Geri Dön
Politika TBMM'de 2021 Bütçesi görüşmeleri başladı

TBMM'de 2021 Bütçesi görüşmeleri başladı

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda 12 gün sürecek 2021 yılı bütçe görüşmeleri başladı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, bütçe sunumunda salgın kısıtlamalarına rağmen, 2020 yılını pozitif bir büyüme ile kapatmayı öngördüklerini, 2021 yılında da 5,8 büyüme hedeflediklerini söyledi.

TBMM'de 2021 Bütçesi görüşmeleri başladı

İYİ PARTİLİ TATLIOĞLU: REFORM YAPACAKSANIZ BÜTÇEYE KOYARSINIZ

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın sunumunun ardından, İYİ Parti Grubu adına söz alan Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu, bütçelerin demokratik bir temel hak olduğunu vurguladı. Tatlıoğlu, 2021 bütçesi ile ilgili eleştirilerini dile getirerek, "Bu bütçeyi hazırlayan arkadaki siyasi kadronun enerjisinin tükenmişliği her hâlükârda belli. Zaten bu bütçe sevk edildikten sonra düşünün, bir ülkede bütçeyi sevk ediyorsunuz, sonra arkadan usulca reform konuşmaya başlıyorsunuz. Böyle bir şey olur mu? Atı çıkarıyorsunuz koşturmaya, arkadan siz başlıyorsunuz koşmaya. Böyle samimi bir düşünce olduğuna inanıyor musunuz? Reform yapacaksanız bunu bütçeye koyarsınız, herkes de bilir, dünya âlem de bilir; bu bir reform bütçesidir. Bu, bir bütçe vizyonundan yoksun, belki de tarihin bilinen en düşük profilli bütçesi" dedi.

MHP'Lİ AKÇAY: TÜRKİYE'NİN FERASETİ ÖRNEK

MHP Grubu adına ilk sözü alan Grup Başkanvekili Erkan Akçay, 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’nin performans esasına göre hazırlandığını, performans esaslı program bütçesi sayesinde kamu hizmetleri ile kaynak tahsisleri arasında güçlü bir bağın kurulacağını ve toplumun beklentilerini öne çıkaracağını söyledi. Dünyayı ve Türkiye’yi etkisi altına alan Covid-19 salgınıyla mücadelenin devlet-millet bütünleşmesiyle başarılı ve kararlı bir şekilde sürdürüldüğünü kaydeden Akçay, "Avrupa, yaşlı hastalarına ölüm protokolleri imzalatırken, devletimiz, her yaştan vatandaşına ihtimam göstermektedir. Sosyal devlet anlayışıyla hastalarımıza teşhis, tedavi ve tedarik imkânları ücretsiz sağlanmaktadır. Batılı ülkeler korsanlık peşinde koşarken, Türkiye, 180'den fazla ülkenin yardım çağrısına karşılık vermiştir. Türkiye'nin vefası, merhameti ve feraseti dünyaya örnek olmaktadır" dedi.

'PKK'YA SIRTINI YASLAYARAK ÇIKAR UMMAK SİYASET DEĞİL'

Akçay, CHP'li milletvekilleri Ünal Çeviköz ve Ali Mahir Başarır’ın, tepkilere neden olan açıklamalarna ilişkin "Siyaset, kör dövüşlere teslim edilmeyecek kadar önemli, ucuz siyasetlere kurban edilmeyecek kadar kıymetlidir. Siyasi motivasyonunu polemiklerden, demagojilerden devşirmek, yabancı ülkelere, terör örgütlerine, FETÖ'ye, PKK'ya sırtını yaslayarak çıkar ummak siyaset değildir. Ülkemizin değerlerine ve kurumlarına düşmanca hakaret etmek ne siyasettir, ne de muhalefettir. Siyasetçi gücünü ve referansını Atlantik ötesinden, Avrupa'dan değil millet iradesinden almalıdır. Bir siyasetçi düşünün ki yaptığı bir açıklamayla 'Türkiye Libya'da çizgiyi aştı.' diyerek kendi ülkesini itham ediyorsa ve aynı kişi 'Türkiye Libya'da Birleşmiş Milletlerin kararlarına uymuyor.' diyerek Türkiye'yi şikayet edip, hedef gösteriyorsa bu sözleri nasıl yorumlayacağız? Bu açıklamadan bir gün sonra Libya'ya insani yardım götüren Türk gemisine, Yunan komutanın talimatıyla Alman savaş gemisi tarafından uluslararası hukuka aykırı olarak Akdeniz'de baskın yapılmıştır. Şu tesadüfe bakın ki bu siyasetçinin birlikte siyaset yaptığı bir siyasi arkadaşı yapılan bu baskını savunarak baskıncılara âdeta meşruiyet sağlamaya çalışıyorsa bunu neyle izah edeceğiz? 'Türkiye Azerbaycan'a silah yardımı yaptı, cihatçı gruplar gönderdi.' iftirasını atarak Macron'a ve yabancı ajanslara malzeme verdiler. 'Türkiye'de can ve mal güvenliği yok, hukuk ve demokrasi yok, yatırım yapmayın' anlamında sözler sarf ettiler. Libya'daki Türk askerini lejyonere benzettiler. Geçmişte yaptığı açıklamayla Doğu Akdeniz'deki faaliyetlerimize de karşı çıkan kişi 'Ordu Katar'a satıldı.' diyebildi. Türkiye'ye ve Türk milletine, Türk ordusuna karşı organize ve senkronize bir şekilde bir karalama ve iftira kampanyası yürütüldüğü açıkça ortadadır" ifadelerini kullandı.

'BÜTÇE KANUN TEKLİFİNİ DESTEKLEYECEĞİZ'

MHP grubu adına ikinci sözü alan Grup Başkanvekili Levent Bülbül de, MHP olarak görüşülmekte olan bütçe kanun teklifini destekleyeceklerini belirterek, "2021-2023 dönemini kapsayan Yeni Ekonomi Programı'ndaki hedeflerle uyumlu olarak hazırlanmış olan bütçe kanun teklifi kamu dengelerinin iyileştirilmesini, kamu maliyesi alanında ele alınmış olan, elde edilmiş olan kazanımların korunmasını amaçlamaktadır" dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda, AK Parti Grubu adına söz alan, Grup Başkanvekili Mehmet Muş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sözlerine yanıt verirken, kısa süreli gerginlik yaşandı. CHP'li milletvekilleri, Muş'un Kılıçdaroğlu hakkındaki sözlerine tepki gösterdi.

TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanı Mustafa Şentop Başkanlığı'nda, 2021 Yılı Bütçesi'nin geneli üzerinde yapılan konuşmalarla başladı. AK Parti Grubu adına söz alan Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun eleştirilerine yanıt verdi. Kurtulmuş, Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Demokrasiyi ilk seçimde getireceğiz" sözlerine, "Darbelere karşı demokrasi dersini bu millet vermiştir. 28 Şubat'ta tanklara ayar verilirken millet demokrasiye sahip çıkmıştır. 15 Temmuz gecesi sahip çıkmış, kanlarıyla bedelini ödemiş dünyanın en kutsal demokrasisidir" değerlendirmesini yaptı.

Muhalefet partilerinin, 'erken seçim' çağrılarına ilişkin Kurtulmuş, her muhalefet partisinin erken seçim isteyebileceğini ifade ederek, "Türkiye'de erken seçimin rasyonel siyasi şartları yoktur. Cumhur İttifakı milli konularda kararlılıkla devam etmektedir. İnşallah 2023'te Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan milletin helal oylarıyla yeniden Cumhurbaşkanı seçilecektir" dedi.

'KURŞUN ASKER'

Numan Kurtulmuş, Kılıçdaroğlu'nun kürsüde konuşurken, AK Parti sıralarını hedef alan ‘kurşun asker’ sözlerine de tepki gösterdi. Kurtulmuş, "Hakikaten rencide eden bir şey. 'Kurşun asker' tanımlaması hiçbir CHP'li arkadaşımı, kurşun asker olarak itham etmem. AK Parti grubundaki hiçbir arkadaşımız kurşun asker değildir. Akıl izan sahibi, vatansever insanlardır" dedi.

BORSA İSTANBUL

AK Parti Grubu adına söz alan Grup Başkanvekili Mehmet Muş da yaptığı konuşmada, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun eleştiri ve iddialarına yanıt verdi. Muş, konuşurken, CHP'liler tepki gösterdi.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Borsa İstanbul'un Katar'a satılan hissesine ilişkin eleştiri ve iddialarına yanıt veren Muş, "Borsa İstanbul'un değeri geçen sene 1,5 milyar dolardı, bu sene 2 milyar dolara çıktı ve bunun yüzde 10'u 200 milyon dolara satıldı. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası'ndan bu yüzde 10'luk hisse devralınmıştı. Bu devraldığımız rakam 200 milyon doların çok çok altında bir rakamdır, çok üstünde bir rakamla satılmıştır. 2019 kârı 1 milyar. Bakın, 2019 kârı 1 milyar. 200 milyon dolara satılmış, yüzde 10'u 1,6 milyar liraya satılmış yani kârından hesapladığınız zaman bunun geri dönüşü on beş, on altı yıla tekabül ediyor. Ben düzeltmiş olayım, doğru bilgileri kamuoyuyla paylaşmış olayım" dedi.

'BİZ BUNU ÇOK DİNLEDİK'

Muş, Kılıçdaroğlu'nun, AK Parti'ye, "İlk seçimlerde bu sefer sizi göndereceğiz" sözlerine ise "Biz bunu çok dinledik. Yenilen pehlivan güreşe doymazmış. Kemal Bey'e cevabı biz vermiyoruz, Kemal Bey'e Cumhurbaşkanı adayları veriyor, Muharrem İnce veriyor. Diyor ki, 'Yenmiş de yenmiş. Çıkmışsın yenmiş. Yenmiş de yenmiş. Her seçimi yenmiş.' Dolayısıyla akıbetiniz yine bu olacaktır. Bakın, kayıtlara geçsin, burada ana muhalefet liderinin doğal aday olması en normal şeydir çünkü büyük partidir" ifadelerini kullandı.

Muş, Kemal Kılıçdaroğlu kürsüde konuşurken, AK Partili milletvekillerinin, Kılıçdaroğlu'na; “Cumhurbaşkanı adayı olacak mısınız?” şeklindeki sorularını hatırlatarak, "Burada özellikle sordu arkadaşlarımız 'Geliyoruz, aday mısınız?' dedi, cevap yok. 'Adayız' dese kayıtlara geçecek. Dolayısıyla Kemal Bey buyursun çıksın karşımıza, 2023'e zaman da var, aday olsun. Pandemi süreciyle alakalı, yine Genel Başkan burada ifadelerde bulundu, 'Hükûmet bu işi yönetemiyor, Hükûmet şunu yapamıyor.' Pandemi sürecinde Hükûmet üzerine düşeni yaptı. Dünya Sağlık Örgütüne göre de bu süreci en iyi yöneten ülkeler arasında geliyor Türkiye" dedi.

'OTOBÜSLER PİSLİKTEN MANTAR TUTTU'

CHP'li belediyelerin başarısız olduğunu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul'u yönetemediğini kaydeden Muş şöyle devam etti:

"Bakın, İstanbul'da otobüsler pislikten mantar tuttu. Daha otobüsleri temizleyemiyorsunuz ya. Sizin temel göreviniz otobüsleri temizlemek, onları temizleyin önce. İnsanlar balık istifi gibi gidiyor, garajdaki otobüsleri yola çıkarıp milletin hizmetine sunmaktan aciz bir yönetim var. Dolayısıyla insanların daha bir yerden başka bir yere gitmesini temin etmek sorumluluğu belediyelerdedir, bunu bile yapamıyor. Merkezî hükûmet şunu yapsın bunu yapsın bırakın arkadaşlar merkezî hükûmeti siz elinizdeki yerel yönetimlerde yapılması gerekenleri bir yapın."

'BUNLAR BELKİ ÇİNKO ESKER'

Muş ayrıca 'kurşun asker' tartışmasına da değinerek, "Bir diğerini daha söyleyeyim, bir şey daha söyleyip konuşmama devam edeceğim. Genel Başkan (Kemal Kılıçdaroğlu) dedi ki bizim gruba dönerek, 'Kurşun asker, her şeye evet diyorlar.' Kurşun asker arıyorsanız önce kendi grubunuza bakacaksınız. Kılıçdaroğlu, 'Aykırı bir ses çıkaranı kapının önüne koyarım' dedi. Ağlaya ağlaya, 20 milletvekilini kiralık verdiniz İYİ Parti'ye. Hani irade, hani irade? Bakın, kurşun asker. Bunlar belki çinko asker, kurşunu da geçtiler, çinko, çelik asker." diye konuştu.

'İNSAN İDDİASINDAN VURULURMUŞ'

Mehmet Muş, Kılıçdaroğlu'nun, 'Londra'daki tefeciler' ifadesine ilişkin de "İnsan iddiasından vurulurmuş. Kemal Bey bu Londra'daki tefecilere laf ediyor. Fakat bunlar tefeciyse CHP'li belediye, tabir bize ait değil, biz sizin gibi bakmıyoruz, biz uluslararası finans çevreleri olarak bakıyoruz sizin gibi bakmıyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi 580 milyon dolar nihai getiri kuponu 6,6'yla borçlandı. 580 milyon dolar Londra'daki tefecilerden CHP'nin belediyesi borç aldı. Şimdi, eğer bunlar tefeciyse siz belediyenizi bu tefecilere niye gönderdiniz? Hem Londra'daki tefecilerden faiz almayı büyük bir başarı olarak gösteriyorsunuz" diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'un, Selahattin Demirtaş ve tutuklu Osman Kavala yargılamaları için "Göğüslerinde şeref madalyası olarak taşıyacaklar" ifadesini kullandığını kaydeden Muş şöyle devam etti:

"CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu terör hükümlüsü Demirtaş ve tutuklu Osman Kavala yargılamaları için 'Göğüslerinde şeref madalyası olarak taşıyacaklar' ifadesini kullanmaktadır. Hukuk reformundan terör destekçilerinin tahliye edilmesini anlamak en hafif tabiriyle aymazlıktan kaynaklanmaktadır. Sayın Kılıçdaroğlu'nun şeref madalyası taktığı Demirtaş, 7 Eylül 2015 tarihinde çukur eylemleri esnasında yaptığı bir açıklamada Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı PKK'dan yana olduğunu beyan ederek aynen şunları söylemiştir; 'Halk karşısında bütün ordular çaresizdir; işte Tayip Erdoğan'ın, sarayın ordusu ve polisi de yenildiler, yine yenilecekler.' Bakınız, değerli milletvekilleri, çukur eylemlerinde halk yok, PKK var. Demirtaş bunu bile bile güvenlik güçlerimize karşı PKK'yı desteklediğini açıklamaktadır. Bu ordu ne Tayyip Erdoğan'ın ne sarayın ordusudur; bu ordu Türk milletinin ordusudur, bu polis Türk milletinin polisidir ve o çukurları kazanlarla ilgili de gereğini zaten kahraman Mehmetçiğimiz yapmıştır. Çocuk katili PKK'yı terör örgütü olarak görmediğini her fırsatta ilan eden Demirtaş'ın bu teröre sahip çıkan sözlerini görmezden gelip aklamaya çalışarak neyi amaçlamaktasınız?"

Muş'un konuşması sırasında CHP'li milletvekilleri sık sık oturdukları yerden laf atınca, AK Partili milletvekilleri de tartışmaya katıldı. Meclis Başkanı Mustafa Şentop'un uyarıları sonrasında tartışma daha fazla büyümeden sonlandı.

TBMM Genel Kurulu'nda Meclis Başkanı Mustafa Şentop Başkanlığı'nda 2021 Yılı Bütçesi'nin tümü üzerinde yapılan konuşmaların ardından, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, hükümet adına soru, görüş ve eleştirilere yanıt verdi. Bu yıl içeresinde yapılan yatırımlardan bahseden Oktay, "Bu yıl içinde Hidroelektrik santrallerinden şehir hastanelerine, büyük otoyol projelerinden teknoloji merkezlerine pek çok yeni dev eserin açılışını gerçekleştirdik. Fatih Sondaj Gemimizin 405 milyar metreküplük doğal gaz rezervi keşfinin mutluluğunu 83 milyon hep birlikte hissettik. Salgın döneminde dahi ekim ayı ihracatımızın Cumhuriyet tarihimizin en yüksek rakamına ulaşmasıyla sanayi üretimi artışında dünya ikincisi oluşumuzla hep birlikte gurur duyduk. Bir taraftan hep birlikte salgınla mücadele ederken, 156 farklı ülkenin ve 11 uluslararası kuruluşun imdadına Türkiye olarak biz yetiştik. Dünyanın 141 farklı ülkesinde geçici süreyle bulunan 100 bini aşkın vatandaşımızı en hızlı şekilde ülkemize getirdik. Bunun yanında 67 farklı ülkeden 5 bin 500 kişinin de ülkelerine dönebilmelerini sağladık. Bu süreçte Sayın Cumhurbaşkanımız, dünya liderleriyle çok sayıda telefon ve telekonferans görüşmesi yaparak bölgemizdeki ve küresel düzeydeki meselelere Türkiye'nin kararlı duruşunu yansıttı" dedi.

Suriye, Doğu Akdeniz, Libya ve Azerbaycan ile ilgili konularda Türkiye'nin söz sahibi olduğunu ve diplomasi kanallarının etkin şekilde kullanıldığını kaydeden Fuat Oktay, "Bölgemizde yeni çatışmalar ve insani trajedilerin yaşanmaması için elimizden geleni yapacağımızı ve sınırlarımızın güvenliği konusunda da asla geri adım atmayacağımızı hükümet olarak her platformda açıkça dile getirdik. Doğu Akdeniz ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile ilgili meselelerde; Türkiye'nin dışlandığı ve Kıbrıs Türklerinin hak ve çıkarlarını gözetmeyen hiçbir senaryonun hayata geçme ihtimali olmadığını bütün dünyaya ilan ettik" dedi.

EKONOMİ POLİTİKALARI

Fuat Oktay, yeni dönemde maliye politikalarından da bahsederek şöyle devam etti:

"Ekonomi politikalarında güven ve kredibiliteyi artırmak üzere para ve maliye politikaları arasındaki eş güdümü daha da güçlendiriyor, ekonomi yönetiminde kurumsal kapasitenin artırılması ve kuralların etkili bir biçimde işletilmesi için gerekli altyapıyı sağlamlaştırıyoruz. Ayrıca, ekonomi politikalarını ilgili tüm tarafların katkısını alarak istişareye dayalı ve daha katılımcı bir anlayışla oluşturuyoruz. Nitekim, bakanlarımız son haftalarda sivil toplum kuruluşları ile istişare toplantıları gerçekleştirdi, önümüzdeki günlerde de benzeri toplantıları toplumun çeşitli kesimlerini temsil eden diğer sivil toplum kuruluşları ile gerçekleştirecektir. Enflasyon ile mücadeleyi önceliklendirerek makroekonomik istikrarı güçlendirmeye yönelik politikalarımızla enflasyonu düşürerek, tek haneli seviyelere kalıcı olarak indireceğiz. Merkez Bankamız bu yönde gerekli adımları atarak kararlı duruşunu gösterdi. Önümüzdeki dönemde de Merkez Bankası fiyat istikrarına yönelik gerekli bütün araçları bağımsız şekilde kullanmaya devam edecektir."

YENİ HUKUK REFORMU ÇALIŞMALARI

Bugüne kadar gerçekleştirilen yargı reformlarından da bahseden Oktay, "15 Nisan 2020'de ikinci düzenleme, üçüncü olarak ise 28 Temmuz 2020 tarihinde hukuk yargılamalarında adalete erişimi güçlendiren düzenleme yürürlüğe girmişti. Tüm bu değişikliklerle amacımız adalet reformunda yol haritamız olan Yargı Reformu Strateji Belgesi’ndeki hedeflerin birer birer hayata geçmesidir. Bu kapsamda Yargı Reformu Stratejisi İzleme ve Değerlendirme Kurulu oluşturduk ve bu kurulla uygulamayı izleyip aksamalara çözüm getireceğiz. İnsan haklarına ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir sistemin tesisi ve muhafazası her zaman temel hedefimiz olmuştur" dedi.



Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, çalışmaları devam eden hukuk reformuna ilişkin, "Halihazırda Adalet Bakanlığımız İnsan Hakları Eylem Planı üzerindeki çalışmalarını sürdürmektedir. Geniş bir istişare sürecinden sonra insan hakları konusunda yol haritamız olacak Eylem Planı'nın taslağı oluşturulmuştur. Buna ilave olarak, Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Merkez Bankası başta olmak üzere ekonomik hayatın tüm paydaşları ile bir araya gelinmekte ve İnsan Hakları Eylem Planı taslağı ve mevzuat ihtiyaçları gözden geçirilmektedir. Bu çerçevede yatırım ortamı, mülkiyet hakkı, sözleşme serbestisi gibi konularda adalet sistemine ilişkin yeni politikalar belirlenecektir" değerlendirmesinde bulundu. Fuat Oktay şöyle devam etti:

"Toplumun tüm kesimlerinin yaklaşımlarının dikkate alındığı yeni bir reform sürecini başlatmış bulunmaktayız. Önümüzdeki aylarda hukuk devleti ilkesini güçlendirme, öngörülebilir, kolay erişilebilen, hızlı ve etkin işleyen yargı sistemi yönünde yeni adımlar atacağız. Milletimizin beklentilerine ve ihtiyaçlarına cevap verecek düzenlemeleri titiz bir çalışmanın ardından birer birer hayata geçirmekte kararlıyız. Kadın katillerini, kadına ve çocuğa karşı suç işleyenleri dışarı bıraktınız, sizin yargı reformunuz budur diyerek, asimilasyondan, Kürt düşmanı politikalardan, insani güvenlikten bahsedildi. Kürtçe konuşmanın dahi yasak olduğu günlerden, Kürtçe'nin okullarda öğretildiği, Kürdoloji bölümlerinin açıldığı günlere geldik."

Terörle, katillerle mücadeleyi, Kürtlerle mücadele gibi yansıtmanın tek kelimeyle art niyetlilik olduğunu aktaran Oktay, "Tüm Kürt vatandaşlarımızın temsilcisi gibi konuşmanız gerçeği çarpıtmaktır ve asla doğru değildir. PKK'nın Suriye'deki kolu PYD/YPG'nin temsilcisi gibi konuşmak, İmralı'nın sözcüsü gibi konuşmakla Kürt vatandaşlarımızın, Kürt kardeşlerimizin adına konuştuklarını iddia edenler, onların temsilcisi değildir. Kürt vatandaşlarımızın, Kürt kardeşlerimizin temsilcisi biziz” diye konuştu.

Fuat Oktay, İzmir'de meydana gelen depremin ardından, "İzmir'imizde tarihinin en büyük kentsel dönüşüm seferberliğini başlattık. Bu kapsamda ilk etapta 5 bin konut için projelerimizi hazırladık bunun yanında vatandaşlarımıza sağladığımız kira ve taşınma yardımları kesintisiz olarak devam etmektedir. 81 ilde 81 milyon metrekare hedefiyle yola çıktığımız millet bahçeleri projelerimizle şehirlerimizi yeşille doğayla buluşturmaya devam ediyoruz. 77 ilde büyüklüğü 50 milyon metrekareyi bulan 272 millet bahçesini hayata geçiriyoruz. Bugüne kadar 22 ilde 6 milyon metrekare büyüklüğünde 35 millet bahçesinin açılışlarını gerçekleştirdik ve vatandaşımızın hizmetine açtık" bilgisini paylaştı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Kılıçdaroğlu'nun bütçe eleştirilerine ilişkin ise "Bu bütçe, BM insani gelişmişlik endeksinde en yüksek insani gelişmişlik sınıfına çıkardığımız milletimizin bütçesidir. Bu bütçeye faiz bütçesi, haramzadelerin bütçesi diyenler, bu topraklara tek bir çivi çakmamış, bu ülkenin insanını yıllarca hor görmüş ve bu yüzden de bu milletimiz tarafından ebediyen muhalefetle görevlendirilmiş, muhalefete mahkum edilmiş olanlardır" dedi.

Oktay, Kılıcdaroğlu'nun rüşvetçi Büyükelçiler iddiasına ilişkin de "Elinizde belge varsa Cumhuriyet Savcılarına başvurmuyorsanız suç işliyorsunuz" ifadelerini kullandı.