Asya ve Avrupa'yı birleştiren İstanbul Maratonu 47'nci kez koşuldu
İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki Spor İstanbul tarafından düzenlenen ve iki kıta arasında koşulan dünyanın tek maratonu olan 47’nci İstanbul Maratonu sona erdi. Maraton'da son start halk koşusu için verildi ve vatandaşlar 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nü yürüyerek geçti.
Dünyanın kıtalararası koşulan tek maratonu unvanını taşıyan ve Dünya Atletizm Birliği (World Athletics) tarafından 'Gold Label' kategorisinde yer alan maraton, 47’nci kez gerçekleştirildi. Maraton, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün girişindeki metrobüs durağından başladı. Maratonun startını; Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Nuri Aslan, Türkiye Atletizm Federasyon Başkanı Ahmet Karadağ, Spor İstanbul Genel Müdürü Prof. Dr. Bilge Donuk ve protokol üyeleri verdi. Maraton, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü Anadolu Yakası girişinden başlayıp Sultanahmet Meydanı'nda son buldu.
KAZANANLAR BELLİ OLDU
47'nci İstanbul Maratonu'nu erkeklerde Kenyalı atlet Rhonzas Lokitam Kilimo kazanırken, kadınlarda ise Etiyopyalı atlet Bizuager Aderra kazandı.
İstanbul Maratonu'nda son start halk koşusu için verildi ve vatandaşlar 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün yürüyerek geçti. Koşuda vatandaşlar tarafından dev bir Filistin bayrağı açılırken, 'Filistin'e özgürlük' şeklinde tempo tutuldu.
KÖPRÜDE RENKLİ GÖRÜNTÜLER OLUŞTU
Koşunun başlamasıyla birlikte 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün yürüyerek geçen vatandaşlar, hem güzel havanın hem manzaranın tadını çıkarttı. Kimi vatandaşlar, çay ve kahveyle katıldığı yarışta insanlara baklava ikram etti. Kimi vatandaşlar ise yürüyerek geçtikleri köprü manzarasında fotoğraf çektirdi.
‘BURADA KENDİMİ İSTANBUL’UN SAHİBİYMİŞ GİBİ HİSSEDİYORUM’
Diğer katılımcılara baklava ikram ederek köprüden yürüyen vatandaş, “Kahvaltımızı yaptık. Çayımızı köprüde içelim dedik. Senede bir kere yapılıyor. Dünyada tek. Biz de zaten onun için geldik. Hem spor hem yürüyüş hem güzel manzara” dedi. Diğer bir vatandaş ise sembolik olarak köprüde yürürken kendisini ‘İstanbul’un sahibiymiş gibi hissettiğini’ söyledi.












