Gündem
Politika
Spor
Dünya
Ekonomi
Kurumsal
English
You are already subscribed to notifications.

'Magmatik kayaçlardan oluşan zeminler deprem etkisini sınırlıyor'

Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nden (OMÜ) Doç. Dr. Muhammet Bahadır, deprem etkisinin magmatik ve metamorfik kayaçlardan oluşan dağlık alanlarda yüzeye daha sınırlı yansıyabileceğini belirterek, bu bölgelerin düz ve alüvyal yerleşim alanlarına kıyasla daha sağlam bir zemin yapısına sahip olduğunu söyledi. Doç. Dr. Bahadır, "Bu nedenle bu alanlara yapı yapılmasını önermiyoruz" dedi.

ABONE OL
Berkay YILDIZ/SAMSUN, (DHA)-

Dağ ve alüvyon zeminler arasındaki deprem dayanıklılığı hakkında bilgi veren OMÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammet Bahadır, yer kabuğu parçaları dağların altında mantoya daha fazla battığı için dağlar adeta birer direk görevi gördüğünü belirtti.

'KAYAÇ TÜRÜ DEPREMİN ŞİDDETİNİ ARTIRAN VEYA AZALTAN BİR ETKEN'

Doç. Dr. Muhammet Bahadır, "Yer kabuğu kalınlığı, bu bölgelerde arttığından deprem olsa bile odak derinliği daha fazla olur. Kayaç türü de depremin şiddetini artıran veya azaltan bir etkendir. Magmatik ve metamorfik kayaçlar daha sağlam ve sıkışmış yapıda oldukları için deprem dalgalarını daha zayıf iletir. Sedimenter kayaçların olduğu yerlerde ise zemin pekişmemiştir ve çoğu zaman su içerir. Deprem dalgaları alüvyon zeminle karşılaştığında sarsıntının şiddeti ve yüzeydeki etkisi artar, ayrıca sıvılaşma dediğimiz olaya yol açabilir. Bu nedenle bu alanlara yapı yapılmasını önermiyoruz. Ancak insanlar 'düz arazi, ulaşım kolay' diyerek buraları tercih ediyor. Örneğin, Trabzon’un dağlık kesimlerinde deprem riski çok düşüktür. Çünkü hem odak derinliği fazladır hem de bölgede magmatik ve metamorfik kayaçlar bulunur. Aynı fay hattına eşit mesafede olsa bile Erzincan’da meydana gelen bir depremden Trabzon’un dağları daha az etkilenirken, aynı mesafedeki bir ovada binalar çatlayabilir veya yıkılabilir" dedi.

'ALÜVYON ZEMİNLER BİNA İÇİN UYGUN DEĞİLDİR'

Deprem etkisinin magmatik ve metamorfik kayaçlardan oluşan dağlık alanlarda yüzeye daha sınırlı yansıyabileceğini belirterek, bu bölgelerin düz ve alüvyal yerleşim alanlarına kıyasla daha sağlam bir zemin yapısına sahip olduğunu söyleyen Doç. Dr. Muhammet Bahadır, "Yeryüzünde yüksekliği 3 kilometre olan bir dağın yer altındaki uzantısı yaklaşık 6 kilometreye kadar iner. 'Ülkemizde her yerde dağ var ama yine de deprem oluyor' denebilir; fakat etki aynı değildir. Örneğin, Bursa Ovası’nda hissedilen etkiyle hemen arkasındaki Uludağ'da hissedilen etki aynı olmaz. Bunun iki temel nedeni vardır; birincisi, depremin odak derinliği değişir; mesafe arttıkça etki azalır, yüzeye yaklaştıkça artar. İkincisi ise zemin yapısıdır. Ovalık alanlar genellikle alüvyon tabanlıdır; sığ, su içeren ve pekişmemiş oldukları için bina yapımı açısından uygun değildir" diye konuştu.

Diğer Haberler

  1. Hafif ticari araç, sürüye çarptı; sürücü yaralı, 12 koyun öldü
  2. Doğuma 1 gün kala bebeklerini kaybeden gazi ile eşi, tazminat kararı çıkınca mezar taşına sarılarak ağladı
  3. Barda solistin öldüğü hesap kavgasını çıkaran müşteri, para istenince 'rencide' olmuş
  4. Üniversiteli Hakan'ı öldüren sevgilisine 15 yıl hapis cezası
  5. Van'da kardan kapanan 90 yerleşim yeri yolundan 55'i açıldı
  6. Bitlis merkez ve Güroymak ilçesinde köy okulları ve taşımalı eğitime kar tatili
  7. FETÖ'nün kamu mahrem yapılanmasına yönelik 19 gözaltı kararı
  8. 7 firari FETÖ/PDY üyesinden 6'sı yakalandı
  9. DMM: Salgın sürecinde ülkemize 'BioNTech aşısı gelmediği' iddiaları gerçeği yansıtmamaktadır
  10. FETÖ’ye yönelik operasyonlarda 160 şüpheli yakalandı

© Copyright 2025

DHA