DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 2
DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 2
1- CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: F-35'LERDEN VAZGEÇMİŞ DEĞİLİZ; TEKNİK DÜZEYDE GÖRÜŞMELERE BAŞLANDI
Tuğçe SEZER ODABAŞI/İSTANBUL,(DHA) - CUMHURBAŞKANI Erdoğan Lahey Zirvesi dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Hürmüz Boğazı'nın kapatılması iddialarına ilişkin soruyu yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim doğal gazımızı kesme gibi bir durumun olacağına asla ihtimal dahi vermiyoruz. Şu anda bizim İran'dan doğal gazımız geliyor. Herhangi bir sıkıntımız yok" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca "Biz F-35'lerden de vazgeçmiş değiliz. F-35 programı, teknik olduğu kadar siyasi bir süreçtir. Türkiye haksız yere program dışı bırakılmıştır. Sayın Trump ile yaptığımız görüşmelerde konuyu ele aldık, teknik düzeyde görüşmelere başlandı. İnşallah ilerleme sağlayacağız" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hollanda dönüşü uçakta açıklamalarda bulundu. Gazetecilerin gündeme dair sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Zirvesi'nde alınan kararlardan biri olan savunma harcamalarının artırılmasına dikkat çekti. Erdoğan, "Savunma harcamalarının, 10 yıllık sürede gayrisafi yurtiçi hasılalarımızın yüzde 5'i düzeyine çıkartılmasında mutabık kalındı. Esasen yüzde 5'i yakalamaya en yakın ülkelerden biriyiz. Bunun için müttefikler arasındaki kısıtlamaların kaldırılması çok önemli. Gazze'de Filistin halkına yönelik soykırıma bir kez daha dikkat çektim. İsrail'in güvenliğinin ancak komşularının istikrar ve refahından geçtiğinin altını çizdim" ifadelerini kullandı.
'2026 YILINDA TÜRKİYE NATO LİDERLER ZİRVESİ'NE EV SAHİPLİĞİ YAPACAK'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu zirvenin Türkiye için bir başka önemli yönü, gelecek sene zirveye ev sahipliği yapma önerimizin kabul edilmesiydi. 2026 yılında NATO Liderler Zirvesi'ne ev sahipliği yapacak, müttefiklerimizi bu vesileyle inşallah Türkiye'de ağırlayacağız" dedi.Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Trump ile görüşmesi hakkında ise, "İsrail-İran arasındaki ateşkesteki gayretlerine atıfta bulunarak, Gazze ve Rusya-Ukrayna'daki çatışmaların sonlandırılması konusunda da aynı gayretin beklendiğini ifade ettim. Gazze'deki insani krizin sona erdirilmesinin önemini vurguladık" diye konuştu.
'BU ÖRGÜTÜ KURUMLARIMIZDAN BÜYÜK ORANDA TASFİYE ETTİK'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ ile mücadele konusunda, "Bu örgütü kurumlarımızdan büyük oranda tasfiye ettik, kalıntıları da temizliyoruz. Kolluk ve istihbarat birimlerimiz son derece titiz bir çalışma yürütüyor. Hangi kılığa girerlerse girsinler, hangi taşın altına saklanırlarsa saklansınlar, bu mücadele hedefine ulaşacaktır" ifadelerini kullandı.
'F-35'LERDEN DE VAZGEÇMİŞ DEĞİLİZ'
F35 programı hakkında da konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz F-35'lerden de vazgeçmiş değiliz. F-35 programı, teknik olduğu kadar siyasi bir süreçtir. Türkiye haksız yere program dışı bırakılmıştır. Sayın Trump ile yaptığımız görüşmelerde konuyu ele aldık, teknik düzeyde görüşmelere başlandı. İnşallah ilerleme sağlayacağız" dedi.
'BİZİM DOĞALGAZIMIZI KESME GİBİ BİR DURUM YOK'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hürmüz Boğazı'nın kapatılması iddialarına ilişkin "Bizim doğalgazımızı kesme gibi bir durumun olacağına asla ihtimal dahi vermiyoruz. Şu anda bizim İran'dan doğal gazımız geliyor. Herhangi bir sıkıntımız yok" diye konuştu.
'NİHAİ HEDEF LİDERLER DÜZEYİNDE BİR BULUŞMA'
Ukrayna-Rusya arasında Türkiye'de gerçekleştirilen müzakerelere de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Nihai hedefimiz liderler düzeyinde bir buluşmayı ülkemizde gerçekleştirmek ve özlenen barışı inşa etmektir. Görüşmemizde ABD Başkanı Sayın Trump'a da bunları söyledik. 'Eğer çözüm için Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin İstanbul'a veya Ankara'ya gelirse, ben de İstanbul'a veya Ankara'ya gelirim' dedi "ifadelerini kullandı.
'DEM HEYETİYLE BİR GÖRÜŞMEM OLACAK'
"Yaşananlar ülkemizde 'Terörsüz Türkiye'ye olan ihtiyacı ortaya koymuş ve desteği artırmıştır. Bundan sonra ülkemizin aydınlık bir geleceğe doğru yürüyüşünde daha güçlü adımlar atacağız" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Önümüzdeki hafta nasip olursa DEM heyetiyle benim bir görüşmem olacak. 'Terörsüz Türkiye' konusuyla ilgili konuşacağımız bazı konular var. Bizim bu konuda herhangi bir şüphemiz yok" dedi.
'KOMİSYON TEMEL İLKELERİ BELİRLEDİ'
Anayasa Komisyonu hakkında da bilgiler veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Partimiz bünyesinde oluşturduğumuz komisyon, çalışmalarına başladı ve temel ilkeleri de belirledi. Ancak bu süreçte muhalefet partilerinin yapıcı ve samimi katkısı çok çok önemli. Bunu bekliyoruz" diye konuştu.
'MUHALEFETTE DURUMLAR HİÇ İYİ DEĞİL'
Ana muhalefet partisiyle ilgili de konuşan Erdoğan, "Kavga etmekten hizmet etmeye fırsat bulamıyorlar. Yönettikleri belediyeler, hepsi iflas bayrağını çekmiş durumda. Durumlar hiç iyi değil" dedi.(DHA)
Görüntü Dökümü:
-------------
-Erdoğan'ın gazetecilerle fotoğrafları
===========
2- SARIYER'DE 5.5 AYLIK HAMİLE OYA BUDAK ESKİ NİŞANLISI TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜ
Armağan GÖKMEN-Doğan Can CESUR-Serap TÜRKOĞLU / İSTANBUL (DHA)- SARIYER'de, 5,5 aylık hamile 18 yaşındaki Oya Budak, eski nişanlısı Samet T. (19) tarafından silahla göğsünden vuruldu. Ağır yaralanan Budak, kaldırıldığı hastanede karnındaki bebeğiyle yaşamını yitirdi. Olay yerinden otomobille kaçan Samet T. ise Sarıyer Asayiş Büro Amirliği ekipleri tarafından Bağcılar'da amcası Aytekin T.'nin (45) evinde saldırıda kullandığı silahla yakalandı.Diğeryandan Oya Budak'ın, 6 ay önce cinsel istismara uğrayıp, hamile kaldığı ve bu yüzden Samet T. ile nişanının bozulduğu ortaya çıktı. Budak'a cinsel istismara bulunan kişinin ise tutuklandığı öğrenildi.
Olay, dün saat 23.30 sıralarında Kocataş Mahallesi'nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Samet T. ile Oya Budak bir süre önce nişanlandı. Ancak, bu süreçte Oya Budak'a ismi öğrenilemeyen bir kişi cinsel istismarda bulundu; Budak hamile kaldı. Bunu öğrenen Samet T., Budak ile olan nişanın bozdu.
BULUŞMAK İÇİN ÇAĞIRDI KURŞUN YAĞDIRDI
Samet T., Oya Budak'ı dün saat 23.00 sıralarında Kocataş Mahallesi Kılıçpınar Caddesi'ne konuşmaya çağırdı. Oya Budak, buluşmaya üvey kardeşi D.C.(13) ile birlikte gitti. Burada ikili arasında çıkan tartışmada, yanında getirdiği tabancasını çeken Samet T., 5,5 aylık hamile Budak'a ateş etti. Göğsüne ve kulağına isabet eden kurşunlarla ağır yaralanan Oya Budak, kanlar içinde yere yığıldı. Samet T. ise babasına ait olan 34 ES 1380 plakalı araçla olay yerinden kaçarken, sesleri duyan vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi.
KARNINDAKİ BEBEĞİYLE BERABER HAYATINI KAYBETTİ
Oya Budak, olay yerine gelen sağlık ekiplerinin ilk müdahalesi sonrası ambulansla Maslak'taki özel bir hastaneye kaldırılarak tedaviye alındı. Burada ameliyata alınan Budak, yapılan müdahalelere rağmen karnındaki bebeğiyle yaşamını yitirdi.
SARIYER ASAYİŞ POLİSİ YAKALADI
Olaya ilişkin geniş çaplı inceleme başlatan Sarıyer Asayiş Büro Amirliği ekipleri, şüpheli Samet T.'nin Bağcılar'da olduğunu tespit etti. Devam eden çalışmalarda Samet T., olaydan kısa süre sonra, saklandığı Bağcılar'daki amcası Aytekin T.'nin evinde olayda kullandığı ruhsatsız silahla yakalandı. Gözaltına alınan Samet T. ve saklanmasına yardım eden amcası Aytekin T. emniyete götürüldü. Diğer yandan, Oya Budak'a yaklaşık 6 ay önce cinsel istismarda bulunan kişinin ise tutuklanarak cezaevine gönderildiği öğrenildi. (DHA)
Görüntü Dökümü
----
- Şüphelinin emniyete getirilmesi
- Genel ve detay görüntüler
========
3- SARIYER'D ESKİ NİŞANLISI TARAFINDAN ÖLDÜRÜLEN 5,5 AYLIK HAMİLE OYA'NIN DEDESİ KONUŞTU
Canan İLARSLAN, Şevval CİNDİR / İSTANBUL, (DHA)- SARIYER'de, eski nişanlısı tarafından silahla göğsünden vurularak öldürülen 5,5 aylık hamile Oya Budak'ın (18) cenazesi Adli Tıp Kurumu'ndan ailesi tarafından alındı. Oya Budak'ın cenazesini almaya gelen dedesi Orhan Budak, "Hem canımızı hem karnındaki bebeğe kıydı. Böyle biri olduğunu bilsem ben onun gidip de söz nişan yaptırır mıyım. Çocuk onun peşini bırakmadı. İki canımızı da aldı gitti" dedi.
Olay, dün saat 23.30 sıralarında Kocataş Mahallesi'nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Samet T. ile Oya Budak bir süre önce nişanlandı. Ancak, bu süreçte Oya Budak'a ismi öğrenilemeyen bir kişi cinsel istismarda bulundu; Budak hamile kaldı. Bunu öğrenen Samet T., Budak ile olan nişanını bozdu.
BULUŞMAK İÇİN ÇAĞIRDI KURŞUN YAĞDIRDI
Samet T., Oya Budak'ı dün saat 23.00 sıralarında Kocataş Mahallesi Kılıçpınar Caddesi'ne konuşmaya çağırdı. Oya Budak, buluşmaya üvey kardeşi D.C. (13) ile birlikte gitti. Burada ikili arasında çıkan tartışmada, yanında getirdiği tabancasını çeken Samet T., 5,5 aylık hamile Budak'a ateş etti. Göğsüne ve kulağına isabet eden kurşunlarla ağır yaralanan Oya Budak, kanlar içinde yere yığıldı. Samet T. ise babasına ait olan 34 ES 1380 plakalı araçla olay yerinden kaçarken, sesleri duyan vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi.
KARNINDAKİ BEBEĞİYLE HAYATINI KAYBETTİ
Oya Budak, olay yerine gelen sağlık ekiplerinin ilk müdahalesi sonrası ambulansla Maslak'taki özel bir hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. Burada ameliyata alınan Budak, yapılan müdahalelere rağmen karnındaki bebeğiyle yaşamını yitirdi.
SARIYER ASAYİŞ POLİSİ YAKALADI
Olaya ilişkin geniş çaplı inceleme başlatan Sarıyer Asayiş Büro Amirliği ekipleri, şüpheli Samet T.'nin Bağcılar'da olduğunu tespit etti. Devam eden çalışmalarda Samet T., olaydan kısa süre sonra, saklandığı Bağcılar'daki amcası Aytekin T.'nin evinde olayda kullandığı ruhsatsız silahla yakalandı. Gözaltına alınan Samet T. ve saklanmasına yardım eden amcası Aytekin T. emniyete götürüldü. Diğer yandan, Oya Budak'a yaklaşık 6 ay önce cinsel istismarda bulunan kişinin ise tutuklanarak cezaevine gönderildiği öğrenildi.
Oya Budak'ın cenazesi Adli Tıp Kurumu Morguna kaldırıldı. Budak'ın cansız bedeni Adli Tıp Kurumu'ndan ailesi tarafından alındı. Cenazesinin Sarıyer'de Ayazağa Mezarlığı'na defnedileceği öğrenildi.
İKİ CANIMIZI DA ALDI GİTTİ
Hayatını kaybeden Oya Budak'ın Dedesi Orhan Budak, "Benim torunum daha önce bir evli adımla çıkıyor, onu kandırmış. Kızıma dedim ki kızım gitme, gezme o adamla. Evliymiş, çocuğu da var. 'Tamam dede gezmeyeceğim' dedi. Kıza mesaj atıyor, buraya gel diyor. Ben seni burada gezdireceğim diyor. Alıyor kızımı ormana götürüyor. Ayazağı'na götürüyor. Deponun önünde bekle babamdan para alıp hemen gelirim diyor. Bu torunumu depoya kilitliyor. Arkası zaten ormanmış. Kızın ağzını bağlıyor. Kıza orada istismarda bulunuyor. Kız korkudan bize, babasına, halalarına, hiç kimseye söyleyemedi. Bir aylık hamileymiş o zamanlar. Dede 'midem bulanıyor, bilmem ne oluyor' dedi. Kızım o zaman gel seni doktora götüreyim dedim. 'Migren hapı alayım başım ağrıyor' dedi. Ben anlamam ki. Gittik eczaneden migren hapı aldık. 'İyi geliyor' dedi. 'Dede karnıma ağrılar giriyor' dedi" şeklinde konuştu.
'ÇOCUK ONUN PEŞİNİ BIRAKMADI'
Orhan Budak, "İstismara uğradığını da bilmiyoruz. Halası 'iyi bir iyi, namuslu bir insan var. Onunla tanıştıralım' dedi. Çocuğun annesi de bizim kızı görmüş, beğenmiş. Annesi demiş ki 'bu zayıf kızın göbeği niye çıktı'. İki, üç ay bekleyelim bakalım belli olur dedi. Nişanlısı alıyor bunu hastaneye götürüyor hamile olduğunu öğreniyor. Bu da kızdan da öğreniyor. Annesine babasına söylüyor. Annesi babası bunu istemedi. Kızdan yüzükleri alıp gitti 'beni arama' dedi. Tekrar bu gelip kızı kandırıyor. Kızı yine gezdirdi. Ben telefon ediyorum. Telefonları kapatıyorlar. Sonra eve geldiler. 'Ben seviyorum' dedi çocuk. Oğlum sen seviyorsun ama annen baban istemiyor dedi. Yüzüğü çıkaran insan herhangi bir sorumluluk altına giremez dedim. Sen onun hiçbir şeyi olamazsın dedim. Daha sonra evde oturuyoruz. Bir telefon geldi. Kıza mesaj atıyor. Kıza gel orta bayırdayım diyor. Seninle konuşalım diyor. Benim çocuğumun 13- 14 yaşlarında üvey oğlu var. Onunla beraber gönderdim. Hadi gidin yiyin, için dedim. Ama ben mesaj attıklarını bilmiyorum. Çocuk bunları gezdirmeye götürüyor. Maslak Ormanı'na alıyorlar, götürüyorlar. Kıza diyor ki 'ben de çocuk istedim'. Kız da ben kabul edemem diyor. Kıza diyor ki arabanın arkasında dur şimdi geliyorum diyor. Arabanın torpidosundan silahını alıyor. Kızın karnına sıkıyor. Kız can havliyle kaçıyor. Kaçarken yere düşüyor. Geliyor kafasına şah damarına sıkıyor. Ondan sonra 13, 14 yaşındaki çocuk kriz geçiriyor. Hemen o da kendini toparladı. Hemen babasını, ambulansı ve polisleri aradı. Hastaneye getirdiler. Ama kızımı kurtaramadık. Kız vefat etti. Ondan sonra bizi sakinleştirdiler. Hepimiz kriz geçirmeye başladık. Hem canımızı hem karnındaki bebeğe kıydı. Böyle biri olduğunu bilsem ben onun gidip de söz nişan yaptırır mıyım. Çocuk onun peşini bırakmadı. İki canımızı da aldı gitti. Ben onu annesi babası olduğu halde büyüttüm. Kundakken büyüttüm, sütle besledim, 18 yaşına kadar besledim" ifadelerini kullandı.(DHA)
Görüntü Dökümü:
-----------
-Oya Budak'ın fotoğrafları
-Eski nişanlısıyla son konuşması
-Dedesi Orhan Budak'ın röportajı
=========
4- İBB'YE YÖNELİK 'YOLSUZLUK' SORUŞTURMASINDA İTİRAFÇI OLAN ZİYA GÖKMEN TOGAY'IN İFADESİ ORTAYA ÇIKTI
Ayşe GÜREL/İSTANBUL (DHA) - İBB’ye yönelik yürütülen 'Yolsuzluk' soruşturması kapsamında İSTAÇ Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Gökmen Togay etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanarak itirafçı oldu.Togay ifadesinde, "Bu yapı yaklaşık 1,5 yıl öncesine kadar bu şekilde sürdü. Ancak hukuki altyapısı olmayan, gayri resmi ve kontrolsüz bir yapıydı. Burada çalışan yaklaşık 70-80 kişi farklı iştiraklerde çalışıyor gibi görünse de fiilen burada bulunuyorlardı" dedi. Yıldız, "Çalıştığım süre boyunca, burada anlattığım gibi hiçbir suça karışmadım. Herhangi bir örgüt hiyerarşisi içinde yer almadım. Bu yapıyla ilişkilendirilmem mümkün değildir. Sahip olduğum özgeçmişim nedeniyle yöneticiliğe getirildim" dedi.
Togay etkin pişmanlık kapsamında verdiği ifadede, "Etkin pişmanlık hükümleri tarafıma anlatıldı. Etkin pişmanlıktan yararlanarak ifade vermek istiyorum. İştiraklerden Sorumlu Başkan Danışmanı Ertan Yıldız'dı. Ertan Yıldız burada iştirak çalışanlarının içinde olduğu 6 koordinatörlükten oluşan bir yapı kurmuştu. Tüm yönetim kurulu kararları (satın alma, ihaleye çıkış, ihale sonucu, atama, terfi, finansal süreçler, sendikal süreçler vb.) bu koordinatörlükler üzerinden Ertan Yıldız tarafından onaylanıyor, sonrasında yönetim kurulu imzasına sunuluyordu. Kararların üzerine vurulan İBB kaşesi, Ertan Yıldız’ın onayını simgeliyordu. Bu yapı yaklaşık 1,5 yıl öncesine kadar bu şekilde sürdü. Ancak hukuki altyapısı olmayan, gayriresmi ve kontrolsüz bir yapıydı. Burada çalışan yaklaşık 70-80 kişi farklı iştiraklerde çalışıyor gibi görünse de fiilen burada bulunuyorlardı" ifadelerini kullandı.
'BAZI PERSONEL RESMİ OLARAK GÖRÜNMESE DE ÇALIŞMAYA DEVAM ETTİ’
Togay savcılıktaki ifadesinde, "Yaklaşık 1,5 yıl önce İstanbul Yönetim Ajansı (İYA) kuruldu. Bahsettiğim 6 koordinatörlük ve birçok personel bu ajansa devredildi. Bazı personel resmi olarak görünmese de burada çalışmaya devam etti. Bu yapının resmiyete dökülmesinin nedeni, ihaleler üzerinde gayriresmi yürütülen süreçlerin hukuka aykırı olması nedeniyle birçok kişinin, benim de dahil olduğum şekilde, rahatsızlık duymasıdır. Ajans kurulduktan sonra İBB iştirakleriyle danışmanlık sözleşmeleri imzalanarak yapı resmiyet kazandı. Göreve başladıktan birkaç ay sonra Ertan Yıldız ve Fatih Keleş, çıkacak ihalelerin önceden kendilerine bildirilmesini istediler. Bu bilgiler, yaklaşık 1 ay öncesinden, ihalenin türü, yaklaşık maliyeti, daha önce hangi firmanın kazandığı gibi detayları içerecek şekilde önce Whatsapp üzerinden, ardından kapalı zarfla çıktı şeklinde iletilmeye başlandı" dedi.
'TEPKİLERİNE YOL AÇTI'
Togay ifadesinde, "2022 yılında İSTAÇ A.Ş. Genel Müdürü olarak atandım. Bu göreve getirilmemin sebebi, İSTON’daki başarılı yönetimim ve şirketin kârlılığının artmasıydı. İSTAÇ’ın faaliyetlerinden biri hafriyat ve döküm alanlarının yönetimidir. Göreve başladığımda 2021-2022 yıllarında bu alanlardan gelen gelirlerde düşüş olduğunu fark ettim. Sebebi, İSTAÇ’ın yönetiminde olmayan Cebeci bölgesindeki döküm alanlarıydı. Güney ve Kuzey Cebeci bölgesinin geçmişine vakıftım. 2018 öncesinde bu alanlar birçok özel şirketin maden ruhsatıyla işletilmekteydi. Rehabilitasyon işlemleri yapılmadığı için alanlar kamu güvenliği açısından tehlikeli hale geldi ve mühürlendi. 2018’de İSFALT da ortak edilerek rehabilitasyon ve döküm işlemleri başlatıldı. Güney Cebeci’de İSTAÇ’ın bir faaliyeti yoktu. Bu bölgedeki işlemler MAPEG, Çevre Koruma Daire Başkanlığı ve İSFALT tarafından yürütülüyordu. İSTAÇ yalnızca Kuzey İstanbul firması (Murat Gülibrahimoğlu'na ait) ile danışmanlık sözleşmesi çerçevesinde faaliyet göstermekteydi. İlgili alanların ruhsatlandırma süreçlerini Fatih Keleş yürütüyordu. Bu nedenle alanlar onunla hareket eden kişilerce kontrol altına alındı. Müdahale etme imkânım olmadı, ancak rahatsızlık duydum. Bu nedenle İSTAÇ’ın döküm alanlarını işletmesi yönünde girişimlerde bulundum ve 3 sahayı İSTAÇ işletmeye başladı. Bu durum, Fatih Keleş ve Murat Gülibrahimoğlu’nun tepkisine yol açtı" ifadelerini kullandı.
'ÖDEMELERDEN HABERDAR DEĞİLİM'
Togay ifadesinin devamında, "Göreve başladığımda Sarılar firması İSTAÇ ile çalışmaktaydı. Ertan Yıldız’ın bu firmaya bilgisi olmadan ödeme yapılmaması yönünde talimatı vardı. Zaman zaman beni arayıp firmanın maddi sıkıntıda olduğunu, ödeme yapılması gerektiğini söylüyor, bazen de 'Birkaç gün içinde birisini göndereceğim, firmaya bildir" diyordu. Ben de İsmail Sari’ye yalnızca bu bilgiyi ilettim. Giden kişinin kim olduğunu, ne yaptığını bilmemekteydim. Bu firmanın araç kiralama firması olması ve Ertan Yıldız’ın bu firmadan araç temin etmesi nedeniyle bununla ilgili olduğunu düşünüyordum. Ahmet Yıldırım isimli kişi İSTAÇ personelidir. Kendisini Sarılar’a ben göndermedim. Gitmişse, Ertan Yıldız’ın şoförü Bayram tarafından yönlendirilmiş olabilir. Fatih Keleş’in de zaman zaman bu firmaya ödeme yapılması talimatı oluyordu. Bu firma dışında bana ne İSTON ne de İSTAÇ’ta başka bir firma için ödeme talimatı verilmemiştir. Ben hiçbir şekilde Sarılar firmasının ifadesinde belirttiği ödemelerden haberdar değilim. Bu olaylarda bir rüşvete aracılık etmiş gibi gözüksem de, aslında o kişilerin ne için gönderildiğini ancak şimdi öğrenmekteyim. Görev yaptığım dönemlerde hiçbir firmaya ihale daveti göndermem, ihalelerde herhangi bir firmaya ayrıcalık tanımam yönünde bir talimat almadım. Almış olsaydım bile bu talimatı yerine getirmeyeceğim bilinmekteydi. Bu nedenle ihaleye çıkış bilgileri benden temin edilmek istenmiş olabilir. Şartnamelerin hazırlanmasında hiçbir firmaya öncelik tanınmadı. Eğer tanınsaydı, Sarılar firması tüm ihaleleri kazanırdı. Araştırıldığında bu firmanın kaybettiği birçok ihale olduğu görülecektir. Şartnamelerin çoğu önceki dönemlerden kalmış, değiştirilmeyen metinlerdir" dedi.
'ÇALIŞTIĞIM SÜRE BOYUNCA HİÇBİR SUÇA KARIŞMADIM'
Togay, " Bir firma görevime başlamadan önce İSTAÇ’ta atık dönüşüm tesisinin işletmesini almıştı. Ancak sözleşme yükümlülüklerinin bazısını yerine getirmediğini, bazı yatırımları yapmadığını tespit ettim. Firma uyarıldı ve yazılı ihtarlarda bulunuldu. Hatta sözleşmenin feshi gündeme geldi. Bu süreçte Aykut Erdoğdu beni ziyaret ederek firmanın iyi bir firma olduğunu, mağduriyet yaşadığını söyledi. Ben de yazılı tutanaklarla yapılan ihtarın gerekçelerini anlattım. Firma daha sonra gerekli yatırımları yaparak faaliyetine devam etti. Çalıştığım süre boyunca, burada anlattığım gibi hiçbir suça karışmadım. Herhangi bir örgüt hiyerarşisi içinde yer almadım. Bu yapıyla ilişkilendirilmem mümkün değildir. Sahip olduğum özgeçmişim nedeniyle yöneticiliğe getirildim" diye konuştu. (DHA)
=========
5- (ÖZEL) SARIYER'DE VİLLANIN TAVANININ 3 GÜN ARAYLA 2 KEZ ÇÖKTÜĞÜ ANLAR KAMERADA
Doğan Can CESUR / İSTANBUL (DHA) - SARIYER'de site içerisindeki bir villanın oturma odasının tavanı 3 gün arayla 2 kez çöktü. Her iki olayda da odada kimsenin olmaması olası bir facianın önüne geçti.
Tavanın çöktüğü anlar güvenlik kamerasına yansırken, ev sahibi Tuğçe Alpay (33), "1 saat sonra bu olay olmuş olsaydı çok daha kötü bir şekilde sonuçlanacaktı" dedi.
Olay, 19 Haziran Perşembe günü saat 10.20 sıralarında Uskumruköy'de meydana geldi. Edinilen bilgiye göre site içindeki bir villanın oturma odasındaki tavan henüz bilinmeyen bir nedenle çöktü. Odada kimsenin olmaması sonucu olası bir facianın önüne geçti. Olayda şans eseri ölen ya da yaralanan olmadı. 22 Haziran Pazar günü saat 21.30 sıralarında aynı odanın tavanı ikinci kez çöktü. Her iki olayda da tavanın çöktüğü anlar güvenlik kamerasına yansıdı.
'ŞİDDETLİ BİR SESLE UYANDIK'
Yaşananlar karşısında şaşkınlığını gizleyemeyen ev sahibi Tuğçe Alpay olay sonrası odanın halini cep telefonu kamerasıyla görüntüledi. Olayla ilgili konuşan Tuğçe Alpay, "4 gün önce çok şiddetli bir sesle uyandık. Salona geldiğimde bütün tavanın yere düştüğünü gördüm. İlk yaptığım şey yere eğilip aldığım taşın ağırlığına bakmaktı. Muhtemelen 1 saat sonra bu olay olmuş olsaydı, çok daha kötü bir şekilde sonuçlanacaktı" dedi.(DHA)
Görüntü Dökümü:
---------
(Güvenlik kamerası)
-Tavanın iki kez çökmesi
(Cep telefonu)
-Oturma odasındaki taşlar
-Tuğçe Alpay'ın açıklamaları
-Odanın son halinin fotoğrafı
========
6- (ÖZEL) MALTEPE D-100 KARAYOLU’NDA TIR'DAN İNİP OTOBÜS ŞOFÖRÜNE SALDIRDI
Mert ORDU/İSTANBUL,(DHA)- Maltepe D-100 Karayolu’nda İETT otobüsü şoförüyle TIR şoförü arasında yol verme nedeniyle tartışma çıktı. Tartışmanın ksıa sürede büyümesi üzerine TIR’da bulunan diğer kişi araçtan inip, otobüse bindi ardından da şoföre yumrukla saldırıp küfür etti. O anlar cep telefonu kamerasına yansıdı.
Olay, 25 Haziran Çarşamba günü öğle saatlerinde D-100 Karayolu Maltepe'de meydana geldi. İddiaya göre, seyir halindeki TIR şoförüyle İETT otobüsü şoförü arasında yol verme nedeniyle tartışma çıktı. Tartışma kısa sürede büyürken, TIR’da bulunan diğer kişi araçtan inerek otobüse bindi. Otobüste uzun süre tartışan kişi ardından da İETT şoförüne saldırdı.Şoföre yumruk atan kişi bağırarak küfür de etti. Otobüsteki yolcuların araya girmesiyle taraflar sakinleşti. Saldırı anları cep telefonu kamerasıyla saniye saniye kaydedildi. (DHA)
Görüntü Dökümü
----------------
(Cep telefonu)
- Kavga anı
- Şoföre küfür edip bağırması
- Yolcuların tarafları ayırmaya çalışması
==========
7- (ÖZEL) 20 YIL HAPİS CEZASIYLA ARANAN FİRARİ 9 YIL SONRA YAKALANDI
Doğan Can CESUR/İSTANBUL (DHA) - BEŞİKTAŞ'ta Genel Bilgi Tarama (GBT) sorgusu yapan bekçiler, hareketlerinden şüphelendikleri kişiye kimlik kontrolü yapmak istedi. Üstünden kimlik çıkmayan kişi emniyete götürüldü. Şüphelinin 'Uyuşturucu madde ticareti yapmak' suçundan hakkında 20 yıl 10 ay hapis cezası bulunan Battal K. (40) olduğu ortaya tespit edildi. 9 yıldır firari olan Battal K. tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Olay, 3 Haziran Salı günü saat 23.15 sıralarında Kuruçeşme Parkı’nda mesuddan geldi. Edinilen bilgiye göre Arnavutköy Polis Merkezi Amirliğine bağlı bekçiler, parkta GBT sorgusu yapmaya başladı. O sırada bekçiler, davranışlarından şüphelendikleri bir kişiye kimlik kontrolü yapmak istedi. Kimlik vermek istememesi üzerine şüpheli emniyete götürüldü.
20 YIL 10 AY KESİNLEŞMİŞ HAPİS CEZASI
Burada kimlik tespiti yapılan Battal K.’nin 9 yıl önce Osmaniye’de karara bağlanan bir davada 'Uyuşturucu madde ticareti yapmak' suçundan hakkında 20 yıl 10 ay hapis cezası olduğu ortaya çıktı. Gözaltına alınan Battal K., ifadesinin alınması ve adli işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi. Mahkemeye çıkarılan Battal K. tutuklanarak cezaevine gönderildi. (DHA)
Görüntü Dökümü:
-----------
(Cep telefonu)
-Adliyeye sevk edilmesi
========
8- İLKOKUL ÖĞRENCİLERİ ROBOTİK KODLAMAYLA TASARLADIKLARI MODEL UÇAKLARI UÇURDULAR
Tuğçe ODABAŞI- Mehmet ALA/İSTANBUL, (DHA)- Pendik Şehit Ömer Ören İlkokulu 4'üncü sınıfta eğitim gören 25 öğrenci, okullarında ilk kez 2023 yılında kurulan Robotik Kodlama Kulübü ile model uçak tasarladı. Öğretmenleri tarafından ilgileri ve becerilerine göre seçilen öğrenciler sıkı çalışmalar sonunda uçaklarını uçurmayı başardı. Yeni hedeflerinde ise insansız deniz aracı modellemek var. Projeye liderlik eden sınıf öğretmeni Murat Çatal, "Uçak fikri tamamen öğrencilerden çıktı. Bu da biraz Teknofest'in etkisi. Oradaki uçakları gördükten sonra, robotlardan ziyade gökyüzü ile ilgili çalışmaları istediler. Biz de uçak ve roket teknolojileri ile ilgili temel bilgileri verebileceğimiz, basit düzeyde, onların anlayabileceği ve yapabileceği düzeyde çalışmalar yapmak istedik. Çocuklarımıza güvendiğimizde neler başarabileceklerini hep birlikte gördük" dedi.
Pendik Şehit Ömer Ören İlkokulu 4'üncü sınıfta okuyan 25 öğrenci, okullarında ilk kez 2023 yılında kurulmuş olan Robotik Kodlama Kulübü ile model uçak tasarladı. Öğretmenleri tarafından ilgileri ve becerilerine göre seçilmiş olan öğrenciler, sıkı çalışmalar sonunda uçaklarını uçurmayı başardı. Yeni hedeflerinde ise insansız deniz aracı modellemek var. 17 yıldır sınıf öğretmenliği yapan ve şimdi Şehit Ömer Ören İlkokulu'nda görev alan Murat Çatal, "2023 yılında Robotik Kodlama Kulübü kurarak okulumuzda başladık. Daha önce böyle bir kulüp çalışması yapılmamıştı okulda. Öğretmen arkadaşlarımızın da desteğiyle, bu çalışmaya uygun olan öğrencileri yönlendirerek bu çalışmaya başlamış olduk. Toplam 25 öğrencimiz var. Bu öğrencilerimizin hemen hemen hepsi 4'üncü sınıf öğrencisi. Bu çalışmalarımız 2023 yılından başlayıp 2024 yılının ortasına kadar robotik ve kodlama olarak devam etti. 2024'ün ikinci döneminden itibaren de uçak teknolojilerine yönelik çalışmaları yaptık ama bunları legolar üzerinden yapmaya çalıştık" dedi.
'UÇAK FİKRİ TAMAMEN ÖĞRENCİLERDEN ÇIKTI'
Sınıf öğretmeni Murat Çatal, çalışmalarının yönünü öğrencilerin ilgisine göre şekillendirdiklerini belirterek, "İkinci dönemin son 3 ayında tamamen uçak teknolojilerine yönelik çalışmalar yaptık. Uçak fikri tamamen öğrencilerden çıktı. Bu da biraz Teknofest'in etkisi. Oradaki uçakları gördükten sonra, robotlardan ziyade gökyüzü ile ilgili çalışmaları istediler. Biz de uçak ve roket teknolojileri ile ilgili temel bilgileri verebileceğimiz, basit düzeyde, onların anlayabileceği ve yapabileceği düzeyde çalışmalar yapmak istedik" dedi.
'HEM UÇAK HEM DE ROKET TEKNOLOJİLERİNİN TEMELİNİ ANLATTIK'
Çatal, "Sonuçta geldiğimiz noktada hem uçak hem de roket teknolojilerinin temelini anlatabileceğimiz ve öğretebileceğimiz çalışmalar yaptık. Uçaklarımızın bir kısmını uçurduk. Uçurup da artık harap olmuş ya da artık uçamayacak duruma gelmiş uçaklarımızı burada göstermek isterdik ama onları da farklı kitlerle, yani farklı tasarımlarla yine destekleyerek bu grubun içine dahil ettik" diye konuştu.
'İLKOKULDA DA BU ÇALIŞMALAR YAPILABİLİR'
Yaptıkları çalışmanın ilkokul düzeyindeki etkisine dikkat çeken Çatal, "Biz bu çalışmayla şunu görmüş olduk, ilkokulda da aslında bu çalışmaların yapılabileceğini ve bu noktada öğrencilerin de küçümsenmeyecek yeteneklerinin ve becerilerinin olduğunu görmüş olduk. Ümit ediyorum ki artık başka okullarda da böyle çalışmalar olur. Yani temennimiz, öğrencilerin daha küçük yaşlardan itibaren bu çalışmalara katılmalarını sağlamak" dedi.
YENİ HEDEFLERİ İNSANSIZ DENİZ ARACI MODELLEMEK
Gelecek planlarından da bahseden Çatal, "Planlamasını yeni yapmaya başladık. Ne kadar gerçekleştirebildiğimizi bilmiyorum ama neden insansız deniz araçları olmasın? Ya da bu çalışmaları daha üst modellerde gerçekleştirebiliriz. Çünkü bunlar normal, mukavemeti düşük, daha ucuz malzemelerden yapmış olduğumuz uçaklar. Belki bunu 3D yazıcılarla blok parçalar oluşturarak ve pervaneli motor yerine jet motorlar kullanarak yapabileceğimiz uçaklar şeklinde devam ettirebiliriz" ifadelerini kullandı.
'ÜLKEMİZİ EN İYİ ŞEKİLDE TEMSİL ETMEYE ÇALIŞSINLAR'
Son olarak öğrencilere duyduğu inancı dile getiren Murat Çatal, "İstiyoruz ki çocuklarımız, bu coğrafyada ülkemizi en iyi şekilde temsil etmeye çalışsınlar; ülkemizin güçlenmesine katkıda bulunsunlar. Bu noktada da eminim ki her okulda, bu ülkeye, hatta bu dünyaya güzellikler getirebilecek bir çocuk mutlaka vardır. O çocuğu bulup onu yetiştirip, topluma kazandırmak" dedi.
'BUNLARIN ÜST MODELLERİNİ DE YAPABİLİRİZ'
Çalışmalara katılarak uçak tasarlamış olan 4'üncü sınıf öğrencilerinden Aysima Şaşa, "Açıkçası biraz zordu. Sabah erken saatlerde kalkıp geldik. Bu projeyi buraya kadar getirmek için çabaladık. Ve en sonunda bütün arkadaşlarımızla birlikte buraya kadar geldik. Çok mutluyuz" dedi. "Daha önce legolarla, hocamızın da dediği gibi, eğitimini aldık. Ama uçak kısmını ilk defa yapıyorduk. Çok heyecanlanmıştık. Uçurmak da ayrı bir duyguydu" diyen Şaşa, çalışmalara devam edeceklerini söyleyerek, "Böyle bir çalışma içinde olmak gurur verici. Bundan sonra da devam etmeyi düşünüyoruz. Hocamızın da dediği gibi insansız denizaltı aracı yapabiliriz. Devam ettirmek istiyoruz. Bunların üst modellerini de yapabiliriz" diye konuştu.
'BÜYÜYÜNCE TÜRKİYE'YE BİR SÜRÜ UÇAKLAR YAPACAĞIM'
Uçağını çölde uçtuğunu hayal ederek sarı renge boyadığını söyleyen Muhammed Eymen Şimşek ise "Bir yıl zor geçti uçağımızı yaparken. Her gün geldik. Uçağımızı çok güzel bir şekilde bitirdik. Sonra uçurmayı denedik. Çok güzel de uçurduk" dedi.
İlerde mühendis olmak istediğini söyleyen Şimşek, "Bu aralar çok savaşlar olduğundan dolayı, büyüyünce de roketler falan yapacağım. Füzeler yapacağım. Türkiye'ye yardım edeceğim. Ve savaşlarda inşallah uçaklarım da uçabilir. Büyüyünce Türkiye'ye bir sürü uçaklar, füzeler, gemiler yapacağım. Mühendis olacağımö diye konuştu.
Hiranur Çiçek de "Hocamızın da desteğiyle güzel bir uçak yaptık. Çok güzeldi. Şimdi daha büyük şeyler yapmaya, ileride daha iyi şeyler edinmeye çalışacağız" dedi. (DHA)
Görüntü Dökümü:
------------
(Cep telefonu)
-Öğrencilerin uçaklarını uçurmaları
(Aktüel)
-Öğrencilerin sınıflarında uçakları ile çalışmaları
-Öğretmen Murat Çatal röportaj
-Öğrencilerle röportajlar
-Öğrenciler okul bahçesinde detay
=========
9- İSTANBUL VALİLİĞİ'NDEN 'YÜKSEK SESLİ MÜZİK' UYARISI: PARA CEZASI UYGULANACAK
İSTANBUL, (DHA)- İstanbul Valiliği, açık alanlarda, toplu taşıma araçlarında, duraklarda, sahil ve plajlarda kişisel müzik yayın cihazlarıyla gürültü oluşturarak çevreyi rahatsız eden kişiler hakkında idari para cezası uygulanacağını bildirdi.
Valilikten yapılan açıklamada; Son zamanlarda insanların toplu seyahat ettiği ulaşım araçlarında, duraklarda, plajlarda, sahillerde, piknik alanlarında, insanların topluca bulunduğu umuma açık alanlarda kişisel müzik yayın cihazları ile çevreyi rahatsız edecek şekilde gürültü yapıldığı Valiliğimize intikal eden şikayetlerden anlaşılmıştır. İstanbul Valiliği olarak bu durumun önüne geçebilmek için; Meydanlarda, halkın yoğun olarak bulunduğu açık alanlarda, toplu taşıma araçlarında, duraklarda, sahil ve plajlarda kişisel müzik yayın cihazları ile gürültü oluşturarak çevreyi rahatsız eden kişilere 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 36. maddesi gereğince şahıslara bin 406 lira, işletmelere ise 30 bin 478 liradan 152 bin 895 liraya kadar para cezası uygulanacaktır. Bu kapsamda, Kaymakamlıkların koordinasyonunda yerel yönetimler, genel kolluk ve zabıta birimlerimizce konu ile ilgili gerekli tedbirler alınarak denetimler artırılacaktır." denildi. (DHA)
==========
10- BEŞİKTAŞ'TA OTOMOBİLE ÇARPAN MOTOSİKLET SÜRÜCÜSÜ YOLA SAVRULDU
Hasan YILDIRIM / İSTANBUL, (DHA)- BEŞİKTAŞ'ta arıza yapan araca çarpmamak için manevra yapan otomobile motosiklet çarptı. Yola savrularak yaralanan motosiklet sürücüsü ambulansla hastaneye kaldırıldı.
Kaza, Barbaros Bulvarı Balmumcu Tüneli Beşiktaş istikametinde dün saat 13.30 sıralarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, tünel içerisinde arıza yapan araca çarpmamak için manevra yapan otomobile, arkadan gelen motosiklet çarptı. Kazada, yola savrulan motosiklet sürücüsü Burhan Üçkardeş yaralandı. Haber verilmesi üzerine olay yerine itfaiye, polis ve ambulans sevk edildi. Yaralı sürücü sağlık ekipleri tarafından hastaneye kaldırıldı. Kaza nedeniyle bir süre kapanan trafik, kaza yapan araçların kaldırılmasının ardından normale döndü.
Görüntü Dökümü:
-------------------
-Olay yerinden görüntü
-Yolda yatan motosiklet sürücüsü
-Sağlık ekiplerinin yaralı sürücüyü ambulansa alması
-Trafikten görüntü
-Kazaya karışan otomobil ve motosiklet
-Genel ve detaylar
=======
11- KAYAHAN AKM'DE ŞARKILARIYLA ANILDI
İSTANBUL, (DHA)- TÜRK müziğinin önemli isimlerinden Kayahan, ölümünün 10'uncu yıl dönümünde Atatürk Kültür Merkezi (AKM) sahnesinde şarkılarıyla anıldı.
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu'nun da katıldığı konserde Kayahan'ın kızı Beste Açar ve sanatçı dostları, ustaya duydukları sevgi ve özlemi, onun en sevilen eserleriyle dile getirdi.
'MÜZİKLE, SEVGİYLE VE ELBETTE VEFAYLA ANIYORUZ'
Türk Telekom Opera Salonu'nda düzenlenen konser öncesinde bir konuşma yapan Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, Kayahan'ın "Yolu sevgiden geçen herkesle bir gün bir yerde buluşuruzö sözlerini anımsatarak, "Aramızdan ayrılışının 10. yılında; dostlarını, sevenlerini AKM sahnesinde bir kez daha bir araya getirdi. Biz bugün onu en çok yakışan şekilde anıyoruz: Müzikle, sevgiyle ve elbette vefayla…" dedi. Kayahan'ın şarkılarıyla büyüyen şanslı kuşaktan olduğunu ifade eden Mumcu, "Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak; bu topraklara sesiyle, sözüyle, gönlüyle iz bırakmış sanatçılarımızın, müzikal mirasını yaşatmayı bizler de bir gönül borcu olarak görüyoruz. Büyük ustanın ölümsüz şarkıları eşliğinde bir araya gelmeye devam edeceğizö diye konuştu.
ÜNLÜ İSİMLER KAYAHAN ŞARKILARINI SESLENDİRDİ
Hakan Bilgin'in sunuculuğunu üstlendiği gecede ilk olarak Beste Açar, Kayahan'ın en çok sevilen şarkılarından 'E Bebeğim'i seslendirdi. Duygu dolu anların yaşandığı gecede, sanat dünyasının sevilen isimleri büyük ustanın şarkılarını tüm izleyicilerle birlikte hep bir ağızdan söyledi. Alper Atakan'ın yönetimindeki orkestra eşliğinde Murat Dalkılıç 'Odalarda Işıksızım', Ferhat Göçer 'Yemin Ettim', Gökhan Tepe 'Sabahlar Uzak', Oğuzhan Koç 'Gönül Sayfam', Cengiz İmren 'Olsaydım', Mehmet Erdem 'İlk Değil', Keremcem 'Şikayetim Var', Yonca Lodi 'Her Şeyden Çok', Elif Buse Doğan 'Atın Beni Denizlere', Cem Belevi 'Mavilim', Pınar Çubukçu 'Geceler' ve 'Mor Menekşe', Yılmaz Taner 'Elmanın Yarısı', Erdinç Erişmiş 'Emrin Olur' gibi sanatçının en sevilen eserlerini seslendirdi. Ahmet Selçuk İlkan da 'Yemin Ettim' şarkısındaki 'Ben Anadolu Çocuğuyum' şiirini okudu. (DHA)