Prof. Dr. Gülcan Güleç: 'Korona ruh sağlımızı bozdu'

Bir yılı geride bırakan koronavirüs, ruh sağlığını da olumsuz etkiledi. Hastalanma ve kaybetme korkusunun, depresyon ile anksiyete bozukluğuna neden olduğunu söyleyen Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülcan Kalender Güleç, şunları ifade etti:

“Pandemiyi unutmamalıyız, zihnimizin bir kenarında durması gerekiyor. Ancak yaşamımıza kaldığımız yerden devam etmeliyiz. Kaygı duyulmadığında hastalıkla mücadele zorlaşır. Aşırı kaygı da ruhsal bozuklukların artmasına neden olur. Kimilerinin tehlike ve kaygı algısı yüksek. Belirsizliğe tahammül edemez, karar verebilmesi için her türlü bilgiyi edinmek ister. Bu süreçte hastalanmaktan, ölmekten, sevdiklerimizi kaybetmekten, işsiz kalıp, ekonomik sıkıntılar yaşamaktan ve yalnız kalmaktan dolayı yoğun kaygılar yaşayabiliriz.”

KAYGI DÜZEYİNE DİKKAT!

Kaygının yüksek seyretmesi durumunda bazı ruhsal hastalıkların ortaya çıktığını vurgulayan Prof.Dr. Güleç, “Sorun depresyon ve anksiyete bozukluğu olarak ortaya çıkıyor. Anksiyete, Obsesif-Kompülsif bozukluğu olanlarda ise hastalık alevlendi. Özellikle yakınlarını kaybedenlerin bir kısmında post-travmatik stres bozukluğu görülürken, bir kısmında içe kapanmaya ve depresyona neden oldu. Bu sürede bireyler salgından dolayı çok fazla acıya şahit oldu. Aniden kaybettikleri yakınlarının yası bile tutulamadı. Yas ritüeller gerçekleştirilemedi. Bu süreç salgın sona erdiğinde geri gelebileceği için bireyler yasını yaşayacaktır. Toplumda depresyonu arttırabilecektir” diye konuştu.

‘SALGIN BİTMEDİ’

Kontrollü bir şekilde normalleşme sürecine geçildiğini ancak salgının bitmediğini kaydeden Prof. Dr. Güleç, “Çok dikkatli olmalıyız. Günlük vaka sayıları oldukça yüksek. Salgının bittiğini düşünmeyerek, önlemlerimizi almalıyız. Zihnimizdeki alarmı kapatmayarak, yaşamımıza devam etmeliyiz” ifadelerini kullandı.