Geri Dön
Eğitim Eğitim-Bir-Sen’den ‘Acil Durumlarda Eğitim’ raporu

Eğitim-Bir-Sen’den ‘Acil Durumlarda Eğitim’ raporu

Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen), ‘Acil Durumlarda Eğitim: 6 Şubat Depremleri Riskler ve Öneriler’ başlıklı bir rapor hazırladı. Raporda, “Deprem sonrası eğitim-öğretim faaliyetlerinden uzak kalan öğrencilerin öğrenme kayıpları telafi edilmelidir. Yükseköğretim kurumları arasında iş birliği artırılmalıdır. Millî Eğitim Bakanlığı, acil durumlarda eğitimin sürdürülebilmesi için paydaşlarla bir mekanizma oluşturmalıdır. Millî Eğitim Bakanlığı, afet bölgesinde öğrencilerin okula devam edip etmediklerini takip edecek bir mekanizma oluşturmalıdır” denildi.

Eğitim-Bir-Sen’den ‘Acil Durumlarda Eğitim’ raporu

Eğitim-Bir-Sen, hazırladığı ‘Acil Durumlarda Eğitim: 6 Şubat Depremleri Riskler ve Öneriler’ başlıklı raporunu açıkladı. Acil durumlarda eğitim-öğretim ortamlarının sağlanması ve sağlıklı bir biçimde yürütülmesi için neler yapılması gerektiği hakkında çalışmaların; acil durumlarda eğitim politikaları ve afet durumlarında eğitimin nasıl olması gerektiği ile ilgili kullanılan ‘acil durumlarda eğitim’ kavramının ele alındığı raporda, 6 Şubat depremleri ve bu süreçte Millî Eğitim Bakanlığı ile Yükseköğretim Kurulu tarafından alınan kararların neticesindeki politikalara bakıldığı, son olarak afetten etkilenen 11 ilde eğitim istatistikleri incelendiği ve sorunların tespit edildiği belirtildi.

Raporda, “6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler sonucunda eğitim-öğretime Türkiye genelinde bir hafta, sonrasında ise afet bölgesi ilan edilen 11 ilde uzun süre ara verilmiş; okulların kapanmasının ardından öğrencilere yönelik çeşitli psiko-sosyal destek mekanizmaları Millî Eğitim Bakanlığı tarafından kurulsa da eğitim-öğretim faaliyetlerine bazı illerde 1 Mart itibarıyla dönülmüş, bazı illerde kapanmalar dönem boyunca devam etmiştir. Uluslararası kuruluşlar, deprem, sel, kasırga, savaş, tsunami gibi afetlerden sonra temel ihtiyaçların sağlanmasının ardından eğitim-öğretim faaliyetlerine hızlı bir şekilde dönülmesi gerektiğini ifade etmektedir. Bu anlamda eğitim-öğretimin sekteye uğramasının ya da okulların uzun süreli kapanmasının okul terki riski, travmaların uzun süreli devamı, akademik başarıda azalma gibi riskleri bulunmaktadır. Hem bu risklerin azaltılması hem de öğrencilerin sosyal alanlara dâhil olarak gündelik rutinlerine dönmesi, öğrenme kayıplarının oluşmaması için eğitim-öğretim faaliyetlerine devam etmeleri gerekmektedir. Bunun yanı sıra, uluslararası literatür ‘acil durumlarda eğitim’ kavramını tanımlamakta ve afet durumlarında eğitime geçiş şartlarını tartışmaktadır” denildi.

Raporda, ‘Acil durumlarda eğitim’ kavramının esas alınarak eğitim-öğretime devam edilmesi için gerekli şartlara ilişkin, “Öğrencilere güvenli alan oluşturulması, afet durumuna özel müfredatın olması ve afet farkındalığı oluşturulmuş eğitim çalışanlarından oluşan afet sonrası ulaşılabilir ve ücret karşılığı olmayan eğitim ortamlarının meydana getirilmesi gerektiği ifade edilmektedir. Bu nedenle, Millî Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu personelinin de hem konut hem de sosyo-ekonomik sorunlarına çözümler üretilmelidir. Eğitim-öğretim faaliyetlerine devam edilebilmesi için gerekli şartların oluşması gerekmektedir. Bu raporda acil durumlarda eğitim-öğretim ortamlarının sağlanması ve sağlıklı bir biçimde yürütülmesi için neler yapılması gerektiği hakkında çalışmalar; acil durumlarda eğitim politikaları ve afet durumlarında eğitimin nasıl olması gerektiği ile ilgili kullanılan ‘acil durumlarda eğitim’ kavramı incelenmiş, ardından 6 Şubat depremleri ve bu süreçte Millî Eğitim Bakanlığı ile Yükseköğretim Kurulu tarafından alınan kararlar neticesindeki politikalara bakılmıştır. Son olarak, afetten etkilenen 11 ilde eğitim istatistikleri incelenmiş ve sorunlar tespit edilmiştir” ifadelerine yer verildi.

‘ÖĞRENME KAYIPLARI TELAFİ EDİLMELİDİR’

Raporda yer alan öneriler ile ilgili, “Acil durumlarda temel ihtiyaçların karşılanmasının ardından eğitim-öğretim faaliyetlerine geri dönülmelidir. Doğal afetlerin yıkıcı etkilerinin bulunması nedeniyle öğrenci, öğretmen ve veli boyutuyla psiko-sosyal destek mekanizmaları kurulmalıdır. Müfredat, afet eğitimi ve afete yönelik farkındalık oluşturulması için uygun hâle getirilmelidir. Deprem sonrası eğitim-öğretim faaliyetlerinden uzak kalan öğrencilerin öğrenme kayıpları telafi edilmelidir. Yükseköğretim kurumları arasında iş birliği artırılmalıdır. Eğitimin kalitesinin artması ve afete hazırlıklı nesiller yetiştirilmesi için öğretmenlere gerekli destek sağlanmalıdır. Millî Eğitim Bakanlığı, acil durumlarda eğitimin sürdürülebilmesi için paydaşlarla bir mekanizma oluşturmalıdır. Millî Eğitim Bakanlığı, afet bölgesinde öğrencilerin okula devam edip etmediklerini takip edecek bir mekanizma oluşturmalıdır. Millî Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu personelinin, konut sorunu başta olmak üzere, karşı karşıya bulunduğu sosyo-ekonomik problemlerin giderilmesine yardımcı olunmalı; deprem tazminatının ödenmesine, kapsam, miktar ve süre artırılarak, devam edilmelidir” denildi.