Geri Dön
Gündem DİAYDER davasında savcı 16 sanık hakkında 15'er yıla kadar hapis istedi

DİAYDER davasında savcı 16 sanık hakkında 15'er yıla kadar hapis istedi

TERÖR Örgütü PKK/KCK'nın hedefleri doğrultusunda faaliyet yürüttüğü iddiasıyla yargılanan Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) yöneticilerinin aralarında bulunduğu 23 sanığın yargılandığı davada savcı mütalaasını açıkladı. Savcı,16 sanık hakkında, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7'şer yıl 6'şar aydan 15'er yıla kadar hapis cezası istedi. 5 sanık hakkında ise, "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etme" suçundan 5'er yıla kadar hapis cezası talep edildi. Mahkeme heyeti mütalaaya karşı savunmaların hazırlanması için duruşmayı erteledi.

DİAYDER davasında savcı 16 sanık hakkında 15'er yıla kadar hapis istedi

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya bazı tutuksuz sanıklar katıldı. Taraf avukatları da duruşma salonunda hazır bulundu. 

SİVİL TOPLUM GÖRÜNÜMÜYLE ŞEHİR MERKEZLERİNDE SEMPATİZAN KİTLESİ OLUŞTURMAYA ÇALIŞMIŞLAR 

Duruşmada savcı mütalaasını açıkladı. Mütalaada, BDP heyetinin terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ı 2013'te ziyaretinin ardından diyanet haricinde alternatif dini yapılanma çağrısında bulunduğunu, DİAYDER'in de bu çağrıyı dikkate alarak dernek içerisinde faaliyet gösteren ve Mele olarak adlandırılan gayri resmi din adamları aracılığıyla örgüt tarafından yapılan açıklamaları gerçekleştirmeye başladığı anlatıldı. DİAYDER'in yönetici ile üyelerinin, sivil toplum kuruluşu görünümüyle, örgüt sempatizanlarının örgüte bağlılığını arttırmak ve şehir merkezlerinde sempatizan kitlesi oluşturmaya çalıştıklarının tespit edildiğine yer verilerek yine örgütün din karşıtı ideolojisini sempatizanlara empoze etmeye çalıştığı ifade edildi. 

GİZLİ TANIK İFADESİNE YER VERİLDİ 

Mütalaada, soruşturma aşamasında 'padişah' kod adıyla ifade veren gizli tanığın DİAYDER'in terör örgütü PKK/KCK tarafından kurulduğunu, derneğin görevlerinin örgüt mensuplarının cenaze namazlarını kıldırmak olduğu, derneğin taziye ve mevlit okuma gibi etkinliklere katılımının zorunlu olduğunu ve Diyarbakır'da gerçekleştirilen toplantılarda sanıklardan bir kısmını örgüt mensuplarının cenaze ve taziye etkinliklerinde gördüğünü ifade ettiği anlatıldı.  Mütalaada, DİAYDER'in terör örgütü KCK sözleşmesinde, "Azınlıklar ve İnanç Grupları Komitesi" adı altında örgütlenen ve Abdullah Öcalan'ın telkin ve yönlendirmeleriyle Şirinevler'de alternatif 'Kürt Diyanet İşleri' olarak kurulduğu vurgulandı. 

İBB GÖREVLİSİYLE YARDIM KARTI LİSTESİ İÇİN KONUŞMASINA YER VERİLDİ 

Mütalaada, DİAYDER Başkanı Ekrem Baran'ın evinde ele geçirilen dijital materyallerde örgütsel nitelikte resimlerin ele geçirildiği belirtildi. Baran'ın telefonunda 'İBB Sultan' isimli kişiden gelen ses kaydında, 'Yardım kartı verilmesini önerdiğiniz 270 şahsın listesini gönderiyorum' şeklinde konuşma geçtiği, söz konusu listeden 10 kişinin terör suçlarından kaydı tespit edildiği ifade edildi. Ekrem Baran'ın dernek üyeleriyle birlikte bazı faaliyetlere katıldığı anlatıldı. Mütalaada, sanık Baran'ın terör örgütü PKK/KCK'ya destek veren basın açıklamalarında konuşma yaptığı, terör örgütü elebaşı Öcalan'ın çağrısıyla Diyarbakır'da toplanan 'Demokratik İslam Kongresi'ne' diğer dernek üyeleriyle katıldığının tespit edildiği belirtildi. 

DERNEK BAŞKANI BARAN ÖRGÜT SUÇUNDAN KAYDI BULUNAN 348 KİŞİYLE 16 BİN 815 KEZ İRTİBAT KURMUŞ 

Ekrem Baran'ın telefon numarasında yapılan analiz raporunda örgüt ve iktisatlı suçlardan kaydı bulunan 348 kişiyle toplamda, 16 bin 815 kez irtibat kaydının bulunduğu ifade edildi. Baran'ın PKK/KCK terör örgütü adına Kandil'de faaliyet yürüten Mehmet Kazım Sevim'in eşi ile toplamda 5 kez telefonla görüştüğü vurgulandı. 

AİLELERİN ÖRGÜT İLE BAĞININ KOPMAMASI İÇİN YARDIM KARTI DAĞITMIŞLAR 

Mütalaada sanık Ekrem Baran'ın örgüt içerisinde kırsal alanda faaliyet yürüten şahısların ailelerinin örgüt ile olan bağlarının kopmaması amacıyla değer ailesi olarak nitelendirilen kişilerle örgütsel saiklerle İBB tarafından DİAYDER'e verilen alışveriş kartlarının dağıtımını yaptığı belirtildi. Baran'ın Hendek ve Barikat operasyonlarının durdurulması amacıyla dernek olarak direniş orucuna gibi bu tarz faaliyetlere katıldığı anlatıldı. 

16 SANIĞA 15'ER YILA KADAR HAPİS 5 SANIĞA İSE 5'ER YILA KADAR HAPSİ İSTENDİ 

Aralarında sanıklar, Ekrem Baran, Enver Karabey, Aydın Ayhan, Fahrettin Ülgün, Hafit Tunç, Hasan Karahan, İbrahim Şek, Mehmet İnan, Mehmet Şimşek, Mehmet Emin Aslan, Nasri Tonguç, Nezir Erdemci, Nur Mehmet Işık, Rıza Oğur, Ali Fuat Hatip ve Sefa Mehmetoğlu hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7'şer yıl 6'şar aydan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Mütalaada, Abdulhadi Öztekin, Lütfü Büyükefe, Ali Demir, Fevzi Barış ve Mehmet Nas'ın ise "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etme" suçundan 2'şer yıl 6'şar aydan 5'er yıla kadar hapsi istendi. Sanık İbrahim Yalın, Halil Bulut ve Fahrettin Ülgün'ün üzerine atılı "terör örgütü propagandası yapmak" suçun yasal unsurları oluşmadığı gerekçesiyle beraatlerine karar verilmesi talep edildi. 

MÜTALAAYA KARŞI SAVUNMA HAZIRLAMALARI İÇİN DURUŞMA ERTELENDİ 

Mahkeme heyeti, tutuksuz sanıkların yurt dışı çıkış yasağının devamına karar vererek mütalaaya karşı savunmalarını hazırlamaları için duruşmayı erteledi. 

İDDİANAME

Davanın iddianamesinde Şirinevler'de faaliyet gösteren DİAYDER  isimli derneğin, terör örgütü PKK/KCK'nın hedefleri doğrultusunda kurularak, faaliyet yürüttüğü, denetimsiz mescitlerde siyasi içerikli vaaz ve hutbe verildiği konusunda somut deliller elde edildiği belirtiliyor. Örgütün sözde 'Azınlıklar ve İnanç Grupları Komitesinin', diyanet harici alternatif bir dini yapılanmaya gidilmesi planının, DİAYDER'in 'mele' olarak adlandırılan gayri resmi din adamlarıyla hayata geçirilmeye çalışıldığı anlatılıyor. DİAYDER başkanı Ekrem Baran'ın da aralarında olduğu 23 sanık hakkında 'Silahlı terör örgütüne üye olmak, bilerek ve isteyerek yardım etmek' suçlarından 3,5'er yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları isteniyor. DİAYDER referansıyla İBB'ye örgütle irtibatlı kişilerin işe alındığına ilişkin iddialarla ilgili olarak da İçişleri Bakanlığı soruşturma başlatmıştı.