Gündem
Politika
Spor
Dünya
Ekonomi
Kurumsal
English
You are already subscribed to notifications.

CHP Grup Başkanvekilleri Günaydın ve Başarır'dan İBB operasyonlarına ilişkin açıklama

Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Gökhan Günaydın ve Ali Mahir Başarır, Çağlayan Adliyesi önünde, İBB’ye yönelik yürütülen yolsuzluk soruşturmalarıyla ilgili açıklama yaptı.

ABONE OL
Didem ERGİN - Ayşe GÜREL - Emir BENLİOĞLU / İSTANBUL (DHA) -

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın da açıklama yaptı. Günaydın, "Avukatlar, kimlerin yönlendirdiğini bizim bildiğimiz ama yakında ortaya çıkacak şekilde, kendi yetkilerinin çok üzerinde görevi kötüye kullanarak, insanları tehdit ve şantajla muhatap kılarak, çeşitli beyanları imzalamaya zorlamaktadır. Aynı zamanda avukatlık ücreti altında onlardan 2 milyon dolar, 10 milyon dolar gibi çeşitli edinimler elde etmeye çalışmaktadırlar. Bu bağlamda iftira edenler, yani gerçek suçlular, yani çete liderleri çıkmakta, kendisine iftira edilenlerin ise sanal olarak dosyaları kabartılmaktadır. Bakın, mesele artık bir İBB borsası meselesinin üzerine çıkmıştır. Bir Mehmet Yıldırım vakasından bahsetmiyoruz. Mehmet Yıldırım'ın Yener Toraman'a gidip, savcılığın talep ettiği 'Şu beyanları imzala, şu parayı da ver' sözünden sonra, sayın Genel Başkanımızın ifadelerinin arkasından, Mehmet Yıldırım'ın gözaltına alındığını ve ev hapsiyle serbest bırakıldığını biliyoruz. Mehmet Pehlivan'ı dün ziyaret ettim, Çorlu'da tek kişilik hücrede, ama Mehmet Yıldırım ev hapsinde ve dolayısıyla eğer tanık varsa baskılayabiliyor, eğer delil varsa karartabiliyor. Arkasından Mücahit Birinci vakası geldi. Mücahit Birinci, Murat Kapki'nin önüne 1,5 sayfalık rapor koydu. 'Bunu imzala' dedi. Orada ne vardı. Meseleyi CHP Genel Merkeziyle kurumsal kimliğiyle bağdaştıran, Genel Başkan'a taşıyan, Ekrem İmamoğlu Başkan'a yeni iftiralar atan. Soru şu kadar açıktır. Mücahit Birinci bunu tekil, birey bir şahıs olarak mı yapmaktadır, yoksa birilerinin temsilciliği ve sözcülüğü olarak mı yapmaktadır. 2 milyon dolar kendisi vekaletname ücreti istemiş. Şu ana kadar savcılık tarafından ifadesi alındı mı. Acaba Mücahit Birinci'nin Mehmet Yıldırım'ın baz kayıtları, HTS kayıtları alındı mı. Hangi adliyenin kaçıncı katında toplantı yaptığı, hangi savcıyla irtibatı olduğu bu teknik araştırmalar sonucunda ortaya konuldu mu. Hiçbiri konulmadı. Artık mesele bu boyutun üzerindedir" dedi.

'KAMUOYU ÖNÜNDE HESABININ VERİLMESİ GEREKMEKTEDİR'

Günaydın konuşmasının devamında, "23 Temmuz günü Fatih Keleş'in yanına 2 avukat gidiyor. Adları Recep Seyhan ve Hamza Uçan. Şimdi Recep ve Hamza ne yapmışlar. Daha evvel Adem Soytekin'in etkin pişmanlık adı altında verdiği iftiraların avukatlığını yürütmüşler. Sonra Fatih Keleş ile hiçbir alakası olmamasına rağmen, kimisi gece 23.00'te olmak üzere Fatih Keleş'e gidiyor. 23 Temmuz'da diyorlar ki, 'Her türlü suç senin üzerine yükleniyor. Bunları imzala, para da ver, savcılığın istediği beyanları da yap, sen kurtul.' Sonra 5 Ağustos'ta yeniden gidiyorlar yanına. 23 Temmuz'da Fatih Keleş 'Ben kimseye iftira atmam' diyor. 5 Ağustos'ta tekrar Fatih Keleş'in yanına gece 23.00'te gidiyor ve Recep Seyhan diyor ki, 'Senin hakkında ciddi iddialar var. Sen Aktaş'ı öldürtmek istemişsin bu nedenle de adı geçen kişiyi kullanmaya çalışmışsın. Selahattin Yılmaz'ı kullanmaya çalışmışsın. Azmettirmeye çalışmışsın. Bu nedenle hakkındaki iddialar çok arttı. Bunları imzala, kurtul' diyor. Arkadaşlar, şunları çok açık söyleyelim. Bu İBB borsasının üzerine çıkmıştır. Siyaseten sevgili Ali Mahir Başkanımızın da söylediği gibi, Aziz İhsan Aktaş 10 iş yapmışsa, 8'ini kamu kurumlarıyla yapmıştır. AKP ve MHP belediyelerle yapmıştır. İkisini CHP belediyelerle yapmıştır. Artık Aziz İhsan Aktaş'ın CHP belediyelerine karşı atacağı bir iftira bitmiştir; ama onun, kamu kurumlarıyla ve Cumhur İttifakı belediyelerle yaptığı işlere ilişkin açıklayacakları vardır. Acaba Aziz İhsan Aktaş'ın ev hapsi kaldırılarak yurtdışına kaçması teşvik mi edilmektedir. Aziz İhsan Aktaş susturulmaya mı çalışılmaktadır. Bütün bunların kamuoyu önünde hesabının verilmesi gerekmektedir. Türkiye Susurluk skandalını araştıramadığı için, temiz eller operasyonunu yapamadığı için bugünlere gelmiştir. Türkiye'de yargının bu denli kirlenmesi ancak bir 'Temiz eller operasyonu' ile mümkündür. Memlekette cübbelerden rozetleri sökene kadar bir tek partili savcı, hakim bırakmayıp, gerçekten bağımsız bir adaleti tesis edene kadar mücadelemiz devam edecek. Türkiye'de siyaseti emniyet koridorlarından, adliye koridorlarından dizayn etmenize izin vermeyeceğiz" dedi.

Diğer Haberler

  1. Ankara’da eve çağırdıkları 1 kişiyi gasbeden sevgililer tutuklandı
  2. Karısını baltayla öldürüp, banyoya gömdü; kadının yakınlarının kayıp ihbarıyla cinayet ortaya çıktı
  3. Adıyaman'da silahlı kavga: 2’si ağır 5 yaralı
  4. Edirne merkezli 5 ilde gerçekleşen FETÖ operasyonunda 6 tutuklama
  5. Kayseri’de ‘dur’ ihtarına uymayıp, polise çarpan otomobilin sürücüsü ve 3 arkadaşı yakalandı
  6. Lastiği patlayan itfaiye aracı, iki köprü arasına sıkıştı; 3 yaralı
  7. Bağcılar'da emlakçı, 10 bin liralık komisyon için husumetlisinin oğlunu silahla vurdu
  8. ESK Genel Müdürü Taylan: Hakkımda ortaya atılan iddia açıkça bir manipülasyondur
  9. Eskişehir’de bir polis memuru görevden uzaklaştırıldı
  10. Gizli bölümlere saklanmış uyuşturucuları, narkotik köpeği buldu

© Copyright 2025

DHA