Gerçeğe ulaşmak için ısrarlı takip

Fikri takip gazeteciliğin olmazsa olmazı… Daha önce de yazmıştım gazeteci yaptığı haberin peşini bırakmaz ve sen işin üstüne gidersen iş sana güler.

Muğla’da 14 Mart Tıp Bayramı günü yaşanan ve sonra devam saldırı olayı bunun en güzel örneği.

Bizler için canlarını hiçe sayarak  görev yapan, özellikle pandemi sürecinde büyük özveri gösteren sağlık çalışanlarımıza yapılan saldırıları hoş karşılamamız kesinlikle mümkün değil. Ama bu olayda öyle bir gelişme yaşandı ki bu da gazetecilik açısından, fikri takip ve objektif habercilik adına çok güzel bir örnek oldu.

Gerçeğe ulaşmak için ısrarlı takip

Muğla muhabirimiz Cavit Akgün

Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi'nde görevli Dr. Tahir Tarimer (26), 14 Mart Tıp Bayramı'nda muayene olmak için gelen Uzman Çavuş Ali Akdağlı (32) tarafından darbedildiğini öne sürerek şikayetçi oldu.

Gerçeğe ulaşmak için ısrarlı takip

Darp raporu alıp şikayetçi olan Dr. Tarimer’in vücudunda kızarıklık oluştu, gözlüğü kırıldı. Bu arada apandisit teşhisi koyulan Akdağlı ameliyat edildi.

PROTESTO EŞLİĞİNDE TABURCU OLDU, GÖZALTINA ALINDI

Ameliyatının ardından genel cerrahi servisinden taburcu edilen uzman çavuş Ali Akdağlı, sağlık çalışanlarının 'Sen şiddet, darp, hakaret ettin. Biz seni tedavi ettik, taburcu ediyoruz' sloganları arasında alkışla protesto edildi.

Gerçeğe ulaşmak için ısrarlı takip

ADLİ KONTROLLE SERBEST

Darp raporu alan ve uzman çavuştan şikayetçi olan Dr. Tahir Tarımer, polisteki ifadesinde "Hasta, apandisit şüphesi ile Yatağan Devlet Hastanesi'nden sevk edildi. Ultrason çektirmek istediğini söyledi. Kendisine kan tahlili ve diğer tetkiklerin yapılmadan mümkün olmadığını anlattım. Evrakını alarak acil servisten ayrılmak istedi. Arkasından gidip, çıkış yapmasına izin vermedim. Sinirlenerek beni itip, boğazımı sıktı" dedi.

Gerçeğe ulaşmak için ısrarlı takip

Polis merkezinde götürülen Akdağlı, yeniden rahatsızlanınca Menteşe İlçe Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Hastanedeki tedavisinin ardından tekrar taburcu edilen Ali Akdağlı tekrar Komiser Hamdi Bey Polis Merkezi'ne götürüldü. Buradaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Akdağlı, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

SAVCILIK; “GÜVENLİK KAMERASI KAYITLARI İNCELENİNCE…”

Uzman Çavuş’un serbest bırakılması sosyal medyada tepkilere neden olurken Muğla Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Nadir Yağcı, tarafından yapılan açıklamada, "Yürütülen soruşturma sırasında, olay mahallinin güvenlik kamerası kayıtları getirtilerek ayrıntılı şekilde incelendi. Dosyadaki tüm delillerle birlikte değerlendirildiğinde, şüpheliye isnat olunan suçların vasıf ve mahiyeti ile mevcut delil durumu, özellikle güvenlik kamerası kayıtları dikkate alınarak şüpheliye adli kontrol hükümlerinin uygulanması uygun görülmüştür” denildi.

Gerçeğe ulaşmak için ısrarlı takip

O GÖRÜNTÜLERE DHA ULAŞTI

Savcılığın adli kontrol şartıyla salıverilme kararına dayanak yaptığı güvenlik kamerası görüntülerine DHA ulaştı ve olay bir anda çok farklı bir hale geldi. Görüntülerde, saldırıya uğradığını iddia edip, şikayetçi olan Dr. Tahir Tarımer’in  hasta uzman çavuşun peşinden gidip ittiği, bu sırada da kayıp düşmesi yer aldı.

Gerçeğe ulaşmak için ısrarlı takip

Görüntülerin ortaya çıkmasının ardından hastane yönetimi Dr. Tarımer hakkında idari soruşturma başlattı. Uzman Çavuş Ali Akdağlı’da Dr. Tarımer hakkında kendisine iftira attığı gerekçesiyle savcılığa suç duyurusunda bulundu.

GÖREVE İADE EDİLDİ

Doktor Tahir Tarımer'i (26) darbettiği iddiasıyla hakkında soruşturma başlatılan ve açığa alınan uzman çavuş Ali Akdağlı (32), ortaya çıkan güvenlik kamerası görüntüleri sonrası görevine iade edildi.

“KAMUOYUNDA HAKSIZ ŞEKİLDE LİNÇ EDİLDİM VE İFTİRAYA UĞRADIM”

Asıl mağdurun kendisi olduğunu belirten Akdağlı, ifadesinde, "Sağlık çalışanına hakaret etmedim, fiziki müdahalede bulunmadım. Kamuoyunda haksız bir şekilde linç edildim ve iftiraya uğradım. Bu nedenle doktordan şikayetçiyim" dedi.

Gerçeğe ulaşmak için ısrarlı takip

Güvenlik kameralarının ortaya çıkmasının ardından saldırıya uğradığını iddia eden Doktor Tarımer 10 günlük istirahat raporu aldı. Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliği de Uzman Çavuş Ali Aladağlı'yı taburcu olurken alkışla protesto edenler hastane personeli hakkında idari soruşturma başlattı.

FANATİK TARAFTARLIK BÖYLE BİR ŞEY

Spor Toto Süper Lig’de bu sezon Trabzonspor şampiyonluğa koşuyor. Yıllardır şampiyonluğa hasret olan takımın taraftarları coşkuyu şimdiden yaşamaya başladı. “Bize her yer Trabzon” diye boşa demiyorlar, yurt içinde yurt dışında her tarafta taraftarlar bayrakları, formaları hazırlamışlar şampiyonluğu bekliyor.

Bu fanatik taraftarlardan biri de Mustafa Likos… Fransa, Paris’te yaşayan Mustafa Likos hakkında karıştığı bir kavga nedeniyle yurt dışına çıkış yasağı var.

Mustafa’nın kendisi Paris’te ama aklı Trabzon’da…

Gerçeğe ulaşmak için ısrarlı takip

“ŞAMPİYONLUK BENİM HİÇ GÖRMEDİĞİM BİR ŞEY”

Trabzonspor’un şampiyonluğunu Trabzon’da yaşamak isteyen Mustafa Likos, dayanamayıp hakime mektup yazdı. Mektubunda, "Bizim için Trabzonspor apayrı bir duygu. 1984’ten beri resmi olarak şampiyon olmadık. Ben hiç şampiyonluk görmedim. Bu sene Trabzonspor şampiyonluğa artık çok yakın. Her gün Trabzonspor’un şampiyonluk olacağı günün hayalini kuruyor, orada olamamanın üzüntüsünü yaşıyorum. Bu yazdıklarım size önemsiz gelebilir ama benim için çok önemli. Sizden son bir şans istiyorum" dedi.

Gerçeğe ulaşmak için ısrarlı takip

Trabzonspor’un başarıları ve resmi dergisinin yanında bazı görsellerin de eklendiği mektubu inceleyen kadın yargıç Celine Martini, Likos’un talebini kabul etti. Mustafa şimdi Trabzon’a geleceği günü iple çekerken, tüm bu gelişmeler, bu güzel haber Trabzon büromuzda görevli arkadaşımız Selay Saykal tarafından kaleme alındı ve tüm dünyaya duyuruldu. DHA Trabzon Bürosu’nda hem rutin haberlerin peşinde koşan Selay Saykal bir taraftan da böyle güzel insan hikayelerine imza atıyor.

Gerçeğe ulaşmak için ısrarlı takip

KENDİSİ ESKİ TARİHİ YENİ

Sağlık haberi yapmak sadece güncel konularda uzmanlardan görüş alıp haberleştirmek değil. Sağlık konusundaki her gelişmeyi takip etmek, sağlık çalışanlarıyla ilgili konuları araştırmak, sağlık tesisleriyle ilgili bilgileri de doğru bir şekilde aktarmaktır. DHA Sağlık Editörümüz Özlem Yurtçu Karabulut tam da bunu yapıyor. Sağlık alanında ne varsa her şeyi önce Özlem arıyor, buluyor, haber yapıyor. Bunun en güzel örneğini de geçen hafta abonelerimize servis ettik. Karabulut, kameraman ve foto muhabiri arkadaşlarımız Ali Aksoyer, Harun Uyanık ve İbrahim Maşe ile birlikte detaylı bir çalışma yapıp, Marmara Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin Maltepe Başıbüyük'te temeli 1991 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından atılan  Prof. Dr. Asaf Ataseven ek binasının bugün nasıl modern bir hastane haline getirildiğini yazdı.

Gerçeğe ulaşmak için ısrarlı takip

Hastane binası 2012 yılında mühendislik tarihinde çok önemli bir değişime daha sahne oldu ve 16 bloktan oluşan 113 bin metrekarelik devasa binanın üzerinde durduğu 827 kolon, özel statik hesaplarla tek tek kesildi, 9.5 richter ölçeğindeki depreme bile dayanabilecek şekilde, sismik izolatörler yerleştirildi. Binanın kolonları, bu izolatörler sayesinde deprem sırasında her yöne yaklaşık 19 santimetreye kadar salınım yapabiliyor. Tüm kolonların izolatörle donatılması ise tam 1,5 yıl sürdü. İnşaatı bir durup bir başlayan, 28 yıla yayılan hastanenin açılışı ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın pandemi döneminde hızla hizmete alınması talimatını vermesiyle sürecin hızlanması sonucu Haziran 2020'de gerçekleştirildi. Başta sadece pandemi hastaları için hizmet verilen hastanede, geçtiğimiz 14 Mart Tıp Bayramı'nda ilk ameliyatlar yapılarak artık pek çok branşta, Kovid dışı hastalara da hizmet verilmeye başlandı. Binanın inşaat sürecindeki tarihi detayları Demirören Haber Ajansı'na anlatan Hastane Başhekimi Prof. Dr. Hakan Gündüz, "inşaatı bittikten sonra izolatör yerleştirilen dünyadaki en büyük bina" olması nedeniyle, uluslararası bir kanalın hastane hakkında belgesel çekimi yaptığını da söyledi.

Gerçeğe ulaşmak için ısrarlı takip

9,5 RİCHTER ÖLÇEĞİNDEKİ DEPREME DAYANIKLI

Toplam 16 bloktan oluşan binanınz 9,5 richter ölçeğindeki depreme dayanabilecek güçte olduğunu belirten Başhekim Prof. Dr. Gündüz, “2 yıldır pandemi hastanesi olarak gerçekten İstanbul ve çevresine çok önemli hizmetler verdi. Şimdi de 14 Mart Tıp bayramında açılan ameliyathanelerimizde ilk ameliyatları gerçekleştirmiş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bir süredir Kovid dışı hastalar için de poliklinikler açılmıştı, peşinden Kovid dışı yoğun bakım ve servisler açıldı. Hastanemiz artık tamamen normal bir hastane olarak çalışabilecek özelliklerini ispat etmiş oldu" dedi.

Gerçeğe ulaşmak için ısrarlı takip

Çoğu büyük özel hastanede dahi bulunmayan üst düzey 28 ameliyathaneden 2 tanesi 66 metrekarelik odadan oluşuyor. Birbiriyle bağlantılı iki ayrı odada aynı anda organ nakli ameliyatları gerçekleştirilebilecek. Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile birlikte ameliyathane sayısının 22'den 50'ye, yatak kapasitesinin de 750'den 1260'a ulaştığını vurgulayan Prof. Dr. Gündüz, sözlerini şöyle noktaladı: "Tamamı antibakteriyel özellikli, aynı zamanda yine enfeksiyondan korunma açısından laminar akım özelliğinin olduğu bir havalandırma sistemine sahip. Tüm ameliyat salonlarında eğitim amaçlı, HD kalitesinde görüntü alınmasını sağlayacak ve bu görüntüleri başka yerlere de aktarabilecek teknolojik sistemler mevcut. Afiliye (ortak kullanım) ile Pendik hastanemize taşındığımızda yatak kapasitelerimiz 250'den 700-750'ye, ameliyathaneler de 7'den 23'e yükselmişti. Şimdi bu hastaneyle birlikte toplam yatak kapasitemiz 1260, toplam ameliyathane sayımız da 50 oldu."

Gerçeğe ulaşmak için ısrarlı takip