Geri Dön
Gündem İletişim Başkanı Altun: Türkiye, her zaman diplomasiden yana oldu

İletişim Başkanı Altun: Türkiye, her zaman diplomasiden yana oldu

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İstanbul'da düzenlenen 'Uluslararası Doğu Akdeniz Konferansı'nda yaptığı konuşmasında, "Sesi en çok çıkanın her zaman haklı olmadığını iyi biliyoruz. İşte bu yüzden Türkiye, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, her zaman diplomasiden yana oldu" dedi.

İletişim Başkanı Altun: Türkiye, her zaman diplomasiden yana oldu

İletişim Başkanlığı tarafından Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki hakkaniyet ve iş birliği vizyonu ile bunun uluslararası sisteme etkilerinin ele alındığı 'Uluslararası Doğu Akdeniz Konferansı' düzenlendi. İstanbul'da gerçekleştirilen video konferansın açılış konuşmasını İletişim Başkanı Fahrettin Altun yaptı.

'DOĞU AKDENİZ MAVİ VATANIMIZIN BİR PARÇASI'

Altun, Doğu Akdeniz hakkında son yıllarda birçok şey söylendiğine işaret ederek, "Bazı eski sömürgeci güçler, bu bölgeyi 'yeni imparatorluklarının doğum yeri' olarak görüyor. Başkaları, burayı 'bir sonraki küresel çatışma noktası' olarak değerlendiriyor. Doğu Akdeniz, Türkiye için ise Mavi Vatanımızın bir parçasını teşkil ediyor" dedi.

Türkiye'nin son aylarda dünyaya çok net bir mesaj verdiğini vurgulayan Altun, "Milletimizin bazı konularda görüş ayrılıkları olabilir; demokrasilerde bu normaldir, ancak biz Türkiye’nin hak ve çıkarlarının korunması noktasında biriz. Uluslararası hukukun bizim yanımızda olduğunu biliyoruz. Sesi en çok çıkanın her zaman haklı olmadığını iyi biliyoruz. İşte bu yüzden Türkiye, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, her zaman diplomasiden yana oldu" diye konuştu.

'SADECE İKİLİ ANLAŞMAZLIK DEĞİL, BÖLGESEL BİR MESELE'

Doğu Akdeniz meselesini ikili bir anlaşmazlığa indirgeme çabalarına rağmen, bu sorunun sadece Türkiye ve Yunanistan arasında olmadığına dikkati çeken Altun şunları kaydetti:

"Evet, bu anlaşmazlık öncelikle ikilidir. Her çözüm ve her muhtemel çatışma, her iki ülkeyi içermek zorundadır. Aynı zamanda gerilimin yükseltilmesi veya çözümlenmesi, Türkiye ve Yunanistan'ın kararına bağlıdır. Yine de ortada sadece ikili bir anlaşmazlık yoktur. Dünyanın her yerinden insanın burayı çok yakından takip etmesi, bunun en somut göstergesidir. Meselenin ikinci aşaması bölgeseldir. Her iki tarafta da bölgesel aktörler bulunmaktadır. Onların kararları, Türkiye ve Yunanistan’ın politika tercihlerini karmaşıklaştırıyor. Hiç kuşkusuz, bölge genelinde iki rakip ideal bulunuyor: Bir yandan Türkiye gibi ülkeler demokrasi ve diplomasiye ihtiyaç olduğunu söylüyor. Diğer yanda ise askeri diktatörlük ve şiddetten yana olduğu aşikâr zararlı aktörler var. Hangi tarafın kazanacağı hem bölgenin hem de uluslararası düzenin geleceğini belirleyecektir."

'GERİLİMİ AZALTMALI, ADİL ÇÖZÜM İÇİN OLUŞAN İVMEYİ KORUMALIYIZ'

İletişim Başkanı Altun, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kararlılığı ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Almanya Şansölyesi Angela Merkel, AB Konseyi Başkanı Charles Michel’in yardımları ile diyalog ve diplomasiye alan açıldığını söyledi. Yunanistanla istikşafi görüşmeleri başlatma fırsatının oluşmasından memnuniyet duyduklarını; zira diplomasinin her daim doğru yol olduğunu belirten Altun, "Atılan adım, doğru istikamette atılmıştır. Biz bu zor dönemde her zaman bunu söyledik. Önümüzdeki dönemde Doğu Akdeniz'de gerilimi azaltmalı; adil ve kalıcı bir çözüm için oluşan ivmeyi birlikte korumalıyız. Bu ivmeyi artırmak için bir sonraki adımımız, Kıbrıs Türklerini içeren bir bölgesel konferans toplamak olmalıdır. Kazan-kazan çözümleri üretmek ve bölgenin kaynaklarının barışa hizmet etmesi için tek yol budur" ifadesini kullandı. Altun, gerginliğin azaltılmasını, bölgenin bir barış ve istikrar havzasına dönüştürülmesini ümit ettiklerinin altını çizdi.

'AMAÇ, DOĞU AKDENİZ'DE 'ORTAK İYİYE' KATKI SAĞLAMAK'

Uluslararası Doğu Akdeniz Konferansı'nda, meselenin anlaşılması için bir dizi soruyu yanıtlamak için toplandıklarını anlatan Altun, "Bu soruların bazıları şöyle: Doğu Akdeniz anlaşmazlığı, uluslararası hukukta nereye oturmaktadır? Doğu Akdeniz meselesinin ikili ve çok taraflı ilişkilerin geleceğine etkisi ne olacaktır? Türkiye’nin Doğu Akdeniz vizyonu nedir? Bu konferans, bu ve benzeri sorular hakkında tam zamanında bir tartışmaya zemin hazırlayacaktır. Türkiye Cumhuriyeti İletişim Başkanlığı adına, bu konferansın Doğu Akdeniz'de 'ortak iyiye' katkı sağlamasını ümit ediyorum" dedi.