Geri Dön
Gündem Özhaseki: İstanbul için çıkabilecek bütün engelleri aşacak yasa taslağı hazırlayacağız

Özhaseki: İstanbul için çıkabilecek bütün engelleri aşacak yasa taslağı hazırlayacağız

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, İstanbul depremi için kapsamlı çalışma yaptıklarını belirterek, "Kentsel dönüşümü kolaylaştırabilmek adına da çalışma yapıyoruz. İstanbul'daki bütün belediyeleri davet ettik, geldiler. İstanbul depremi adına, çıkabilecek bütün engelleri aşacak şekilde bir yasa taslağı hazırlamaya başlıyoruz" dedi.

Özhaseki: İstanbul için çıkabilecek bütün engelleri aşacak yasa taslağı hazırlayacağız

 

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kayseri'deki programının 2'nci gününde, 'Medya Buluşması'nda kentte görev yapan basın mensuplarıyla bir araya geldi. Programa, Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, milletvekilleri, büyükşehir ve ilçe belediye başkanları, kentte görevli ulusal ve yerel basın kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, "Bir taraftan şehircilik, bir taraftan iklimle ilgili aklınıza gelebilecek her türlü sorunlar, bir taraftan çevre konuları bizim zaten gündemimizde bolca meşgul eden işler. Ama bir taraftan da son dönemde TOKİ gibi, Emlak Konut gibi, Milli Emlak gibi birtakım birimlerin bağlanmış olması bizim iş yükümüzü iyice arttırdı. Tabii bunlar benim de çok yabancı olduğum işler değil. Fakat Bakanlık tarafında özellikle iki konu çok daha ön plana çıktı. Olağanüstü bir hadise çünkü bu. Birincisi 6 Şubat'ta meydana gelen deprem meselesi. Gerçekten hepimizi çok üzdüğü gibi epeyce de meşgul eden bir yapıya kavuşturdu. İkincisi de bütün bilim adamlarının uyarmasıyla birlikte biraz daha dikkat çeken ama bizim yıllardır gerek benim bakanlığımda, eski bakanlığım döneminde, gerekse benden sonra gelen arkadaşımızın da gayretleri oldu. Bugün de aynı gayretin sürdüğü İstanbul depremine hazırlık meselesidir. Yani Bakanlığın çok önemli iş kolları arasında birçok alan, faaliyet olmasına rağmen bu söylediğim iki konu çok daha ön plana çıkmaya başladı" ifadelerini kullandı.

6 Şubat depremlerinin yıkıcı etkisinden bahseden Bakan Özhaseki, "18 ilimiz etkilendi. Tam 14 milyon insan da bir türlü az veya çok zarar gördü. Orada özellikle 680 bin konutumuz ve 170 bin civarında da iş yeri, depo vesaire gibi tek katlı bizim binalarımız ya ağır hasarlı ya orta hasarlı olarak yıkımını bekliyor. Karşımızdaki tablo gerçekten çok büyük. Bazı şehirlerde merkezler neredeyse yüzde 90 oranında yok oldu, Hatay gibi. Antakya'nın yüzde 90'ı yok. 254 bin konutla Hatay, ön planda gözüküyor. Kahramanmaraş'ta 112 bin konutun yıkılması ve yeniden yapılması söz konusu. Malatya'da 103, Adıyaman'da 64 bin gibi büyük büyük sayılar var. Birkaç tane şehrin yeniden yapılması demek" diye konuştu.

İstanbul ile ilgili de konuşan Bakan Özhaseki, "Bugün geldiğimiz noktada 1 milyon 900 bin vatandaşımız şu anda evlerinden uzakta. Bunlardan 80 bin vatandaşımız, şu anda yurtlarda, sosyal tesislerde misafir ediliyor. 525 bin kişi konteyner kentlerde kalıyor. Çadırlarda kimse kalmadı. 325 bin aileye de kira yardımı yapmaya devam ediyoruz. 325 bin ailede de toplamda 1 milyon 300 bin kişi bulunduğunu söyleyebiliriz. Şimdi böyle olunca bizim gece gündüz demeden bir an önce o 1 milyon 900 bin vatandaşımızı evlerini yapıp o sağlıklı bölümlere almamız icap ediyor. Bizim birinci işimiz bu. İkinci işimiz de İstanbul'u bir an önce depreme hazırlamak” ifadelerini kullandı.  

'İSTANBUL'DA 1,5 MİLYON BAĞIMSIZ BİRİM ÇOK RİSKLİ GÖZÜKÜYOR'

Deprem riski taşıyan bölgelerde kentsel dönüşüm projelerinin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini belirten Bakan Özhaseki, "2012 yılından bugüne kadar İstanbul'da 800 bin civarında konutumuz yenilendi. Çoğunluğu bizim bakanlığımızın takibinde olan işler. Şu anda da zaten 180 bin konutun da oradaki yapımı devam ediyor. Ancak bunları çok yeterli görmüyoruz. Sebebine gelince İstanbul'da 5,8 milyon bağımsız birim var. 1,5 milyon bağımsız birim çok riskli gözüküyor ama 600 bini ilk etapta yıkılacak konutlar olarak önümüzde duruyor. Doğrusu bu büyük bir rakam. Bu 600 bin konutun çok hızlı bir şekilde bir an önce dönüşmesi gerekiyor. Deprem gelip onları yıkmadan, biz onları güvenli hale getirebilirsek herhalde sorumluluğumuzu yerine getirmiş oluruz. İstanbul'daki depremle ilgili biz 4 adımda bu işi yapmayı düşünüyoruz. Bir taraftan devam eden şu andaki süreçler var. 188 yerde zaten kentsel dönüşüm işi devam ediyor. Sıkı bir şekilde bunu takip ediyoruz. İkincisi rezerv alanlar tespit ettik. Bu rezerv alanlarda inşallah 350 bin konut inşa edeceğiz. Onları da depremin ilk yıkılacak, hasar görecek, evlerin yerine bir takas işlemiyle dönüştürmek istiyoruz. Üçüncüsü de 'Yarısı Bizden' kampanyasıyla vatandaşın müracaatı oldu. Yüzde 100 anlaşma sağlayan 14 bin bina var. Yüzde 67 anlaşma sağlayan da 21 bin civarında bina var. Bunlar da 200 bine yakın bir bağımsız birim ediyor. İşte orada, 'Yarısı Bizden' kampanyasını da yakın çok yakın bir süre içinde başlatacağız. Vatandaş kendi evini yıkıp yapmaya başladığında bedelinin yarısını biz vereceğiz. Bu da İstanbul'da ciddi bir şekilde bir dönüşümü sağlamış olacak" dedi.

'YASA TASLAĞI HALİNE GETİRMEK İSTİYORUZ'

İstanbul'da çalışma yaptıklarını ve meclisi olağanüstü toplantıya davet edeceklerini söyleyen Bakan Özhaseki, "Kentsel dönüşümü hızlandırabilmek, kolaylaştırabilmek adına da büyük bir çalışma yapıyoruz. İstanbul'daki bütün belediyeleri davet ettik. Onlar da geldiler. Hangi partide olursa olsun, komisyonda yer almalarını istedik. Sağ olsunlar, onlar da ellerinde bilgi, belge ne varsa hepsini getiriyorlar. Bakanlığımızın bünyesinde başlayan bu çalışma zannedersem 10 gün içinde biter. Yasa taslağı haline getirmek istiyoruz. Eğer Meclis açılmadan bunu bitirebilirsek, Meclisi olağanüstü toplantıya davet edip İstanbul depremi adına önüne çıkabilecek bütün engelleri aşacak şekilde bir yasa taslağı hazırlamaya başlıyoruz" dedi.

'TÜRKİYE BİR DEPREM ÜLKESİ'

Belediyelerin vatandaşını ikna edip en hızlı biçimde Türkiye'yi depreme hazırlamaları gerektiğini dile getiren Özhaseki, "Türkiye, bir deprem ülkesi. Birinci ve ikinci derecede topraklarımız deprem bölgesi olarak yüzde 66'sı, nüfusumuzun da yüzde 71'i bu bölgelerde yaşıyor. Son yüzyıl içinde Türkiye'de 6 ve üzerinde yıkıcı şiddetteki deprem sayısı 60. Eğer denizlerimizi de katarsak buna 226 tane 6 ve üzerinde şiddetli deprem var. Ölen insan sayısı 130 bin. Verdiğimiz canları düşünün artık. Maddi hasar hiç hesaplanacak gibi değil. O zaman bizim bir an önce ülkemizdeki yaşadığımız, o gözümüz gibi baktığımız kentlerimizi depreme bir an önce hazırlamamızı icap ediyor. Bin yılın afeti olarak tarif ettiğimiz depremde de epey canımızı toprağa verdik. Karşımızda da çok büyük bir hasar bekliyor bizi. Bizim bir an önce oradaki konutları yapmamız icap ediyor. 180 bin civarında konutumuzun ihalesi yapıldı. Şu anda hızla inşaatlar devam ediyor. Aslında teslim edebileceğimiz konutlar var. Köy evleri var. 2 ay sonra verebileceklerimiz var" diye konuştu.

'REZERV ALAN ZORLUĞU KARŞIMIZA ÇIKIYOR'

Deprem bölgelerinde 'rezerv alan' sıkıntısı yaşadıklarını ifade eden Bakan Özhaseki, "Sayın Cumhurbaşkanımızın da 319 bin konutun da 1 yıl içinde inşaatları başladıktan sonra teslim edileceği konusunda sözleri var. O talepleri de yerine getireceğiz inşallah. Ancak şöyle bir zorluk karşımıza çıktı. İstediğimiz kadar rezerv alan bulamadık. Yani Hatay'ın merkezinde bizim 254 bin konut yapmanız lazım. Ama 254 bin konutu nereye yapacaksınız? 'Rezerv alan' dediğimiz daha çok hazine arazileri üzerine yapılır ve şehre yakın yerlerde aranır. Ama şehre yakın yerlerde 250 bin konutu yapacak bir alan yok. Gidiyorsunuz zeytinlik çıkıyor karşınıza. Yan tarafta boşluk hazine arazisi buluyorsunuz. Orman vasfında oluyor. Buralarda yapı yasağı var. Bir başka zorluğumuz da vatandaşlar yaşadıkları hatıralarının olduğu yerlerden kopmak istemiyorlar. Yerinde dönüşüm istiyorlar. Biz bakanlık olarak yaptığımız istişarelerle yerinde dönüşüm projesini de başlattık" dedi.

'181 BİN MÜRACAAT VAR'

İnşa edilecek konutlara verilecek destekleri de anlatan Özhaseki, "​1 milyon 300 bin liraya yakın destek veriyoruz. 100 metrelik bir konut için 1 milyon lira, 150 metreyi geçen bir konut için de 1 milyon 300 bin lira destek veriyoruz. Yarısını hibe kapsamında siliyoruz. Yarısını da 2 sene ödemesiz, 10 sene vadeli faizsiz olarak kendilerinden geri istiyoruz. Hesap yapıldığında birkaç sene sonra ayda 2-3 bin lira gibi bir parayla herkesin evlerine, konutlarına kavuşabileceğini orada görebiliyoruz. İş yerleri için de aynı şekilde bu projeden bahsettik. Memnuniyetle karşılandı. Doğrusu ben de her gün kendi telefonumdan takip ediyorum. Sabah baktığımda müracaat sayısı 181 bindi. Bir apartman içinde 10 kişi varsa bazen 4-5 kişi müracaat etmiş oluyor. Bu normalde 250 bin kişiyi temsil eder. 250 bin bağımsız birim de az bir sayı değil. Bir taraftan 180 bin konutun ihalesini yaptık, inşaatlar devam ediyor. Bir taraftan da 250-300 bin civarında konutu, iş yerini, köy evini de bu şekilde biz destekleyerek ayağa kaldıracağız" ifadelerini kullandı.

'YAPILAŞMADA 4 KIRMIZI ÇİZGİMİZ OLACAK'

Türkiye genelinde yapılaşmada önem verdikleri 4 konuya değinen Bakan Özhaseki, şöyle konuştu:

"Kadim bir mahalle kültürü varken uzaklara insanları götürmenin de bir manası yok. O komşuluk ilişkileri ve şehirdeki o bizim belki canlandırmaya çalıştığımız kültürde yeniden merkezlerde canlanmış olacak diye düşünüyorum. Ama burada özellikle söylemeye çalıştığımız bir şey var. Türkiye'de artık yeni bir dönem başlıyor. Biz bunu Kayseri'de de zaten senelerdir yapıyoruz. Ama bütün Türkiye'de bundan sonra 4 kırmızı çizgi üzerinde, asla tavizsiz bir şekilde hayatımıza devam edeceğiz. Birincisi fay kırıklarının olduğu yerde fay hay hatlarının geçtiği yerlerde asla yapılaşma olmayacak. Şehirlerin merkezinden geçebilir. Adıyaman'da, Kahramanmaraş'ta ve Hatay'da bunu görebiliyoruz. Oralarda asla yapı olmayacak. Fay kırığının geçtiği yerde yeşil alan olacak ve binalaşma yapılmayacak. Yarın bir gün yeni deprem geldiğinde çeliklerle bile bir bina koysanız üzerine aşağıdan öyle bir enerji geliyor ki fay kırığı üzerinde her ne varsa yok ediyor ve içine alıyor. Tren raylarını eğecek kadar büyük bir enerji ortaya çıkıyor. O yüzden fay kırığı üzerine asla bir şey yaptırmayacağız. İmar planlarını işleyeceğiz. Kırmızı çizgiler olarak da bunlar orada kalacaklar. İkincisi zeminde sıvılaşmalar olan yerler var. Buralarda da yapıyor insanlar. Dere yataklarına asla yapılaşma olamayacak. Son olarak da mühendislik hesaplarından başlayan uygulama safhasında inşaat bitinceye kadar sıfır tolerans uygulanacak. İnşaatlarda, 'Ne olacak ya, bir şey olmaz. İki çubuk da demir eksik olsun' diye diye başımıza bu işler geliyor. O yüzden her halükarda sıfır tolerans uygulamaya devam edeceğiz. Bu konularda da taviz olmayacak. Cezai müeyyideler de zaten arka arkasına gelecek. 'Efendim işte ne yapalım? İnsanlar geliyor bize zorluyorlar. İşte biz de dayanamıyoruz.' Yok öyle bir mazeret. Onlara tolerans gösterenlerden herhalde bundan sonra daha fazla bir şekilde çekerler diye düşünüyorum."

Bakan Özhaseki, programın ardından Kocasinan Belediyesi tarafından gerçekleştirilen 'Agrega' tesisinin açılışına katılmak üzere Gürpınar Mahallesi'ne geçti.

AÇILIŞA KATILDI

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, medya buluşması programının ardından Kocasinan Belediyesi tarafından Gürpınar Mahallesi'nde yapımı tamamlanan betonun ham maddelerini oluşturan kum ve çakıl karışımı ile elde edilen beton malzemesi, agrega üretim tesisinin açılışına katıldı. Agrega maddesinin şehirlerin yapılaşmasında önemli katkıları olduğunu belirten Bakan Özhaseki, "Agrega olmazsa yol olmaz. Yol olmazsa medeniyet olmaz. Yol medeniyet demektir. Yolun da temel şartı buradaki hazırlanacak malzemeden geçiyor. Daha çok deprem bölgelerinde arkadaşlarımızın sıkıntı çektiği en önemli malzeme buradaki altyapı malzemesi olan agrega. Allah bize öyle bir Erciyes Dağı nimeti vermiş ki; daha yüzyıllar öncesinde, belki milyon sene öncesinde içindekini dışarıya doğru püskürtmüş, çevrede böyle taşlık araziler de çıkmış. Sonra kendi bölgesinde Cenabıhak öyle yaratmış, kumsal bir ortam var. Yağan kar üzerine 2-3 metre birikiyor ama içine doğru süzülerek iniyor. Aşağıda 1-2 kilometre aşağıda büyük denizler oluşuyor. Onun da suyunu çekerek devamlı kar suyu lezzetinde suyu evlerimizde içiyoruz. Bir başka türlü de Erciyes'ten böyle istifade ediyoruz. Şimdi de son dönemde turizmden istifade ediyoruz. Buradaki taşların hepsinin Erciyes'in püskürttüğü lavların yüzyıllar geçmesiyle sertleşmiş birer parça olduğunu biliyoruz. Zaten çoğu ocaklarda bu çevrede. Belediyemiz buralarda çalışma yaparak yepyeni bir tesis kazandırıyor. Ellerine sağlık. İnşallah güzel hizmetlere vesile olur. Hayırlı uğurlu olsun" dedi.

'ŞEHİRLERİN HAYATI İNSANLARIN HAYATINA ÇOK BENZİYOR'

Şehirlerin tıpkı insan gibi olduğunu da sözlerine ekleyen Bakan Özhaseki, "Şehircilik kolay değil. Şehirler canlı organizmalar. Yaşıyorlar. Onları taştan, topraktan ibaret görmek doğru değil. Cansız varlıklar gibi görmek doğru değil. Onlar da bakım istiyor, gayret istiyor. Siz onların üzerinde bu özeni gösterirseniz şehirler zaten ileriye doğru ciddi şekilde atılım yaparak devam ediyorlar. Onları cansız varlık gibi görürseniz Allah korusun, o zaman siz de yok oluyorsunuz. Şehirler de yok olmaya mahkum kalıyor. Şehirlerin hayatı, aslında insanların hayatına da çok benziyor. Hani insanoğlu doğar, büyür, gelişir, güçlü ve kudretli dönemi vardır. Bazen de hastalıkları da olabilir. İşte, şehirler de böyle. Özen gösterildiğinde, gayret edildiğinde, bakım gösterildiğinde, iyi işler yapıldığında, şehirler büyüyor ve gelişiyor. Değilse başındaki yöneticilerin biraz zihniyeti farklı ise, işte o zaman şehirlerde geriliyor ve küçülüyor. Güzel bir söz. 'Şehirlerin geleceği o şehirde yaşayan yöneticilerin ufuklarıyla doğru orantılıdır.' Eğer şehirdeki yöneticiler, valilikten başlayarak, bürokratlar iyi niyetli, gayret eden insanlarsa, bir araya geliyorlarsa, kol kola giriyorlarsa, şehrin geleceğini inşa etmek için risk alıp o istikamette koşuyorlarsa, o şehirlerin geleceği aydınlıktır. Değilse Allah korusun, işler yavaş yavaş gerilemeye başlıyor " ifadelerini kullandı.

TOKİ KONUTLARI ANAHTAR TESLİM TÖRENİNE KATILDI

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kayseri'de TOKİ tarafından yapımı tamamlanan 572 konut ve 6 dükkanın anahtar teslim törenine katıldı. Burada konuşan Bakan Özhaseki, "İnsanlar başını bir eve sokmak zorundalar. Ya siz belediyeler olarak buna öncü olursunuz, doğru dürüst yer, yurt gösterirsiniz, yaparlar. Yoksa millet başına sokacak yer arar. Hazine arsası mı bulur, vakıf mı bulur? Ne bulursa yapar. Böyle bir ortamda tabii onları rahat ettirecek birtakım imkanlar sunduk. Ama ondan sonra Eskişehir gecekondu önleme bölgesinde 4 milyon metrekarelik bir araziye istimlak kararı aldım. Burası gecekondu önleme bölgesidir dedik. 250 metre ortalama parseller oluşturduk. Üzerinde hiç tapusu olmayanlar gelsin. Gecekondu yapmasın. Yeter ki yapmayın gecekondu. Çünkü gecekondu önce yapılır ama birkaç sene sonra başa bela olur. Hizmet verilemez olur oraya. Doğru dürüst parkı olmaz. Okulu olmaz, yeşil alanı olmaz. Sosyal donatısı olmaz. Orada yetişen çocukların psikolojik farkı olur. O yüzdendir ki yapılırken boş gibi gelir insanlara. Birşey demezseniz, 'Allah razı olsun' derler" ifadelerini kullandı.

'50'YE YAKIN MAHALLEMİZİ DÖNÜŞTÜRDÜK'

2012 yılında yapılan kentsel dönüşüm çalışmalarının Kayseri'de depremin yıkıcı etkilerini azalttığını söyleyen Mehmet Özhaseki, şöyle konuştu:

"Şimdiki gibi 2012 yılında Sayın Cumhurbaşkanımız emir vermiş. Kentsel dönüşüm yasaları çıkmış. Siz bir yeri dönüştürmek istediğinizde bakanlık da devreye giriyor. Evini boşaltan insana kira yardımında bulunuyor. Rezerv alanlar veriyor veyahut da yardım ediyor vesaire vesaire ama o günlerde öyle bir şey de yok. Biz bulduğumuz formüllerle 50'ye yakın mahallemizi dönüştürdük. Değerli arkadaşlar eğer o çalışma olmasaydı Kahramanmaraş depreminde bile bizim burada herhalde epeyce bir can kaybımız olurdu. Çok şükür o yenileşme, o dönüşüm o yeni yasalara uygun şekilde statik hesaplarının yapılıp sağlam konutların yapılmış olması bizi birçok beladan kurtardı. Ana karamızda olan depremlerde toprağa verdiğimiz canlarımızın sayısı 130 bin. Bu işin mali hasarını hiç düşünmeyin. 100 milyarlarca dolar. O kadar da büyük bir bela var karşımızda. Böyle olunca bizim bir an önce kentsel dönüşüm yapmamız lazım. Bir an önce sağlıklı konutlarımıza çıkmamız lazım. Bir an önce o yapı stoğumuzu yenilememiz lazım. Bunu bir an önce yaparsak emniyetli bir vaziyette evlerimizde otururuz."