'Terörsüz Türkiye' komisyonu hukukçular ile akademisyenleri dinledi (3)
'Terörsüz Türkiye' komisyonu hukukçular ile akademisyenleri dinledi (3)
'ANA DİL, MİMLİ BİR KAVRAM'
Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem, Kürt meselesinin çözümünde anayasal, kültürel ve idari yapıya ilişkin talepler bulunduğunu kaydetti. Prof. Dr. Erdem, "Anayasal düzlemde bu taleplerin karşılanması Kürt meselesinin çözümü için çok güçlü bir adım olur. Ana dilde eğitim hakkının bu meselenin odağında yer almasını söylersek, herhalde abartmış olmayız. Zira Kürtlerin neredeyse tamamı ana dil konusunda birbirine çok yakın bir konumdadır. Ne yazık ki ana dil Türkiye'de mimli bir kavram, bu talep dile getirildiğinde bazı kesimler resmi dil ile ana dil arasında bir karşıtlık kurarak bu talebi baştan reddediyorlar. Oysa resmi dil ile ana dil arasında bir karşıtlık yoktur. Birinin varlığı, diğerinin yokluğuna bağlı değildir. Aksine dünya tecrübeleri göstermiştir ki doğru bir düzenleme ve planlama yapıldığında bu iki dil birbirini besler. Türkiye nüfusunun yaklaşık 4'te 1'ine tekabül eden Kürt vatandaşlarının sorununa duyarsız kalınamaz" diye konuştu.
'ETKİN PİŞMANLIK DÜZENLEMESİ GÜNDEME GELEBİLİR'
Prof. Dr. İlhan Üzülmez, terörsüz Türkiye sürecinin tamamlanması halinde Türkiye'nin önünün açılacağını vurguladı. Üzülmez, "Çözüm sürecine özgü etkin pişmanlık düzenlemesi gündeme gelebilir. Prensip olarak bu süreçte hakkında işlem yapılacak ve kendilerine sunulan imkanlardan faydalanacak kişilerin belli bir süre ve etkin bir şekilde denetimli serbestlik ilkelerine tabii tutulması gerekir. Etkin bir şekilde uygulanan denetimli serbestlik sürecinde, tekrar suç işleyenler hakkında önceki ceza muhakeme süreçlerinin canlandırılmasının yolu açık bırakılmalıdır. Ancak bu sayede devletin etkin bir şekilde süreci denetleyebildiği ve toplumu kontrol edebildiği bir süreç yürütülebilir. Yine kanaatimce bu süreçte yapılacak hukuk düzenlemelerinden yararlanacak kişilerin, belli bir süre ile siyasi faaliyette bulunmalarının önüne de geçirmelidir. Bu hem sürecin manipüle edilmesini önleyecek hem de toplumun normalleşmesini ve yapılacak düzenlemelerin kabul edilmesini kolaylaştıracaktır" dedi.
'SÜRECE AKTİF KATILMAYANLARIN AFTAN YARARLANMASI ENGELLENMELİ'
Prof. Dr. Bahri Öztürk, 'Türkiye Yüzyılı' idealinin sağlam bir zemine oturtulduğunu aktararak, "Dünyanın böyle bir döneminde, bu altyapının oluşturulmasının zorluklarının farkındayız. Adımlarımızı buna göre atmak zorundayız. Bu adımlardan birisi de terör suçlarıyla suçlanan ve haklarında soruşturma başlatılan, yargılanan, mahkum olan ve cezası infaz edilen kişilerin bu sürece katılmasının sağlanması olacaktır. Ne yazık ki toptancı bir yaklaşımla sonucu gitmek mümkün değil. Şu an itibarıyla sahip olduğumuz yasal düzenlemeler de yeterli değil. Gerçekten de çözüm yolunun sürece dahil edilecek kişinin hükümlü olup, olmadığına göre değişmekte. Hükümlü ise az veya koşullu salıverilmeye ilişkin düzenlemelerle kullanılabilecek, hükümlü değilse ya şüpheli ya da sanıktır; bu durumda örneğin Almanya'da olduğu gibi aktif pişmanlık veya af gündeme gelebilecek. Ancak aktif pişmanlık kavramını burada yeniden tarif etmek icap edecektir. Bu özel bir yasayla olabilir. Bu sürecin devam edebilmesinin en önemli şartı, silahların tümüyle gömüldüğünden emin olunmasıdır. Bu çalışmanın genel affa dönüşmesi engellenmelidir. Bu nedenle etkin pişmanlıktakine benzer bir şekilde sürece aktif olarak katılmayanların af düzenlemesinden yararlanması engellenmelidir" dedi.
'BU TARTIŞMALARIN HENÜZ VAKTİ GELMEDİ'
Akademisyenlerin sunumlarının ardından milletvekilleri görüş ve sorularını paylaştı. MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, akademisyenlerin paylaştığı yasal düzenleme önerilerine ilişkin, "Hocalarımızı dinleyeceğiz elbette. Bazı fikirlerini benimseyeceğiz bazılarına ise karşı çıkacağız. Ancak elbette nezaket içerisinde dinledik. Bu tartışmaların henüz vakti gelmedi. Uygulanacak kanun maddeleri, infaz düzenlemesi ya da Ceza Kanunu ile ilgili konuşmanın henüz vakti gelmedi" diye konuştu.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş da Türkiye'nin yürüttüğü sürecin kendisine has bir model olduğunu belirtti ve başka ülkelerin 5-10 yılda geldikleri noktaya çok kısa bir süre içerisinde ulaştıklarını söyledi. Kurtulmuş, komisyonun önümüzdeki hafta çarşamba günü toplanacağını belirterek toplantıyı kapattı. (DHA)