Gündem
Politika
Spor
Dünya
Ekonomi
Kurumsal
English
You are already subscribed to notifications.

Gaziantep- 'Yapay zekanın ürettiği sanatsal üretimde telif sorunu çıkabilir'

Gaziantep- 'Yapay zekanın ürettiği sanatsal üretimde telif sorunu çıkabilir'

ABONE OL
DHA

GAZİANTEP Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayhan Özer, yapay zeka aracılığı ile yapılan sanatsal üretimlerin özgün içerik olmadığını ifade ederek, "Bir şey üretirken, gerçek bilgiyi temelden bilmiyorsanız o yanılsama içerisinde özgün, yaratıcı yenilikçi olduğunu düşünürsünüz. Ama günün birinde hak sahibi gelip kendi fikrini doğrudan olmasa da yapay zeka teknolojisiyle çaldığınızı iddia edebilir. Ciddi telif sorunları çıkabilir" dedi.

Yapay zeka, günümüzde hayatın neredeyse her alanında aktif bir rol üstlenerek yaşamı köklü biçimde dönüştürüyor. Eğitimden sağlığa, ulaşımdan iletişime, sanatsal üretimlerden şiir ve senaryo yazımına kadar pek çok alanda kullanılan teknoloji, işleri daha hızlı hale getirirken insanların karar alma süreçlerine de destek oluyor. Özellikle son dönemlerde popüler hale gelen yapay zeka üretimi müzikler milyonlarca dinleyici sayısına ulaşırken, sanat ve kültür dünyasında da önemli bir dönüşüm yaşanıyor. Bu durum, sanatın üretim hızını artırırken yaratıcılığın sınırları, telif hakları ve sanatçı kavramının yeniden tanımlanması gibi tartışmaları da beraberinde getiriyor.

'YAPILAN ŞEY BİRKAÇ ESERİN KOLAJI OLUR'

Gaziantep Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayhan Özer, yapay zeka aracılığı ile yapılan eserlerin ve üretimin sağlamasını yapmak gerektiğini ifade etti. Sanatsal bir üretim yapılıyorsa bunun ilk örneklerinin olup olmadığının detaylı incelenmesi gerektiğini vurguladı. Özer, "Yapay zekanın pek çok alana ilişkilendirilmiş kullanım alanları var. Bunun en yaygın hallerinden birisi de sanat. Tabi her çizilen resim sanat eseri olmadığı gibi yapılan her yaratıcı yapay zeka etkinliğinin de sanat olduğunu söylemek mümkün değil. Ama istesek de istemesek de yapay zeka teknolojisini her alana olduğu gibi sanatta da etkin kullanımı yaygınlaşacak ve biz bunu görmezden gelemeyiz. Dolayısıyla yapacağınız şeylerin sağlamasını yapmanız, orada edindiğiniz bilgileri niteliğini araştırmanız eğer sanatsal bir üretim yaptıysanız bunun esas ilk örneklerinin olup olmadığını detaylı incelemeniz gerekir. Yoksa muhtemelen yakın vadede olmasa da, orta vadede herkesin ürettiklerinin karşılığı esas kaynaklar ortaya bir şekilde çıkacak ve burada da intihal sorunları çok büyük sorun doğuracak gibi görünüyor. Yapay zekanın hiçbir şeyi sıfırdan üretmesi mümkün değil. Dolayısıyla siz bir yazılı metin oluşturduğunuzda bu bilimselse muhtemelen bilimsel makaleler, yazılar, edebi metinler de katarak, oradaki dil becerisi sayesinde telif hakları içeren bilim yayınları olabilir. Bunlara erişimi olduğu için onları kaynak göstermeden, kendince yorumlayarak size bilgi olarak sunuyor. Ya da bir sanatsal üretimin işte bir müzik üretiminin temel yapısını kopyalayıp kullandığınızda ve bunu bilmediğinizde bir süre sonra aslında özgün bir şey ürettiğinizi düşünseniz de yaptığınız şey birkaç eserin kolajı gibi olur. Bu noktada da kendi ritminizi bulmak önemli" dedi.

'BİR ŞİİRİN İNSAN ELİNDEN Mİ YAPAY ZEKADAN MI ÇIKTIĞINI AYIRT EDEMEYECEĞİZ'

Prof. Dr. Ahmet Özer, "Şu anda yapay zekayla üretilmiş senaryolarla kısa ve uzun metrajlı filmler var. Ama bizim elimizde değil. Yani biz artık yapay zeka film tasarımında işte senaryo yazımda kullanmayın diyemeyeceğimize göre sanatçı tanımımızı dönüştüreceğiz. Film çekim tekniklerimizi dönüştüreceğiz. Sosyolojik olarak bizim bilgiyle kurduğumuz ilişki tekrardan düşünmemiz lazım. Belki de biz ilerde güzel sanatlar fakültelerini aslında teknolojik sanatlar fakültelerine dönüştüreceğiz. Çünkü burada bir tasarımı birkaç saniyede üretebilirken pek çok çeşitli varyasyonunu görebilirken geleneksel yöntemler belki de o günün ihtiyacını karşılamıyor hale gelecek. Yakın zamanda çok uzak değil, yakın zamanda bir şiirin bir insanın elinden mi, yoksa yapay zekanın kodlarından mı çıktığını ayırt edemeyeceğiz. Buradaki risk ne? Enflasyon olacak. Yani çok fazla sanatsal, kültürel, bilimsel üretim olacak. Bunların hangisinin gerçek bilgilere araştırmalara ya da duygusal bir birikime dayandığını bilmeyeceğiz. Bu muğlaklık bir anlamda bizim bilgiyle kurduğumuz ilişkiyi doğru kullanırsak her şey olduğu gibi kabul etmeden, araştırarak, gerçek niteliği üzerine düşünerek, biraz da eleştirel düşünerek esas meseleyi kavramamızı kolaylaştıracak diye düşünüyorum. Bu da belki bizi daha geliştirici bir şey olacak" diye konuştu.

'GÜNÜN BİRİNDE HAK SAHİBİ KARŞIMIZA ÇIKABİLİR'

Prof. Dr. Ahmet Özer, yapay zekanın algoritmalarından çıkan sanatsal üretimler de dikkatli olunması gerektiğini kaydetti. Hak sahibinin gelip kendi fikrini doğrudan olmasa da yapay zeka teknolojisiyle çaldığınızı iddia edebileceğini belirtti. Bunun ciddi telif sorunlarını da doğurabileceğini anlatan Özer, sözlerini şöyle tamamladı:

"Şu an çok tutulan diziler daha çok böyle aşk, aldatma gibi konular. Sizde bir kadınla bir erkeğin imkansız aşkıyla ilgili birkaç senaryo önermesini istediğinizde muhtemelen bakacağı şey Romeo ve Juliet gibi bir iki ailenin çatışmasından doğan bir aşk hikayesi olacak. Eğer orada Romeo'yu Ramiz, Juliet'i de Jülide yapıp aynı hikayeyi size tekrar verirse ve siz Romeo ve Juliet'i bilmiyorsanız özgün bir şey yaptığınızı sanırsınız. Bir şey üretirken, gerçek bilgiyi temelden bilmiyorsanız o yanılsama içerisinde özgün, yaratıcı yenilikçi olduğunu düşünürsünüz. Ama günün birinde hak sahibi gelip kendi fikrini doğrudan olmasa da yapay zeka teknolojisiyle çaldığınızı iddia edebilir. Ciddi telif sorunları çıkabilir. Yapay zeka yorumlayıp bazı şeyleri dönüştürüp ayrışmasını zorluyor ama sanatsal fikrin özü her zaman kendini koruyacağı için böyle de bir risk var. Muhtemelen bununla ilgili de telif yasaları değişecek." (DHA)

-Haber: Nuray UZATMAZ Kamera: Ahmet ATMACA-GAZİANTEP-DHA

© Copyright 2025

DHA