İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi 70’inci yılında anıldı

Maltepe Üniversitesi İnsan Hakları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından ‘İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 70’inci Yılında İnsan Hakları’ isimli bir konferans düzenleniyor. İki gün boyunca devam edecek konferansta uluslararası birçok konuk yer alıyor.

Bildirgenin 60’ıncı yılında da Maltepe Üniversitesi’nde çalışmalar yaptıklarını dile getiren Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Betül Çotuksöken, “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, hala en geçerli bildirgelerden biri. İnsan hakları için harekete geçme ve bir şeyler yapma inancıyla bu etkinliği gerçekleştiriyoruz. Bu alanda emek veren ve söz sahibi olan kişilerle birlikte insan haklarında hangi noktada olduğumuzu, neler yaptığımızı ve daha neler yapmamız gerektiğini konuşacağız” dedi.

“KAMU GÖREVİ YAPMAK, İNSAN HAKLARINI KORUMAKTIR”

Her alanda olduğu gibi sürdürülebilirliğin insan haklarında da son derece önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Çotuksöken, konuşmasına şöyle devam etti:

“Sürdürülebilirlik için de kurumsallaşma gerekiyor. 1990’lı yıllarda, 10 yıllık insan hakları eğitiminde Türkiye çok mesafe kat etti. İnsan Hakları Merkezimiz açılmadan önce, üniversite olarak çok çeşitli çalışmalar yaptık. Genç kuşaklara sürekli olarak bu konudaki duyarlılığı arttıracak şekilde yardımcı olmak gerekiyor. Biz İoanna hocayla birlikte ‘Kamu görevi yapmak, insan haklarını korumaktır’ diyoruz. Ve bu anlayışla hem kamuya hem de öğrencilerimize yönelmeye çalışıyoruz.”

“TERÖRLE BİRLİKTE İNSAN HAKLARININ ÖNEMİ UNUTULDU”

Güncel durumun muhasebesini yapmayı amaçladıklarını ifade eden İnsan Hakları Merkezi Müdürü ve UNESCO Kürsüsü Başkanı Prof. Dr. İoanna Kuçuradi, “Bildirgenin ilk 50 yılına bakarsak, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra insan hakları fikrinin öneminin farkına varıldı. Ve bununla birlikte bazı haklar daha iyi korunmaya başlandı. Bazıları da yerinde saydı. Sonraki 10 yılda ise işler biraz yavaşladı. Terörün ortaya çıkmasıyla da insan haklarının önemi unutulmaya başlandı. Son 10 yılda ise neredeyse bir duraklama var. Ama bu tabi ki insan haklarının ne olduğunu bilmemekten kaynaklanıyor. İnsanlara nasıl bir muamele talep edildiğini bilen herkes onları korumak ister. Ama modalarla iş yaparsak tabi ki dalgalanmalar olur” dedi.

Türkiye’nin güncel durumunu da değerlendiren Prof. Dr. Kuçuradi, “1998’de Birleşmiş Milletler’in isteği üzerine, 10 yıllık bir çerçeve içerisinde insan hakları eğitimi verecek eğitim komiteleri kuruldu. Bizim komitemiz de çok çalışma yaptı. 1998’den 2005’e kadar önemli bir gelişme görebiliyoruz. Mesela işkence neredeyse sıfırlandı. 2005’ten beri ise bu eğitim pek parlak yürütülmüyor ve yerimizde sayıyormuşuz gibi görünüyor” diye konuştu.