Geri Dön
Politika Cumhurbaşkanı Erdoğan: Diyarbakır annelerinin semtine hiç uğradın mı

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Diyarbakır annelerinin semtine hiç uğradın mı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ey CHP, ey Kılıçdaroğlu, Diyarbakır annelerinin semtine hiç uğradın mı? Terör mağduru anneleri hiç ziyaret ettin mi? Neler oluyor haberin var mı? Orada neler oluyor, haberin var mı? Onurlu bir duruş sergileyerek terör örgütünü kınamak yerine hep devleti suçlayan bu kirli zihniyetin, her masumun katlinde vebali bulunuyor. Senin de vebalin var” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Diyarbakır annelerinin semtine hiç uğradın mı

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Halkapınar Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti İzmir 7’nci Olağan İl Kongresi'ne katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına illerdeki partilileri selamlayarak başlayıp, kongrelerde görev alacakları tebrik ederek, muvaffakiyetler diledi. Hakkari ve Nevşehir il kongrelerine de canlı bağlantının yapıldığı kongrede konuşan Erdoğan, İzmir'in, bir dirilişin ve 2023'ün müjdesini verdiğini belirtti.

Erdoğan, bugünkü kongrelerini, Anadolu'nun en batısındaki İzmir'den, ortasındaki Nevşehir'e ve en doğusundaki Hakkari'ye uzanan bir hatta, Türkiye'nin tüm güzelliklerini birlikte kucaklayarak gerçekleştirdiklerini söyledi. "İzmir de bizimdir, Nevşehir de bizimdir, Hakkari de bizimdir" diyen Erdoğan, şunları ifade etti:

"Türkiye'nin bu büyük zenginliğini hazmedemeyenler, milletimizi parçalamak, ülkemizi bölmek için Haçlı Seferleri'nden Sevr'e kadar her dönemde bizimle uğraşmışlardır. Aynı kirli zihniyet bugün de birliğimize, beraberliğimize, kardeşlerimize saldırmayı sürdürüyor. Bu saldırı kimi zaman geçtiğimiz yüzyılın ilk çeyreğinde olduğu gibi ordularıyla doğrudan topraklarımızı işgal girişimi olarak tezahür etmiştir. İstiklal Marşı'mızda ne diyor? 'Garb'ın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar, benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var. Ulusun, korkma, Nasıl böyle bir imanı boğar, medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar.' İzmir'in işgali ile başlayan Anadolu'da bizi esir almak, hatta mümkün olursa topyekun tasfiye etme hevesi, yine İzmir Körfezi'nin sularında hüsranla nihayet bulmuştur. İstiklal Harbi'mizle Sevr'i paçavraya çeviren milletimiz, yeni devleti Türkiye Cumhuriyeti'ni kurarak, Anadolu'daki 1000 yıllık varlığını perçinlemiştir."

Ordularıyla bu aziz vatanı işgal edemeyeceklerini görenlerin, sinsi yöntemlerle yeni araçlar devreye soktuğuna dikkati çeken Erdoğan, "Terör, işte bu araçların en acımasızı, en kanlısı, en zalimidir. Hakkari, terörün acısını en çok çeken illerimizden biridir. İzmir'de, ülkemizin pek çok vilayetinde olduğu gibi terör saldırıları sebebiyle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizden göç edip gelen çok sayıda vatandaşlarımız yaşıyor" dedi.

Erdoğan, göçle ilgili uluslararası bir konferansı İzmir'de yapacaklarını hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"PKK terör örgütünün ahlaksız ve vicdansız yüzünü en iyi onlar bilir. Dünyanın hiçbir yerinde terörü, terör örgütlerini savunan, onların siyasi uzantılarını destekleyen aydınlar, sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler göremezsiniz. Ancak ülkemizde maalesef böyle kirli bir zihniyet hep olagelmiştir, bugün de vardır. Terör örgütü yaklaşık 40 yıldır anne karnındaki çocuktan kundaktaki bebeğe, okula giden öğrenciden evladının üzerine kapanan annelere, ninelere, aksakallı ihtiyarlara kadar herkesi katlediyor. Şimdi buradan sesleniyorum; Ey CHP, ey Kılıçdaroğlu, Diyarbakır annelerinin semtine hiç uğradın mı? Diyarbakır'daki o terör mağduru anneleri hiç ziyaret ettin mi? Orada neler oluyor, haberin var mı? Onurlu bir duruş sergileyerek terör örgütünü kınamak yerine hep devleti suçlayan bu kirli zihniyetin, her masumun katlinde vebali bulunuyor. Senin de vebalin var."

'ŞU AN IMF'YE BİR KURUŞ BORCUMUZ YOK'

"Türkiye ekonomisini daha güçlü kılmak için tarihi öneme sahip uygulamaları, Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı döneminde hayata geçirdik" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "CHP; bunlar faizcidir. Bunlar IMF’cidir. IMF temsilcileri ile kapalı kapılar arkasında pazarlık yapanlar bunlardır. Biz göreve geldiğimizde Türkiye’nin IMF borcu 23,5 milyar dolardı. Biz Mayıs 2013’te IMF’ye olan borçları ödedik, borcu sıfırladık. Bay Kemal; bizim IMF’ye bir kuruş borcumuz yok. Bitti bu iş. Bize diyorlar ‘IMF’den borç alın.' O sizin cibilliyetiniz, karakterinizdir. Bizde bu yok ifadelerini kullandı.

'ORALARI ONLARA MEZAR ETTİK'

Terör örgütlerinin ve Türkiye üzerinde hesabı olan karanlık güçlerin değirmenine su taşıyanlarla değil, kendi devletinin arkasında dağ gibi duranlarla yol yürüdüklerini vurgulayan Erdoğan, "Cudi'de varız, Gabar'da varız, Tendürek'te varız, Bestler Dereler’de varız. Nerede, hangi inde terörist varsa, o inde biz de varız. Oraları onlara mezar ettik. Ve 10 binlerle anılan teröristler şimdi yüzlerle anılıyor. Nereden nereye" dedi. Erdoğan, "Buradan milletime sesleniyorum, sizleri, bu kutlu saflarda görmek istiyoruz" derken, "AK gençlik seninle gurur duyuyor" sloganları üzerine, "Biz de sizlerle gurur duyuyoruz, sizlerle iftihar ediyoruz. Sizler elinde silahla dolaşan bir gençlik değil, bilgisayarıyla dolaşan bir gençliksiniz. Sizler, kitapların arasında geleceği hazırlayan bir gençliksiniz. Aynı şekilde hanım kardeşlerimi de böyle görüyorum. Tebrik ediyorum, alkışlıyorum" dedi.

'CHP'NİN BAŞINDAKİNİ ADAM ZANNETTİM'

Erdoğan, "Son zamanlarda CHP ve şürekası, Hazine ve Maliye eski Bakanımız Berat Albayrak'ı ve onun nezdinde tüm ailemle birlikte şahsımı hedef alan bir kampanya yürütüyor. Ülkenin ve milletin hayrına en küçük sözlerine ve duruşlarına şahit olmadığımız CHP yöneticilerinin hezeyanlarıyla uğraşmayı zul addettiğimiz için önce bu kampanyayı görmezden geldik. Bu iş siyaset boyutunu aşıp, bir insan olarak sahip oldukları temel haklara ve özgürlüklere, özellikle de aileye saldırı boyutuna varınca bu kampanyayı yürütenlere ağızlarının payını vermek üzerimize vacip oldu. İzmir’in en büyük talihsizliği CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, bu şehrin milletvekili sıfatıyla Meclis'te yer alması. Kılıçdaroğlu'na cevapları İzmir'den vermenin daha doğru olacağına inanıyorum. Böylece İzmirli kardeşlerimiz, bu zatın gerçek yüzünü doğrudan görme imkanına kavuşacaklardır. Bu zat, bugüne kadar belgeleriyle, mahkeme kararlarıyla, şahitleriyle yüzüne vurduğumuz onca yalanına, iftirasına, bühtanına rağmen sürekli aynı şeyleri söylemeyi sürdürerek asıl niyetini ortaya koymuştur. Önüne hangi hakikatler konursa konsun, kendisine önceden ezberletilen, bilmiyoruz ama belki de dayatılan çerçeveye sadık kalarak aynı şeyleri sürekli tekrarlayıp duruyor. Öyle ki geçen hafta iki Bakanımız grup toplantısının hemen öncesinde kendisine gittiler. 'Başkanım, ne dersiniz' dediler. 'İsabetli olur' dedim. İçişleri Bakanım ile Savunma Bakanımı gerek CHP Genel Başkanı'na gerekse İYİ Parti Genel Başkanı'na gönderdim. Gitsinler, bu katliamla ilgili kendilerini bilgilendirsinler istedim. Bakanlarım bunu bana söyleyince ben de bu CHP'nin başındakini adam zannettim, gitsinler, anlatsınlar dedim. Hani diyor ya 'Haberimiz yok'. İşte asıl kaynağından, bizzat gitsinler anlatsınlar istedim" açıklamasında bulundu.

'BU İKİ ARKADAŞIMA EDEP DIŞI HER ŞEYİ YAPTILAR'

Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir proje olarak CHP’nin başında bulunduğunu ifade eden Erdoğan, "Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ziyaret gerçekleştirdi. Bakanlara, 'Belgeleriyle, bilgileriyle hangi soyu sorarlarsa sorsunlar cevaplayın' dedim. İkili görüşmelerden sonra, bunlar yapıldığı halde daha sonra Meclis'te maalesef tamamıyla sınırı aşan bir yapıyla bu iki arkadaşıma edep dışı her şeyi yaptılar. İşte onun için biz diyoruz ki Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin başında siyasetin kendi mecrasında oraya gelmiş genel başkan olarak değil, bir proje olarak bulunmaktadır. Yanındakiler de o projenin diğer başlıklarıdır, yandaşlarıdır. Nitekim Gara Operasyonu'nun milletimizde yol açtığı öfkeyi, PKK'nın üzerinden uzaklaştırmak, uluslararası alanda PKK'nın güç durumda kalmasını engellemek için akla ziyan yollara başvurması, bu tespiti bir kez daha doğruluyor. Berat Bey ile ve onun üzerinden şahsımızla ilgili kampanyaya hız verilmesinin amaçlarından biri de budur. Dertlerinin ülke ve millet olmadığını, hakikatleri bin defa dinleseler de yine kafalarındaki senaryoyu, kendilerine tevdi edilen misyonun gereğini yerine getirmeyi sürdüreceklerini elbette biliyoruz" dedi.

'BUNU BAŞARDIĞI İÇİN KUDURUYORLAR, ÇILDIRIYORLAR'

Anlatacaklarını özellikle gençlerin çok iyi bilmesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu: "Millete ve İzmir'e olan saygıları gereği, son 7- 8 yıldır ülkenin diğer alanlarla birlikte ekonomide yaşadığı saldırıları ve buna karşı verdikleri mücadeleyi özetle anlatmak istiyorum. Vicdan ve izan sahibi herkes teslim edecektir ki bu mücadelenin ekonomik boyutunun en ön safında Berat Bey yer almıştır. Berat Bey'in önce enerjide, ardından ekonomide ifa ettiği görevlerdeki en büyük talihsizliği, 'damat' sıfatının, bu alanlardaki birikimi, gayreti ve başarısının önüne geçirilmiş olmasıdır. Eğer herhangi bir siyasetçi olarak bu işleri yapsaydı kendisiyle ilgili değerlendirmeler daha objektif yapılabilirdi diye düşünüyorum. Türkiye'nin son dönemde enerji alanında yaptığı atılımların temelinde Berat Bey'in bakanlığı döneminde geliştirdiği strateji ve yaptığı hazırlıklar bulunuyor. Karadeniz'deki doğal gaz rezervinin keşfini yapan sismik araştırma ve derin sondaj gemilerimizin alınmasıyla başlayan, madencilik alanındaki açılımlara kadar ülkemizin pek çok yeni kazanımının altında Berat Bey'in imzası var. İki sismik araştırma, 3 sondaj gemisi ve şimdi bir tane daha geliyor. Bunların fiyatlarına baktığınız zaman adeta bir otomobil fiyatı gibi. Bu nedir bu? Bunun adı finansı, parayı yönetmektir. Bunu başardığı için kuduruyorlar, çıldırıyorlar. Daha önce bazı firmalara Karadeniz'de araştırma görevi verdik. Üstelik para vererek değil. Gelecekler, bulurlarsa bulduklarının yarısını bize verecekler. Yaptıkları harcamalar miktarınca parayla cebimizden bir kuruş çıkmadan attık adımı ama şimdi baktık ki çok çok ucuza bu gemileri alabiliyoruz ve biz bu gemileri aldık. Şimdi bizim 5 gemimiz var, 6'ncı da geliyor. Türkiye ekonomisini daha da güçlü kılmak için pek çok alanda tarihi öneme sahip uygulamaları da Berat Bey'in Hazine ve Maliye Bakanlığı döneminde hayata geçirdik" açıklamasında bulundu.

'95 MİLYAR DOLAR DÖVİZ REZERVİMİZ VAR, IMF’YE BORÇ SIFIRLANDI'

Katılım şirketlerinde yeni iş modellerinin geliştirilmesini ve katılım şirketlerinin faizsiz finansman yöntemlerinin çeşitlendirilmesini önemli gördüğünü belirten Erdoğan, "Bilindiği gibi burada bir adım çok çok önemli. Ekranları başında bizi izleyen milletime tekrar hatırlatıyorum. Çünkü CHP, bunlar faizcidir. Bu CHP, bunlar IMF'cidir. IMF'nin temsilcileriyle kapalı kapılar arkasında pazarlık yapanlar bunlardır. Göreve geldiğimizde Türkiye'nin IMF'ye 23,5 milyar dolar borcu vardı. Mayıs 2013'te bu borcu sıfırladık. Bay Kemal, ey Faik Öztrak, bilir misiniz şu anda bizim IMF'ye bir Allah kuruşu borcumuz yok, bitti bu iş. Bize diyorlar ki 'IMF'den gidin borç alın.' O sizin cibilliyetinizdir, o sizin karakterinizdir. Bizde bu yok. Geliyorum bir başka yere. Bunlar sahtekar, 'Şu anda Merkez Bankası’nın döviz rezervi sıfırlandı. Hatta daha da ileri gittiler, sıfırın altına düştü.' diyorlar. Göreve geldiğimizde Merkez Bankası’nın 27,5 milyar dolar döviz rezervi vardı. Şimdi 95 milyar dolar döviz rezervimiz var. Ancak bir rakam daha söyleyeceğim. Başbakanlığım döneminde bu döviz rezervi, 132 milyar dolara kadar çıktı. Ondan sonra bir düşüşle 95'e indik. Bu ne demektir? Biz yeniden 132'ye de çıkarız 200'e de çıkarız. Çünkü biz bu işi biliyoruz. Bizim akıl hocalarımız Batı değil. CHP'nin akıl hocaları orada, IMF. Bizim akıl hocalarımız kendi içimizde. Biz birbirimizle dayanışma halindeyiz ve kendi işimizi kendimiz görürüz. Bu adımları da böyle attık. Şu anda 95 milyar dolar döviz rezervimiz var" dedi.

'SENDEN O PARAYI ALIP, ONLARI DA FAKİR FUKARAYA, GARİP GUREBAYA DAĞITACAĞIZ'

2020’ye küresel sağlık krizinin damgasını vurduğunu ifade eden Erdoğan, “2020'nin hem arz hem de talep cephesinde eşi benzeri görülmeyen şoklar yaşayan dünya ekonomileri derinden sarsıldı. Küresel tedarik zincirlerinin ciddi yaralar aldığı, üretimden istihdama küresel ekonominin her alanda daraldığı bu dönemde de Berat Bey'in sorumluluğunda aldığımız hızlı ve etkin tedbirlerle ülkemizin süreci en az zararla geçirmesini sağladık. Berat Bey de hukuk çerçevesinde bugün itibarıyla tabii ki yargıda hakkını arayacaktır. Aynı şekilde ben de birçok davalar açtım. Açtığım her davayı da kazanıyorum. Ondan sonra dert yanıyor. 'Şimdi yargıya giderler' diye. Nereye gideceğim? Gideceğimiz tek yer var yargı. Senin paran bol zaten. Senden o parayı alıp, onları da fakir fukaraya, garip gurebaya dağıtacağız. Yapacağımız iş bu” dedi.

‘BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE'NİN İNŞASI İÇİN ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ’

"Salgının ekonomik ve sosyal etkileriyle mücadelemizin sürdüğü şu dönemde döviz rezervleri üzerinden Berat Bey aleyhinde yürütülen haksız ve seviyesiz kampanyanın amacı kesinlikle bu konuda bilgi sahibi olmak değildir” diyen Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çünkü biz bunların kendilerini en kritik konularda bilgilendirdiğimizde, ne yaptıklarını, nasıl hareket ettiklerini de biliyoruz. Yine burada CHP'nin tezviratları sebebiyle kafası karışmış olabilecek vatandaşlarımız için döviz rezervi konusuna açıklık getirmek istiyorum. Bir süredir zaten ekonomik saldırı altında olan Türkiye'nin, salgınla uluslararası alanda ortaya çıkan finansal dalgalanmalara karşı da tedbir geliştirmesi gerekiyordu. Bu zorlu dönemde ödemeler dengesi tarafında bir sıkıntıyla karşılaşmamak için planlı ve kontrollü döviz işlemleri yapıldı. Yapılan bu döviz işlemlerinin tamamı da piyasa kuralları çerçevesindedir ve hukuka uygundur. Ne dövizin buharlaşması ne de herhangi bir istismar, haksız kazanç, hukuka ve ahlaka aykırı işlem söz konusudur. Bu döviz işlemleri sayesinde ülkemiz, uluslararası alanda ciddi etkilere yol açan şoklara rağmen hedeflerine bağlı kalmayı başardı."

'DÜŞÜN MİLLETİN YAKASINDAN, ÇEKİLİN BU ÜLKENİN ÖNÜNDEN'

Muhataplarının millet olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sözümüz de milletedir. AK Parti olarak, Cumhurbaşkanı kabinesi olarak, ülkemizin tüm imkanlarını değerlendirerek, büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası için çalışmaya devam edeceğiz. Tayyip Erdoğan'a, ailesine, çalışma arkadaşlarına saldırarak, vaktimizi ve enerjimizi çalarak, bizi bu hedeften uzaklaştırabileceklerini sananlara diyoruz ki ‘Size buradan ekmek çıkmaz, gidin başka kapıya.’ Eğer milletin size iktidar yolunu açmasını istiyorsanız bizimle hedefte, projede, icraatta yarışın. Bunlar 132 yeni üniversite açtı. Biz, 264 yeni üniversite açacağız. Deyin ki bunlar 245 yeni spor tesisi yaptı biz 4 bin 200 yeni spor tesisi yapacağız. Deyin ki bunlar bin 524 yeni sağlık tesisi inşa etti, biz 3 bin 48 yeni sağlık tesisi inşa edeceğiz. Onlar 27 bin kilometrelere bölünmüş yol yaptı, biz 44 bin kilometre yeni yol yapacağız. Deyin ki bunlar 11 bin 600 kilometre demir yolunu yeniledi, 22 bin 200 kilometre demir yolunu yenileyeceğiz. Deyin ki bunlar sınırlarımız içinde bir dönem on binlerle ifade edilen terörist sayısını 300’ün altına düşürdü, biz bir tane bile bırakmayacağız. Deyin ki bunlar 126 organize sanayi bölgesi açtı, biz 257 organize sanayi bölgesi açacağız. Deyin ki bunlar 1 milyon yeni toplu konut yaptı, biz 2 milyon yapacağız. Deyin ki onlar orman varlığımızı 2 milyon hektar artırdı, biz 4 milyon hektar artıracağız. Deyin ki onlar 600 yeni baraj yaptı, biz 1200 yeni baraj yapacağız. Deyin ki bunlar turist sayısını 54 milyona çıkardı, biz 104 milyona çıkaracağız deyin. Bu dediklerime inanıyor musunuz? Eğer bunları lafla bile olsa söyleyemiyorsanız düşün milletin yakasından, çekilin bu ülkenin önünden, bıktık sizden dikili bir taşınız yok" dedi.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sorun bunlara; büyükşehirlerde su problemini aşmak kimin görevidir? Belediyenin mi yoksa merkezi yönetimin mi? Bu büyükşehir belediyesinin görevidir. Bay Kemal, bunları bilmez. Su Allah’ın nimeti, vereceksin. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin suyunu DSİ kanalı ile biz getirdik. Biz verdik biz. Büyükşehirin getirmesi gerekirdi, yapamadı. Biz dedik ki ‘Her ne kadar İzmir bize oy vermiyorsa da buraya suyu getireceğiz’ dedik ve suyu DSİ ile buraya getirdik. Bizim anlayışımız bu. İzmir’den verdiğimiz bu mesajların yerini bulması en büyük temennimiz. Türkiye’nin beka davasını korumak ve yüceltmek için var gücümüzle çalışırken ülkenin demokrasi ve kalkınma mücadelesini ihmal etmiyoruz. Bugün salgından teröre pek çok sıkıntıyla karşı karşıya olmamıza rağmen hala dimdik ayaktaysak, hala geleceğe güvenle bakabiliyorsak, bunu 18 yılda elde ettiğimiz kazanımlara borçluyuz. Bizim yaşadıklarımızla mukayese edilemeyecek kadar küçük tehditler karşısında paniğe kapılan ülkelere baktıkça bu kazanımların önemi daha da ortaya çıkıyor. Bölünmüş yollarla, köprülerle, elektrik hatlarıyla, doğal gaz hatlarıyla ilmik ilmik örerken, hangi engelleri aşmak zorunda kaldığımızı en iyi sizler biliyorsunuz. Türkiye'nin 81 vilayetinde bugün hangi eser, hangi hizmet varsa, hepsi de karşımızdaki köhne muhalefet zihniyetine rağmen başlanıp bitirilmiş işlerdir. Cumhuriyet tarihinde yapılanların tamamını 5'e, 10'a katlayan yatırımların hiçbirisinde muhalefetten destek görmedik ve teşekkür almadık. Bunların aka kara, karaya ak demek dışında bir düşüncesi, fikri, projesi, feraseti, mesaisi olmayanların şu anda bulunduğumuz İzmir'i nasıl sersefil bıraktıklarını görüyoruz. Havalimanından kent merkezine gelişi sırasında Karabağlar ilçesinin durumunu gördüm. Buradaki yapılanma güzel İzmir'e yakışmıyor. Siz ne işe yarıyorsunuz? Ne iş yaparsınız? Bu gecekonduları, bu kaçak yapıları niçin ele alıp da düzenlemiyorsunuz? Eliniz bir de oralara değsin. Yapmazlar, yapamazlar. Çünkü bunlar bizim gibi dertli değil, biz dertliyiz, dertli. Türkiye'nin en güzel şehri belediye hizmetlerinde ilk 10'a bile giremiyorsa durup bir düşünmek gerekir. Hükümet kendi sorumluluğundaki tüm temel hizmet altyapılarını en güzel şekilde yaptığı halde belediye sorumluluk alanındaki hususlarda manzara birden tersine dönüyorsa durup bir düşünmek lazım. Başka kentlerde birkaç ayda tamamlanan altyapı çalışmalarının İzmir'de yıllarca sürmesinin sebebi kaynak, araç ya da başka bir şey değil. Tek sebep, kendi içindeki taciz, tecavüz, hırsızlık, arsızlık dalgasıyla hesaplaşmayı reddeden zihniyettir" ifadesini kullandı.

'İZMİR'E YAZIK EDİYORLAR'

İzmir'de yaşanan sel felaketini hatırlatan Erdoğan, "Bir hanımefendi Bay Kemal'e ne diyor? '35 yıldır burayı siz yönetiyorsunuz, 35 yıldır İzmir'i siz yönettiğiniz halde bu altyapı niçin yapılmadı, yapılmıyor?' diye soruyor. Doğru, çünkü esnafın, hepsinin dükkanlarını sular bastı. Aynı şeyi depremde yaşamadık mı, yaşadık. İnşallah 6 ay sonradan itibaren teslimata başlıyoruz, yıl sonuna kadar deprem konutlarımızı bitireceğiz. Bu söz, Bay Kemal sözü değildir. Şehrine ve millete hizmet etmek yerine kaynak ve zaman önceliğini asli vazifesi olmayan işlere ayıranlar, İzmir'e yazık ediyor. Geçen yıl yaşanan depremin ardından gerekli tespitlerin yapılmasıyla 5 bin konut inşası için kolları sıvadık, çalışmalara başladık. Konutların yapılacağı yerler belirlendi, hazırlıklar tamamlandı ve yılbaşından önce inşaatlara başlandı. Şayet bu konutları, Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız değil de buradaki mahalli idare yapacak olsaydı şu anda bırakın temeli ve hatta projeyi, henüz tespitler bile bitirilememişti. Yapamazlar, dertli olacaksın, dertli. Dert yoksa iş de yok. Daha açık söyleyecek olursak içerideki rant kavgasından yatırımın kendisine sıra gelmezdi" dedi.

Aynı durumun Hakkari'de de söz konusu olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: "Devletin şehrimize hizmet verilsin diye gönderdiği kaynağı terör örgütüne peşkeş çekerek Hakkarili kardeşlerimi mağdur edenlere göz mü yumacaktık? 'Kayyum, kayyum' diye ortalığı inletenlerin bir günden bir güne bu çarpıklığa karşı tek laf ettiklerini duydunuz mu, duyamazsınız. Çünkü bunların işi milletimizin hakkını, hukukunu, menfaatini savunmak değil, kendi karanlık günlerine malzeme üretmektir. Üretimin durduğu, Kandil'e, devletin verdiği paranın gönderildiği, hizmetin olmadığı bu yerlere biz bugün de yarın da kayyum atamaya devam edeceğiz. PKK'lı teröristlerin hakkını savunmak için dünyayı ayağa kaldırmayı bilirler. FETÖ'cülere destek vermek için yollara dökülmeyi de bilirler. Ankara'dan İstanbul'a teröristlerle yürümeyi de bilir bu Bay Kemal. Türkiye düşmanlarının verdikleri her malzemenin üzerine atlamayı da iyi bilirler. İş ülkenin ve milletin hakkını savunmaya geldiğinde 'Bizim işimiz karşı çıkmak' aynen bunu söylüyor. 'Bizim işimiz karşı çıkmak, asla iyiye iyi demeyiz' beyanıyla birden muhalefet oldukları akıllarına gelir. Dünyanın her yerinde, terör, uluslararası ilişkiler, sağlık krizleri gibi milli konularda siyaset, iktidarıyla, muhalefetiyle tek yürek, tek bilek olarak hareket ediyor. Muhalefetin her halde ve şart altında kendi ülkesinin, halkının çıkarlarına saldırdığı görüntüye Türkiye'den başka yerde rastlayamazsınız. 2023'ün yeni müjdelerin yanı sıra köhne muhalefet anlayışının da tasfiye edildiği yıl olacak. Bunun için 84 milyonun her birini tarihi bir görev bekliyor. Yeni anayasamızla, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme hedefimizle, bölgesel ve küresel güç merkezi olma iddiamızla, büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasına hep birlikte dört elle sarılalım. Gelin denizlerden uzaya kadar ülkelerin rekabet içerisinde olduğu her yerde Türkiye'yi zirveye çıkartalım. Türkiye'yi güçlü, milleti müreffeh yapma hedefini hayata geçirene kadar durmayacağız.

Göztepe Gürsel Aksoy stadının da resmi açılışının yapılacağını dile getiren Erdoğan, stadın, bünyesindeki birçok tesisle hizmet vereceğini söyledi.

Erdoğan, AK Parti Genel Merkez Gençlik Kolları'nın 15 Mart'ta yapılacak 6’ncı Olağan Büyük Kongresi'nde başkanlığa İzmir AK Parti Gençlik Kolları Başkanı Eyüp Kadri İnan'ı aday gösterdiklerini ifade etti. Eda Ebru NANECİ- Tolga TAHÇI/ İZMİR, (DHA)

'YOLLARI BÖLERİZ, TÜRKİYE’Yİ BÖLDÜRTMEYİZ'

Kongrede söz alan Türkiye'nin son başbakanı, AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, kadın kollarının seçimlerdeki başarısına değindi. Başarıların altında kadın partililerin imzası bulunduğunu ifade eden Yıldırım, şunları söyledi:

"Bu hafta kongreleri, İstanbul kongresi ile tamamlıyoruz. Böylece gençler, 2023’e giden yolda AK kadroları, yeni bir heyecanla inandığımız yolda emin adımlarla geleceğe hazırlıyoruz. AK kadınlar bugünlere kadar 15 seçimde destan yazdınız. En büyük başarının altında sizin imzanız var. 2023’te Cumhurbaşkanımızı tekrar seçmeye hazır mıyız? Gençler, 2023- 2024 yolcuğuna hazır mısınız? İzmir olarak yeni bir destan yazacak mıyız? İşte bu kadar. İzmir son aylarda önemli üzüntüler yaşadı. İzmir’de deprem oldu, sel felaketi, hortumlar oldu. Acılarımızı hep beraber paylaştık, azalttık. Yine zor günlerde İzmir’in yanında Sayın Cumhurbaşkanımız, bakanlarımız, milletvekillerimiz vardı. Depremden 3 ay geçti bugün Cumhurbaşkanımızın katılımıyla depremde yuvalarını kaybedenler için temel atıyoruz, yaralar sarılır ama yok olan canlar geri gelmez, depremde hayatını kaybeden bütün hemşehrilerimize Allah'tan rahmet diliyoruz."

'ALÇAKLARA HAK ETTİKLERİ DERSİ VERECEĞİZ'

Binali Yıldırım, terörle mücadelenin kararlılıkla sürdüğünü belirterek, "Terör konusunda ise emperyal güçlerin oyuncağı olan terör örgütünün alçakça bir cinayetine şahit olduk. Terörle kola kola yürüyenlerin foyaları ortaya çıktı. Türkiye’de vatanımızı böldürtmeyeceğiz. Alçaklara hak ettikleri dersi vereceğiz. Yıllar yılı Cumhurbaşkanlığımızın liderliğinde ülkemizi yollarla donattık. Yolları böldük, hayatları birleştirdik ama dedik ki ‘Yolları böleriz, Türkiye’yi böldürtmeyiz.’ Bunu herkes böyle bilsin" ifadelerini kullandı.

'2023’E, 2024’E HAZIR MISINIZ? DURMAK YOK YOLA DEVAM'

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, "Gittiğim her il kongresinde helalleşme ile başlıyorum. Bugün bizim düğün günümüz ama aynı zamanda helalleşme günümüz. Her il kongresinde bu sözleri söylerken hafızamda İzmir’in AK Parti neferleri olmuştur. 20 seneyi geride bıraktık. 18 seneyi iktidar olarak geride bıraktık. 15 seçim kazandık darbe teşebbüsüne karşı durduk. Bir kez olsun, acaba demeyen, 20 sene boyunca sokak sokak, cadde cadde, 'Evimde yemeğim yok' demeyip, hane hane gezenlerden Allah razı olsun. 2023- 2024’te zafer kazanmaya var mıyız?" dedi.

AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli ise 2023 ve 2024 hedeflerini anlattı. Sürekli, "Bugün bize muhteşem bir gün yaşatıyorsunuz. Bugün İzmir’in düğünü. Sizlerle her zaman her yerde beraberiz. Gece gündüz demeden, pandemi, sel deprem demeden biriz, beraberiz, güçlüyüz, hep birlikte İzmir’iz, hep birlikte Türkiye’yiz, önemli bir sürecin başlangıcındayız. 'Kerem Ali, git İzmir'e 2023- 2024 hazırlıklarını yap demişti. Emirlerini hemen yerine getirdik, kollarımızı sıvadık. 22 aydır gece günüz demeden çalıştık. Durmadan da çalışacağız. Hedeflerimiz büyük. 2023’te yapılacak seçimlerde Sayın Cumhurbaşkanımızı, Cumhur İttifakı olarak burada en yüksek oyla birinci yapacağız. Birinci parti olacağız. Bu bize işaret fişeği olacağı, ardından süremiz kısa 2024 başta büyükşehir olmak üzere birçok ilçeyi AK Parti, Cumhur İttifakı kazanacak. 2023’e, 2024’e hazır mısınız? Durmak yok yola devam" dedi.

'BUNU ÇÖZERSE AK PARTİ ÇÖZER'

Mevcut İl Başkanı Kerem Ali Sürekli’nin ardından kürsüye çıkan önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediye başkan adayı Nihat Zeybekçi de "İzmir tarihçilerin de dediği gibi gök kubbe altında yaratılmış en güzel topraklar, Anadolu’nun incisi, Türkiye’nin göz bebeği. Çıktığımız bu yolda sizlerle beraber İzmir’i Türkiye’ye kazandıracak mıyız? İzmir Türkiye için lazım. Bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başlattığı hizmetkar belediyecilik maalesef İzmir’de tam karşılığını bulamadı. İzmir’e hizmetkar olacak AK Belediyecilik gelecek mi o zeybek Konak Meydanı'nda oynanacak mı? İzmir hizmetlerle tanışacak, 2023’te Cumhur İttifakı olarak birinci geldiği şehir olacak. 2024’te önce büyükşehir ve ilçelerimizde AK Hizmet Belediyeciliği ile tanışacak. '2019 belediye seçimlerinde bunlar bugüne kadar bir şey yapmadı' dedim, 'Yapmayacaklar' dedim 2 yıl geçti, taş üstüne taş koydular mı, dertlerine çare oldular mı? Türkiye’nin her yerine yağmur yağmıyor mu, neden her yağmurda İzmir çamur deryasına dönüyor. Bunu çözerse AK Parti çözer. Biz gönüller yapacağız, kardeşçe hizmetkar olacağız” diye konuştu.

DEPREM KONUTLARININ TEMELİ CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN TARAFINDAN ATILDI


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 30 Ekim'de meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki depremde yıkılan İzmir Bayraklı'daki Rıza Bey Apartmanın bulunduğu alanda düzenlenen 'Deprem Konutları Temel Atma Töreni'nde konuştu. Afetlerin engellenemeyeceğini belirterek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ama yıkıcı etkileri azaltabiliriz, afet sonrası oluşan yaraları sarabiliriz. Bugün temel atma töreninde, bir araya geldiğimiz 5 bin deprem konutunu da işte bu anlayışla hızla hayata geçiriyoruz. Depremin hemen ardından başlattığımız çalışmalarla bir kısmı yerinde, bir kısmı rezerv alanlarda olmak üzere 7 ayrı alanda hemen inşaatlara başladık. Bugün ilk etapta deprem nedeniyle yıkılan alanlarda yani yerinde yapılacak 1444 konut ve 208 iş yeri ile rezerv alanımızda yapılacak 397 konutumuzun temelini atıyoruz. Yerinde gerçekleştirilen deprem dönüşümü 75 bin metrekarelik bir alanda yürütülüyor. Bu konutların yatırım değeri 800 milyon TL. İzmir'de depremin hemen ardından riskli yapı kira yardımı, tahliye, tespit ve yıkım işleri için 15 milyon TL kaynak aktardık. Depremden hemen sonra yani 2021 yılının Ağustos ayı itibari ile de konutların teslimine başlıyoruz. Etaplar halinde toplam 5 bin konutu hak sahiplerine teslim edeceğiz. Bayraklı'daki rezerv alanda inşa edeceğimiz konutları İzmir'in ihtiyaç duyduğu stok dönüşüm konutu olarak da kullanacağız" dedi.


'20 BİN BİNADAN 18 BİNE YAKINININ YIKIMI GERÇEKLEŞTİRİLDİ'

Rezerv alanının 3 milyon 750 bin metrekarelik bir alanı kapsadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ayrıca depremden etkilenen Karaburun ilçemizin köylerinde de köy evleri inşa edeceğiz. Rıza Bey Apartmanı'nın yerinde ise farklı bir projeyi hayata geçiriyoruz. 38 vatandaşımızın cansız bedeninin çıkartıldığı depremin üzerinden 91 saat geçtikten sonra sağ olarak ulaşılan Ayda bebeğimizin sevinci ile, 84 milyon hep birlikte kucaklaştığımız yer burasıdır. Bu alanı hem depremde kaybettiğimiz vatandaşlarımızın hatıralarını yaşatacak hem de deprem bilincinin hafızalarda canlı kalmasını sağlayacak bir yer olarak düzenleyeceğiz. Depremin ardından sadece yaraları sarmakla kalmayıp İzmir'de zaten sürmekte olan kentsel dönüşüm çalışmalarını da hızlandırdık. Son 8 yıldır İzmir'de riskli yapı olarak teslim edilen 20 bine yakın binadan 18 bine yakınının yıkımını gerçekleştirdik. Şehirdeki kentsel dönüşüm sürecini vatandaşlarımızın rızasını alarak mümkün olduğunca hızlı bir şekilde yürütmeyi planlıyoruz" diye konuştu.


'İZMİR'DE 27 BİN 170 ADET KONUT İNŞA EDİLDİ'

Kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında bugüne kadar 254 milyon TL'si riskli yapı kira yardımı olmak üzere toplamda 406 milyon TL'lik bir kaynağın kullanıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Afetlere hazırlık amacıyla TOKİ eliyle İzmir'de 27 bin 170 adet konut ve sosyal donatı inşa ettik. Dar gelirli vatandaşlarımızı konut sahibi yapmak amacıyla başlattığımız 50 bin ve 100 bin konut kampanyaları kapsamında İzmir'de 6 bin 400 konut ve 109 dükkan inşa ediyoruz. 81 ile 81 milyon metrekare millet bahçesi hedefimizin bir parçası olarak İzmir'e de iki adet millet bahçesi yapıyoruz. Çiğli ve Bergama'da TOKİ eliyle hayata geçireceğimiz millet bahçelerimiz muhtemel bir afet anında kullanılabilecek" diye konuştu.


İZMİR'E SON 18 YILDA 80 MİLYAR TL'LİK YATIRIM

Son 18 yılda 80 milyar TL ile en çok yatırım yapılan illerden birinin İzmir olduğunu belirten Erdoğan, "Bu yatırımla eğitimde 10 bin 360 adet yeni derslik yaparken, İzmir'e 3'ü devlet olmak üzere 4 yeni üniversite kazandırdık. İzmir'in dört bir yanında çeşitli amaçlarla 69 spor tesisi inşa ettik. Canlı bağlantı ile açılışını yaptığımız 20 bin seyirci kapasiteli Göztepe Gürsel Aksel Stadyumu da bunlar arasındadır. İzmirli ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza 7 milyar TL'yi aşan yardım yaptık. Sağlıkta toplam 120 sağlık tesisi inşa ettik. Yatak kapasitesi 2 bin 60 olan Bayraklı Şehir Hastanemizle birlikte 8 hastanemizin yapımları şu anda devam ediyor. Ulaştırmada 545 kilometre bölünmüş yol yaparak İzmir'in bölünmüş yol uzunluğunu 948 kilometreye çıkardık. İstanbul- İzmir Otoyolu, Menemen- Aliağa- Çandarlı Otoyolu, Manisa yolundaki Sabuncubeli tüneli, Konak tüneli, İzmir Çevreyolu bunlar arasındadır. Demiryollarında Aliağa Selçuk arasında hizmet veren İZBAN'ı şehrimize kazandırdık. İzmir- Ankara yüksek hızlı tren hattının yapımı devam ediyor. Halkapınar Otogar metro hattının yakında ihalesine çıkıyoruz. Gerçekten şehrimize yakışan bir eser olduğunu düşündüğüm İzmir Körfez geçişi projemizin etütleri bitti. İmar planları çalışmaları ise sürüyor. Adnan Menderes Havalimanı'nı baştan aşağı yeniledik. Tarımda şehrimize 29 baraj ve 8 gölet inşa ettik. İzmirli çiftçilerimize son 18 yılda 5.5 milyar lira tutarında tarımsal destek verdik. Sanayide şehrimize 3 yeni organize sanayi bölgesi, 3 yeni teknopark, 93 araştırma geliştirme merkezini kurduk" dedi.


'1.5 MİLYON YENİ KONUT 5 YILDA TAMAMLANACAK'

İzmir'deki 26 ilçeye doğalgaz getirildiğini de ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnşallah deprem yaralarını sararak, kentsel dönüşümü hızla tamamlayarak şehrimizin geleceğine daha güvenle bakmasını sağlayacağız. Önümüzdeki dönemlerde İzmir'i tarihi ve potansiyeline uygun çok daha büyük projelerle tanıştırmak için sabırsızlanıyoruz. Ülkemizin karşı karşıya olduğu afet gerçeğinden hareketle 2012 yılında büyük bir kentsel dönüşüm seferberliği başlattık. Yaptığımız değerlendirmeler ışığında 81 ilimizin ve 922 ilçemizin tamamındaki riskli binaları kentsel dönüşüm kapsamına aldık. Şu an sahada yatırım değeri 81 milyar TL 'yi bulan 272 bin dönüşüm konutumuzun inşası devam ediyor. Acil dönüşmesi gereken 1.5 milyon konutu her yıl 300 bin yeni inşaatla 5 yıl içerisinde bitirmeye kararlıyız. Türkiye genelinde bugüne kadar TOKİ tarafından 1 milyon adet depreme dayanıklı sosyal konutun üretimini de gerçekleştik" dedi.


'MALİ KOLAYLIK GETİREN DÜZENLEMELER HAYATA GEÇİRİLDİ'

Tüm bunları yaparken vatandaşlara mali kolaylık getiren düzenlemelerin de hayata geçirildiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Konutlarını riskli yapı statüsüne dönüştüren vatandaşlarımız için mevcut yapılarının 1.5 katına kadar inşaatta KDV oranının yüzde 18'den yüzde 1'e indirdik. Ayrıca yapılarını kentsel dönüşüm kapsamında yenileyen vatandaşlarımızın kullanacağı kredi miktarını arttırdık. Konut alımları için kullanılabilecek toplam kredi tutarını da 625 bin TL'den 1 milyon TL'ye yükselttik. Tüm kurumlarımız ve imkanlarımızla inşallah bu süreci hızla tamamlayacağız. Elbette biz bunları yaparken her an yeni afet tehlikesiyle karşı karşıya olduğumuzu biliyoruz. Buradan; imkanı olan vatandaşlarıma afet riski altındaki binalarını hızla güçlendirmeleri veya gerekiyorsa yenilemeleri çağrısında bulunuyorum. Üzmeyeyim, kırmayayım ama ben güçlendirmekten değil yenilemekten yanayım. Hiçbir hesap afette karşılaşabileceğimiz yıkım ve acılardan daha değerli olamaz. İnşallah çok geç olmadan her bir vatandaşımızın kurumlarımızla iş birliği içinde dönüşümü hızla tamamlayacağına inanıyorum. Öte yandan Karabağlar'ı biz ne zaman farklı bir hale getireceğiz? Karabağlar ne zaman modern bir şehir olacak? doğrusu bunun özlemi ve hasreti içerisindeyim. Bu güzel İzmir'imize o bölge bu haliyle hiç yakışmıyor."


YILDIRIM: CUMHURBAŞKANIMIZIN LİDERLİĞİNDE İZMİR TEK VÜCUT OLDU

İzmir'in büyük bir felaket yaşadığını söyleyen İzmir Milletvekili Binali Yıldırım da "117 vatandaşımızı kaybettik. İlk andan beri sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde İzmir tek vücut oldu. Bakanlarımız, Büyükşehir Belediye Başkanımız, bütün kurumlarımız, AFAD, Kızılay, UMKE, herkes el ele vererek zamanla yarışmak suretiyle enkaz altından sağ olarak insanlarımızı kurtarma yarışına girdi. Yıkılan evler geri gelir ama giden canlar geri gelmiyor. Rabbim hayatını bu depremde kaybedenlere rahmet eylesin. Mekanları cennet olsun. Depremin hemen akabinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız çalışmalara başladı ve 3 ay gibi bir sürede birçok noktada yıkılan bu evlerin daha yenisi ve güzelini yapmak üzere temel atma noktasına getirdi. Çok kısa sürede burada binalar yükselmiş olacak ve hak sahibi kardeşlerimiz binalarına yerleşecek. Biz 17 Ağustos depremini de Sayın Cumhurbaşkanımızla yaşadık. Sayın Cumhurbaşkanım, o zaman İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı idiniz. Ben de sizin genel müdürünüzdüm. O depremde imdada yetişen yine sizdiniz. O depremde 2 bin 500 depremzedeyi hastanelere taşıdık. Türkiye o günden bugüne çok mesafe kat etti. Artık her türlü felakette anında vatandaşımızın yanında olan devletimiz, hükümetimiz, bakanlarımız var. Türkiye bu başarıyı büyük bedeller ödeyerek kazandı ancak bundan sonra yapmamız gereken; depremlerle yaşamayı öğrenmektir. Deprem öldürmez, bilinçsizlik öldürür" dedi.


KURUM: 30 EKİM'İ UNUTMAYACAĞIZ

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum da konuşmasında "Bugün İzmir tarihi bir günü yaşıyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleri ile yapacağımız 5 bin yeni yuvamızın temel atma töreni için bir aradayız. Aynı zamanda 20 bin seyirci kapasitesi ile dünyada örnek gösterilen ve 24 saat yaşayan bir eser olan Göztepe Stadı'nın da açılışını gerçekleştiriyoruz. 30 Ekim'i unutmayacağız çünkü 30 Ekim 84 milyonun hüzne boğulduğu tarihtir. O gün sadece evlerimiz yıkılmadı aynı zamanda 117 canımızı yitirdik. Canlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Vatandaşlarımızın yaralarını sarmak için İzmir'de el ele verdik ve tek yürek olduk. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla birlik ve beraberlik içinde özveriyle çalıştık. Kısa sürede arama kurtarma çalışmalarımızı, 10 günde hasar tespit çalışmalarımızı tamamladık. 184 bin bina, 84 bin bağımsız bölümde hasar tespit çalışmalarımızı yaptık. 2012'den bu yana 1.5 milyon konutun dönüşümünü tamamladık. Acil dönüşmesi gereken 1.5 milyon konutun daha dönüşümünü 5 yıl içinde tamamlayacağız. Bugün de İzmir tarihinin en büyük kentsel dönüşüm hareketini başlatıyoruz. İnşallah projemizi kültürel, sosyal alanlarıyla en güzel şekilde tamamlayıp İzmirli kardeşlerimize en güzel şekilde teslim edeceğiz" dedi.


PAKDEMİRLİ: SİYASET YAPMADAN İZMİRLİ'NİN DERDİNİ ÇÖZDÜK

İzmir depreminde özveriyle görev yapan tüm kurumlara teşekkür eden Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, "Çalışma yapılırken özellikle şehirde siyaset yapmayarak İzmirlinin derdini çözelim dedik. Allah'a şükür ki bunu yapmayı başardık. İnşallah önümüzdeki hafta depremde sağ kurtulan Buse'mizin düğününe katılıyor olacağım. Başta sayın bakanlarımız olmak üzere katkı koyan milletvekillerimize teşekkür ediyorum" diye konuştu.


SOYLU: YAPMAMIZ GEREKEN TEDBİRLERİ EL BİRLİĞİYLE ALABİLMEKTİR

Ülke olarak afet bölgesinde olunduğunu hatırlatan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Afetlerin ne zaman ne şiddette ve büyüklükte olacağını önceden tahmin edebilmemiz mümkün değil. Bunu İzmir depreminde de Giresun'daki sel afetinde de, Elazığ'da da yaşadık. Yapmamız gereken tedbirlerimizi el birliğiyle alabilmektir. Afet öncesi, afet anında ve sonrasında yapacaklarımız bizim sorumluluklarımız içerisindedir. Elbette ki bundan bir ay önce Elazığ'da geçen yıl gerçekleşen depremde yıkılan konutların yerine yeni konutlar yıl sonuna kadar teslim edilmiştir. Dünyanın hiçbir ülkesinde kendi vatandaşının karşı karşıya kaldığı bu sorunda hem onları dinleyerek hem onların gönlünü alarak hem de kısa zamanda çare oluşturabilmek mümkün değildir" ifadelerini kullandı.

İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger ise, "Depremde meydana gelen maddi kayıpları telafi etmek mümkündür ancak telafisi mümkün olmayan can kayıplarımız da oldu. Sayın Cumhurbaşkanlığımızın önderliğiyle gerçekleştirilen temel atma töreninin ilimiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum" dedi.

Öte yandan Göztepe Gürsel Aksel Stadı'nın açılışına canlı bağlantı ile katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, stad açılışını gerçekleştirdi. Daha sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, canlı bağlantı ile depremde yıkılan Yağcıoğlu Apartmanı'nın temel atma törenine bağlandı. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ'ın butonlara basılmasının ardından temel resmi olarak atıldı ve mikserler çalışmaya başladı.

GÖZTEPE GÜRSEL AKSEL STADI'NA GÖRKEMLİ AÇILIŞ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Spor Toto Süper Lig ekiplerinden Göztepe'nin geçen sezon 26 Ocak 2020 tarihinde Beşiktaş'la oynadığı maçla hizmete giren Gürsel Aksel Stadı'nın resmi açılış törenine telekonferansla katıldı.

Açılış töreninde Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, AK Parti İzmir milletvekilleri Mahmut Atilla Kaya ve Alpay Özalan, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir, Göztepe Başkanı Mehmet Sepil, Altay Başkanı Özgür Ekmekçioğlu, Altınordu Başkanı Seyit Mehmet Özkan, Karşıyaka Başkanı Turgay Büyükkarcı, İzmir Kulüpler Birliği Vakfı (İZVAK) Başkanı Ali Erten, İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener, Göztepe Teknik Direktörü Ünal Karaman ve sporcular da yer aldı.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN ÖVGÜ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, canlı bağlantıyla katıldığı törende Göztepe'nin 95 yıllık özlemine son veren stadın 400 milyon TL'lik yatırımla tamamlandığını söyledi. Gürsel Aksel Stadı'nın hem dış hem de iç görünüş olarak çok güzel olduğunu ifade eden Erdoğan, "Stadyumun güzelliğini görüyorsunuz. İzmir'in şanına yakışan bir stat oldu. Belki uluslararası müsabakaları yapabileceğimiz 20 bin kişilik stat. Binali Bey’in ısrarlarıyla yapılmış bir stadyum. Bu kadar emekten sonra Türkiye Futbol Federasyonu Başkanımız da orada, bu iş de müteahhitliğe benzemez. Daha çok çalışacağız. Şu pandemi belasından kurtulalım, orada bir jübile mi olur sembolik mi olur maç yapabiliriz. Vekaleten Alpay Özalan o işi götürür. Adana'da çok güzel bir stadı açtık. Stadının bir özelliği var, iki kulübümüze hizmet verecek. Adanaspor ve Adana Demirspor'a hizmet vermesi açısından Yeni Adana Stadı'nın işlevi farklı olacak. Adana'yı çok önemsiyoruz. Hem Adana hem Gürsel Aksel iç ve dış görünümüyle çok çok güzel statlar. Artık bütün iş neticeler almak" diye konuştu.

GÖZTEPE SÜRPRİZ YAPTI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Göztepe Gürsel Aksel Stadı'nın açılış töreninde Spor Toto Süper Lig'de dün sarı- kırmızılı takımın deplasmanda Fenerbahçe'yi 1- 0 mağlup ettiği maça da esprili bir göndermede bulundu. Erdoğan'ın törende, "Dün akşam da tabi bize sürpriz yaptılar. Stat açılışı bugüne rastladı" diyerek espri yapması gülüşmelere neden oldu.

KASAPOĞLU: DÜNYANIN EN GÜZEL STATLARI ARASINDA

Bakan Kasapoğlu ise Gürsel Aksel Stadı'nın dünyanın en güzel statlarından biri olarak aday gösterildiğini ifade etti. Kasapoğlu, "Türkiye'nin ve dünyanın en güzel statlarından birinin yanı başındayız. Size destekleriniz ve ilginiz için şükranlarımızı arz ediyoruz. Emeği olan Binali Yıldırım Bey, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum Bey ve emeği olan herkese teşekkür ediyorum. Kulüp başkanlarımızla, TFF Başkanımızla, sporcularımızla beraberiz. Sporcularımızın bir kısmı olimpiyatlarda kota alan sporcularımız. İnşallah yüksek performans merkezimiz de hazır. Onu da sizin teşriflerinizle açmayı arzuluyoruz" ifadelerini kullandı.

İZMİR'E MİLLİ MAÇ MÜJDESİ

AK Parti Milletvekili Alpay Özalan da açılışta, "Türkiye sayenizde tesisleşmede çağ atlamıştır. Size kuru kuru teşekkür olmaz. Ya kulüpler bazında ya da milli takım bazında Avrupa, dünya şampiyonlukları getirerek size teşekkür edeceğiz" dedi.

Göztepe Başkanı Mehmet Sepil de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkürlerini iletti. Sepil, "Stat 95 yıllık rüyamızdı, artık çok övünülecek stadımız var. Sizi bir maçımıza bekliyoruz. Pandemi sonrası stadımızda, burada bizi onurlandırmanızı isteriz" diye konuştu.

TFF Başkanı Nihat Özdemir ise "Cuma günü Yeni Adana Stadı'nı açtık. Bugün Gürsel Aksel Stadı'nı açıyoruz. Burayı da bir milli maçla iltifat edebiliriz" ifadesini kullandı.

Eski Futbol Federasyonu ve Altay Başkanı, İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener ise törende Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür ederek, Adana'daki yeni açılan stadın ilk golünü Adana Demirspor- Altay maçında Altaylı bir futbolcunun attığını, ilk galibiyeti de İzmir takımının aldığını hatırlattı. Ardından tüm katılımcılar stadın açılış kurdelesini kesti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcılardan kurdeleyi kestikleri makasları hatıra olarak saklamalarını istedi.

GÖÇ KONULU KONFERANSA KATILDI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İzmir programında son olarak Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Sabancı Kültür Sarayı'nda yapılan 'Göç: Önümüzdeki Yirmi Yılın Projeksiyonu ve Ötesi' konulu konferansa katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Devlet Konservatuvarı Orkestrası Dinletisi ile 'Göç ve Suriye- Bir Kronoloji' başlıklı film gösterimi gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan ile geldiği konferansa, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, Binali Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu İzmir milletvekilleri ve akademisyenler katıldı.

'MAZLUMLARIN BOTLARI KASTEN BATIRILDI'

Konferansta konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Göç: Önümüzdeki 20 Yılın Projeksiyonu ve Ötesi' temasıyla düzenlenen konferansın başarılı geçmesini temenni ettiğini ifade etti. Konferansın mültecilerin statüsü hakkında Cenevre sözleşmesinin 70’inci yıl dönümünde tertiplenmesinin buluşmaya ayrı bir anlam kattığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada dillendirilecek görüşler, göçün sebepleriyle siyasi, kültürel ve ekonomik etkileri üzerine bizleri yeniden düşünmeye sevk edecek. Göç konusu son yıllarda küresel bir mesele oldu. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki en büyük insan hareketliliğini yaşıyoruz. Her sene milyonlarca insan savaştan, iç çatışmadan, terör ve yoksulluk gibi sebeplerle evlerini terk ediyor. Dünya genelinde göçmenlerin sayısı 272 milyona, yerlerinden edilen kişilerin sayısı 80 milyona, mültecilerin sayısı ise 26 milyona yaklaştı. Dünya nüfusunun yüzde 3'ü göçmen olarak hayatını sürdürüyor. Bu insan hareketliliğinde zaman zaman içimizi acıtan manzaralar var. Güvenli bir gelecek kurma hayaliyle çıkılan yolculuklar kimi zaman felaketle neticeleniyor. Çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 30 bine yakın göçmen hayatını kaybetti. Aylan bebek başta olmak üzere Ege'de yaşanan insani dramları unutmadık. Büyük hayallerle çıktıkları yolculuklarda mazlumların botları kasten batırıldı. İnsanlık sadece Akdeniz'de değil, Ege'de, Meriç'te sınıfta kaldı. Göçmenlerin güvenli yaşam hayalleri sulara gömüldü. Sadece 2020 yılında Ege'de 9 bine yakın geri itme vakası yaşandı. Avrupa'ya sığınan on binlerce Suriyeli çocuğun nerede olduğu bilinmiyor. Bu meselede asıl yükü taşıyan gelişmekte olan ülkelerdir. Dünyadaki mülteci nüfusunun yüzde 85'ine zengin devletler değil, imkanları kısıtlı ülkeler ev sahipliği yapıyor" dedi.

‘TERÖRİSTLERLE MÜCADELEYİ SÜRDÜRÜYORUZ’

Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin verilerinden örnek veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, rakamlara göre 2020 yılında dünyada 3’üncü ülkelere yerleştirilmeyi bekleyen 1 milyon 440 bin mülteciden sadece 39 bin 500'ünün 25 batı ülkesine yerleştirildiğini açıkladı. Türkiye'nin ise sayıları 4 milyonu bulan sığınmacıya ev sahipliği yaptığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Türkiye'ye sınırlarını açması konusunda tavsiye verenler, bu süreçte mültecilere sırtını dönmüştür. Hak ihlallerine ortak olmuştur. Türkiye, kıtaların ve kültürlerin kavşağında olan bir ülke olarak göç olgusuna yabancı değil. Asırlardır insan hareketliliğinin merkezinde yer alıyoruz. Engizisyondan kaçan Museviler başta olmak üzere son 500 yılda baskı gören, inancı, rengi dolayısıyla ayrımcılığa uğrayanlara biz kapılarımızı açtık. Biz 'Tahtımı veririm, tacımı veririm ama devletime sığınan mazlumları asla vermem' diyen bir devlet geleneğine sahibiz. Kafkasya'daki kardeşlerimiz de Balkanlardaki soydaşlarımız da hep bizim topraklarımıza sığındı. İkinci Dünya Savaşı sırasında Avrupa'daki Türk diplomatlar yüzlerce mazlumu soykırımdan kurtardı. Irak'tan kaçan yüzbinlerce Kürt'e, biz kapımızı açtık. Soydaşlarımızı biz bağrımıza bastık. Tarih boyunca zulme ve katliama uğrayan herkese şefkatli olduk. Suriye'deki çatışmalar başladığından beri, maddi imkanları katbekat bizden fazla olanlar, mültecileri toplama kamplarına mahkum ederken, biz bu insanlarla ekmeğimizi paylaştık. Sayın Obama bir gece şahsımı aradı ve Kobani'deki Kürtlerin zor durumda olduğunu, bu konuda kapılarımızı açmak için destek istedi. Bana, 'Bu insanlar ölümle şu anda karşı karşıya, biz gerekirse uçaklarla mühimmat indireceğiz' dedi. Bu operasyona ben katılamam çünkü bu operasyonun ötesinde ciddi bir savaş var. O olayla birlikte binlerce, on binlerce Kürt kardeşimiz öldü. Biz buna rağmen kapılarımızı açtık. On binlerce Kobanili hala bizim ülkemizde. Halep'teki kardeşlerimize biz sahip çıktık. Farklı inançtan insana kapılarımızı açtık. Suriye'nin kuzeyinde ABD'li bir general, 'Biz şu anda PKK, YPG, PYD ile beraberiz' diyor. Bu nasıl NATO'da ittifak iki ülke? Bunların derdi başka, hala terörle beraberler. Biz de teröristlerle mücadeleyi sürdürüyoruz. Dostlar dostluğunu icra ederse, biz de gönlümüzü açarız. Yoksa bugüne kadar ne yaptıysak bundan sonra onu yaparız. Mağdurlara kendi vatandaşımıza verdiğimiz hizmeti verdik. Bunları çıkar hesabı ya da reklam için değil inancımız, imanımız gereği yaptık. Bize verilen sözlerin tutulmadığını gördük. Bilinen bazı liderler, isim vermeyeceğim. 'İdlib'de briket konutlar yapalım' dedik. 'Ne kadar yaparsınız' diye sorduğumuzda '50- 100 bin konut yapalım bir kısmını siz üstlenin' dedik. Sözlerini yerine getirmediler. Biz 52 bin briket konut yaptık. İstedik ki artık çadırlarda yaşamasınlar. AB, Yunanistan'a 100 bin sığınmacı için 3 milyar euro ile destek verirken, Türkiye'dekiler için ellerini taşın altına koymadı. 18 Mart mutabakatıyla 6 milyar euro hala tam olarak gönderilmedi. Uluslararası basın bile bu gerçeği gördü."

'420 BİN SIĞINMACI GERİ DÖNDÜ'

Suriyeli mültecilere sahip çıkan tek devletin Türkiye olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, katliamların sürmemesi için tek engelin Türk askerleri olduğunu dile getirerek, "Biz paylaşmanın bereketine inanan, dünyanın iyilikle ayakta kaldığına iman eden insanlarız. Ülkemizdeki Suriyelilerin güvenli olarak ülkelerine geri dönüşleri de hızlanıyor. Terörden temizlenen bölgelere şimdiye kadar ülkemizden 420 bin sığınmacı geri döndü. İstikrar ve huzur ortamı güçlendikçe bu sayı artacak. Güvenli bölgelere son günlerde terör eylemleri artıyor. 1 ay içinde onlarca masum hayatını kaybetti. Nasıl daha önce terör yuvalarını imha ettiysek, diğer bölgelere yönelik adımlar atılacak" diye konuştu.

‘O BOTLARI ŞİŞLEYENLERİN KİM OLDUĞUNU SİZ BİLİYORSUNUZ’

Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Göçmenlerin botlarını batırmanın çare olmadığını gördük. Nitelikli insanları alıp ihtiyaç sahiplerine kapıları kapatmak ahlaki değil. Bunlar yeni göç dalgalarının oluşmasına neden olur. Göç meselesinin üstesinden İslam karşıtlığının körüklenmesi suretiyle gelineceğini düşünmek yanılgıdır. Gelir adaletsizliğinin bu derece keskinleştiği bir düzende göçü tamamen bitirmek mümkün değil. Pandemi göçmenlerin sıkıntılarını artırdı. Asıl yüzleşilmesi gereken, göçü besleyen sorunlardır. Bu yüzleşmeye asıl insani bir mesele olduğunu kabul ederek başlayabiliriz. Her göç yeni bir buluşmadır. Dini, dili, kültürü farklı insanların kucaklaşmasıdır. Göçmenlerin gittikleri ülkelere katkılarını görmeliyiz. Ülkemizden göç edenler bilimden, sanata, teknolojiye kadar her alanda insanlığa katkı veriyor. Aynı şekilde bize gelenler arasında mühendis, hukukçu ya da doktorlar var. Bunlardan birçok yerde istifade ediyoruz. Asırlardır göç alan bir ülke olarak göç olgusuna yalnızca güvenlikçi pencereden bakmıyoruz. Dünyadaki iyi, başarılı örneklerden istifade ediyoruz. İçe kapanarak değil, dışa açılarak yarının büyük Türkiye'sini inşa edeceğimizin farkındayız. Türkiye'ye gelmek isteyen yatırımcılara gereken kolaylığı göstereceğiz."

Konferans süresince ortaya koyulacak fikirlerin yeni ufuklar çizeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "O botları şişleyenlerin kim olduğunu siz biliyorsunuz. Komşu Yunanistan o savunmasız insanları, o denizin sularında öldürdüğünü biliyorsunuz. Bu gerçekleri anlatıyoruz. Bir kulaktan giriyor, öbür kulaktan çıkıyor ama anlatmaya devam edeceğiz" dedi.

'ÜLKEMİZ DÜNYAYA ÖRNEK OLDU'

DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar ise etkinliğin sonuçlarının bilim dünyasına ışık tutacağını dile getirerek, kurumunun 39 yıldır insanlığın selameti için çalıştığını ifade etti. Üniversite olarak yaptıkları bilimsel araştırmalarla ilgili örnekler veren Dr. Hotar, "Dünyanın ilk 500 üniversitesi arasına girmek için çalışmaları kararlılıkla sürdürüyoruz. Dünyanın her noktasında insanlar yaşadıkları topraklardan ayrılabiliyor. Daha iyi bir geleceğe sahip olmak için ya da savaştan, terörden siyasi baskılardan kaynaklanıyor. Hayatta kalmak bu sorunları yaşayan insanların önceliği oluyor. Son 10 yılda Ortadoğu'da hukuki statüsü ne olursa olsun, milyonlarca insan yaşam mücadelesi veriyor. Libya'dan Mısır'a kadar birçok ülkede ortaya çıkan karışıklık göç dalgalarının yaşanmasına neden oldu. Ülkemiz 2011 yılında başlayan bu süreçte dünyaya örnek oldu. Bilim dünyasının temsilcileri olarak ortak çözümler bulunmasını bekliyor, sığınmacıların sorunlarının uluslararası toplumun sorunu olduğunu düşünüyoruz. Uyum sürecinde bu insanlar desteklenmeli. Ülkemiz sığınmacılara insani yardımlarını yaptı" diye konuştu.

Günün anısına Prof. Dr. Nükhet Hotar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, Güzel Sanatlar Fakültesi tarafından hazırlanan geleneksel hediyeyi takdim etti. Aile fotoğrafının çekilmesinin ardından Erdoğan, salondan ayrıldı. Nevra UÇKAÇ/ İZMİR, DHA)