Geri Dön
Gündem Bakan Koca: Vaka sayısı 2 katına çıkan Van'ı mercek altına aldık

Bakan Koca: Vaka sayısı 2 katına çıkan Van'ı mercek altına aldık

Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, Van, Bitlis, Hakkari ve Muş illerinin Sağlık Müdürleri, Saha Koordinatörleri, Kamu Hastaneleri Başkanları, Halk Sağlığı Başkanları ve Başhekimleri ile Van'ın Edremit İlçesindeki 112 Acil Çağrı Merkezi'nde gün boyu yaptığı Bölge Değerlendirme Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulundu.

Bakan Koca: Vaka sayısı 2 katına çıkan Van'ı mercek altına aldık

Bakan Koca, Van'ı merkez alarak, Muş, Bitlis ve Hakkari illerinde mevcut durumu ve sağlık hizmetlerini detaylarıyla değerlendirdiklerini belirterek, "Koronavirüs salgını, bu seviyenin bir kez daha sınandığı bir dönem oldu. Türkiye bu süreçte güçlü sağlık altyapısı, tecrübeli ve özverili sağlık çalışanlarıyla başarılı bir sınav verdi. Türkiye yerli üretim kapasitesiyle, tüm dünyanın malzeme ve ilaca erişimde zorluklar yaşadığı bir dönemde, 150'den fazla ülkeye tıbbi malzeme, ilaç ve hatta solunum cihazı yardımında bulunabildi. Bu imkanlarla gurur duymak tüm vatandaşlarımızın hakkı" dedi.

'ARTIŞLARDA ETKİLİ OLAN NEDENLERİ VE TEDBİRLERİ SIK SIK GÖZDEN GEÇİRDİK'

Koronavirüsün yol açtığı hastalığın kesin tedavisinin henüz bulunamadığını belirten Bakan Koca, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Türkiye, erken başlanan etkili ilaç tedavileri ve etkili hastane bakımları sayesinde tedavi açısından en başarılı ülkeler arasına girdi. Bu sayede vefat oranımızı düşük seviyelerde tutmayı başardık. Pandeminin başladığı aylarda alınan sıkı önlemler sayesinde vaka sayısını azaltmaya başlamıştık. Kısıtlamaların tamamını katı bir şekilde sürdürmek hiçbir ülke için mümkün olmamıştır. Bizde de haziran ayında 'Kontrollü Sosyal Hayat' diyerek toplumsal ve çalışma hayatını sürdürmemize izin veren bir tedbir dönemi başlatılmıştır. Burada önemli olan kontrollü bir hayat tarzı ile ağır hastalık ve can kayıplarını asgari seviyede tutmaktı. Ancak alışkanlıklarımız, geleneklerimiz ve sosyokültürel yapımız, toplumsal ilişki ve sorumluluklarımız bizleri 'kontrollü olmayan' bir sosyal hayatla yüz yüze getirdi. Bunun yansımalarını da hemen gördük. Orta Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimiz, sıkı aile bağları ve sosyal ilişkileriyle öne çıkarken; tedbirlerin göz ardı edildiği ve dolayısıyla vaka artışının yüksek seyretmeye başladığı bölgeler olarak öne çıktı. Hasta artışının yaşandığı illerimiz arasında Van, Muş, Bitlis ve Hakkari illeri de vardı. Bazı illerimizde yer yer hızlı hasta artışından kaynaklanan sorunlar gördük. Bu dönemde sıkıntı yaşanan illerimizle bizzat ilgilendim. Valilerimiz ve sağlık yöneticilerimizle sık sık görüşerek, artışta etkili olan nedenleri ve alınması gereken tedbirleri gözden geçirdik. Sıkıntı gördüğümüz illerin sağlık alt yapı ihtiyaçlarına da hızla müdahale ettik. Yatak, cihaz, malzeme ve personel takviyesi yaparak kapasite artımı sağladık. Öncelikle illerde alınan tedbirlerin etkisinin değerlendirilmesi sonucu bazı tedbirlerin, hasta sayısını azaltmadaki rolünü yakından müşahede ettik."

'VAN'DA SON AYDA YÜZDE 100'E VARAN ARTIŞ YAŞANDI'

Van'ı merkeze alarak Bitlis, Muş ve Hakkari illerini değerlendirdiklerini belirten Bakan Koca, illerdeki vaka sayıları ile ilgili detaylı bilgileri şu şekilde verdi:

"Son ay Van'da vaka sayımızda yüzde 100'e varan, son hafta ise yüzde 17 oranında artış yaşandı. Muş'ta son 1 ayda yüzde 15 olan artış, son haftada ise yüzde 8 azalma görüldü. Hakkari'de son 1 ayda yüzde 38 olan vaka artışı, son haftada sabit kaldı. Bitlis'te ise son 1 aya baktığımızda yüzde 9 düşen vaka sayımız, son hafta sabit kaldı. Bu dört ilimizde 65 yaş üstü vatandaşlarımızda görülen vaka oranının, bu yaş grubunun nüfusa göre oranına baktığımızda Van'da 4 kat, Bitlis, Hakkari ve Muş'ta ise 3 kat olduğunu gördük. Yani büyüklerimizi koruma konusunda çok daha fazla çaba göstermeliyiz. Onların virüse daha fazla maruz kalmasına izin vermemeliyiz.

'ALDIĞIMIZ ÖNLEMLERDE ÖNCELİKLİ HEDEFİMİZ HASTA SAYISI ARTIŞINI DURDURMAK'

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 4 ilin ve Türkiye genelinin hasta yatak kapasiteleri ve yoğun bakım yataklarıyla ilgili de şu şekilde bilgi verdi:

"Hasta yatak kapasitelerimiz ve yoğun bakım yataklarımızı değerlendirdiğimizde; Van'da 128 olan erişkin yoğun bakım yatak sayımıza 93 yatak ilave ederek, 221'e çıkarıyoruz. Van'da yatak doluluk oranı yüzde 53, yoğun bakım doluluk oranı yüzde 74, solunum cihazı doluluk oranı ise yüzde 25. Bitlis'te 55 olan erişkin yoğun bakım yatak sayımızı, 25 ilaveyle 80'e çıkarıyoruz. Bitlis'te yatak doluluk oranımız yüzde 43, yoğun bakım doluluk oranı yüzde 51, solunum cihazı doluluk oranı yüzde 47. Muş'taki yoğun bakım yatak sayımızı 38'den 10 yatak ilavesi ile 48 yatağa çıkarmış olacağız. Muş'ta yatak doluluk oranımız yüzde 35, yoğun bakım doluluk oranımız yüzde 59, solunum cihazı doluluk oranımız yüzde 37. Hakkari ilimizde yoğun bakım yatak sayımız Mart ayında 25'ti. Bu süreçte 19 ilaveyle yoğun bakım kapasitemizi 44'e çıkarmış olacağız. Hakkari'de yatak doluluk oranımız yüzde 51, yoğun bakım doluluk oranı yüzde 47, solunum cihazı doluluk oranı yüzde 25. Türkiye genelinde yatak doluluk oranımız yüzde 52, yoğun bakım doluluk oranımız yüzde 67, solunum cihazı doluluk oranımız ise yüzde 32. Aldığımız tedbirlerden öncelikli hedefimiz hasta sayısının artışını durdurmaktır. Aksi durumda sadece kapasite artırımına yönelik bu tedbirlerin de bir süre sonra çözüm konusunda yetersiz kalma ihtimali vardır."

'FİLYASYON ÇALIŞMASI, SALGIN İLE MÜCADELEDE HAYATİ ÖNEME SAHİP'

Temaslı taraması yani filyasyon çalışmasının da salgınla mücadelede hayati öneme sahip olduğunu vurgulayan Bakan Koca, "Van'da salgın başında 80 olan filyasyon ekip sayımızı 128'e yükselttik. Bugün verdiğimiz talimatla filyasyon ekip sayımız bir kaç gün içinde 150 ekibe ulaşacak. Bitlis ilimizde salgının başında 72 olan filyasyon ekip sayımızı 90'a çıkardık. Hakkari ilimizde salgının başında 44 olan ekip sayımız şu an 65 oldu. Muş'ta 37 ekibimiz vardı, şu an 50 ekiple filyasyon çalışması yapıyoruz. Van'da temaslılara ulaşma süremiz 26 saatten 17 saate kadar düştü. Ancak bu bölgede hasta sayılarında artış hala devam etmektedir" diye konuştu.

4 İLDEKİ SAĞLIK YATIRIMLARINA YÖNELİK PLANLARI AKTARDI

4 ildeki sağlık yatırımlarına yönelik planlarını da aktaran Bakan Koca, "50 yataklı Amatem-Çamatem Sağlık tesisimizi bu yıl tamamlayacağız. 75 yataklı Çaldıran Hastanemizin inşaatında yüzde 95 seviyelerine geldik. Hızlı tamamlanması için valiliğimiz ve il müdürlüğümüze gerekli talimatları verdik. Erciş Ağız Diş sağlığı merkezimizin inşaatına başladık. Bahçesaray İlçe hastanemizin arsa sorunu çözüldü. Projelerini hazırlatarak 20 yataklı hastanemizin inşaatına başlayacağız. 75 yataklı Başkale Devlet Hastanesi projeleri bu yıl içinde tamamlanacak ve 2021 yılında inşaatına başlanacak. Muş Malazgirt ilçemizde 24 Ağustos'ta 100 yataklı Devlet Hastanemizin inşaatına başlandı. Hasköy Devlet Hastanemizin ihalesini yaptık. Ayrıca Muş merkezde 500 yataklı bir eğitim araştırma hastanemizi yatırım programına aldık ve projelerine başladık. Hakkari'de Derecik ilçe hastanemizi bu yıl içinde hizmete alacağız. Yüksekova ilçemize 100 yataklı bir ek bina ve 20 ünitelik Ağız-Diş Sağlığı Merkezini yatırım programımıza aldık. Şu an projeleri hazırlanıyor. Hakkari merkezde ise 100 yataklı ek bina için arsa tahsis süreci tamamlandı. Bu ay içinde proje ihalesine çıkmış olacağız. Bitlis'te 50 yataklı Amatem-Çamatem tesisimizi yıl sonuna kadar açmış olacağız. 50 yataklı Ahlat Devlet Hastanemizin ek binasının inşaatı devam ediyor. 50 yataklı Tatvan Devlet Hastanemizin yenileme çalışmaları yıl sonunda tamamlanacak" diye konuştu.

'SAĞLIKÇILARIN FEDAKARLIĞI, DİKKATSİZLİKLERE FEDA EDİLMESİN'

Salgının başından beri en fazla riske maruz kalanların sağlık personelleri olduğunu dile getiren Bakan Koca, "Bu büyük riske karşı ön cephede mücadele esnasında, çok sayıda hastalananımız oldu, kayıplarımız oldu. Evet. Sağlıkçılarımız fedakardır. Ancak bu fedakarlığın dikkatsizliklere, sorumsuzluklara feda edilmesini onlardan bekleyemeyiz. Vatandaşlarımızın tedbirlere uymadaki ihmalleri, bizleri çok üzüyor. Lütfen tedbirler noktasında çok daha dikkatli, olalım. Bugün burada çok verimli bir saha çalışması yaptığımız kanaatindeyim. İllerimizin sağlık yöneticilerimiz talimatlarımızı aldılar, görevlerinin başına dönerek gereğini hızla hayata geçirecekler" dedi.

'ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA RUSYA'DAKİ AŞIYA İZİN VERİLEBİLİR'

Bir gazetecinin, Oxford üniversitesinin geliştirdiği ve klinik denemesi yapılan aşıda yan etkiler ortaya çıkınca durdurulması ve yöneticiliğini Türk Profesör Uğur Şahin'in yaptığı biyoteknoloji şirketinin üzerinde çalıştığı koronavirüs aşısının denenebilmesi için Almanya'dan izin çıkmasıyla ilgili sorulan soruya Bakan Koca şu cevabı verdi:

"Almanya'da yapılan çalışma payzın çalışması. Bu çalışmayla ilgili biliyorsunuz şu anda fazüt çalışmasına gelmiş bulunuyoruz. Bu çalışma Türkiye'de de başladı. Yani dosyasının yeterli olduğunu, klinik dediğimiz hayvan, fare ve maymun çalışmalarının yapıldığını, faz-1,faz-2 dediğimiz insan çalışmalarının da yapıldığını ve buralarda başarılı sonuçlar elde edildiğini, faz 3 için daha geniş insan topluluğu ve birden fazla ülkede yapılması gereken bir dönem. Onunla ilgili de Türkiye'de biliyorsunuz 10'a yakın üniversitemiz bu anlamda bu çalışmayı bakanlığımızın izin vermesiyle başlatmış oldu. Bir diğer çalışma Oxford Üniversitesi'nin çalışması onunla ilgili bir reaksiyon geliştiğıi için şimdilik durduruldu. Ama önümüzdeki dönemde bununla ilgili daha net bilgiler elde etmiş olacağız. Bir diğer çalışma ise Çin ve Sinovak dediğimiz aşı ile ilgili yine dosyası bizim aşı bilim kurulu tarafından yeterli görülen ve faz1, faz2 dediğimiz insan çalışması yapılıp, uygun görülen ve bize müracaat edildi. Hacetepe Üniversitesi'nde 10 merkezde pazüt çalışması başlamış oldu. O nedenle hem Çin, hem Payzın aşısının Türkiye'de çalışmaları başladı. Bir diğer aşı Rusya'da yapılan aşı. O aşı ile ilgili de fazüt çalışması için bize müracaat edildi. Aşı bilim kurulu bununla ilgili değerlendirmelerini yapılmış olup, muhtemelen önümüzdeki hafta buna da izin verilebilir."

BAKAN KOCA, GAZETECİLERİN SORULARINI CEVAPLADI

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, açıklamanın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bakan Koca, bu yıl dünya genelinde grup aşısına ilgi ve talebin olduğunu gördüklerini, üretim yapan firmaların sayısının da arttığını söyledi. Tüm dünyada bu kapasitede toplamda yüzde 20 oranında bu yıl artışın yaşandığını ancak talebin bundan daha fazla arttığını belirten Koca, Türkiye'de ise bu anlamda geçen yıl talep ettikleri aşıdan daha fazlasını tedarik etmek üzere yoğun bir çaba içinde olduklarını vurguladı.

'GRİP AŞISI NOKTASINDA SORUN YAŞAMAYACAĞIZ'

Geçen yılların 4 katı oranında bu tedariği sağlama noktasında bir sonuç elde etmiş olacaklarını aktaran Koca, şunları kaydetti:

"Önemli olan herkesin grip aşısını yapmak zorunluluğu içinde olmadığını bilebilir olmamız. Bununla ilgili bilim kurulumuz 'grip aşısı kimler yapılmalı' şeklinde bir çalışma yapıyor. Bunu önümüzdeki günlerde ya da bir iki hafta içerisinde açıklamış oluruz. Özellikle riskli olan, mutlak yapmasını düşündüğümüz hastalarımıza yapma noktasında bir sorun olmadığını söyleyebilirim. Bölge için de yaşlı nüfusun çok yüksek olmadığını, yüzde 4.8 oranında olduğunu biliyoruz. Bölgede de bu anlamda riskli hastalarımıza grip aşısını verme noktasında sorun yaşamayacağımızı rahatlıkla söyleyebiliriz. Bunun dışında geçen hafta 6 ille ilgili yapılan değerlendirme sonrası yüzde 30 ile 70 arası değişken oranda hasta sayısının azaldığını ifade etmiştim. Bu hafta boyunca yine bütün illerimizde bu azalışın kısmen de olsa devam ettiğini, kimisinde sabit kaldığını ama yükselen biri ilimizin olmadığını söyleyebilir. Altı için söylüyorum."

'HEYBELİ ADADAKİ SENATORYUM AÇIKLAMASI'

Bakan Koca, Diyanet İşleri Başkanlığının Heybeli Adadaki Senatoryumun devredilmesine ilişkin soru üzerine şu açıklamayı yaptı:

"Burası 2005'e kadar hastane olarak kullanılan bir yerdi. 2005'ten sonra tüberküloz hastalarının oraya gönderilmesiyle ilgili bir ihtiyaç ortadan kalkmıştı ve o dönemde hastane olarak kullanımının devam etmemesine karar verildiğini biliyoruz. 2005 yılından bu yana yani 15 yıllık zaman diliminde bu binalar kullanılmıyor. Dolayısıyla kullanılabilir durumda da değil. Bu dönemde pandemi hastanesi için gündeme geldi. İstanbul'da toplam 2 bin 16 yatak kapasitesi olan iki tane pandemi hastanesini açmış olduk bu süreçte. Dolayısıyla bu hastanelerden sonra İstanbul'da şu an ilave pandemi hastanesine ihtiyacımızın olmadığını söyleyebilirim. Bu arsanın yeri, mülkiyeti Sağlık Bakanlığı'na ait değil. Milli Emlak'ta. İki yıldan fazla zaman önce Milli Emlak tarafından Diyanet İşleri Başkanlığımıza tahsis edildiğini biliyoruz. Bizim şu dönemde pandemi hastenesine ihtiyacımız yok. İki yıl zaman diliminde Diyanet İşleri Başkanlığımızın bu yere herhangi bir yatırım yapmadığını ve bir inşaat faaliyetinin olmadığını biliyoruz. Eğer bu süreçte tahsis edilen amaç doğrultusunda Diyanet İşleri Başkanlığı değerlendirmeme noktasına bir irade beyanında bulunursa biz de bu süreçte pandemi hastenesine ihtiyacımızın olmadığını söylüyoruz ama buna rağmen böyle bir irade ortaya konulursa sağlık amaçlı değerlendirmeyi gündemimize alabileceğimizi söylemek istiyorum."

Yeni açılan hastanelere personel alımıyla ilgili soruyu Bakan Koca, "Bu yeni hastenelerimizle birlikte personel alımı gündemimize gelebilir. Bununla ilgili çalışıyoruz. Bu dönemde de personel alımı yer yer yaptığımızı da söylemek istiyorum." diye yanıtladı.

Bakan Koca, "Özellikle pandeminin yaşandığı olduğu bu dönemde 83 milyon herkes tedbirlere uymak zorunluluğu hissediyor olmalı. Çünkü hiç kimsenin pandemiyle mücadelede dışarıda kalmaya hakkı olamaz. Ve özellikle sorumluluk sahibi olan kişilerin, bu milletvekili de olabilir, bürokrat da olabilir, yönetici de olabilir, sorumluluk sahibi olan kişilerin daha ciddi anlamda sorumluluğun gereğini yapabiliyor olması gerektiğini düşünüyorum. Yani insandan insana geçen salgını giderek daha da artırabilecek olan mekanların, ortamların oluşturulmaması, bu noktada vatandaşımıza sorumluluk sahibi olan kişilerin daha çok örnek olması gerektiği kanaatindeyim. Dolayısıyla bu anlamda herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirerek bu salgınla mücadelede yer alması gerektiği kanaatindeyim." diye konuştu.