Geri Dön
Eğitim YÖK Başkanı Özvar: Kendi dilini kullanmayan üniversitelerin dünyaya söz söyleme imkanı olmayacak

YÖK Başkanı Özvar: Kendi dilini kullanmayan üniversitelerin dünyaya söz söyleme imkanı olmayacak

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, "Türkiye orijinli makale sayısının gün geçtikçe artıyor olması fevkalade önemli olmakla birlikte; Türkiye'deki üniversitelerin kendi dilimizde yayın yapmaları da en az uluslararası yayın dilinde yapılan makaleler kadar önemlidir. Kendi dilini işlemeyen, zenginleştiremeyen, bilimsel bir yayın aracı olarak kullanmayan üniversitelerin uzun vadede dünyaya bir söz söyleme imkanı olmayacaktır" dedi.

YÖK Başkanı Özvar: Kendi dilini kullanmayan üniversitelerin dünyaya söz söyleme imkanı olmayacak

YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Ankara'da kurul binasında düzenlenen 'Üniversite Dergileri: Sorunlar ve Çözüm Önerileri Çalıştayı 2022' programına katıldı. Çalıştayda konuşan Prof. Dr. Özvar, üniversitelerin temel amacının yalnızca bilimsel araştırmalar yapmak olmadığını, aynı zamanda bu araştırmaların tüm bilim dünyası ve kamuoyu ile paylaşılması gerektiğini söyledi. Akademik yayıncılığın dünyada büyük bir ticari faaliyet alanı olduğunu ve yıllık 20 milyar doları aşan bir ciroya sahip olduğunu kaydeden Prof. Dr. Özvar, "Bir yanda akademisyenler üzerinde 'yayın yap veya yok ol' şeklinde bir yayın baskısı, öte yandan akademisyenlerin emeğine dayalı devasa bir sektör söz konusudur. Dünyadaki akademik yayıncılığın mevcut durumuna ilişkin ciddi eleştiriler var olup, muhtelif kurum ve kuruluşlar alternatif arayışları desteklemektedir. Bununla birlikte yüksek bütçeli yayınevlerininin ticari amaçla yürüttüğü platformlara sahip dergiler, bilimsel makalelere halen baskın bir şekilde ev sahipliği yapmaktadır" dedi.

'ELEKTRONİK YAYINCILIĞA GEÇİLMİŞ OLMASI ÖNEMLİ'

Küresel ölçekli yayınevlerine ait dergiler ile üniversite dergilerinin rekabet etmesinin güç göründüğünü ancak üniversite dergilerinin birçok avantajı bulunduğunu kaydeden Özvar, "Bu avantajların başında, TÜBİTAK'ın 'DergiPark' gibi öncü ve kolaylaştırıcı projeleri sayesinde üniversite dergilerinin tamamına yakınının erişime açık olması, ticari kar amacı gütmemesi ve genç akademisyen nüfusumuzla daha dinamik bir makale işletim süreci işletebilme potansiyeline sahip olması gelmektedir. Arşivleme, koruma, bilgi erişimi ve maliyet sorunları sebebiyle basılı yayıncılığın yerini giderek dijital yayıncılık alırken, üniversite dergilerinin pek çoğunun elektronik yayıncılığa geçmiş olması önemli bir durumdur" diye konuştu.

'YAPTIRIMLARI OLACAKTIR'

Dergilerin en fazla dikkat etmesi gereken konulardan bir tanesinin de intihal olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Özvar, "Son zamanlarda benzerlik oranını belirleyen yazılımların kullanımı artmıştır. Benzerlik programında olumsuz bir bulgunun çıkmaması, tabii ki söz konusu eserde intihal olmadığı anlamına gelmemektedir. Söz gelimi, başka bir dilde yazılan eserin çevrilerek oluşturulmasıyla yazılmış bir makale adayının, bu tür benzerlik yazılımlarında belirlenememesi mümkün olabilmektedir. Bu tür bilimsel etiğe aykırı bir durumun, yazılım olmadan tespit edilmesi hiç de kolay olmadığı gibi bu durum ancak o konuda uzman hakemlerin makaleye atanmaları sayesinde tespit edilebilir. Dolayısıyla bilim topluluğunun bir üyesi ve meslektaş olarak her bir bilim insanı, bilimin saygınlığını muhafaza edecek bir davranış içerisinde olmalı ve iyi tanımlı süreçleri işletmelidir. Yükseköğretim Kurulu başkanı olarak üniversite dergilerinden öncelikli beklentim; akademik yayın süreçlerinde örnek davranışlar sergilemeleridir. Akademik süreçlere uygun olmayan davranışlar gösteren üniversite dergilerinin tespit edilmesi durumunda yaptırımların olacağının da bilinmesini isterim" ifadelerini kullandı.

Üniversite dergilerinden uluslararası mecralarda daha görünür olmasını beklediğini söyleyen  Prof. Dr. Özvar, "Üniversite dergilerinin bu amaçla ilk etapta hak ettiği yere ulaşmaları ve uluslararası endekslerde yer almaları oldukça mühimdir. SCI, SSCI, Scopus gibi önde gelen endekslerde yer alıp almamaları, bilimsel dergilerin niteliğinin uluslararası düzeyde önemli ölçütleri olarak görülmektedir. Şunu da söylemek gerekir ki, yayın ve atıf sayıları, yayının yer aldığı derginin tarandığı endeksler, yayının kalitesinin önünde asla tutulmamalıdır" dedi.

'TÜRKİYE, DOKÜMAN SAYISINI EN FAZLA ARTIRAN ÜLKELERİN BAŞINDA'

Hakemli bilimsel dergilerde yayımlanmış çalışmaların özetlerini ve atıf sayılarını gösteren veri tabanı 'Scopus'u da bu konuda kaynak gösteren Prof. Dr. Özvar, "Scopus verilerine göre; 2021 yılında dünyadaki toplam doküman sayısı 5 milyona yaklaşmış iken, Türkiye adresli araştırmacılara ait doküman sayısı 67 bin 150'dir. Türkiye 2021 yılında bir önceki yıla göre doküman sayısını en fazla artıran ülkelerin başında gelirken dünya sıralamasını ise bir sıra artırarak 17'nci olmuştur. Öte yandan, Scopus'ta taranan Türkiye adresli 232 dergi bulunmaktadır. Dergi sayısı bakımından Türkiye, dünyada ülkeler arasında 18'inci sırada yer almaktadır. Scopus'ta taranan bu dergilerde 14 bin 433 bilimsel doküman yayımlanmıştır. Dergi sıralamalarına bakıldığında ise ilk 5 bin içinde sadece bir üniversite dergisi yer almaktadır" diye konuştu.

Prof. Dr. Özvar, üniversitelerin Türkçe yayınlar üretmesinin de en az uluslararası dillerde yayın üretmeleri kadar önemli olduğuna dikkat çekerek, "Uluslararası standartlara uygun olarak, uluslararası endekslerde taranan dergilerimizin sayısının artması, Türkiye orijinli makale sayısının gün geçtikçe artıyor olması fevkalade önemli olmakla birlikte; Türkiye'deki üniversitelerin kendi dilimizde yayın yapmaları da en az uluslararası yayın dilinde yapılan makaleler kadar önemlidir. Kendi dilini işlemeyen, zenginleştiremeyen, bilimsel bir yayın aracı olarak kullanmayan üniversitelerin uzun vadede dünyaya bir söz söyleme imkanı olmayacaktır. Bunu da hesaba katarak, bu hususta katkılarınızı bekliyorum" ifadelerini kullandı.