Geri Dön
Gündem Anayasa Mahkemesi, yolu kapatan göstericiyi haksız buldu

Anayasa Mahkemesi, yolu kapatan göstericiyi haksız buldu

Anayasa Mahkemesi, taşeron sistemini protesto etmek için yolu trafiğe kapatan göstericiye verilen idari para cezasının 'toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının' ihlali olmadığına karar verdi. Kararda, "Eylem süresi her ne kadar kısa sayılabilirse de eylemin gerçekleştiği cadde ve zincirle kapatılma şekli dikkate alındığında protestonun amacının ötesine geçtiği ve başkalarının haklarını kullanmasını doğrudan engellediği görülmüştür" denildi.

Anayasa Mahkemesi, yolu kapatan göstericiyi haksız buldu

İzmir'de Genel-İş Sendikası 3 No'lu Şube Yönetim Kurulu Üyesi Güral Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 kişi, 17 Eylül 2014 tarihinde taşeron sistemini protesto amacıyla eylem yaptı. Göstericiler, Mobil Elektronik Sistem Entegrasyonu (MOBESE) direklerine ve bellerine karşılıklı olarak zincir bağlayarak, yolu ulaşıma kapattı. Eylem sırasında sireni açık şekilde yoldan geçen ambulans, yolun kapatılması nedeniyle 3 dakika beklemek zorunda kaldı. Ambulans, zincir aracın üzerinden atlatılarak yola devam etti. Emniyet yetkilileri, demir kesme makası ile gelince zincirlerin kilitlerini çözen eylemciler, yolu tamamen trafiğe açtı. Güral Doğan'a, eylem sırasında yolu trafiğe kapattığı gerekçesiyle 356 lira idari para cezası verildi.

MAHKEME 'İHLAL YOK' DEDİ

Cezaya yaptığı itiraz Sulh Ceza Hâkimliği tarafından kesin olarak reddedilen Doğan, 24 Nisan 2015 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Doğan, başvurusunda zincirle bağlama olayına katılmadığını ve idari para cezası verilmesi nedeniyle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğini öne sürdü. 18 Nisan tarihinde başvuruyu görüşen Anayasa Mahkemesi, Doğan'ın Anayasa'nın 34'üncü maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edilmediğine karar verdi. Doğan’a verilen idari para cezasının demokratik toplum gereklerine uygun olup olmadığını inceleyen Mahkeme, trafik akışını kısa süreli durdurmak, aksatmak veya trafiği tehlikeye düşürmek gibi fiillerin toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının kullanılmasının belli bir düzeye kadar doğal sonucu olabileceğine dikkat çekti. Mahkeme, trafiğin barışçıl toplantı nedeniyle zaman zaman aksaması ile yolun doğrudan kapatılması arasında, başkalarının haklarının korunması bağlamında bariz bir fark bulunduğuna işaret etti.

'EYLEMLE BAŞKALARININ HAKKI DOĞRUDAN ENGELLENDİ'

Mahkeme kararında şöyle denildi:

"Başvurucunun fiili, başkalarının hakları üzerinde makul olmayan bir etkiye yol açmış olup, bu etki toplantı ve gösteri yürüyüşünün doğal bir sonucu olarak kabul edilemez. Sonuç olarak ana arterlerden olan bir cadde üzerindeki bu eylem şeklinin üçüncü kişilere demokratik bir toplumda katlanmaları gerekmeyen bir külfet yüklediği açıktır. Eylem süresi her ne kadar kısa sayılabilirse de eylemin gerçekleştiği cadde ve zincirle kapatılma şekli dikkate alındığında protestonun amacının ötesine geçtiği ve başkalarının haklarını kullanmasını doğrudan engellediği görülmüştür."