Geri Dön
İstanbul DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 3

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 3

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 3

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 3

1- CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN SULTANBEYLİ'DE DÜZENLENEN MİTİNGDE KONUŞTU

Gülşah KAHVECİ- Özenç KILIÇ / İSTANBUL, (DHA)- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sultanbeyli Mitingi'nde yaptığı konuşmada, "Ulaşımıyla, çevresiyle depreme hazırlığıyla, sosyal belediyeciliğiyle, İstanbul içler acısı bir hale gelmiştir. Lazım olduklarında, hava bozuk olduğunda ya tatilde ya cumhurbaşkanı yardımcılığı peşinde anlıyorsunuz değil mi? Ya büyükelçilerle Sarıyer'de, balıkta, bu şehrin sorunlarını bunlar çözebilir mi? İstanbul'un yönetimi, yarı zamanlı mesaiyle olacak bir iş değildir" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sultanbeyli Kent Meydanı'nda düzenlenen mitinge katıldı. Mitingde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum, Sultanbeyli Belediye Başkanı Hüseyin Keskin ve AK Parti Sultanbeyli Belediye Başkan Adayı Ali Tombaş eşlik etti.

"RABBİM OSMAN KARDEŞİMİ CENNETİYLE, CEMALİYLE MÜŞERREF EYLESİN"

Konuşmasına hayatını kaybeden Osman Karaaslan'a başsağlığı dileyerek başlayan Erdoğan, "Sözlerimin hemen başında ebediyete irtihal eden kıymetli dava arkadaşımız Genel Merkez Araştırma Geliştirme ve Eğitim Başkan Yardımcımız Osman Karaaslan kardeşimize Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Genç yaşta kaybettiğimiz Osman kardeşimiz partimizde farklı görevlerde bulunmuş, davamıza samimiyetle hizmet etmişti. Rabbim Osman kardeşimi cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin diyor, ailesine, sevenlerine, camiamıza baş sağlığı diliyorum. Artık sonuna doğru yaklaştığımız Ramazan'ı şerifinizi tebrik ediyorum. Rabbim bizleri Ramazan'a ulaştırıldığı sağlıkla, huzurla, esenlikle bayram eriştirmesini diliyorum" dedi.

"SULTANBEYLİ İLE BİZİM ARAMIZDAKİ GÖNÜL BAĞI ÇOK ESKİDİR HEM DE ÇOK DERİNDİR"

Erdoğan, "Geçtiğimiz yıl 14-28 Mayıs seçimlerinde Sultanbeyli Cumhur İttifakı'na milletvekilliğinde yüzde 64, cumhurbaşkanlığında yüzde 67 oy oranıyla destek verdi. Ah de vefanız ve kadirşinaslığınız için sizlere teşekkür ediyorum. Sultanbeyli ile bizim aramızdaki gönül bağı çok eskidir hem de çok derindir. İstanbul'un yaşadığı çarpık şehirleşme sürecinin en ağır sonuçlarının görüldüğü yerlerden biri de Sultanbeyli'ydi. Anadolu'nun dört bir yanından yeni bir hayat kurmak için buraya gelen insanlarımız, hep sahipsiz bırakıldı. Bu ilçemiz bir dönem ülkemizdeki hak ve özgürlük gasplarının adeta sembol yeri haline getirildi. İnsanların sırf inançlarından, kıyafetlerinden, geleneklerinden dolayı taciz edildiği Sultanbeyli vakur duruşuyla bu badireleri geride bıraktı. Bugün Sultanbeyli İstanbul'un yıldızı parlayan ilçelerinden biri olarak kendini istiskal edenlere adeta nazire yapıyor. İlçe belediyemiz, hayata geçirdiği projeler ve yaptığı hizmetlerle Sultanbeyli'yi her geçen gün daha da güzelleştirdi, güzelleştiriyor. Bizim hikayemiz de Sultanbeyli'nin durumuyla farklı değil. Emperyalistlerin uzantıları; vesayetçilere ve darbecilere eyvallah etmediğimiz için önümüze tuzak üzerine tuzak kuruldu. 'One minute' diyerek masumlara uygulanan zulme karşı tavır için ayrımcılığa maruz kaldık. 'Dünya beşten büyüktür' diyerek küresel yönetim ve güvenlik sisteminin çarpıklıklarına itiraz ettiğimiz için ambargolara uğradık. PKK, FETÖ ve DEAŞ terör örgütlerini üzerimize salanlara teslim olmadığımız için pek çok acıyla sınandık. Gazze'de yapılan katliama en üst perdeden itiraz ettiğimiz, mazlumlara her türlü yardımı yaptığımız için mimlendik. Hamdolsun, önce Allah'ın yardımı sonra da Sultanbeyli'den, İstanbul'dan, milletimizden aldığımız güçle hepsinin üstesinden geldik, geliyoruz. Şimdi ülkemizi Türkiye Yüzyılı ile yeni bir döneme hazırlıyoruz. Türkiye Yüzyıl'ı aynı zamanda belediyecilik hizmetlerinde yapacağımız tarihi atılımlarla şehirlerimizin de yüzyılı olacak. Buna hazır mıyız? Pazar gününe kadar buna hazır mıyız? Pazar günü sandıkları patlatacak mıyız? Sultanbeyli'den gümbür gümbür bir sesin geleceğine inanıyorum" diye konuştu.

"İSTANBUL İÇLER ACISI BİR HALE GELMİŞTİR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İstanbul'da 30 yıl önce başlattığımız yerel yönetim hamlesi maalesef son 5 yıldır durmuş, hatta ibre tersine dönmüştür. Şehri yönetmesi gerekenler İstanbul'dan başka her işle uğraştıkları için bırakınız yeni projeyi devraldıkları yatırımları bile sürdürememişlerdir. İşte şu anda İstanbul'u yöneten Büyükşehir Belediye Başkanı'nın acaba Sultanbeyli'ye en ufak bir yatırımı oldu mu? Büyükşehir Belediyesi'nden ne diyor? 'Tam ileri.' Ne tam ileri ya? Sen tam gaz geri gidiyorsun. Sultanbeyli'yi bir defa hiçbir zaman kalkıp da sahiplenmedin ki. Ulaşımıyla, çevresiyle depreme hazırlığıyla, sosyal belediyeciliğiyle, İstanbul içler acısı bir hale gelmiştir. Lazım olduklarında, hava bozuk olduğunda ya tatilde ya cumhurbaşkanı yardımcılığı peşinde anlıyorsunuz değil mi? Ya büyükelçilerle Sarıyer'de, balıkta, bu şehrin sorunlarını bunlar çözebilir mi? İstanbul'un yönetimi, yarı zamanlı mesaiyle olacak bir iş değildir. İstanbul kendine ortak kabul etmez. Ya İstanbul'a hizmet ediyorsunuz ya da bu şehri ihmal ediyorsunuz. Ya. İstanbul'a aşkla, tutkuyla bağlısınız ya da gönlünüzde başka hesaplar var. Bu şehir hiç kimsenin şahsi ihtiraslarının aracı, atlama taşı, basamağı, oyuncağı, finans kaynağı haline getirilemez. Eyüpsultan hazretlerinin uğruna surları dibinde can verdiği İstanbul'a böyle bir zulüm yapılmasına rıza gösteremeyiz. Fatih'in emaneti, İstanbul'un bu hale düşürülmesine, vicdanımız el vermez. Bu şehirde yaşayan 16 milyon insanın vebali üzerimizdeyken yaşananlara seyirci kalamayız. Bunun için ne diyoruz? 'Yeniden İstanbul' diyoruz. Ne diyoruz? 'Sadece İstanbul' diyoruz" ifadelerini kullandı.

"İNŞALLAH ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE İSTANBUL YENİDEN KENDİNE DEĞER KATAN BÖYLE BİR İDAREYE KAVUŞACAKTIR"

İstanbul'un hayati önceliğinin depreme hazırlık olduğunu kaydeden ve İstanbul'un önümüzdeki dönem kendine değer katan bir idareye kavuşacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kardeşlerim bu şehrin beklentisi ve ihtiyacı elbette çoktur. Ama bazı hayati öncelikleri vardır. İstanbul'un birinci önceliği depreme hazırlıktır. Son dönemde bu konuda herhangi bir çaba, gayret, proje, icraat gördünüz mü? Hayır, çünkü depreme hazırlık için kullanılması gereken kaynaklar bavul bavul ne oldu? Dolar, ne oldu, Euro. Bunlar bir yere götürülüyor. Peki nereye götürülüyor? Depreme hazırlık için sarf edilmesi gereken vakit delege avlarında DEM ile pazarlıkta. Bu demi biliyorsunuz değil mi? Bizim Rize'nin çay demi değil. Kazanma değil, kaybettirme hırsıyla hareket edenleri yemlemekte harcanıyor. Sanki İstanbul böyle bir tehditle karşı karşıya değilmiş gibi hareket etmekle bu tehlike ortadan kalkmıyor. Buraya gelirken emniyete arkadaşlara dedim sorun; 'Şu anda alanda ne kadar katılım var'. Aldığım rakam, ama bugün cuma. Evet aldığım rakam 40 bin. Maşallah. Böyle bir cuma gününde kırk bin kardeşimle Sultanbeyli'de buluşmak bizim için bir hakikaten vefadır. Bilim insanları her gün İstanbul'u depreme hazırlayın diye ikaz ediyor. Biz işte. Bu sebeple İstanbul'da afet bölgelerindeki gayretli çalışmalarıyla milletimizin takdirini toplayan Murat Kurum kardeşimizi Büyükşehir adayı olarak belirledik. Allah'ın izniyle bu kardeşiniz yaklaşık beş yıl İstanbul'a Büyükşehir Belediye Başkanı olarak hizmet etti. Sonra beni nereye gönderdiniz? Başbakanlığa gönderdiniz. Sonra Cumhurbaşkanlığı ve dediniz ki İstanbul emin ellere teslim. Ve bunu yaptık mı? Şimdi de emin eller Allah'ın izniyle Murat Kurum kardeşimle ve tüm ilçe belediyeleriyle gerçekleşecek. Önümüzdeki beş yılda İstanbul'daki depreme dayanıksız yapıların hepsini inşallah dönüştürecek. Tam bir seferberlik anlayışıyla çalışarak 650 bin konutun dönüşümünü inşallah beş yıl gibi kısa süre içinde tamamlayacak" şeklinde konuştu.

"DEVAMLI OTOBÜSLER YANIYOR, BURADAKİ ULAŞIM NE YAZIK Kİ YAPILMIYOR"

"İstanbul'un ikinci gündemi artık hayatı çekilmez hale getiren nedir, trafiktir" diyen Erdoğan, "Şuraya doğru dürüst otobüs geliyor mu? Devamlı otobüsler yanıyor, buradaki ulaşım ne yazık ki yapılmıyor. Şimdi bütün bunlara karşı inşallah otobüslerimiz, metrobüsler olarak, otobüsler olarak Sultanbeyli yeni bir döneme geçecek. Mevcut yönetim bizden devraldığı metro hatlarını bile yapamadığı trafiği rahatlatacak başka projeler de geliştiremediği için şehir adeta kilitlendi. Ya bu öyle bir belediye başkanı ki şurada Sancaktepe'de orada metro ile ilgili açılış yaptık, orayı geldi toprakla doldurdu. Ya sen nasıl bir belediye başkanısın, nasıl bunu doldurursun. Bunu biliyorsunuz değil mi. Ne diyor bir de 'Akıllı Belediyecilik, tam ileri'. Nasıl bir tam ileri. Sabah işe gitmek, akşam işten eve dönmek, bir yerden bir yere seyahat etmek, kayak yapmak… İstanbul sizin bu zevkinizi çekmeye layık mı? İstanbul tam bir çile şehri haline geldi. Çekmeköy, Sancaktepe, Sultanbeyli metro hattını durak sayılarını yarıya düşürerek, sırf açmış olmak için açtılar. Sultanbeyli'ye kadar ilerlemedikleri gibi, uyduruk sebeplerle hastane önünden geçecek durakları iptal ettiler. Yani bizim dönemimizde başlayan diğer birçok proje gibi metro hattını da ellerine, yüzlerine evet ne yazık ki bulaştırdılar. Beceriksizliklerinde hafriyat alanına çevirdikleri metro duraklarını saymıyorum. Murat Kurum kardeşim ve Ulaştırma Bakanlığımızla iş birliği halinde İstanbul'un raylı sistem uzunluğunu bin kilometreye çıkartacağız. Ayrıca boğazın altına yapacağımız yeni tünel ile iki yaka arasındaki raylı sistem geçişlerini bir araya toparlayacağız. İstanbul'un bir başka gündemi engellisiyle, çocuğuyla, kadınıyla, yaşlısıyla, yoksuluyla bu şehrin dezavantajlı kesimlerinin sahip kalmasıdır. Biz Murat Kurum kardeşimle merkezi idarede yaptığımız gibi Büyükşehirde de kimsesizlerin kimsesi olacak bir yönetim anlayışını hakim kılacağız. İstanbul'un diğer bir önemli ihtiyacı, tarihi, kültürel ve insani zenginliğine uygun vizyonla çalışılmasıdır. Haliç'i biz temizledik. Ayasofya'yı ibadete açtık. İstanbul Havalimanı'nı faaliyete geçirerek, Çamlıca Kulesi'ni ve camisini yaparak her iki tarafta pek çok abide eseri şehre kazandırarak bunun ilk adımlarını attık. Durmak yok. Yaptık mı, gene yapacağız. Ve biz böyle şu andaki belediye başkanıyla değil, cumhurbaşkanınız olarak tüm bakan arkadaşlarımla hep beraber bu adımları attık, atıyoruz ve atacağız. İnşallah önümüzdeki dönemde İstanbul yeniden kendine değer katan böyle bir idareye kavuşacaktır" ifadelerini kullandı.

"ŞEHRİ BU CENDEREDEN ÇIKARMAYA DA TALİBİZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kardeşlerim tabii bir de İstanbul'dan uzak tutulması gerekenler var. Yönetimi üzerinde yapılacak her türlü kirli pazarlık bu şehri kirletir. İstanbul'u kirli pazarlıklardan uzak tutmak gerekir. Şehir halkına hizmet için tahsis edilen kaynakları yağmalayıp başka amaçlar için deste deste savurmak bu şehri üzer. İstanbul'u üzmemek gerekir. Her semtini sevmeye, bir ömür vakfedilen İstanbul'u işporta pazarına düşürmek, bu şehre ihanettir. İstanbul'a bu kötülüğü yapmamak gerekir. Bu örnekleri daha olabildiğince çoğaltabiliriz. Siz hepsini ve daha fazlasını zaten biliyorsunuz. Biz İstanbul'un geriye saran eser ve hizmet filmini 2019'da kaldığı yerden tekrar başlatma yanında şehri bu cendereden çıkarmaya da talibiz. Artık bu şehirde belediyecilik, sosyal medyada değil bizzat hayatın içinde olacak. Artık bu şehrin insanları ihtiyaç duyduklarında belediye başkanlarının nerede olduğunu merak etmeyecekler. İşinin başında olduğunu bilecekler. 'Sistem İstanbul' yaklaşımıyla şehrin tüm meseleleri birbirlerini tamamlayıcı bir anlayışla çözülecek. İnşallah tüm bunları ve daha fazlasını 1 Nisan itibariyle hemen hayata geçirmeye başlayacağız. Bunun için sizlerden 31 Mart'ta sandıkları sıkı tutmanızı, en küçük bir kayıp, kaçağa meydan vermemenizi istiyorum. Buradan öyle bir ses vermenizi bekliyorum ki karşı kıyıdan bile duyulsun. Yoldaşım, gönüldaşım, dava arkadaşım Sultanbeyli. 31 Mart'ta, Türkiye Yüzyılı şehirleri için hazır mıyız? 31 Mart'ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için kararlı mıyız? 31 Mart'ta gerçek belediyeciliği tercih ediyor muyuz? Bunun için seçim gününe kadar kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Sultanbeyli'yle İstanbul haritasının tamamını Cumhur İttifakı'nın renkleriyle boyamaya var mıyız? Rabbim hepinizden razı olsun. Bunun için kalan bir buçuk günümüzü çok ama çok iyi değerlendireceğiz. Henüz kararını verememiş eşimiz, dostumuz, arkadaşımız varsa hepsine tek tek ulaşacağız. Bu seçimlerin önemini anlatacak İstanbul'un bir beş sene daha kaybetmeye tahammülünün olmadığını söyleyeceğiz. Kırgınlık varsa giderecek, yanlış anlaşılma varsa düzelteceğiz. Bir dönem bizim yanımızda oldukları halde şimdi sadece AK Parti'ye ve Cumhur İttifakı'na kaybettirerek CHP'ye seçim kazandırmaya çalışanların söylemlerine itibar etmeyeceğiz. Hiçbir iddiası, elle tutulur hiçbir projesi olmayanlarla oyumuzu ziyan etmeyeceğiz. Basiret ve aklıselimle hareket ederek 31 Mart seçimlerinde inşallah şehrimiz ve ilçemiz için en hayırlı kararı vereceğiz. Ben Sultanbeyli'li kardeşlerime inanıyorum, güveniyorum. 31 Mart seçimlerinin şehrimize ve ülkemize şimdiden hayırlı olmasını diliyorum" şeklinde konuştu.

"PROMOSYONLAR EMEKLİLER İÇİN ÖNEMLİ BİR KAYNAK OLACAK"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Geçtiğimiz iki ayda 52 il ziyareti yaparak vatandaşlarımla kucaklaştık, hasbihal ettik. Aslında bu seçim dönemi az bile ziyaret yaptık. Çoğu vakit bu sayı 60, 65 'i buldu. Bazıları bizim mahalli seçimler için niçin bu kadar koşturduğumuzu, çalıştığımızı didindiğimizi merak ediyor. Biz ister genel seçim ister mahalli seçim, ister halk oylaması olsun, tüm seçimlere milletimizle yüz yüze bir araya gelme fırsatı olarak bakıyoruz. Dün Bursa'daydım. 85 bin kişi. Kocaeli'nde 90 bin kişi. Biz bu millete aşığız, aşık. Seçim dönemlerinin dışında da toplu açılış ve benzeri programlarla aynı şekilde milletimizle hasret gideriyoruz. Türkiye'de başbakanlığımız ve cumhurbaşkanlığımız döneminde bizim kadar çok il gezisi yapan program gerçekleştiren siyasetçi bulamazsınız. Çünkü bizim gıdamız, beslenme ve motivasyon kaynağımız milletimizin sevgisi, coşkusu kalpten kopup gelen duasıdır. Haksız halkçılık, insansız hümanistlik, yeşilsiz çevrecilik peşinde koşanlar, milletimizle aramızdaki bu deruni muhabbeti elbette anlayamaz. Biz milletimize gitmekle yorulmuyoruz. Tam tersine adeta şarj oluyoruz. Şehre ayak bastığımız andan itibaren ayrıldığımız vakte kadar yolda, parkta, evinin balkonunda, iş yerinin önünde, miting meydanında gördüğümüz her vatandaşımızla aramızda bir gönül köprüsü kurulur. Tek dünya kelamı etmesek de biz o gönül köprüsü vasıtasıyla insanımızın derdini anlarız, sevincine de ortak oluruz, heyecanını paylaşırız. Burada tüm mitinglerimizde açık yüreklilikle ifade ettiğim bir hususu tekrarlamak istiyorum. Tüm dünya gibi bizim de sorunumuz olan enflasyonun yol açtığı sıkıntıların farkındayız. Sultanbeyli, Sancaktepe'yle el ele çalışmaya var mıyız? Çünkü Sancaktepe'yi kaybedemeyiz. Orayı da alacağız. Yola beraber devam edeceğiz. Ve sevgili kardeşlerim özellikle dünden itibaren kamu bankalarımız, başvuran emeklilerimizin yeni banka promosyonunu biliyorsunuz ödüyor. Sizler de 2 Nisan'dan itibaren bunu alma imkanına sahipsiniz. Ve bu emeklilerimiz için önemli bir kaynak olacak" dedi.

"'TAM YOL İLERİ' DİYOR YA, TAM GAZ GERİ"

Erdoğan, "Şimdi şöyle ekranda, yan tarafta video yayınla şöyle bir izleyelim. Pisliği görüyorsunuz değil mi? Çöp, çukur, çamur… Bu ne demek, CHP demek. 'Tam yol ileri' diyor ya, tam gaz geri. Allah'ın izniyle biz bunlara çok daha fazlasını ekleyeceğiz. Cumhurbaşkanınız olarak ben grup yönetimiyle birlikte hızla İstanbul'umuza çok daha büyük hizmetleri inşallah gerçekleştireceğiz. Hiç endişeniz olmasın. Biz belediye başkanlığımızda bu sınavı verdik. Başbakanlığımızda bu sınavı verdik. Cumhurbaşkanlığımızda 2014'ten bu yana yine bu sınavı verdik, veriyoruz. Bizim şu anda tecrübemiz bu iş için zaten yeterli. Hiçbir zaman biz aşk ile çalıştığımız ülkemizde geri dönüş olmayacak. Sultanbeyli'nin 31 Mart'ta yine rekor oy oranlarıyla eser ve hizmet yolculuğumuzun en başında yer alacağına inanıyorum. Büyükşehirde Murat Kurum kardeşimi, Sultanbeyli'de Ali Tombaş kardeşimi ben sizlere emanet ediyorum. Şimdi kardeşlerimi sizlere emanet ederken diyorum ki, 'Allah razı olsun. Büyükşehirde de Sultanbeyli'de de emanetimi kabullendiniz mi'. Fakat pazar gününe kadar durmak yok. İnşallah pazar akşamı Ankara'dan Sultanbeyli'nin durumunu takip edeceğim. Sonradan ortaya çıkanlar var biliyorsunuz, bunlara asla yüz vermiyoruz değil mi? Çünkü bu iş beceri işidir, bu iş kabiliyet işidir. Biz Murat Kurum'u bir kenardan bulup da getirmedik. Önce bakanlıkları var mı? Bakanlıklarının dışında bu süreç içerisinde adımları var mı? Dolayısıyla diğerlerinin kabiliyeti ne. Onlar kayağa gitsin. Başka işleri yok. Evet, hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum" diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Görüntü Dökümü:

------------------

-Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması

-Vatandaşlardan görüntü

-Genel ve detay görüntüler

=============================

2- MURAT KURUM SULTANBEYLİ MİTİNGİNDE KONUŞTU

Gülşah KAHVECİ- Özenç KILIÇ / İSTANBUL, (DHA)- AK Parti İBB Başkan Adayı Murat Kurum, Sultanbeyli mitinginde yaptığı konuşmada, "2019'daki kampanyalarında geldiler, konuştular, vaad ettiler, oyunuzu isteyip gittiler. Yüzlerce vaat verdiler; makamlarına oturur oturmaz da hepsini unuttular. Biz afet bölgelerindeki kardeşlerimizin yaralarını sararken, onların derdiyle dertlenirken, bunlar kendi konforları için villalar yapma derdine düştüler. Ama hiç endişe etmeyin. Biz onların savurduğu paraları, İstanbul'un projelerinde kullanacağız. İstanbul'un hakkını İstanbul'a teslim edeceğiz" dedi.

AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla Sultanbeyli'de düzenlenen mitinge katıldı. Mitinge Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Kurum'un yanı sıra AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe, Sultanbeyli Belediye Başkanı Hüseyin Keskin, AK Parti Sultanbeyli Belediye Başkan Adayı Ali Tombaş katıldı.

"MİLLETİMİZİN HER ANINDA HEP YANINDA OLACAĞIZ"

Mitingde konuşan Kurum, "Hayallerimizi gerçekleştireceğimiz o kutlu güne sayılı günler kaldı. Biz biliyoruz ki, ancak samimi hayaller muradına kavuşur. Şimdi bu kardeşinizin, Murat Kurum'un da bir hayali var. Öyle bir İstanbul hayal ediyoruz ki, hiçbir hanemizde deprem endişesi kalmayacak, bütün yuvalarımız güvenli hale gelecek. Öyle bir İstanbul hayal ediyoruz ki, trafik çile olmaktan çıkacak. Öyle bir İstanbul hayal ediyoruz ki, sokaklarının huzur ve güvenle dolduğu, gençlerin geleceğe umutla baktığı, kimsenin kendini yalnız hissetmediği bir İstanbul. Size söz veriyoruz. Biz İstanbul'umuzu asla ve asla kendi kaderine terk etmeyeceğiz. Milletimizin her anında hep yanında olacağız. Bu söz, onların verip de tutmadıkları sözlere benzemez. Bu söz, eser adamlarının sözüdür. Bu söz, sağlam adamların sözüdür, bu söz Murat Kurum sözüdür. Bu söz liderimiz, Cumhurbaşkanımız, Recep Tayyip Erdoğan'ın sözüdür" dedi.

"YÜZLERCE VAAT VERDİLER; MAKAMLARINA OTURUR OTURMAZ DA HEPSİNİ UNUTTULAR"

Konuşmasının devamında mevcut CHP yönetimini eleştiren Kurum, "2019'daki kampanyalarında geldiler, konuştular, vaad ettiler, oyunuzu isteyip gittiler. Yüzlerce vaat verdiler; makamlarına oturur oturmaz da hepsini unuttular. Biz deprem bölgesinde kardeşlerimiz için sağlam ve huzurlu yuvalar yaparken, bunlar balya balya para kuleleri yaptılar. Devlete, millete mal beyanlarını açıkladılar, sonra bir baktık, 1,5 milyar liralık yepyeni mallar ortaya çıktı. Sen İstanbullulardan, hemşerilerinden mal beyanını niye saklarsın? Niye gizlersin, niye doğruyu söylemezsin? Biz afet bölgelerindeki kardeşlerimizin yaralarını sararken, onların derdiyle dertlenirken, bunlar kendi konforları için villalar yapma derdine düştüler. Ama hiç endişe etmeyin. Biz onların savurduğu paraları, İstanbul'un projelerinde kullanacağız. Onların siyasi kariyeri için ayırdıkları kaynakları biz İstanbul'a harcayacağız. İstanbul'un hakkını, İstanbul'a teslim edeceğiz. Bu millet kendini unutanlara, kaybolan yıllarının hesabını sandıkta soracak. Sandık milletin mahkemesidir. Sandık günü hesap günüdür. İşte o gün, 31 Mart'ta sandık gelecek, hesap kesilecek" diye konuştu.

Görüntü Dökümü:

------------------

-Mitingden görüntü

-Katılımcılardan görüntü

-Kurum konuşma görüntüsü

-Genel ve detaylar

==============================

3- CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN SANCAKTEPE'DE KONUŞTU

Mikail BIYIKLI- Ömer HASAR / İSTANBUL, (DHA)- CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan Sancaktepe'de düzenlenen mitingde konuştu. Erdoğan, "31 Mart'ta ilimizi ve ilçemizi yönetecek isimlerle beraber işte bu iki farklı anlayış arasında bir tercihte bulunacağız. Sandığa giderken elimizi kalbimizin üstüne koyacak; her şeyi akıl, vicdan terazimizde çok iyi tartacağız. Buna hazır mıyız? Kırgınlıkla ve öfkeyle değil sağduyuyla meseleye yaklaşacağız. Kullanacağımız oyun, gelecek 5 yılımızı doğrudan etkileyeceğini asla aklımızdan çıkarmayacağız. İstanbul'un bir 5 sene daha kaybetme lüksünün olmadığını hepimiz görüyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sancaktepe'de düzenlenen mitingde konuştu. Mitinge Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra AK Parti İstanbul Milletvekilleri, AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe Belediye Başkanı Şeyma Döğücü ve parti üyeleri katıldı. Mitingde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İhtiyaç sahiplerini daha fazla gözetmemiz, fakir fukarayı daha fazla kollamamız gereken mübarek günlerden geçiyoruz. Filistin'den Türkistan'a, Sudan'dan Yemen'e, Suriye ve Afganistan'a kadar dünyanın birçok yerinde kardeşlerimiz ciddi sıkıntılar çekiyor. İsrail'in hukuk tanımaz, kutsal bilmez, zalim hükümeti yaklaşık 6 aydır Gazze'deki kardeşlerimizi vahşice katlediyor. Kalpten yapılan duaların geri çevrilmediği bu müstesna zamanlarda ellerimiz semaya, Gazzelli mazlumlar için de açıyoruz. Dualarımızın yanı sıra, insani yardımlarımızla da Gazze'nin yanındayız. Şimdiye kadar toplam 40 bin tondan fazla yardım malzemesini uçaklar ve gemilerle bölgeye gönderdik. Dün de 8. yardım gemisini 3 bin ton tutarında 125 bin gıda kolisiyle Gazze'ye ulaştırılmak üzere Mısır'a sevk ettik. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin acil ateşkes kararından sonra İsrail üzerindeki baskının arttırılması için yoğun çaba harcıyoruz. Çocuk, kadın, bebek, yaşlı demeden soykırım uygulayan canilerin hukuk önünde hesap vermesi için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Birileri bilmese de hatta bildikleri halde siyasi rant için gerçekleri çarpıtsa da biz Filistin halkının ve devletinin dimdik yanında duruyoruz. Değerli kardeşlerim, buradan kalbi Gazzeli mazlumlar için samimiyetle çarpan kardeşlerime seslenmek istiyorum. Türkiye düşmanlarının tamamı yalan, tamamı düzmece propagandalarına bakıp da içinize şüphe düşürmeyin. İnsanımızın Gazze hassasiyetini istismar etme peşinde koşan fırsatçıların ahlaksız ve asılsız söylemlerine prim vermeyin. Türkiye tüm kurumlarıyla Filistin halkının yanındadır. Elimizin uzandığı, gücümüzün yettiği, imkanlarımızın elverdiği ne varsa, tek bir eksik bırakmadan hepsini yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz" dedi.

"FİLİSTİN DAVASINI KARARLILIKLA SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dün akşam AFAD Başkanımızla görüştüm. Ardından Kızılay Başkanımızla görüştüm ve yoğun bir şekilde bu yardımları ulaştırmanın gayreti içerisinde olduklarını kendilerinden öğrendim. Türkiye'nin gayretlerinin en yakın şahidi tüm gruplarıyla, tüm fertleriyle, Filistin halkıdır. Tayyip Erdoğan'ın her türlü bedeli göze alarak verdiği mücadelenin şahidi Gazzeli kardeşlerimizin bizatihi kendileridir. Şahsımızın yanı sıra Dışişleri Bakanımız, MİT Başkanımız, AFAD'ımız, Kızılay'ımız, vakıflarımız, hayırseverlerimiz Filistin ve Gazze için çalışıyor, didiniyor, mücadele ediyor. Türkiye, Suriye imtihanını, Somali imtihanını, Karabağ imtihanını nasıl alnının akıyla verdiyse Gazze imtihanını da vermenin gayretindedir. Allah'ın izniyle bunda da başarılı olacağız. Filistinliler, özgürlüklerine, işgal altındaki topraklarına ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız devletine kavuşuncaya kadar durmayacağız. Vatanlarını koruyan Gazzeli yiğitlere terörist iftirası atan İsrail aşıklarının değirmenlerine su taşıyanların bize edecek tek kelamları olamaz. Bize tehditle, baskıyla, geri adım attıracaklarını zanneden lobilere rağmen Filistin davasını kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

"ÜLKEMİZİN KALKINMA MÜCADELESİNİN ÖNÜNÜ HİÇBİR GÜÇ KESEMEZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kardeşlerim, geçtiğimiz sene 14-28 Mayıs seçimlerinden bir gün önce sizlerle kucaklaşmış, ahdimizi ve kavlimizi yenilemiştik. 13 Mayıs'taki mitingimizde Sancaktepe'nin desteğini beklediğimizi ifade etmiştik. Allah razı olsun, Sancaktepeli kardeşlerimiz bize verdikleri sözlerinde sadık kaldılar. Şimdi 31 Mart'ta bu sözü yenileyeceğimize eyvallah diyor muyuz? Pazar günü yeniden Sancaktepe diyor muyuz? Milletvekilliğinde yüzde 48'i bulan cumhurbaşkanlığında yüzde 50'yi aşan oy oranlarıyla Sancaktepe Cumhur İttifakı dedi. Geleceğinize, iradenize, demokrasimize sahip çıktığınız için sizleri tebrik ediyorum. Sordum bugün Sancaktepe'de katılım ne durumda? Aldığım cevap ne kadar? 25 bin. Bizi bağrınıza bastığınız için her birinize şükranlarımı sunuyorum. Sancaktepe bize böyle destek verdikçe Türkiye'nin şahlanışını kimse durduramaz. Sizler bizimle olduğunuz, bizimle yol yürüdüğünüz sürece ülkemizin kalkınma mücadelesinin önünü hiçbir güç kesemez. Rabbim, aramızdaki dayanışmayı daim eylesin. Şimdi önümüzde yine kritik bir seçim var. İnşallah pazar günü bir kez daha sandığa gideceğiz. Bu sefer şehrimize ve ilçemize hizmet edecek eser üretecek 7 gün 24 dört saat, bizim hizmetimizde olacak yerel yöneticileri belirleyeceğiz. Göreve gelince vaatlerini unutacak değil, verdiği sözü yerine getirecek belediye başkanlarını seçeceğiz. Önümüzdeki 5 yıl boyunca ilimizin ve ilçemizin hangi zihniyet tarafından yönetileceğinin kararını sandıkta vereceğiz" dedi.

"İSTANBUL'UN BİR 5 SENE DAHA KAYBETME LÜKSÜNÜN OLMADIĞINI HEPİMİZ GÖRÜYORUZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İşte sizler de görüyorsunuz. Bir tarafta eserleriyle, icraatlarıyla, projeleriyle konuşanlar var. Diğer tarafta; 5 yıl boyunca taş üstüne taş koymayanlar var. Bir tarafta hayalleri hedeflere, hedefleri gerçeklere dönüştürenler var. Diğer tarafta meydanlarda bolca vaat dağıtıp, göreve gelince hepsinin üstüne yatanlar var. Bir tarafta temiz, şeffaf ve dürüst siyasetin temsilcileri var. Diğer tarafta kaynağı karanlık, deste deste dolarlar, avrolarla para kulesi üretenler var. Bir tarafta vatandaşın her anında yanında olan gerçek belediyecilik var. Diğer tarafta algı belediyeciliği ile gözleri boyamaya çalışanlar var. Bir tarafta kibrini, egosunu, servetini büyütenler var. Neymiş? Tam gaz ileri, inanıyor musunuz? Tam gaz ileri değil, tam aksine tam gaz, geri. Diğer tarafta tevazuyla, milletine hizmetkar edenler var. Bir tarafta deprem ve trafik başta olmak üzere şehrin sorunlarına çözüm geliştirenler var. Diğer tarafta reklama verdiği önemin onda birini depreme vermeyenler var. Kardeşlerim karşımızdaki tablo bu kadar keskin bu kadar nettir. 31 Mart'ta ilimizi ve ilçemizi yönetecek isimlerle beraber, işte bu iki farklı anlayış arasında bir tercihte bulunacağız. Sandığa giderken elimizi kalbimizin üstüne koyacak, her şeyi akıl, vicdan terazimiz de çok iyi tartacağız. Buna hazır mıyız? Kırgınlıkla ve öfkeyle değil sağduyuyla meseleye yaklaşacağız. Kullanacağımız oyun, gelecek 5 yılımızı doğrudan etkileyeceğini asla aklımızdan çıkarmayacağız. İstanbul'un bir 5 sene daha kaybetme lüksünün olmadığını hepimiz görüyoruz. Ben Sancaktepe'nin tercihinin Cumhur İttifakı'nın gerçek belediyecilik vizyonundan yana olacağına inanıyorum. Sancaktepe'nin basiret ve ferasetle hareket ederek bir kez daha bizlere destek olmasını bekliyorum. Şimdi burada öyle güçlü bir ses verin ki tüm İstanbul'dan duyulsun. Hazır mıyız? Sancaktepe 31 Mart'ta Türkiye yüzyılı şehirleri için hazır mıyız? 31 Mart'ta Türkiye yüzyılı şehirleri için kararlı mıyız? 31 Mart'ta gerçek belediyeciliği ediyor muyuz? Bunun için seçim gününe kadar ana kademe kadın kolları, gençler, kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Hanımlar var mıyız? Gençler var mıyız?ö diye konuştu.

"TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK ŞEHİR HASTANELERİNDEN BİRİNİ SANCAKTEPE'YE İNŞA EDİYORUZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sancaktepe ile birlikte tüm İstanbul haritasını, Cumhur İttifakı'nın renkleriyle boyamaya var mıyız? Büyükşehirde Murat Kurum diyor muyuz? Sancaktepe'de bir kez daha Şeyma Döğücü diyor muyuz? İnanıyorum ki; Sancaktepe, metro kuyularını dolduranlara yürüyün demeyecek. Sancaktepeli kardeşlerim eser ve hizmet siyasetiyle yola devam diyecek. Sevgili Sancaktepeliler, çok değerli kardeşlerim, biz bu aziz şehrin emanetini ilk kez bundan 30 sene önce 1994 yılında devraldık. Büyükşehir belediye başkanı olarak 4.5 yıl boyunca şehrimize heyecanla hizmet ettik. Yılların ihmallerini giderdik. Dağ gibi birikmiş sorunlara çözüm bulduk. İstanbulluyu hasretini çektiği hizmetlerle tanıştırdık. İstanbul'u çöp, çukur, çamur belasından biz kurtardık. Şehrin kenar mahallelerinden başlayarak tüm hemşerilerimize, İstanbul'da yaşamanın eziyetini, çilesini, sıkıntısını değil, huzurunu, imtiyazını, mutluluğunu tattırdık. Kimseyi ayırmadık, ötekileştirmedik. Kimsenin siyasi tercihlerine bakmadık. Kimsenin hayat yaşayışına, inancına karışmadık. İstanbullu kardeşlerimin omuzlarımıza yüklediği ağır sorumluluğun hakkını layıkıyla vermeye çalıştık. Bu duruşumuzu, bu hassasiyeti başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı dönemimizde de itinayla sürdürdük, halen sürdürüyoruz. Ülkemizin son 21 yılı yatırımlar açısından, cumhuriyet tarihimizin altın devri olarak kayıtlara geçmiştir. Hak ve özgürlüklerden eğitime, sağlıktan, savunma sanayine ulaştırmadan ticarete, her alanda ülkemizi çok önemli başarılar yaşattık. Hangi şehrimize gitseniz eser ve hizmet siyasetimizin nişanelerine zaten şahitlik ediyorsunuz. Yollara, köprülere, hastanelere, okullara varıncaya kadar seksen bir vilayetimizin tamamı gerçekten büyük bir dönüşüme sahne oldu. İstanbul ise çok farklı bir seviyeyi yakaladı. Asrın projesi Marmara'yı kim yaptı? Avrasya'yı kim yaptı? Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü kim yaptı? Kuzey Marmara otoyolunu kim yaptı? Çamlıca Kulesi'nden hızlı tren ve metro hatlarına pek çok muazzam yatırımı şehrimize biz kazandırmadık mı? Şimdi hep beraber ellerimizi kaldıralım. Öyle haykıralım ki duymayan kalmasın. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet, bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. İnşallah 4 bin 100 yatak kapasitesiyle Türkiye'nin en büyük şehir hastanelerinden birini Sancaktepe'ye inşa ediyoruz. Profesör Doktor Feriha Öz Acil Durum Hastanesinin de entegre edilmesiyle şehir hastanemiz toplam 5 bin 108 yatakla büyük bir sağlık üssüne dönüşecek" ifadelerini kullandı.

"31 MART AKŞAMI TÜM İSTANBUL KAZANACAK"

AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum ise konuşmasında, "Hayallerimizi gerçekleştireceğimiz kutlu güne çok az zaman kaldı. 31 Mart akşamı o bayramı, o sevinci hep birlikte yaşayacağız. Hep birlikte kazanacağız. 31 Mart akşamı tüm İstanbul kazanacak. Hiç kimse kaybetmeyecek. Çünkü bizim bu şehre ilişkin hayallerimiz var. Biliyoruz ki ancak samimi hayaller ancak orada İstanbul'un geleceği adına tutan hayaller muradına kavuşur. Öyle bir İstanbul hayal ediyoruz ki hiçbir hanemizde deprem endişesi kalmasın. Bütün yuvalarımız İstanbul'umuzun bütün sokakları güvenli hale gelsin. Öyle bir İstanbul hayal ediyoruz ki trafik çile olmaktan çıksın. Öyle bir İstanbul hayal ediyoruz ki sokakları huzur ve güvenle dolsun. Gençlerimiz geleceğe umutla baksın. Kimsenin ama kimsenin kendini yalnız hissetmediği bir İstanbul olsun. Size söz veriyoruz biz İstanbul'umuzu asla ve asla kendi kaderine terk etmeyeceğiz. Milletimizin her anında hep yanında olacağız" şeklinde konuştu.

Görüntü dökümü

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması

Murat Kurum'un konuşması

Genel ve detay görüntüler

==============================

4- BAKAN KACIR VE TÜRKİYE'NİN İLK ASTRONOTU GEZERAVCI "GENÇLİK BULUŞMASI"NA KATILDI

Altan ÇİMEN - Özkan ÖZGER / İSTANBUL - (DHA) - SANAYİ ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve Türkiye'nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, İstanbul Üniversitesi'nde düzenlenen 'Gençlik Buluşması'na katıldı. Kacır, "Hedefimiz milli hibrit motorumuzla birlikte çalıştıracağımız yerli uzay aracımızı 380 bin kilometre ötedeki Ay'a eriştirmek. Milli Uzay Programı kapsamında bu projeyi de hep birlikte yapacağız. Hibrit roket motorlarında Türkiye, dünyada ilk 4 ülkeden biri. İnşallah bu projeyi gerçekleştirdiğimizde ise bu teknolojiyi uzayda gerçekleştiren, uzayda bu teknoloji tarihçe kazandıran ilk ülke olmayı başaracağız" dedi.

Kacır, İstanbul Üniversitesi'nin düzenlediği Gençlik Buluşması'na katıldı. Ord. Prof. Dr. Cemil Birsel Konferans salonunda gerçekleştirilen programda Bakan Kacır'a Türkiye'nin ilk astronotu Alper Gezeravcı eşlik etti. AK Parti İstanbul Milletvekili Hulki Cevizoğlu, İstanbul Üniversitesi Rektör vekili Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar ve çok sayıda öğrencinin yer aldığı etkinlikte Kacır konuşma yaptı.

"TÜRKİYE'NİN SİYASİ VE EKONOMİK İSTİKRARSIZLIKLARLA HEBA ETTİĞİ YILLAR OLDU"

2000'li yıllara kadar Türkiye'de yapılmaya çalışılan bilimsel çalışmaların engellendiğini, yapılamadığını ancak son 20 yılda savunma sanayisinde ve havacılık sektöründe çalışmaların hızla sürdürülebildiğini aktaran Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Bizim çocukların, bizim milletin evlatlarının, Türk milletinin öz evlatlarının başka milletlerden birilerinin hiçbir yanı yoktur. Yeter ki önlerindeki engelleri kaldıralım. Yeter ki yollarını açalım. İşte bu anlayışla savunma sanayinde ve havacılıkta bir yandan yeni başarı hikayelerini bu serüvene eklerken bir yandan da sanayinin tüm alanlarında benzer başarı hikayelerinin ortaya çıkması için çaba gösteriyoruz. Ve en önemli görevimizin, en önemli ödevimizin sizlerin Türk gençliğinin önünü açmak olduğunu düşünüyoruz. Böyle inanıyor, böyle çalışıyoruz. İşte uzay bilimi ve teknolojileri de Türk milleti için eşsiz fırsatlar barındıran bir alan. Biz bu alanda da aslında önemli mesafeler kat ettik. Aslında 80'li yıllarda Türkiye uydu geliştirme Faaliyetlerini başlatmak istemiştik. O dönemde TÜBİTAK Uzay Araştırmaları Enstitüsü, ODTÜ yerleşkesinde kurulmuş ve istenmişti ki Türkiye kendi uydularını, kendi mühendislerinin geliştirsin üretsin. Fakat maalesef 80'ler, 90'lar Türkiye'nin siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklarla heba ettiği yıllar oldu. Taki 2 binli yıllara gelene kadar. 2 binli yıllarda aynı sağlam irade, 'Kendi uydularımızı, kendimiz geliştireceğiz' dedi. Türkiye önce Bilsat görüntüleme uydusunu ortak üretim faaliyetine girdi. Sonra RASAT görüntüleme uydusunu yerli olarak üretti. Sonra Göktürk görüntüleri uydusun yerli olarak ürettik. Ve nihayetinde yaklaşık 600 kilometreden, metre altı çözünürlükle görüntü almamızı sağlayan elektro optik kamerası dahil İMECE uydusunu 2023'te, Cumhuriyetimizin 100'üncü yılında uzaya göndermeyi başardık. İMECE uydusunun tüm alt sistemlerini yerli ve milli imkanlarla geliştirdik. Ama durmadık, daha ileri hedefleri hayata geçirmek için gayretlerimizi sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı.

"1 TRİLYON DOLARA ERİŞMESİ BEKLENEN UZAY EKONOMİSİNDEN TÜRKİYE OLARAK PAY ALACAĞIZ"

Türksat 6A haberleşme uydusunun 8 Temmuz 2024 tarihinde uzaya gönderileceğinin altını çizen Bakan Kacır, "İlk milli haberleşme uydumuzu uzaya gönderecek ve böylelikle haberleşme uydularını kendi imkanlarıyla geliştirebilen, üretebilen 11 ülkeden biri olacak. Şüphesiz Türkiye için muazzam teknolojik birikim ve kazanımlar getirin arkadaşlar. Her bir proje, bizi daha sofistike bir sonraki proje için deneyimlendiriyor ve cesaretlendiriyor. Hedefimiz milli hibrit motorumuzla birlikte çalıştıracağımız yerli uzay aracımızı 380 bin kilometre ötedeki Ay'a eriştirmek. Milli Uzay Programı kapsamında bu projeyi de hep birlikte yapacağız. Hibrit roket motorlarında Türkiye, dünyada ilk 4 ülkeden biri. İnşallah bu projeyi gerçekleştirdiğimizde ise bu teknolojiyi uzayda gerçekleştiren, uzayda bu teknoloji tarihçe kazandıran ilk ülke olmayı başaracağız. Sonrasında yeni uzayda, artık her yıl binlerce uydunun gönderildiği uzayda, kendi özel araçlarımızla uyduları yörüngeler arasında transferlerini yapabilen bir ülke olacağız. Ve böylelikle hali hazırda yıllık 600 milyar dolara gelen, yakın zamanda 1 trilyon dolara erişmesi beklenen uzay ekonomisinden Türkiye olarak pay alacağız" diye konuştu.

"DÖNÜŞTE PARAŞÜT SİSTEMİYLE İLGİLİ BİR TEREDDÜT YAŞANDI"

Bakan Kacır'ın konuşmasının ardından sahneye çıkan Alper Gezeravcı, öğrencilere ile söyleşi gerçekleştirdi.

Alper Gezeravcı, Uluslararası Uzay İstasyonunda yaşadıklarını ve deneyimlerini öğrencilere anlattı. Öğrencilere dönüşte yaşanan gecikmenin nedenini açıklayan Gezeravcı, "Kapsülün içerisinde iniş esnasında, dönüşte paraşüt sistemiyle ilgili bir tereddüt yaşandı. Dolayısıyla o paraşüt sisteminin tekrar test edilmesi gerekiyordu. Bu testi de 24 saat içerisinde tamamladılar. Ve 19'u sabaha karşı artık fırlatma operasyonu için hazır hale geldikö dedi.

Görüntü Dökümü:

-----------------------

-Gençlik Buluşmasından genel ve detay görüntüler

-Sanayi ve Teknoloji Bakanı konuşması

-Alper Gezeravcı'nın sunumundan kesit

===============================

5- PARA SAYMA GÖRÜNTÜLERİ SORUŞTURMASINDA HÜSEYİN KÖKSAL'IN İFADESİ ORTAYA ÇIKTI

Sevda SARIKAYA-İSTANBUL (DHA) CHP İstanbul İl Başkanlığında çekildiği iddia edilerek sosyal medyada paylaşılan para sayma görüntüleri soruşturması sürüyor. Soruşturma kapsamında iş insanı Hüseyin Köksal, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosu'nca yürütülen soruşturma kapsamında ifade verdi. Köksal'ın ifadesine ilişkin yeni detaylar ortaya çıktı.

CHP İstanbul İl Başkanlığı'nda çekildiği iddia edilerek sosyal medyada paylaşılan para sayma görüntüleri soruşturması sürüyor. Soruşturma kapsamında, iş insanı Hüseyin Köksal Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda ifade verdi. Köksal'ın ifadesine ilişkin yeni detaylar ortaya çıktı.

"İDDİALAR GERÇEĞİ YANSITMIYOR İFTİRA"

İmamoğlu'na yakınlığıyla bilinen Hüseyin Köksal ifadesinde, "Dosya içerisinde tanık olarak ifadesi bulunan Hasan Hüseyin Şenyurt'un beyanı dışında görüntülerde ve diğer şüpheli ve tanık ifadelerinde ismim geçmemektedir. Bu nedenle ben de sadece Hasan Hüseyin Şenyurt'un beyanlarına ilişkin açıklamada bulunmak istiyorum. Benim buraya çağrılma sebebim dolandırıcılıktan, tecavüzden, kaçakçılıktan suç kaydı olantutuklanan Hasan Hüseyin Şenyurt isimli bir insanın iftiralarıdır. Üçüncü kuşak temsilcisi olduğum bir şirketin sahibiyim.Belirsiz birinin iftirasıyla şüpheli olarak ifade vemeyi doğru bulmuyorum. Hasan Hüseyin'in beyanında geçen aracımla ilgili iddialar kesinlikle gerçeğiyansıtmamaktadır. Ben iş hayatım boyunca ne başkasının parasını ne de kendi paramı nakit olarak taşımamış biriyim. Bunlar iftiradır. Cevap vermeyi dahi doğru bulmuyorum. Karsal Örme şirketinin şoförlerinden olan ve aynı zamanda benim aracımı zaman zaman kullanan Servet Yıldırım ile tanık Hasan Hüseyin Şenyurt arasındaki ilişki nedir, ne değildir, böyle bir kayıt var mıdır, birlikte mi hareket ederler bilemem" dedi.

"HERHANGİ BİR SİYASİ PARTİYE ÜYELİĞİM YOK"

Dosyada adı geçen kişilerden kimleri tanıyıp tanımadığını da belirten Köksal, "Hakkımda beyanlarda bulunan Hasan Hüseyin Şenyurt'u kesinlikle tanımam, görmüşlüğüm yoktur. Benim hakkımda neden böyle bir ifade verdiğini de bilmiyorum. Dosya içerisinde şüpheli ve tanık olarak bulunan kişilerden Tuncay Yılmaz arkadaşımdır. Onunla tanışmam 10-15 yıla dayanmaktadır. Fatih Keleş ile tanışıklığım çok daha eskilere dayanmaktadır. Benim aile şirketim ile Fatih Keleş'in aile şirketi aynı sanayi sitesinde bulunmakta. O nedenle çok eski tanırım. Çok sık görüşmem, ancak tanışıklığımız vardır. Yine Hasan Hüseyin Şenyurt'un ifadesinde geçen Serdal Taşkın'ı medya sektöründe bulunmamızdan dolayı tanırım. Kendisini 1-2 kere görmüşümdür.Fotoğraflardaki Murat Kapki ve Ferhat Kapki'yi arkadaşlarım olması nedeniyle tanırım. Üniversite yıllarına dayanan arkadaşlığımız sözkonusudur. Yine Ahmet Köksal benim amcamın oğlu olur. Kendisi Advertcity sirketinin ortaklarındandır.Ekrem İmamoğlu'nun danışmanı olan Murat Ongun'u genel olarak basından tanırım. Birkaç sefer de kendisiyle karşılaştığımız ve oturmuşluğumuz vardır. Emrah Bağdatlı da benim arkadaşımdır. Kendisini 20 yaşından beri tanırım. Bu isimler dışında dosyada yer alan bilirkişi görüntülerinde bulunan kişilerin hiçbirisini tanımıyorum. Hatta belediye başkanı olduğunu belirttiğiniz Muammer Keskin ve Ali Kılıç'ı da tanımam. Bu isimleri duymuşluğum bile yoktur. Benim herhangibir siyasi partiye üyeliğim yoktur." dedi.

"KAMPANYAYA BAĞIŞTA BİLE BULUNMADIM"

Köksal ifadesnin devamında, "Servet Yıldırım'ın benim aracımla Serdal Taşkın'dan aldığı paraları Tuncay Yılmaz ve Fatih Keleş'e taşıdığı iddiaları kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır. Ayrıca iddia edildiği gibi benim Advercity isimli şirkette resmi veya gayriresmi herhangibir ortaklığım veya hissem bulunmamaktadır. Soruşturmaya konu para görüntüleriyle hiçbir ilgim ve alakam yoktur. Ben o tarihte başlatılan kampanyaya bağışta dahi bulunmadım. Bu nedenle üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Hakkımda takipsizlik kararı verilmesini talep ediyorum" ifadelerini kullandı. Köksal ifadesinin ardından basın mensuplarının sorularına yanıt vermeden adliyeden ayrıldı.

Görüntü Dökümü

-----

- Köksal'ın adliyeden ayrılışı

- Genel ve detay görüntüler

==============================

6- GAYRETTEPE'DEKİ 'BİRİNCİ ŞUBE' BİNASI YIKILDI

İSTANBUL /(DHA) GAYRETTEPE'de bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğünün tarihi binalarından 'Birinci Şube' ismiyle anılan 10 katlı tarihi binanın büyük bölümü kentsel dönüşüm kapsamında yıkıldı. Bir döneme damgasını vuran, film çekimlerinin yapıldığı tarihi binanın son olarak küçük bir bölümü ayakta kaldı.Yıkım çalışmalarının Ramazan Bayramı sonrasında tamamlanması bekleniyor.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün Hasdal'a yapılması planlanan yeni yerleşkesiyle ilgili çalışmalar sürüyor. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün 'Birinci Şube' ismiyle bilinen Gayrettepe'deki 10 katlı hizmet binasının büyük bölümü yıkıldı. Yürütülen çalışmalar kapsamında, binanın eskidiği ve mukavemetinin kaybolduğu yönündeki raporların verilmesinin ardından polis birimleri binayı tahliye etmişti. 1980 darbesinde gözaltıların yaşandığı yer olarak bilinen siyasi şubenin olduğu bina Cüneyt Arkın'ın 'Komiser Kemal' filminin çekimlerine de ev sahipliği yapmıştı. (DHA)

Görüntü Dökümü

-----

- Yıkım çalışmaları

- Genel ve detay görüntüler

===========================

7-FATİH'TE 'DİYARBAKIRLI RAMAZAN HOCA'YI ÖLDÜREN ŞÜPHELİ İÇİN MÜEBBET HAPİS CEZASI İSTENDİ

Özden ATİK / İSTANBUL, (DHA)-FATİH'te, sosyal medyada 'Diyarbakırlı Ramazan Hoca' olarak tanınan Ramazan Pişkin'in işlettiği çay ocağında bıçaklanarak öldürülmesine ilişkin soruşturma tamamlandı. Savcılık, tutuklu şüpheli Erkan Baykut hakkında 'Kasten öldürme' suçundan müebbet hapis istemiyle dava açtı. Mahkeme, şüphelinin akıl sağlığının yerinde olup olmadığının araştırılmasına karar verdi.

Cerrahpaşa Mahallesi, Kocamustafapaşa Caddesi'nde 31 Ocak'ta meydana gelen olayda, sosyal medyada 'Diyarbakırlı Ramazan Hoca' olarak bilinen Ramazan Pişkin'in öldürülmesiyle ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 'Diyarbakırlı Ramazan Hoca'nın Yeri isimli iş yeri sahibi Ramazan Pişkin'in bıçakla yaralandığı ve hastaneye kaldırıldığı bilgisi edinilmesiyle soruşturmaya başlanıldığı anlatıldı. İddianamede, Ramazan Pişkin'in hastanede hayatını kaybettiği, olaya ilişkin görgü ifadesi sorulan İbrahim Baştürk elinde bıçak olan bir erkeği gördüğü, çay ocağını kontrol ettiğinde Ramazan Pişkin'in yaralanmış şekilde yerde gördüğüne dair ifadelerine yer verildi. Olaya ilişkin yapılan kamera araştırmasında, şüphelinin belediye otobüsüne bindiği, Beyoğlu Bahariye Caddesinde bulunan İplikçi otobüs durağında indiği, İstiklal Mahallesi, Hacı Hüsrev Caddesi' ne doğru hareket ettiğinin tespit edildiği kaydedildi. İstiklal Mahallesi, Sebilci Sokak 16 numarada tespit edilen şüpheli Erkan Baykut'un evin banyosunda saklanırken yakalandığı bilgilerine yer veridi.

ÖNCE TAŞ FIRLATMIŞ

İddianamede, şüpheli Baykut'un ifadesinde, maktul Ramazan Pişkin'i tanımadığını, Saboor Muradı ismiyle tanıdığı kişi zannettiğini, bu kişinin de uyuşturucu satan, cinsel istismarda bulunan biri olduğunu, kendisine uyuşturucu verdiklerini ve 2021 yılından beri kendisine büyü yapıldığını düşündüğünü iddia etti. Olaydan 2 ay kadar önce babasının iş yerine 5 dakika mesafede Ramazan Hoca' nın Yeri isimli iş yerinde Ramazan Pişkin'i gördüğünü söyleyen şüpheli Baykut, yanına gidip kendisiyle konuştuğunda kendisini ilk başta iyi bir hoca olarak gördüğünü, ancak sohbetin devamında bu şahsın aslında Saboor Muradı olduğunu anladığını, bunun üzerine Saboor Muradı'nın kendisine geçmişte verdiği zararları hatırladığını, olay günü önce taş fırlattığını, Pişkin'in üstüne gelmesiyle kendisine zarar verebileceği düşüncesiyle bıçak çekerek yaraladığını ve kaçtığını söylediği belirtildi.

İLK DURUŞMASI BELLİ OLDU

Olayda kullandığı bıçağı, 1 hafta kadar önce satın aldığını ileri süren Baykut' 2 Şubat 2024'te tutuklandı. Cinayet Büro Amirliği tarafından yapılan çalışmalarda

şüphelinin daha önce olay yerinde görülmediği belirlendi. Şüphelinin kullandığı tespit edilen birden fazla telefon numaralarının incelemesinde, HTS kayıtlarında olaya ilişkin şüpheli bir tespit yapılmadığı da iddianamede yer aldı. Ramazan Pişkin'in kardeşlerinin şikayetçi olarak yer aldığı iddianamede, şüpheli Erkan Baykut'un "Kasten öldürme" suçundan müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi. Tutuklu şüpheli, 27 Haziran'da İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkacak.

AKIL SAĞLIĞI ARAŞTIRILACAK

Öte yandan mahkeme, şüpheli Baykut'un suçu işlediği tarihte akıl sağlığının yerinde olup olmadığının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasına karar verdi. Mahkeme, şüphelinin daha önce de psikolojik tedavi alıp almadığının belirlenmesi için tüm tedavi evraklarının istenmesine karar verdi.

Görüntü (ARŞİV)

Olay yeri

Ramazan Pişkin'in videoları

Cenazenin Adli Tıp'tan alınması

Şüphelinni adliyeye sevki

=============================

8- BAHÇELİEVLER'DE ÖLDÜRDÜKLERİ KİŞİNİN CESEDİNİ VARİLE KOYUP ATEŞE VEREN ŞÜPHELİLER ADLİYEYE SEVK EDİLDİ

Ali AKSOYER / İSTANBUL, (DHA)- BAHÇELİEVLER'de öldürüldükten sonra varilin içine konarak ateşe verilmiş halde bulunan Mustafa Bayraktar cinayetiyle ilgili gözaltına alınan 22 yaşındaki Batın D., annesi Hasret D. ve Emircan K. adliyeye sevk edildi. Şüpheli Batın D.'nin iş yerinde bulunduğu sırada maktulün annesine sarkıntılık yaptığı için aralarında tartışma çıktığını, olayın bu nedenle meydana geldiğini söylediği öğrenildi.

Bahçelievler'de 27 Mart Çarşamba günü bir yangın ihbarı üzerine olay yerine giden ekipler, alevlerin sönmesinin ardından iş yerinde varil içine konmuş bir erkek cesedi ile karşılaşmıştı. Polis tarafından olayla ilgili başlatılan çalışmada üzerinden kimlik çıkmayan cesedin Mustafa Bayraktar'a ait olduğu tespit edilmişti. Cinayet Büro Amirliği ekipleri, olaydan kısa süre sonra, kaçan ve olayın meydana geldiği işletmenin sahibi olduğu belirlenen Batın D.'yi gözaltına almışlardı. Sürdürülen çalışmalar sonucunda Batın D.'nin annesi Hasret D. ve Emircan K. adlı 2 şüpheli de yakalanmıştı. Emniyetteki soruşturmasında cinayet işlediğini kabul eden Batın D., Mustafa Bayraktar'ı annesine sarkıntılık yaptığı için öldürdüğünü iddia etmişti. Olaydan sonra paniğe kapıldığını anlatan Batın D., cesedi yok etmek için önce varile koyduğunu ardından delilleri yok etmek için iş yerinde yangın çıkardığını söylediği öğrenildi.

Emniyetteki işlemleri tamamlanan Batın D., annesi Hasret D. ve Emirhan K. adliyeye sevk edildi.

Görüntü Dökümü:

------------------

-Şüphelilerin adliyeye sevki

-Ölen Mustafa Bayraktar'ın fotoğrafı

-Şüpheli Batın D.'nin fotoğrafı

(Arşiv)

-Sokaktan görüntü

-Polis ekiplerinden görüntü

-İş yerinden görüntü

-Olay yeri inceleme polisinden görüntü

-Sağlık ekiplerinden görüntü

-Polis ekiplerinin sokakta incelemesi

-Cenazenin araca yüklenmesi ve gidişi

-Genel ve yakın detaylar

===========================

9- MURAT KURUM: DEPREM BİR MİLLİ GÜVENLİK MESELESİDİR

İSTANBUL, (DHA)- AK Parti'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Murat Kurum Küçükçekmece'de düzenlenen "Caferiler ile Sahur Programı"na katıldı.Programda İstanbul'da depremle mücadele konusunda yapılması gerekenlere değinen Kurum, "İstiyoruz ki; bu acılar bir daha yaşanmasın. Yaşanmaması adına da çalışıp çabalayıp İstanbul'u depreme hazır hale getirmemiz lazım. Burada yapılması gereken tek şey, depremle mücadele etmektir. Gerçekten bir milli güvenlik meselesidir, gerçekten bir beka sorunudur. " dedi.

AK Parti'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Murat Kurum, Küçükçekmece'de düzenlenen "Caferiler ile Sahur Programı"na katıldı.Burada bir konuşma yapan Kurum, "Ben öncelikle Kadir Gecemizi tebrik ediyorum.Ramazanınınız tebrik ediyorum. Hep birlikte inşallah 31 Mart bayramına ardından da Ramazan Bayramı'na sevdiklerimizle kardeşlerimizle dostlarımızla erişmeyi Yüce Rabbim'den niyaz ediyorum" diyerek sözlerine başladı.

"İSTANBUL'U DEPREME HAZIR HALE GETİRMEMİZ LAZIM"

Kurum konuşmasında, "Biz de 90 gündür sahadayız. Aşkla, şevkle, büyük bir heyecanla İstanbulumuzu ayağa kaldırmak için çalışıyoruz. Bu aşkla, bu şuurla İstanbulumuza ilişkin yaşadığımız 5 yıllık fetret devrini bitirmek için sahalardayız. İstanbulumuz ve İstanbulumuza ilişkin hayallerimizi milletimizle paylaşıyor ve biliyoruz ki bu hayaller samimi duygularla muradına kavuşur. İstiyoruz ki İstanbul'da deprem çilesi olmasın.Biz bir deprem şehriyiz deprem şehrinde depremle mücadele ederek vatandaşınızın canını malını korursunuz. İstiyoruz ki; bu acılar bir daha yaşanmasın. Yaşanmaması adına da çalışıp çabalayıp İstanbul'u depreme hazır hale getirmemiz lazım. Burada yapılması gereken tek şey, depremle mücadele etmektir. Gerçekten bir milli güvenlik meselesidir, gerçekten bir beka sorunudur. Bu sorunu halletmek için de çalışmak gerekir, çabalamak gerekir. Milletiyle el ele verip nasıl asrın felaketinde tüm kardeşlerimiz Caferilerimiz orada 85 milyon kardeşimiz depremzede illerimiz için mücadele ettiyse, aynı anlayışla İstanbul'u da ayağa kaldırmak için mücadele etmek durumundayız" ifadelerini kullandı.

"BURADA MESELE İSTANBUL"

Kurum, "Göreve başladıktan 6 ay sonra Elazığ'da, Malatya'da depremde biz sokaktaydık, vatandaşımızla birlikteydik. Birileri o günlerde kayağa gittiğinde, biz Elazığ'ın, Malatya'nın konutlarını yapıyorduk. Ardından Kastamonu'da, Bartın'da, Rize'de seller oldu biz yine oradaydık. Milletimize bir söz verdik, hamdolsun o sözü tuttuk, o sözü gerçekleştirdik. En son asrın felaketinde de 6 Şubat'ta çok acı bir güne uyandık. 11 ilde hep beraber üzüldüğümüz, hep beraber ağladığımız ama o az önce anlattığım hayatın yeni resmini çizerek bir taraftan da mücadele verdik. Birileri o zaman ağız dolusu vaatler verdiler, 'Bu işleri yapamazsınız, bitiremezsiniz' dediler ama biz milletimizle el ele verdik. 3 ayda 180 bin konutun inşasını başlattık. Bir yıl geçti, oradaki afetzede kardeşlerimiz yeni evlerine kavuştu. Huzurla, güvenle şimdi yeni evlerinde yaşıyorlar.Sandığa gittiğimizde İstanbul'da deprem çilesi bitsin mi, trafikte yaşadığımız o sorun artık İstanbul'un gündeminden tamamen kalksın mı, bunun kararını vereceğiz. Burada mesele İstanbul, mesele İstanbul'un geleceği. Biz istiyoruz ki; İstanbul'da yaşayan her bir kardeşimiz huzur içerisinde, güven içerisinde yaşasın" dedi.

"BUGÜN BİR SÖZ VERİYORUM; BU SÖZ MURAT KURUM SÖZÜ"

Murat Kurum, " Biz ne İstanbulumuzu, ne de 81 ilimizi asla ve asla kaderine terk etmedik. Milletimizin her anında hep yanında olduk ve milletimize bir söz verdik. Dedik ki; 'Gazi Mustafa Kemal'in hayal ettiği o muasır medeniyetler seviyesine ülkemizi çıkarmak için gece gündüz çalışacağız.' dedik. 22 yıldır da bu sözleri tutmak için çalışıp, çabalıyoruz. Bu söz, açık söylüyorum 81 ile gitmiş, 550'yi aşkın ziyaret gerçekleştirmiş ve her afette milletin yanında olmuş, millete söz vermiş; 'bir yıl içerisinde sağlam, güvenlikli konutlarınızı yapacağız' deyip o konutları teslim etmiş, 5 yıllık süreçte 365 bin sosyal konutu başlatmış, İstanbul'da 173 bin kentsel dönüşüm projesini İstanbul'un 39 ilçesinde vatandaşlarımızın rızası çerçevesinde yürütmüş, 81 ile hizmeti olan, eseri olan bir kardeşiniz olarak ifade ediyorum. O yüzden bugün İstanbul'a bir söz veriyorum; bu söz Murat Kurum sözü, bu söz eser adamlarının sözü, bu söz sağlam adamların sözü. Biz hep sözlerimizi tutarak, eserlerimizle milletimizin karşısına çıktık. Bundan sonraki süreçte de biz hiçbir zaman algının, polemiklerin içerisinde olmayacağız. Dedikoduların tarafında olmayacağız. Hep iş yapan, eser yapan tarafta olacağız" şeklinde konuştu.

"İSTANBUL HİZMET BULSUN"

Kurum, " 31 Mart geldiğinde, bir tarafta 5 yıllık süreçte İstanbul'a unutanlar olacak, diğer tarafta 5 yıllık süreçte 81 ile gitmiş ve hizmet yapmış bu kardeşiniz olacak. Bir tarafta 230 km metro sözü verip 17,88 km metro yapanlar, bir tarafta da İstanbul'un trafik çilesini bitirecek bu kardeşiniz olacak. Bir tarafta İstanbul'un kaynaklarını israf edenler olacak, diğer tarafta İstanbul'un kaynakları 'Yetimin hakkıdır' diyerek kendi malı gibi orayı koruyacak, kollayacak olan bu kardeşiniz olacak." dedi. Kurum sözlerini "O yüzden 31 Mart'ta gelin gerçek belediyecilikten yana olun. 31 Mart'ta gelin hep birlikte İstanbul'un geleceğine sahip çıkalım. 31 Mart'ta gelin İstanbul'a huzuru mutluluğu güvenliği getirelim.Bunu Küçükçekmece'de Aziz başkanımla İstanbul'da da Büyükşehir Belediyesinde de bu kardeşinizle hep birlikte İstanbul'u düşmüş olduğu durumdan çıkaralım. Gelin İstanbul'a İstanbul'un geleceğine oy verelim. Şehrimize oy verelim ki İstanbul hizmet bulsun, huzur bulsun mutluluk bulsun" diyerek noktaladı.(DHA)

Görüntü Dökümü

-------

- Murat Kurum'un konuşması

- Genel ve detay görüntüler

==================================

10 - 15 TEMMUZ DEMOKRASİ OTOGARI'NDA SEÇİM HAREKETLİLİĞİ

Melihcan ÇALIŞKAN - Erdi DEMİR / İSTANBUL (DHA) 15 TEMMUZ Demokrasi Otogarı'nda 31 Mart Yerel Seçimleri'nde oy kullanmak için memleketlerine gidenlerin hareketliliği başladı. Tüm Otobüsçüler Federasyonu Başkanı Mustafa Yıldırım, "Geçmiş seçimlere kıyasla çok fazla hareket olmadığını görüyoruz ama yine de otobüsler doldu, ek seferler yapılmaya devam ediliyor. Şu anda otogarda hareket başlamış durumda, bu dünden başladı yarın da devam edecek. Kısa mesafelerde Pazar günü de bir hareket olacak. Seçimle ilgili, ilave seferler yapılmaya devam ediliyor" dedi. Yıldırım otobüs bileti fiyatlarıyla ilgili, "Geçtiğimiz hafta, öncesi ve Ramazan içerisinde, yüz de 50'ye yakın indirim yapanlar vardı. Normal fiyata geri döndüklerinde, yüzde 100 gibi görünüyor ama öyle bir zam yok. Ancak, bayram süresi içinde yüzde 20 ila 30 arasında bir zam var. Çünkü, akaryakıt ve maliyet durmadan artıyor" diye konuştu.

Mahalli İdareler Seçimleri öncesinde, memleketlerinde oy kullanacak vatandaşların Bayrampaşa 15 Temmuz Demokrasi Otogarı'ndaki hareketliliği başladı. Şehirlerarası otobüs seferlerinde oluşabilecek yoğunluğun önüne geçilebilmesi için birçok firmanın sefer sayılarını artırdığı öğrenildi. Ramazan bayramının da yaklaşması sebebiyle bazı yolcular, tatili de memleketlerinde geçireceklerini aktardı. Tüm Otobüsçüler Federasyonu Başkanı Mustafa Yıldırım, yoğunluk ve yolcu doluluk oranlarını değerlendirdi, bilet fiyatları hakkında bilgi verdi.

"BU HAFTASONU HAREKET VAR"

Mustafa Yıldırım, "Seçimin hemen arkasından biliyorsunuz bayram var, ikiye bölünmüş durumda. Tabi geçmiş seçimlere kıyasla çok fazla hareket olmadığını görüyoruz ama yine de otobüsler doldu, ek seferler yapılmaya devam ediliyor. Bugün ve yarın devam edecek, büyük bir hareket var bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Tabi önümüzdeki hafta bayram olması da biraz yolcuyu bölüyor. Belki bugünden gidenler bayramı da memleketlerinde geçirecekler, insanlar ağırlıkla memleketlerine gidiyor, gitmişken de bayram tatilini orada yapacaklar. Bu hafta sonu böyle bir hareket var. Önümüzdeki hafta ayın 4-5-6'sı gidişlerde büyük bir yoğunluk ve çok ek sefer yapılıyor, devam ediyor. Ulaştırma Bakanlığı bayram süresince turizm araçlarının da şehirlerarası tarifeli seferlerde kullanılması için geçici bir düzenleme yaptı. Turizm araçları da ek seferlerde kullanılabilecek. Çok rahat söyleyebiliriz, şu anda otogarda hareket başlamış durumda, bu dünden başladı, yarın da devam edecek. Kısa mesafelerde Pazar günü de bir hareket olacak. Esas hareket bayramda olacak gibi duruyor. Daha çok doğu bölgelerine, Anadolu'ya, Karadeniz'e büyük bir hareket var seçimle ilgili" diye konuştu.

"UÇAK FİYATINA EŞDEĞER DURUMDA"

Yıldırım, "Şu anda seçimle ilgili biletler, ilave seferler yapılmaya devam ediliyor. Firmalarla da görüşüyoruz, talep var. Fakat, dediğim gibi geçmiş seçimlerle, genel seçimle mukayese edildiğinde öyle büyük hareket olmadığını söylüyor arkadaşlarımız. Tabi fiyatlar da çok belirleyici, akaryakıt fiyatlarındaki artışlar, maliyetler. İstanbul'dan Trabzon şu anda 1300-1400 lira, uçak fiyatına eşdeğer durumda. Ulaştırma Bakanlığı'na bizler 4 ayda bir fiyat onaylatıyoruz, daha doğrusu uygulayacağımız fiyatları bildiriyoruz" dedi.

"BAYRAM SÜRESİ İÇİNDE YÜZDE 20 YÜZDE 30 ZAM VAR"

Yıldırım, "Ulaştırma Bakanlığı 4 ay süreyle bu fiyatlarımızı yüzde 30 indirim yapma hakkıyla alıyor. Firmalarımız yüzde 30'un üzerinde indirim yapıyorlardı, geçtiğimiz hafta, daha öncesi ve Ramazan içerisinde, yüz de 50'ye yakın indirim yapanlar vardı. Normal fiyata geri döndüklerinde yüzde 100 gibi görünüyor ama öyle bir zam yok. Ancak, bayram süresi içinde yüzde 20 ila 30 arasında bir zam var. Çünkü, akaryakıt ve maliyet durmadan artıyor" ifadelerini kullandı.

"OYUMU KULLANIP 10 GÜN SONRA DÖNECEĞİM"

Oy kullanmak için memleketine gideceğini belirten Haydar Yelim, "Benim için çok önemli, bu millet güzel ve vefalı bir millettir. Vatandaş olarak, demokrasi olsun, güzellik, kardeşlik olsun diyorum. Oy vermeye Bursa'ya gideceğim. Oyumu kullanıp 10 gün sonra da döneceğim" dedi.

"HERKES SEÇME VE SEÇİLME HAKKINA KATILMALI"

Yolcu Kerime Yavaş, "Oy kullanmak için Tekirdağ Şarköy'e gidiyorum. Mutlaka herkes seçme ve seçilme hakkına katılmalı bence, bir oy bir oydur ve önemli" dedi. Kırklareli'ne giden Lale Güldal, "Lüleburgaz'lıyım, milletimize ve halkımıza hayırlı olsun. Ben orada yaşıyorum, oraya da gidiyorum ve oyumu kullanacağım" dedi.

Görüntü Dökümü:

- Otogardan detay görüntüler

- Mustafa Yıldırım ile röportaj

- Haydar Yelim-Kerime Yavaş-Lale Güldal ile röportaj

- Genel ve detay görüntüler

================================

11- THY'NİN YENİ MARKASI AJET İLK UÇUŞUNU YAPTI

Cemil ÖZDEMİR/İSTANBUL (DHA) Türk Hava Yolları'nın yeni markası olan ve 104 uçakla kurulan AJet özel bir uçuşla Ankara'dan İstanbul'a ilk seferini yaptı. Uçuş öncesi düzenlenen tanıtım programında konuşan Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat " AJet'imiz 2024 yılında 104 uçakla ve 24 milyon yolcuyla bütçelenerek operasyonlarına başlıyor. 1.8 milyar dolar gelirimiz olacak. 2028 yılında ise uçak sayımızı 200'e çıkarmaya çalışacağız. Gelirimiz de 4.1 milyar dolar olacak. Bugün 'Yeniden merhaba Ankara' derken Ajet'in, hem Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan hem de Ankara'dan ülkemizi dünyaya açan kapıları olacak" dedi.

Türk Hava Yollarının (THY) markası AnadoluJet, THY'nin iştiraki olarak kurulan AJet Hava Taşımacılığı Anonim Şirketi adı altında 104 uçakla operasyonlarına başlıyor. AJet, dün saat 22.00'da VF2025 sefer sayılı Airbus A321 Neo tipi uçakla düzenlenen özel bir uçuşla Ankara Esenboğa Havalimanı'ndan havalanarak İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı'na iniş yaptı. Uçuşun ardından kurdele kesildi. AJet'in tanıtım uçuşu öncesi Ankara'da bir otelde iftar programı düzenlendi. Programa Ankara Valisi Vasip Şahin, Türk Havayolları Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat, Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Fatmanur Altun, AJet Genel Müdürü Kerem Sarp, Ankara Ticaret Odası Başkanvekili Halil İbrahim Yılmaz ve çok sayıda davetli katıldı.

"ANKARA'YA GELECEK TURİST SAYISINI 5 MİLYON HEDEFLİYORUZ"

Programda konuşan Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Bolat "Anadolujet'te Ankara'yı yurdun çeşitli yerlerine bağlıyordu. Peki şimdi ne değişiyor ? Ajet'imiz 2024 yılında 104 uçakla ve 24 milyon yolcuyla bütçeleyerek başlıyor. 1.8 milyar dolar gelirimiz olacak. 2028 yılında ise uçak sayısını 200'e çıkarmaya çalışacağız. Gelirimiz de 4.1 milyar dolar olacak. Bugün 'Yeniden merhaba Ankara' derken, AJet'in hem Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan hem de Ankara'dan ülkemizi dünyaya açan kapıları olacak. Ankara'yı 2024 yılı yaz tarifemizde 22 ülke 31 şehir ve haftalık 137 frekansta Avrupa'ya Ortadoğu'ya ve ön Asya'ya bağlıyoruz. 2028 yılında ise bu sayı 34 ülke 50 şehir ve 300 frekans olacak. Tabii Türk Hava Yolları'nda da daha önce koyduğumuz 10 yıllık hedeflere 5 yılda ulaştığımız çok oldu. Burada da ümit ediyoruz ki 2028 hedeflerimize daha kısa zamanda ulaşabiliriz. Bunun için de güçlü bir ekosistem kurmamız gerekiyor. Bugün Hizmet İhracatı Birliği'nin Yönetim Kurulu Üyeleri aramızda, onlarla beraber ülkemizi dünyaya Ankara'yı dünyaya nasıl bağlayabiliriz bunu konuşacağız. Ülkemizde kültürel miras olarak UNESCO listesinde olan 21 tarihi alanımız var. Almanya'da bu sayı 50'nin üzerinde. Fransa'da da 50'nin üzerinde Amerika'da 30'un üzerinde. Ama geçici miras listesinde olan 90'dan fazla yerimiz var. Ankara'yı baz aldığımızda 2 tane UNESCO miras listesinde yer var. AJet olarak biz Ankara'da güçlü bir ekosistem kurarak 5 yıl sonra Ankara'ya gelecek turist sayısını 5 milyon hedefliyoruz. Bunun için otelcilerle tur operastörleri ve acentalarla birlikte çalışacağız" dedi.

"3'ÜNCÜ ORTAĞIMIZ DA DİZİ FİLM SEKTÖRÜ OLACAK"

Bolat "AJet olarak çeşitli paketler getirerek Ankara'ya yurt dışından gelecek kişiler aileleriyle geldiklerinde özel paketler sunacağız. İstanbul'a geçen sene 20 milyonun üzerinde turist geldi. Ankara'da da bu rakama ulaşabileceğimize inanıyoruz. Yurt dışından Türkiye'ye 310 bin öğrenci geliyor. Ankara'ya düşen belli bir pay var. Bu öğrencilerin aileleriyle ilgili programlar yapacağız. Yani biz Ankara'ya 2028 yılında 5 milyon turist ve 5 milyar dolar gelir getirmek üzere programlar yapacağız. İstanbul'un önemli turizm noktalarından biri Kız Kulesi. 3 otobüs dolusu Meksika'lı turist Üsküdar'da Kız Kulesi'nin karşısında iniyor. Birer simit ve çay veriyorlar ellerine, bunları yerken Kız Kulesi'ni seyrediyorlar. Bu ritüel nasıl doğmuş? Türk dizilerinde böyle bir sahne geçiyor ve o sahneden dolayı Meksika'dan gelen turistler bunu yapıyorlar. 450 milyon Güney Amerika'lı bugün Türk dizileri seyrediyor. EBO kanalının en çok izlenen 10 programının 9 tanesi Türk dizisi. El Clasico maçı oynanıyor bizim diziler 1 numarada El Clacico 3 numarada. Bizim 3'üncü ortağımız da dizi film sektörü olacak. Buradaki arkadaşlarla beraber Youtuber'larla çalışarak Ankara'yı dünyaya tanıtacağız. Ankara'nın dünyaya tanıtılmasına katkıda bulunacağız" diye konuştu.

"31 MART'TA OPERASYONLARINA BAŞLAYACAK"

AnadoluJet'in olan izinlerin çoğunu aldık. 30 Mart'ı 31'e bağlayan gece artık tamamen Ajet operasyonu olarak şirketimiz operasyonlarına başlayacak şuan da 7'nci uçağımızda kendi mülkiyetine geçiyor. Yeni nesil gelen kiraladığımız uçakların hepsi Ajet boyalı olarak gelecek.

MÜŞTERİ ODAKLI MARKA

AJet Genel Müdürü Kerem Sarp ise AJet'in sadece ismini değiştirmekle kalmadığını aynı zamanda THY'nin güçlü mirası üzerine inşa edilen, kendi yolunu çizen yenilikçi ve müşteri odaklı bir marka olarak havacılık sektöründe önemli bir oyuncu olarak yoluna devam edeceğini söyledi.

"GÖBEK ADI ANKARAJET OLSUN"

Tanıtım programında kutlama pastası kesildiği sırada Ankara Valisi Vasip Şahin " AJet'in yanına bir de göbek adı koyalım o da AnkaraJet olsun. İnşallah Ankara'ya katkıda bulunacaktır. Hayırlı olsun" dedi.

Görüntü Dökümü:

------------

İftar programından genel görüntü

Ahmet Bolat'ın konuşması

Vasip Şahin'in pasta keserken yaptığı konuşma

AJet'in önünde kurdele kesilmesi

Uçaktan görüntüler

Genel ve detaylar

================================

12- ŞİDDETİN DELİLİ SES KAYITLARI OLDU

-Öldürülen anne kocasının çocuğuna uyguladığı şiddetin ses kaydına almış

Özden ATİK / İSTANBUL, (DHA) Bayrampaşa'da 15 yıldır evli olduğu 34 yaşındaki eşi Meryem Çap'ı silahla 5 kez kurşunlayarak öldürdükten sonra kaçan ve daha sonra yakalanarak tutuklanan Şeyhmus Çap hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açıldı. İddianamede, baba Şeyhmus Çap oğlu Y.Ç.'nin dilini ve elini yakarken uyguladığı şiddetin öldürülen anne Meryem Çap tarafından ses kaydına aldığı ortaya çıktı. Bu ses kayıtları dava dosyasına delil oldu.

Ailesinin rızası olmamasına rağmen Meyrem Çap eşi Şeyhmus Çap ile 2008'de evlendi. Bu evliliklerinden 2011 ylında bir oğulları oldu. Severek başlayan evlilik, zamanla şiddetli geçimsizliğe döndü. Meryem Çap kocasından fiziksel ve psikolojik şiddet gördü. İddiaya göre, kocası Meryem'i satırla sokakta kovaladı, defalarca boğmaya teşebbüs etti. Şeyhmus Çap çocuğuna da aynı şekilde şiddet uyguladı. Şeyhmus Çap'ın çocuğuna uyguladığı şiddeti Meryem ses kaydına aldı. Meryem Çap çaresizlikten kadın sığınma evine de müracaat etti, iki kez de boşanma davası açtı. Ailesine sığınan Meryem bir süre sonra aldığı tehditler sebebiyle tekrar evine döndü.

CİNAYET İHBARLA ORTAYA ÇIKTI

Cinayet ise 22 Ağustos 2023 tarihinde Kartaltepe Mahallesi, Ankara Caddesi üzerinde bulunan bir ikamette silah sıkıldığı ve bir çocuğun pencerede ağlarken görüldüğü ihbarıyla ortaya çıktı. Olay yerine giden polis, Meryem Çap'ı duvara dayalı halde yaralı olarak buldu. Meryem Çap kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Polis yaptığı araştırmada, Meryem Çap ile Şeyhmus Çap arasında bilinmeyen bir nedenden dolayı yaşanan tartışma sonrasında Şeyhmus Çap'ın silahla eşini 5 kez kurşunlayarak yaralayıp olay yerinden kaçtığını tespit etti. Şeyhmus Çap 25 Ağustos'ta Esenler'de yakalandı, daha sonra da tutuklandı.

MERYEM'İN ALDIĞI SES KAYITLARI DELİL OLDU

İstanbul Cumhuriyet Savcılığınca hazırlanan iddianameye göre, müşteki avukatları Hüseyin Ersöz ve Buse Şahin tarafından Meryem Çap'ın çocuğunun uğradığı şiddeti kaydettiği ses kayıtları dosyaya delil olarak sunuldu. Bu kayıtlarda Şeyhmus Çap'ın oğlunun dilini ve elini yaktığı ortaya çıktı. Jandarma Kriminal Laboratuar Müdürlüğünce hazırlanan rapordaki yer alan ses kayıt dökümleri iddianamede yer aldı. Ses kayıtlarında şüphelinin çocuğuna dilini çıkarmasını söyledikten sonra çocuğun ağlama sesleri duyuluyor. Ayrıca çocuğundan elini uzatmasını da istediği ve "Ateşte elini tutabileceğin kadar yalan konuşabilirsin" diyerek çocuğunun eline yaktığı anlaşılıyor. İddianamede, Meryem Çap olay öncesinde şüpheli hakkında tehdit, hakaret ve yaralama şikayetleri ve uzaklaştırma kararları da bulunduğu, olay tarihinde şüpheli hakkında aktif herhangi bir tedbir kararının bulunmadığına yer verildi.

ÇOCUĞUN İFADESİNE YER VERİLDİ

İddianamede, şu anda 13 yaşında olan Y.Ç'nin tanık olarak alınan ifadesi de yer aldı. Y.Ç. olay günü kendi odasında bulunduğu esnada anne ve babasının bağırma seslerini duyduğunu, kısa süre sonra da silah sesleri duyduğunu, odadan çıktığında babasını elinde sigara ve tabanca ile gördüğünü söyledi. Babasının kendisini görünce silahı ve telefonu bırakıp evden koşarak ayrıldığını söyleyen Y.Ç, odasının kapısını alttan ve üstten kilitleyip ambulansı aradığını fakat telefondakilerin kendisini ciddiye almadığını, bunun üzerine karşı komşuya geçtiğini ve onların olayı ambulansa ve polise haber verdiklerini anlattı. Y.Ç. ifadesinde babasından defalarca şiddet gördüğünü belirtti.

PİŞMAN OLDUĞUNU SÖYLEDİ

Şüpheli Şeyhmus Çap ise eşinin kendisinden ayrılmak istediğini, "Seni istemiyorum senden ayrılmam için bir başkasıyla ilişkim olduğunu söylemem mi gerekiyor bıktım senden" demesiyle kendisini kaybettiğini, önce yere doğru bir iki el ateş ettiğini, sonrasını ise hatırlamadığını, eşinin öldüğünü, olaydan dolayı çok pişman olduğunu söylediğine yer verildi.

İLK DURUŞMA 3 NİSAN'DA

İddianamede, şüpheli Şeyhmus Çap hakkında "Eşine karşı kasten öldürme" ve "Ruhsatsız silah bulundurma" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 1 yıldan 3 yıla kadar hapis istendi. İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen davanın ilk duruşması, 3 Nisan tarihinde görülecek.

Görüntü Dökümü:

----------

Bilgi notu: Çocuğa uygulanan şiddetin ses kaydı bulunuyor.

Meryem Çap, Yusuf Çap, Şeyhmus Çap

İlginizi Çekebilecek Diğer Haberler

Sıradaki Haber