Geri Dön
Gündem Diyarbakır’da hasarlı yapıların yıkım işlemlerinin durdurulmasına karar verildi

Diyarbakır’da hasarlı yapıların yıkım işlemlerinin durdurulmasına karar verildi

Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Diyarbakır’da hasarlı binaların yıkım işlemi, Diyarbakır Barosu’nun ileride hukuki ve cezai sorumluluk açısından hak kayıplarına sebebiyet vermemesi için 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne yaptığı başvuru ile durduruldu.

Diyarbakır’da hasarlı yapıların yıkım işlemlerinin durdurulmasına karar verildi

Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Diyarbakır’da 1’i boş 7 bina yıkıldı. Yapılan hasar tespit çalışmalarının ardından kentte 1620 bina ağır, 1803 bina orta hasar aldı. Acil olarak 71 binanın yıkılması gerektiğine karar verilirken, 3 binanın yıkım işlemleri tamamlandı. Diyarbakır Barosu, acil yıkılacak ve hasarlı binaların ileride hukuki ve cezai sorumluluk açısından hak kayıplarına sebebiyet vermemesi için, Diyarbakır 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne yıkım işlemlerinin durdurulması için başvuruda bulundu. Mahkeme, talebi kabul ederek, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İl Müdürlüğünce delil tespiti yapılacak olan yapıların yıkım işleminin tespitler bitinceye kadar tedbiren durdurulmasına ve yapılardaki hasar sebebinin tespiti konusunda tüm hasarlı taşınmazlarda 4 kişilik uzman bilirkişi kurulunca 24 Şubat’tan itibaren keşif yapılmasına karar verdi.

Diyarbakır Barosu’nun, verilen kararla ilgili açıklamasında, "Baromuz, 06 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli meydana gelen 7.7 ve 7.6 şiddetindeki depremler sonucu kentimizde, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün tespit ettiği acil yıkılacak ve hasarlı binaların ileride hukuki ve cezai sorumluluk açısından hak kayıplarına sebebiyet vermemesi için Diyarbakır 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2023/16 Değişik İş sayılı dosyası üzerinden delil tespiti yapılacak yapılarda yıkımın tedbiren şimdilik durdurulması ve yapılarda yıkım sebebine ilişkin delil tespiti talebinde bulunulmuştur. Diyarbakır 1. Sulh Hukuk Mahkemesi 23 Şubat 2023 tarihli kararıyla taleplerimizin kabulü ile Diyarbakır Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İl Müdürlüğünce delil tespiti yapılacak olan yapıların yıkım işleminin tespitler bitinceye kadar tedbiren şimdilik durdurulmasına ve yapılardaki hasar sebebinin tespiti konusunda tüm hasarlı taşınmazlarda 4 kişilik uzman bilirkişi kurulunca 24.02.2023 tarihinden itibaren keşif yapılmasına karar verilmiştir. Kentimizde hasarlı yapılara ilişkin ileriki süreçlerde cezai ve hukuki sorumluluk açısından hak kayıplarının yaşanmaması için hasar tespitlerinin yapılmasına dair sürecin Diyarbakır Barosu tarafından yürütüleceği kamuoyuna duyurulur” denildi.

‘YIKIM İŞLEMLERİNİN DURDURULMASI KARARI SEHVEN VERİLDİ’

Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Diyarbakır’da hasarlı binaların yıkım işleminin, Diyarbakır Barosu’nca, ileride hukuki ve cezai sorumluluk açısından hak kayıplarına sebebiyet vermemesi için 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne yaptığı başvuru ile durdurulması kararının, sehven verildiği belirtildi.

Diyarbakır Barosu’nca yapılan ikinci açıklamada, yıkım işlemlerinin 1. Sulh Mahkemesi’ne yapılan başvurunun değerlendirilip durdurulması kararının sehven verildiği belirtilerek, "Bugün, Diyarbakır 1. Sulh Hukuk Mahkemesi mesai saati içerisinde Diyarbakır’da deprem nedeniyle hasarlı yapılarda delil tespiti amacıyla yapıların yıkımını tedbiren durdurma kararı vermiş ve söz konusu karar Baromuz tarafından kamuoyuyla paylaşılmıştır. Ancak mesai saati bittikten sonra UYAP sisteminde ‘yıkımı durdurma kararının sehven verildiği, bu konuda görevli ve yetkili mahkeme olmadıkları gerekçesiyle yıkımı durdurma kararından rücu edilmiştir’ şeklinde yeni bir karar verildiğini öğrenmiş bulunmaktayız. Öncelikle delil tespitinin yapılabilmesi için yapıların yıkımının tedbiren tespitler bitinceye kadar durdurulması kararında görev ve yetki konusunda hukuki bir tereddüt bulunmamaktadır. Aksi durum yani yıkım işleminin devamı delil tespit talebini konusuz bırakacaktır. Bizleri asıl kaygılandıran kararın hukuki değerlendirmesinden ziyade, kararın kamuoyunda ve basın yayın organlarında işlenmesinden sonra mahkemenin mesai saatleri dışında kararından rücu etmiş olmasıdır. Bu durumu; yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı açısından kaygı verici buluyor, kararı ve değerlendirmeyi kamuoyunun vicdanına bırakıyoruz” denildi.