Yaşlanmanın saklanamadığı iki bölgeyi gençleştirmek artık kolay
Günümüzde pek çok estetik uygulamayla yüzdeki kırışıklıklar yok edilirken, boyun ve dekolte bölgesi ise yaşın saklanamadığı iki bölge olarak kadınların korkulu rüyası. Sarkık, kırışık boyun ve gıdı bölgesindeki yağlanma, yüz bölgesinde tek bir kırışık bile olmayan kadınların gerçek yaşını ortaya çıkarırken, son tedavi yöntemleriyle artık bu kabus sona eriyor. Enjeksiyon ve enerji bazlı tedavilerle artık pürüzsüz ve kırışıksız bir boyun ve dekolte bölgesine sahip olmak mümkün.
Yaşlanma etkilerinin en yoğun görüldüğü bölgeler arasında bulunan boyun ve dekolte bölgesinin, hassas ve ince bir cilde sahip olmalarına karşın özen gösterilmeyen iki bölge olduğunu belirten Dermatoloji Uzmanı Dr. Seda Erdoğan, bu iki bölgenin kişinin gerçek yaşını ortaya koyduğunu söyledi. Boyun ve dekolte bölgesinin günlük yaşamda sık tekrarlanan pek çok hareketten etkilendiğini ifade eden Dr. Erdoğan, cep telefonu, tablet ve PC kullanımı esnasında boynun öne eğik bir postürde olunduğunu ve bu pozisyonda boyun kaslarının kısaldığını, kırışıklıkların da derinleştiğini kaydetti. Uyku pozisyonunun önemini de vurgulayan Dr. Erdoğan, uyku sırasında boynun ve dekolte bölgesinin zorlanmasının söz konusu olduğu pozisyonların, bu bölgelerde yaşlanma hızını artırdığına dikkat çekti.
BOYUN VE DEKOLTE BÖLGESİ GÜN BOYU BASKI ALTINDA
Boyun ve dekolte cildinde elastin lifi sayısının yüze oranla daha az olmasının yaşlanma etkilerini kolaylaştırdığını ifade eden Dr. Erdoğan, “Bu bölgelerde kollajen matrixin tutunacağı yapılar daha zayıf, cilt altı yağ dokusu desteği az ve yüze oranla çok daha fazla baskı altında" dedi. Boynun gün boyunca kıvrıldığını, katlandığını, şekilden şekile girdiğini kaydeden Dr. Erdoğan, bu bölgeye baskının uykuda da devam ettiğini söyledi. Boyun ve dekolte bölgesindeki yaşlanma belirtileri için kliniklere başvuranların başlıca şikayetlerinin, sıkılık kaybı, kuruluk ve ince çizgiler, kırışıklıklar, sarkık deri ve çift çene (gıdı) görünümü olduğunu belirten Dr. Erdoğan, boyunda meydana gelen gevşeme ve yığılma ile kişide ‘hindi boynu’ olarak adlandırılan görünümün erken yaşlarda oluşabildiğini söyledi.
TEDAVİDE ENJEKSİYON YÖNTEMLERİ
Boyun ve dekolte bölgesinin gençleştirilmesinde kullanılan yöntemlerin tek başına veya kombine olarak kişiye özel planlandığını kaydeden Dr. Erdoğan, şunları söyledi:
“Tedavi seçenekleri arasındaki enjeksiyon yöntemleri mevcut. Botoks uygulaması kırışıklıkların açılmasını sağlayıp, boyun ve dekolte cildinin daha gergin ve kırışıksız olmasını sağlar. Kalıcılığı 6 aydır. Mezoterapi (mezolifting)-PRP tedavisinde ise çok ince iğnelerle büyüme faktörleri ve gençleştirici içerikler cilt altına iletilir. Kollajen ve elastik lifler uyarılarak cildin kendini yenilemesi ve neminin artması sağlanır. Dolgu uygulamalarıyla ise hyalüronik asit içeren jel yapıda maddeler kullanılarak derin kırışıklıklar düzeltilip cilt gerilir ve nemlendirilir. Ayrıca gıdı lipoliz tedavisinde de bazı özel sıvılar cilt altına verilerek gıdıda bıirikmiş yağ deposu eritilerek parçalanır ve gıdı ortadan kaldırılır."
TEKNOLOJİ YARDIMIYLA TEDAVİ
Cerrahi olmayan yöntemlerle daha genç bir boyun ve daha pürüzsüz bir dekolteye kavuşmanın mümkün olduğunu kaydeden Dr. Erdoğan, tedavide enjeksiyon yönteminin yanı sıra gelişen teknolojinin kullanıldığını söyledi. HIFU (odaklanmış ultrasound), altın iğneli radyofrekans ve fraksiyonel lazer gibi enerji bazlı tedavilerle ciltte ısı hasarı oluşturularak fibroblastik aktivite uyarımı oluşturulduğunu ifade eden Dr. Erdoğan, böylelikle istenmeyen kırışıklıkların yok edilebildiğini belirtti. Dr. Erdoğan, “Bu tedavilerle yeni kollajen- elastin sentezi sağlanır. Yabancı bir madde maruziyeti olmadan kişinin cildi kendi kendini tamir eder, sıkı ve genç bir cilt elde edilir" dedi. Dr. Erdoğan, ameliyata yakın sonuç veren ip askı uygulamasının da sarkmış çene hattı ve boyun toparlanmasında etkin bir yöntem olduğu kaydetti.
