Geri Dön
Politika Bakan Fidan: Türkiye artık oyun kuran, gerektiğinde oyun değiştiren bir ülkedir

Bakan Fidan: Türkiye artık oyun kuran, gerektiğinde oyun değiştiren bir ülkedir

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Türkiye her alanda, sözcüğün tam anlamıyla çağ atladı. Türkiye artık oyun kuran, gerektiğinde oyun değiştiren bir ülkedir. Bunu terörle mücadele stratejimizde de görüyoruz. Geçtiğimiz günlerde Milli Savunma Bakanımız ve MİT Başkanımızla Bağdat'taydık. PKK'nın, Irak'ın çıkarlarına aykırı hareket eden ve orada da müsaade edilmemesi gereken bir örgüt olduğunu, ilk defa bu süreç sayesinde muhataplarımız kabul ettiler. Iraklı kardeşlerimizle iş birliğimiz ve koordinasyon toplantılarımız önümüzdeki süreçte de devam edecek” dedi.

Bakan Fidan: Türkiye artık oyun kuran, gerektiğinde oyun değiştiren bir ülkedir

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, AK Parti Mudanya Belediye Başkan Adayı Gökhan Dinçer’in lansman programına katılmak ve ziyaretlerde bulunmak üzere Bursa’ya geldi. BAL-GÖÇ Genel Başkanlığı’nı ziyaret eden Bakan Fidan, basına kapalı gerçekleşen ziyaretin ardından Mudanya ilçesine geldi. Partisinin ilçe belediye başkan adayının projelerini anlattığı sunumun ardından kürsüye çıkan Fidan, “Mudanya milli tarih ve kimlik şuurumuz açısından çok müstesna bir yere sahip. 11 Ekim 1922’de Anadolu'yu boyunduruk altına alma oyunlarını bozduğumuzu, ilk defa yazılı olarak Mudanya'da kayda geçirdik. Milletimiz bu vesileyle, kahramanlığı ve vatanseverliği sayesinde, tarihin akışını değiştirebileceğini dünyaya göstermiş oldu. Bizler bugün Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, şehitlerimizden, gazilerimizden, tarihimizdeki bütün kahramanlardan aldığımız emaneti, daha yukarılara taşımanın gayreti içerisindeyiz. Bir milli şahlanış sürecindeyiz. Türkiye'miz gerektiğinde oyun kuran, gerektiğinde oyunu bozan, adaletsizliklere boyun eğmeyen güçlü bir siyasi duruş sergiliyor. Her zaman söylediğim bir hususu burada sizlere tekrar ifade etmek isterim. Bir ülkenin kahramanları hep vardır. Bu topraklar, askerinden öğretmenine, bilim insanlarından meclisine, askerinden istihbaratçısına, hayatın her alanında, her dönem farklı kahramanlar çıkarmıştır. Bizler zor zamanlarda ortaya çıkan liderler sayesinde, güçlüklerin geride bırakılmasına ve yeni dönemlere yelken açılmasına tarih boyunca defalarca şahitlik etmiş bir milletiz. Son 21 yılda Türkiye'mizin hangi noktadan nereye geldiğini, nasıl bir sıçrama kaydettiğini, hepimiz gayet iyi biliyoruz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki güçlü Türkiye artık hakikaten sadece bölgesinde değil, uluslararası düzeyde de önemli bir aktöre dönüşmüştür. Bildiğiniz gibi 21 yıldır, bildiğiniz veya bilmediğiniz işin doğası gereği, birçok cephede görev almış bir kardeşiniz olarak, Sayın Cumhurbaşkanımızın, devletimiz ve milletimiz için, gece gündüz nasıl mücadele ettiğine, nasıl çalıştığına yakinen şahitlik etmiş biriyim. Türkiye'de siyasetin ve toplumsal hayatın her alanındaki vesayet zincirlerinin kırılması Sayın Cumhurbaşkanımızın azmi ve kararlılığıyla mümkün olmuştur” diye konuştu.

‘TÜRKİYE HER ALANDA ÇAĞ ATLADI’

Türkiye’nin son 21 yılda her alanda çağ atladığını söyleyen Fidan, “Son 21 yılda terörle mücadelede ve Milli Güvenlik Sistemimizde daha önce eşi benzeri görülmemiş başarılara imza attık. Türkiye her alanda sözcüğün tam anlamıyla çağ atladı. Savunma Sanayinde yüzde 20 olan yerlilik ve millilik oranını yüzde 80’lere taşıdık. Küresel savunma ürünleri ihracatı endekslerinde rekor kıracak noktalara geldik. Milletimizin teveccühü ile hayata geçirdiğimiz politikalar ve stratejiler vasıtasıyla, her alanda çıtayı yükselterek ve refah seviyemizi arttırarak çok şükür yepyeni bir çığır açtık. Milletimizin refah, huzur ve güvenliğini artırırken, gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimizi de ihmal etmedik. Şükürler olsun ki icraatımızın ve çalışmalarımızın semerelerini de alıyoruz. Dünyada krizlerin, çatışmaların, hatta savaşların artma eğiliminde olduğu bir dönemdeyiz. Milli menfaatlerimizi korumak için gidişatı iyi ve doğru okumamız gerekiyor. Mevcut dünya düzeni, küresel adaletsizlikle, krizlerle, savaşlarla baş edemiyor. Kendini güncellemeyen mevcut sistem, yaşanan sorunların da kaynağı haline gelmiş durumdadır. Mevcut sistemin acizliği Gazze'de tamamen ifşa olmuştur. İsrail'in mezalimine seyirci kalan bu sistem, Ukrayna'daki savaşı da engelleyemiyor. Tersine teşvik ediyor. Bu sistem bırakın adaleti tesis etmeyi, küresel düzeydeki eşitsizlikleri daha da derinleştiriyor. Hegemon güçler sadece emperyal gündemleriyle meşgul oluyorlar. Terör örgütlerini, vekil örgütleri ve diğer yerel vesayet unsurlarını, taşeron olarak kullanmaya devam ediyorlar” ifadelerini kullandı.

‘TÜRKİYE, YENİ BİR DÜNYA DÜZENİ KURULMASI İÇİN ÖNCÜ ROL ÜSTLENMİŞ DURUMDADIR’

Konuşmasında, MİT Başkanlığı dönemindeki çalışmalarından örnek vererek, terörle mücadelede gelinen noktaya da değinen Fidan, şunları söyledi:

“Ülkemiz üzerinde oynanmaya çalışılan oyunların tümünü Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde hamdolsun boşa çıkardık. MİT'teki görevim sırasında arkadaşlarımızla geliştirdiğimiz kendi aramızda bir konsept vardı. Terörle mücadeleyle alakalı. Sadece karşımıza çıkan teröristle uğraşmayacağız, peşine düştüğümüz teröristleri yakalayıp gerekeni yapacağız diye. Öyle de yaptık. Dış politikamıza bunu uyguladığımız zaman, sadece önümüze çıkan tehditlerle değil, aynı zamanda ülkemiz için gerekli olan fırsatları, imkanları, milli menfaatleri, dünyanın neresinde olursa olsun bulup elde edeceğiz. Sadece uluslararası sistemin önümüze çıkardığı engellerle vaktimizi harcamayacağız, mücadele ederken, ülkemiz için, milletimiz için, bölgemiz için iyi olanın da peşinden koşacağız. Fırsatların da peşinden koşacağız. İşte bu yüzden Türkiye artan imkan ve kabiliyetleriyle, adalet ve vicdan temelinde yeni bir dünya düzeni kurulması için öncü rol üstlenmiş durumdadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın, ‘Dünya 5’ten büyüktür’ söyleminin, dünyanın her köşesinde karşılık bulması asla boşuna değil. Türkiye artık oyun kuran, gerektiğinde oyun değiştiren bir ülkedir. Bunu terörle mücadele stratejimizde de görüyoruz. Hükümetimizle, askerimizle, güvenlik güçlerimizle, terörle mücadelede son 21 yılda kaydedilen mesafe apaçık ortadadır. Terör illetini sadece ülkemizden değil, sınır ötemizden de temizleme çabalarımız tüm hızıyla devam ediyor.”

‘IRAKLI KARDEŞLERİMİZLE İŞ BİRLİĞİMİZ DEVAM EDECEK’

Terörle mücadelede Irak’la yapılacak iş birliğine ilişkin de açıklamalarda bulunan Bakan Fidan, “Geçtiğimiz günlerde Milli Savunma Bakanımız ve MİT Başkanımızla Bağdat'taydık. Hem kendi sınırlarımız içinde, hem sınırlarımız dışında terörist unsurları temizleme irademizi Iraklı mevkidaşlarımızla paylaştık. Onlardan da bu konuda bizimle birlikte ortak hareket edeceklerine dair söz aldık. PKK'nın, Irak'ın çıkarlarına aykırı hareket eden ve orada da müsaade edilmemesi gereken bir örgüt olduğunu, ilk defa bu süreç sayesinde muhataplarımız kabul ettiler. Iraklı kardeşlerimizle iş birliğimiz ve koordinasyon toplantılarımız önümüzdeki süreçte de devam edecek” dedi.

‘OYUN BOZUCULUK, LİDERLİK VE DURUŞ GEREKTİRİYOR’

31 Mart’ta yapılacak yerel seçimleri işaret eden Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Oyun bozuculuk, liderlik ve duruş gerektiriyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın stratejik vizyonuyla, bu milletin zaten var olan kahramanlarını, evlatlarını, ez cümle bütün neferlerini büyük bir dava etrafında birleştirdi. Bursa, Kayı Boyu'na ev sahipliği yapmış, Osmanlı Devleti'ne de başkentlik yapmış bir şehir. Mudanyalı kardeşlerimiz, kahraman liderlere, cengaverlere, vizyoner devlet adamlarına son derece aşikardır. Bunun en önemli işaretlerinden biri de son 21 yılda, Sayın Cumhurbaşkanımıza ve belediye başkanlığı görevini yürüten diğer dava arkadaşlarımıza gösterilen sonsuz güvendir. Şimdi söz sırası sizde. Biliyorsunuz uzun yıllardır Bursa'mıza var gücüyle hizmet eden Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Alinur Bey tekrar aday. Bu emaneti inşallah tekrar kendisine tevdi edeceğinize canı gönülden inanıyorum. Az önce lansmanını dinlediğimiz genç, dinamik ve enerjik kardeşimiz Gökhan Dinçer de inşallah sizin teveccühünüzle bu emaneti layığıyla taşıyacaktır. Buna da inancımız, güvenimiz tamdır. Benden önce konuşmacı olan Mustafa Bey, çok önemli bir konunun altını çizdi. İlçe belediye başkanları, büyükşehir belediyesiyle, büyükşehrin merkez hükümetle olan ilişkisi, koordinasyonu ve uyumu, gerçekten vatandaşımıza en ideal hizmetin götürülmesinde kilit hususlardan biridir. Diğeri ise büyük bir samimiyetle, ihlasla, enerjiyle, öngörüyle vizyonla çalışmadır ki ben bunu Gökhan kardeşimizde görüyorum. Ben tekrar sizlerin sağduyunuz, hizmet, hikmet ve irfanınızla doğru tercihi yapacağınıza yürekten inanıyorum” diye konuştu.


‘GÖREVLER DEĞİŞİR AMA DAVA BAKİ KALIR’

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Bursa programı kapsamında Rumeli ve Balkan Türkleri ile de iftarda bir araya geldi. Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen programda konuşan Bakan Fidan, “Bizler, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yola çıkarken, sınırlarımızın ötesindeki soydaşlarımıza ve din kardeşlerimize de destek olmayı temel öncelik olarak belirledik. Bu doğrultuda son 21 yılda, yardım ve destek konusundaki milli kapasitemizi her alanda güçlendirdik, yaygınlaştırdık ve kurumsallaştırdık. Bugün itibariyle devletimiz, gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimiz neye ihtiyaç duyarsa, hemen gereğini yapabilecek duruma geldi. TİKA başkanlığından itibaren 21 yıldır tüm görevlerimde, bu sürece katkı sunmaktan büyük bir onur duydum. Bizler hepimiz bu davanın dahili neferleriyiz. Şimdi ise bu misyona katkıyı Dışişleri Bakanı olarak da sürdürmekteyim. Görevler değişir ama dava baki kalır. Hiç endişeniz olmasın. Balkanlar ve Rumeli her zaman önceliklerimiz arasında yer alacaktır” dedi.

‘BURSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ, BALKANLAR’DA DA STRATEJİK AKTÖR HALİNE GELDİ’

Hükümetin dış politikasındaki en büyük destekçisinin sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimler olduğunu kaydeden Bakan Fidan, “Devlet olarak bölgemize dair çalışmaları yürütürken, sivil toplum kuruluşlarımızla el ele veriyoruz. Bursa Valiliğiyle, belediyeleriyle, BAL-GÖÇ başta olmak üzere sivil toplum örgütleri ve dernekleriyle, iş insanlarıyla, gönüllüleriyle, Balkanlar'da büyük ayrı işlere imza atıyor. Tarihi eserlerimizin restorasyonundan yeni cami ve mescit inşasına, zor durumdaki kardeşlerimize el uzatmaktan toplu iftarlara, nice hayırlı işlerde Bursalı kardeşlerimizin ön safta olduğunu çok şükür görüyoruz. Bu hususta örnek faaliyetleriyle dikkati çeken Bursa Büyükşehir Belediyemizi yürekten kutluyorum. Alinur Başkanımızın liderliğindeki belediyemizin, sorumluluklarını en iyi şekilde yerine getirdiğini görmek, hakikaten bizler için gurur verici. Bugünkü ziyaretimde de buna bir kez daha şahit olma imkanım oldu. Belediyemiz şehirdeki güzel icraatlarına ilaveten, bir yandan da Balkanlar'daki kardeşlerimize destek olmaya devam ediyor. Bu yüzden Bursa Büyükşehir Belediyesi sadece yerel düzeyde değil, Balkanlar'da da sorumluluk üstlenen stratejik bir aktör haline gelmiş durumdadır. Alinur Başkanımızın, sizlerin de desteğiyle inşallah yeniden seçilerek, bir dönem daha bu kutlu göreve devam edeceğine inanıyorum. Önümüzdeki dönemde çok daha büyük hizmetlere ve hayırlara imza atacağına inanıyorum. Kim soydaşlarımıza, din kardeşlerimize omuz veriyorsa, davamıza destek veriyorsa, taş üstüne taş koyuyorsa Allah ondan razı olsun. “

‘AKTİF DIŞ POLİTİKA İZLEMEK VE SOĞUKKANLI DAVRANMAK GEREKİYOR’

Dünyanın zorlu bir dönemden geçtiğine dikkat çeken Fidan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Tüm dünya zorlu bir dönemden geçiyor. Dünyamızın ve bölgemizin nereye gittiğini, iyi ve doğru okumamız gerekiyor. Milli menfaatlerimizi korumanın yolu, gidişatı iyi ve doğru okumaktan geçiyoruz. Dünyanın dört bir yanında soydaşlarımıza, gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimize gerçek manada sahip çıkmanın yolu da buradan geçiyor. Dünyada jeopolitik rekabetin yanı sıra krizlerin, çatışmaların da arttığını görmekteyiz. Kuzeyimizde ve güneyimizde savaşlar var. Ukrayna savaşı neredeyse üçüncü yılına girdi. İsrail mezalimi Gazze'de sadece uluslararası hukuku değil tüm insani değerleri ayaklar altına almaya devam ediyor. Yaşananlar sadece Gazze ile sınırlı değil. Batı Şeria'da da yerleşimci terörüyle Filistinli kardeşlerimizin toprakları gasp ediliyor. Biz Türkiye olarak mezalimin son bulması için, her düzeyde var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. Filistinli kardeşlerimizi asla ve asla yalnız bırakmayacağız. Uluslararası alandaki bu gelişmeler elbette Balkanlar ve Rumeli’nin sinir uçlarını da zorluyor. Somut olarak baktığımızda, Bosna Hersek’teki ayrılıkçı söylemler ve Kosova-Sırbistan gerginliği endişeleri arttırmakta. Bu zorlu dönemde aktif bir dış politika izlemek, soğukkanlı davranmak ve ayrı gözetmeden bütün kesimleri kucaklamak gerekiyor. Böyle bir diplomasi yürütebilen tek bir ülke, tek bir lider var. Türkiye ve Recep Tayyip Erdoğan. Balkanlar'dan her ülkeyle kurduğumuz diyalog kanallarında, her düzeydeki yoğun temas trafiğinde şunu görüyoruz. Türkiye güvenilen bir devlet. İstikrar, barış ve refah odağı olarak görünen bir devlet. Biz ilişkilerimizi, karşılıklı güven temelinde yürütüyoruz. Her ülkeyle ikili işbirliğimizi en üst seviyelere çıkarmak için durmaksızın çaba harcıyoruz. Bugün bölge ülkelerinin birçoğuyla stratejik ortaklık tesis etmiş durumdayız. Öte yandan bölgesel çok taraflı platform ve ilişkilere de öncülük etmekteyiz. Güneydoğu Avrupa ülkeleri işbirliği süreci, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı gibi kuruluşlar bu vizyonun birer parçası. Bu çok taraflı girişimler, her şey bir yana çok kıymetli bir katkı sağladı. O da bölgesel sahiplenme kültürünün gelişmesi. Türkiye'nin yaklaşımının, diğer aktörlerden farkı işte tam da burada. Biz Balkanlar'ı, Rumeli'nin, bölge halklarının ortak çıkarlarını, temel öncelik olarak kabul ediyoruz. Bölgemizde gerginlik istemiyoruz. Sorun gördüğümüzde hemen devreye girerek ara buluculuk yapıyoruz. Balkanların kalbinde yer alan Bosna Hersek bu bakımdan çok iyi bir örnektir. Bu ülkede istikrar, barış ve huzur tüm Balkanlar, tüm Avrupa için stratejik önem taşımakta. Bu nedenle ister ülke içi olsun, ister ülke dışı olsun tüm kesimlere Bosna Hersek'in toprak bütünlüğünü hedef alan, tek taraflı eylem ve söylemlerden kaçınma çağrısı yapıyoruz. Sadece çağrı yapmakla kalmıyor, bütün sahada aktif bir tutumla destekliyoruz.”

‘KENDİ SÖKÜĞÜMÜZÜ YİNE KENDİMİZ DİKİYORUZ’

Balkanlar’daki gelişmeleri yakından takip ettiklerine ve Türkiye’nin üstlendiği NATO Kosova Gücü Komutanlığı’nın sahada etkisinin hemen hissedildiğine dikkat çeken Fidan, “Kosova Sırbistan gerginliğini yine büyük bir dikkatle takip ediyoruz. Her iki ülkenin de güvendiği bir devlet olarak Belgrad-Priştine sürecine tam destek vermekteyiz. Büyük bir mutlulukla söylemek isterim ki ekim ayından bu yana üstlendiğimiz NATO Kosova Gücü Komutanlığımız sahada hemen çok büyük bir fark yarattı. Komutanımızın gerek Kosova, gerek Sırbistan makamlarıyla tesis ettiği güven ilişkisi sayesinde huzur ve güvenlik çok çok şükür tesis edildi. Bu koşulların sürmesini ümit ediyoruz. Biz üzerimize düşen her katkıyı vermeye devam edeceğiz. Esasen Balkan Devletleri olarak böyle davranmalıyız. Çünkü barış ve güvenlik olmayınca, ne büyük acılar yaşadığımızı en iyi bizler biliyoruz. Bunun için kendi söküğümüzü yine kendimiz dikiyoruz. Dışarıdan dikte edilen, bu bölgenin gerçeklerine uygun olmayan politikaların sonuçları ortada. Bu politikalar, sadece ve sadece çatışmalar ve krizler yarattı. Sanki daha dün tarafsız acılar, katliamlar yaşanmamış gibi bugün hala aynı sorumsuz politikalarda diretenler var. Biz her kesimin güvenine sahip bir bölge ülkesi olarak, bu yanlışları dile getirdik. Getirmeye de devam ediyoruz” diye konuştu.

‘BİZ DOĞRULARI SÖYLEDİKÇE, TÜRKİYE’Yİ RAKİP, HATTA HASIM GİBİ GÖRÜYORLAR’

Türkiye’nin hiçbir şekilde Balkanlar’dan koparılamayacağını vurgulayan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Biz doğruları söyledikçe, doğru politikaları uyguladıkça, bu defa Türkiye'yi bir rakip, hatta hasım gibi görenler ortaya çıkıyor. Batı, Balkanlar gibi tarihten kopup, farazi kategoriler bu yüzden icat ediliyor. Böyle yöntemlerle Türkiye'yi Balkanlar'dan kopartabileceğini düşünenlere, açık ve net bir mesajımız var. Bugün Balkanlar'da 30 yıl önceki gibi acılar artık yaşanmıyorsa bu Türkiye sayesindedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki güçlü Türkiye'nin bölgede izlediği barışçı ve yapıcı politikalar sayesindedir. Türkiye'yi hasım gibi görenlere şunu çok açık bir şekilde söylüyoruz. Sizin stratejik vizyonsuzluğunuzun vebalini bölge ülkeleri olarak artık biz çekmeyeceğiz. Türkiye olarak dostlarımızla iş birliği içinde, bildiğimiz yolda yürümeye devam edeceğiz. İçiniz rahat olsun. Biz devlet olarak bütün önlemlerimizi alıp, stratejimizi bu vizyonla oluşturuyoruz. Bu yolda sizlere de büyük sorumluluklar düşmekte. Sizler Balkanlar’dan kopmadığınız sürece, Rumeli’den kopmadığınız sürece, hiçbir güç Türkiye'yi Evlad-ı Fatihandan, bölgedeki kardeşlerimizden asla kopartamayacaktır” ifadelerini kullandı.