Beylikdüzü'nde geçen yıl çocuğunun evde bulunduğu sırada eşi Vildan Boduroğlu ile baldızı Fatma Zehra Koyun'u bıçaklayarak öldüren daha sonra fotoğraflarını çekerek aile bireylerine atan Ferhat Boduroğlu'nun yargılanmasına devam edildi. Davaya tutuklu sanık Ferhat Boduroğlu bulunduğu cezaevinden getirilirken, maktullerin babası Mustafa Koyun ve taraf avukatları salonda hazır bulundu.
GÖRÜNTÜLERİN İNCELENME TALEBİ REDDEDİLDİ
Mustafa Koyun duruşmada, Ferhat Boduroğlu'nun cinayet saati olarak düşünülen saatten yaklaşık 1 buçuk saat öncesinde evden torunuyla birlikte çıktığını ve oturdukları sitenin güvenlik kamera görüntülerinde kollarında ve bacaklarında kan izleri ve kesiklerin olduğunu beyan etti. Koyun, bu görüntülerden alınmış ekran kayıtlarını da delil olarak mahkemeye sundu. Ancak mahkeme bu görüntülerin araştırılmasının dosyaya herhangi bir katkı sağlamayacağı düşüncesiyle talebi reddetti.
"KIZLARIMIN TASARLANIP PLANLANARAK ÖLDÜRÜLDÜKLERİNİ DÜŞÜNÜYORUM"
İki kızı öldürülen baba Mustafa Koyun kızlarının ölüm haberini olaydan 1 gün sonra sosyal medyadan öğrendiğini belirterek, "Geçen sene 19 Eylül'de iki tane kızım canice öldürüldü. Öldürüldükleri haberini ne bir kamu görevlisi ne de bir polis hiç kimse haber vermedi. Bir gün sonra biz bunu sosyal medyadan öğrendik. Tabii torunumu da yetiştirme yurduna verdiler. Aynı gün bize haber verilmiş olsaydı ben torunumu alırdım. Cinayetten 24 dakika önce çıkan şahıs serbest, şu an dışarıda geziyor. Büyük kızımı alt katta mutfakta 38 bıçak darbesiyle, ufak kızım da dubleksin üst katında 22 bıçak darbesiyle öldürülüyor. Alt katta büyük kızım öldürülürken nasıl oluyorsa yukarıdaki küçük kızım seslerini duymuyor. Yaz ayı olduğundan camların açık olduğu halde, güvenlikli bir sitede meydana gelen bu olayda ses duyan kimse bulunmuyor. Yani daha önceden bu işin tertiplenip, öncesinde hazırlık yapılarak o gün cinayetlerin işlendiğini düşünüyorum" dedi.
"KAMERA KAYITLARINDA SANIĞIN BACAKLARINDA VE KOLLARINDA KESİKLER OLDUĞU GÖRÜLÜYOR"
Kızlarının cinayet saati olarak düşünülen saatten daha önce öldürüldüğünü de söyleyen baba Koyun, "Çünkü ufak kızımın cesedi şiştiğinden tabuta sığmıyordu, tabut açık kalmıştı, vücudunda morarmalar başlamıştı. Bu da cinayetin daha önceden işlendiğini gösteriyor. Sanık cinayetten 1 buçuk saat önce torunumla bakkala ekmek almaya çıkıyor. Kamera kayıtlarında sanığın bacaklarında ve kollarında kesikler olduğu görülüyor. Ben bunu tespit ettim. Ben bu kayıtları mahkemeye sundum ama mahkeme bunu delil olarak kabul etmedi. Zaten bir insan torunum da içerdeyken, iki kişiyi dubleks bir dairede bu kadar bıçak darbesiyle yardım olmadan öldüremez. Ben cinayetin gece işlendiğini düşünüyorum. Ben çocuklarımın yüzünü sadece adli tıpta tabutların cenaze arabasına koyulduğu esnada gördüm" ifadelerini kullandı.
"ZATEN İKİ KIZIM CANİCE ÖLDÜRÜLDÜ EN AZINDAN TORUNUMU BANA VERSİNLER"
Kızının emaneti olarak geride kalan 5 yaşındaki torununu almak istediğini de belirten Mustafa Koyun, "1 yıl 2 aydır torunum yetiştirme yurdunda niye tutuluyor ben bunu anlamadım. Sanığın ablası da torunumu almak için başvuru yapmış. Benim iki küçük çocuğum var. Maddi olarak da imkanım var. Benim zaten iki kızım canice öldürüldü. Şu an torunumun orada olması benim canımı daha çok yakıyor. En azından torunumu bir teselli olarak bana versinler, Allah rızası için. Benim başıma gelen herkesin başına gelebilir. Çok zor bir olay, aynı gün iki tane tabut koydular önüme. Bugün ayakta duruyorsam torunum için sağlam bir şekilde durmaya çalışıyorum" şeklinde konuştu.
"İNSAN BİR TAVUĞU KESEMEZKEN BU CANİ 2 TORUNUMU ÖLDÜRDÜ"
Adalet istediğini belirten maktullerin babaannesi Leyla Koyun ise, "Benim iki torunum işkenceyle öldürüldü. Sanık benim torunlarımın canını aldı şimdi onlar toprağın altında ama kendisi orada yaşıyor, nefes alıyor. İnsan bir tavuğu kesemezken bu cani onları öldürdü. Ben torunlarımın mezarlarına gittiğimde bir elimi birinin diğer elimi de diğer torunumun üstüne atıyorum. Ağlaya ağlaya eve geliyorum. Küçük torunu almak istiyorum. Torunumun kızı yurtta olduğu için hiç rahat edemiyoruz. Yanına gidiyoruz ağlaya ağlaya eve geliyoruz. Çünkü daha o çok küçük, 5 yaşında. Sanık onu annesiz bıraktı. Torunumu bize versinler hiç olmazsa bize teselli olur" dedi.