Gündem
Politika
Spor
Dünya
Ekonomi
Kurumsal
English
You are already subscribed to notifications.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Hamas terör örgütü değil, mücahitler grubudur (2)

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Hamas terör örgütü değil, mücahitler grubudur (2)

ABONE OL
DHA

'BÖYLE BİR VİCDAN OLUR MU'
Erdoğan, Türk Milleti’nin tarih boyunca yeryüzünde ırkçılık yapmamış ve yapmayan tek halk olduğunu vurgulayarak, "Bunu en iyi de Yahudi toplumu bilir. Asırlar boyunca topraklarında Yahudilerin yaşayıp da Yahudi düşmanlığı yani antisemitizm ortaya çıkmamış tek coğrafya, tek devlet biziz. Bugün öldürdüğü çocuklara ve masumlara destek vermek için İsrail’in ardından sıraya girenlerin hiçbiri göğsünü gererek böyle bir beyanda bulunamaz. Böyle bir vicdan olur mu? Böyle bir insani yaklaşım olur mu? Sadece son çeyrek asırda tamamı da yalan bahaneler ve kurdukları piyon örgütler üzerinden Irak’ta 2 milyon, Afganistan’da 1 milyon, Suriye’de 1 milyon insanın ölümüne yol açanlar bunlar değil mi? Kendi ülkelerinde mazlum Filistin halkı lehine açıklama yapan üniversite öğrencilerini, akademisyenleri, sanatçıları, sporcuları, iş insanlarını tehditle hatta şantajla susturmaya kalkanlar bunlar değil mi?" dedi.
'SIKINTIYA DÜŞEN HERKESE KAPILARIMIZ AÇIK'
Erdoğan, Batılı devletlerin İsrail ve Filistin arasındaki çatışmalarda İsrail’den yana taraf tuttuklarına işaret ederek şöyle konuştu:
"Lafa gelince demokratlığı, insan haklarını, çoğulculuğu, çok sesliliği, kimseye bırakmayanların faşist yüzlerini hep birlikte ibretle seyrediyoruz. Sırf bu onurlu tavırlarından dolayı yaşadıkları ülkelerde sıkıntıya düşen üniversite öğrencilerine ve diğer tüm kesimlere ülkemizin kapılarının sonuna kadar açık olduğunu belirtmek istiyorum. Bu tabloda Gazze’deki zulme gözlerini kapatan, Batılı güçlerin İsrail için döktükleri göz yaşı, sahtekarlığın dik alasından başka bir şey değildir. Daha dün Ukrayna’da yaşanan savaşta ortaya çıkan kayıplar için dünyayı ayağa kaldıranların Gazze’deki aleni katliama duvar kesilmesi bu riyakarlığın en somut ifadesidir. Canlı kalmış ölülerle bir dünyada biz ülke ve millet olarak hakikati haykırmaya, bunun için siyasi, diplomatik gerekirse askeri tüm yolları devreye sokmaya devam edeceğiz. Kalbimizle, dilimizle, elimizle ne yapabiliyorsak yapacağız. Medeniyetimizin, inancımızın ve kültürümüzün gereği olan duruşumuzdan asla taviz vermeyeceğiz. Bununla birlikte kuru hamasete, ülkemize ve Filistin halkına fayda getirmeyecek adımlara, stratejisiz hamlelere de tevessül etmeyeceğiz. Çünkü biz gerisinde binlerce yıllık bir devlet geleneği ve devlet aklı olan Türkiye Cumhuriyeti’yiz."
'GÖNDERİLEN HİÇBİR GEMİ, UÇAK, BARIŞ GETİRMEYECEKTİR'
Erdoğan, Gazze’de yaşanan katliam ve yıkımın gerisindeki faillerin İsrail’e sınırsız destek verenler olduğunu bildirerek, "Buradan hem İsrail’e hem onu destekleyip teşvik edenlere sesleniyorum. Gazze’de masumlar ölmeye devam ettikçe bölgemize gönderilen hiçbir gemi, hiçbir uçak, yapılan hiçbir siyasi şov barış getirmeyecektir. İsrail yönetimi güvenliği 10 bin kilometre ötede değil, Türkiye başta olmak üzere bölgesindeki komşularında aramalıdır. Bugün sırtını dayayarak efelendiği güçler yarın kendi evlerindeki yangını söndürmek için pılısını pırtısını toplayıp gittiğinde İsrail halkının güven ve merhamet arayacağı ilk yer tıpkı 500 yıl önce olduğu gibi yine Türkiye olacaktır. İsrail yönetiminden ve toplumundan istediğimiz, milletimizin asırlara sari bu merhamet duygusunu zedeleyecek tavırlardan uzak durması, barış çağrımıza kulak vermesidir. Dünya’nın en eski yerleşimlerini bünyesinde barındıran bu toprakları kana ve ateşe boğan zulmü bir asır öncesinden başlayarak başımıza saran güçlerin dün olduğu gibi bugün de çözüm istemediğinin farkındayız" diye konuştu.
'İSTİYORLAR Kİ SAVAŞIN GÖLGESİ EKSİLMESİN'
Erdoğan, sorunun sahibi olanların çözüm istemeyeceklerini vurgulayarak, "Kriz ne kadar derinleşirse, dallanıp budaklanırsa, onların çıkarları için o kadar iyidir. Krizin başladığı 7 Ekim’den beri yapılan provakatif açıklama ve eylemlerin altında yatan sebep işte budur. İstiyorlar ki İsrail ve Filistin meselesi daha da büyüsün. İstiyorlar ki bu bölgeye barış ve istikrar hiç gelmesin. İstiyorlar ki savaşın karanlık gölgesi Doğu Akdeniz’in üstünden hiç eksilmesin. İstiyorlar ki bu coğrafyanın kaynaklarından orada binlerce yıldır yaşayan insanlar faydalanmasın. İstiyorlar ki kan, zulüm ve gözyaşı üzerinde inşa ettikleri sömürü düzenleri sürüp gitsin. Biz işte buna itiraz ediyoruz. Bedelini Müslümanı, Hristiyan’ı, Yahudi’si ile tüm bölge haklarının ödediği bu sömürü düzenini reddediyoruz. Mescid-i Aksa; Müslüman, Hristiyan ve Yahudilerin ortak ibadethanesidir. Şimdi bu ortak ibadethaneye ne yazık ki yetkililer sahip çıkmıyor. Onları da arayarak, onlara da gerekli uyarıyı yaparak birlikte sahip çıkma çağrımızı devam ettireceğiz. Yaşanan her savaşı, yeni savaşların; başlayan her çatışmayı daha kanlı çatışmaların izlediği bu fasit daireyi hep beraber kırmalıyız. Sağduyu ve basiretle bize zorla giydirilen deli gömleğini artık parçalamamız gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu. (DHA)

© Copyright 2025

DHA