılmasına yöneliktir” diyerek sürdürdü.

“BU KONUDA ÇALIŞMA YAPAN BİLİM İNSANLARINA KATKI SAĞLADIK”

Prof. Dr. Yelekçi; “Projenin bir diğer aşamasında dopamine transporterinin (DAT) üçlü boyuttaki yapısını inceledik. Grubumuz tarafından ilk defa modellenerek ilaç tasarımı için kullanılır hale getirildi. Böylece DAT’a yönelik tasarlanacak ilaçların da yolunu açmış olduk. Modelleme sonucunda elde edilen sonuçları deneysel verilerle karşılaştırılarak aynı neticeyi verip vermediğini anlamaya çalıştık. Sonuçları uluslararası saygın bir dergide yayınlayarak bu konuda çalışma yapan bilim insanlarına katkı sağladık” dedi.