Geri Dön
Gündem Eğirdir, kimyasal kirlilik nedeniyle köpürüyor

Eğirdir, kimyasal kirlilik nedeniyle köpürüyor

Türkiye'nin en büyük göllerinden Eğirdir Gölü'nde aşırı su kaybı ve kimyasal kirlilik nedeniyle verilen dip suyu alarmının ardından, bu kez de göl dibinde uzun yıllardır biriken kimyasal atıklardan kaynaklı, köpüklenme yaşanıyor.

Eğirdir, kimyasal kirlilik nedeniyle köpürüyor

Türkiye'nin en büyük tatlı su kaynaklarından Eğirdir Gölü, hem aşırı su alımı hem de aşırı kimyasal kirlilik nedeniyle can çekişiyor. Su seviyesinin ciddi düzeyde düştüğü ve bilim insanlarının göl dibinde biriken kimyasal atıklar nedeniyle 'dip suyu' alarmı verdiği gölde, son günlerde buna bağlı köpüklenme olayları da arttı.

81 YERLEŞİM MERKEZİ SU ALIYOR

Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) bilim danışmanı Dr. Erol Kesici, Isparta merkez ve çevresindeki 81 yerleşim merkezinin gölden içme, tarımsal ve diğer amaçlı kullanım suyu aldığını, göle ulaşan kaynakların göletler nedeniyle engellediğine işaret etti. Dr. Erol Kesici, dip suyu alarmı yaşanan gölde son günlerde endişe verici köpüklenme görüntüleri oluştuğunu da açıkladı. Köpüklenmenin göldeki kirliliğin temel nedenlerinden biri olduğunu söyleyen Kesici, "Bu yıl ciddi düzeyde arttı, bu çok önemli bir durumdur" dedi.

'ÇAMAŞIR MAKİNESİ GİBİ'

Yıllar önce böyle bir durumun söz konusu olmadığına işaret eden Dr. Kesici, "Gölde fosfat ve azot miktarı ve kirlilik yükü alabildiğine fazla. Azot ve fosfat miktarının fazlalığı ise tarımsal amaçlı kullanılan kimyasal ilaç atıklarından kaynaklanıyor. Dalgaların da etkisiyle sanki bir çamaşır makinesi gibi hızla köpükler çoğalıyor. Köpüklenme olayı geçen yıllara göre giderek çoğalmaktadır" diye konuştu.

'BUNLAR ZEHİRLİ ATIKLAR'

Tatlı suya sahip Eğirdir Gölü'ndeki bu manzarayı Bafa Gölü gibi tuzlu-acı sularda gördüklerini dile getiren Kesici, "Eğirdir Gölü gibi tatlı-içme suyu kaynağında görülmesi endişe verici. Bunlar zehirli atıklardır ve biyokimyasal bir reaksiyon olarak karşımıza çıkıyor. Acil önlemlerin mutlaka alınması gerekiyor. Yapılması gerekenlerin başında mutlaka gölün dip çamuru temizlenmeli" diye konuştu.

'KAYNAKLARIN ÖNÜ AÇILMALI VE ARITILMALI'

Dr. Kesici, şunları söyledi:

"Göldeki su seviyesinin artırılması için, göle ulaşan bütün kaynakların önü açılmalı ve arıtıldıktan sonra göle ulaştırılmalı. Etrafındaki kanalizasyon su atıkları engellenmeli. Çevresindeki mahalle, sokak, cadde gibi alanlardaki kirli suların göle ulaşması da etkili. Yağmur suları bir kanalda toplanıp, arıtılmalı. Yoksa çok daha ciddi tehlikelerle karşı karşıya kalınır."

‘KÖPÜKLENME ÇOK ŞİDDETLİ’

Son dönemde göl dibinde uzun yıllardır biriken kimyasal atıklardan kaynaklı köpüklenme yaşanan Türkiye'nin en büyük göllerinden Eğirdir'de, uzun süredir araştırmalar yapan Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) bilim danışmanı Dr. Erol Kesici, köpüklenmenin çok şiddetli olduğuna işaret etti. Dr. Erol Kesici, "Aşağı yukarı 40 yıldan beri araştırma yapmaktayız. Bu yıl belirlemiş olduğumuz köpüklenme çok şiddetli oranda olmaktadır. Şimdiye kadar görülmemiş bir köpüklenme. Bunun temel nedenlerinden birisi göldeki su seviyesinin giderek azalması. Buna bağlı olarak artan kirlilik. Dip çamurlarında bulunan ağır metallerin artışı, suda çözünmesi, gölde 'mavi- yeşil alg' dediğimiz siyanobakterilerin artmasıyla birlikte su bitkilerinin etkisiyle ölmüş hücrelerin bir araya gelmesiyle oluşan köpüklenme olayına rastlanmaktadır. Bu tamamen analiz dahi yapmadan dışa yansıyan bir kirlenmenin nedenidir, tehlikelidir. Bu tür suların kullanılmasına dikkat edilmesi gerekir. Çözümü bellidir. Gölün doğal dengesinin sağlanması, gölün mutlak suretle dip çamurunun temizlenmesi, göl çevresinde iyi tarım yapılması ve göle ulaşan derelerin, çayların yüzey sularının arıtılarak göle ulaştırılmasıdır" dedi.

'AŞIRI KİRLENME YOK'

Bölgede yaşayan halk da göldeki kirlilik ve çekilmenin kendileri açısından endişe verici olduğuna işaret etti. Eğirdir Merkez Su Ürünleri Kooperatif Başkanı Ayhan Küçükköse, "Eğirdir Gölü'nde hafif bir kirlenme var. Kirlenmenin sebebi de gölümüzde aşağı yukarı 3 metre bir çekilme var. Şu anda bulunduğum yerde ben 1970'lerde balık avlıyordum. Zira bu çekilmenin sebepleri biraz da kendi elimizde. Göl çekildikçe bizim insanlarımız gölü dolduruyor. Şu anda gölün metrekare birim alanı 4'te 3 kaldı, 4'te 1'i gitti. Gölün en derin yeri şu anda olsa olsa 11 metreye yakın. Çoğu yerde ortalama 6 metreye indi. Zira göl tabandan doluyor. Gölümüzde öyle bir sistem var ki insanlar sanki gölü hor kullanıyor. Bu kullanma neticesinde gölümüz maksimumdan minimuma kadar 3 metreyi geçkin çekilmesiyle kirlenme de mevcut. Yalnız aşırı derecede kirlenme yok. Köpüklenme olayı kesinlikle görülmüyor ama bazı birikinti yerler için bir şey diyemem" diye konuştu.

'GÖLÜMÜZÜ KİRLETİYORUZ'

Gölün tabanında sığlanmadan dolayı aşırı derecede otlanma olduğuna işaret eden Küçükköse, "Gölümüzü kirletiyoruz. Gölümüzün çevresinde 81'e yakın köyümüz var. Bu göle akan dereler, ırmaklar olsun buradan gelen tortular gölü dolduruyor. Bugün gölün çevresinde tarım var. Tarımın etkisiyle üreticiler toplamış, kesmiş oldukları dalları derelere boşaltıyor. İlaç kutuları göle karışıyor. Bunun neticesinde gölde değişmeler meydana geliyor" dedi.

'BUNA EL ATMAMIZ GEREKİYOR'

Bölge halkından Ali Samet Bölük, "Göl zaten bayağı çekildi. Kirli olduğu da buradan belli. Bir an önce bir şey yapmamız gerekiyor Eğirdir olarak. Buna bir el atmamız gerekiyor" diye konuştu.

'GÖLÜN KORUNMASI GEREKİYOR'

Yusuf Talha Akdemir de şöyle dedi:

"5 sene içerisinde göl olması gerektiğinden fazla çekildi. Gölün korunması gerekiyor. Böyle giderse oldukça çekilecek. 5 sene içerisinde bu kadar çekildiyse, korumamız lazım. Köpükleşme olduğunu düşünmüyorum ama kirlilik var."