CHP, 'Terörsüz Türkiye' raporunu TBMM'ye sundu

Aliekber METE/ANKARA, (DHA)- CHP, 'Terörsüz Türkiye' süreci ile ilgili hazırladığı raporu TBMM Genel Sekreterliği'ne sundu. CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, "Bizim raporumuzda, 'Umut Hakkı'na dönük herhangi bir atıf söz konusu değil" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, 'Terörsüz Türkiye' sürecine ilişkin partisinin hazırladığı raporu, TBMM Genel Sekreterliği'ne sundu. Emir, raporun son halini sunduklarını söyledi. Komisyon çalışmalarının ilk gününde sundukları 29 maddelik özet raporu hatırlatan Emir, "Daha ayrıntılı hale getirdiğimiz ve Türkiye'de ivedilikle atılması gereken adımlar; hem yasal zeminde hem de yasaların uygulanması için mutlaka atılması gereken adımlar, acil kanayan yaralarımız ve Meclis'in çözmesi gereken sorunları tespit etmekle birlikte çözümleri de önerdiğimiz ayrıntılı raporumuzu sunduk. Raporumuz toplam 53 sayfa ve başlıklardan oluşuyor. Özellikle Türkiye'de hukuk devletinin nasıl örselendiğini ortaya koyan ve hukuk devletini yeniden ayağa kaldırmak için neler yapılması gerektiğini kısaca özetleyen, Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına uyulmamasının Türkiye'deki demokratik ortamı ve hukuk devletini sarstığını ortaya koyan bir rapor. Yine yasaların uygulanmaması, temel hak ve özgürlüklerin hiçe sayılması ve Türkiye'de bugünlerde çok konuşulmayan ama hem ekonomide hem eğitimde yine bir demokratikleşme ihtiyacı var. Bütün bunlara dokunan, kısa örneklerle ve somut önerilerle dolu bir raporu sunduk. Bu raporun içeriğindeki birçok hususa, hiçbir siyasi partinin ve hiçbir vatandaşımızın itirazı olacağı kanaatinde değiliz" ifadelerini kullandı.
‘'TERÖR' TANIMININ BELİRLİLİK KAZANMASI ÇOK ÖNEMLİ'
Raporda önerilen yasal düzenlemelere değinen Emir, "Mesela, 'Terörle Mücadele Yasası'nın mutlaka değiştirilmesi ve 'Terör' tanımının belirlilik kazanması çok önemli. 11 partinin imzasıyla gündeme getirdiğimiz kayyım uygulamalarına son verilmeli; yani seçimle gelenin seçimle gitmesi, İçişleri Bakanlığı'nın idari tasarrufu ile belediye başkanlarının görevden alınmaması son derece önemlidir. Daha önce seçilmişler ile ilgili bir yasa teklifi sunduk. Sayın Devlet Bahçeli'nin de buna desteği var, hatta Cumhurbaşkanının da zaman zaman soğuk bakmadığını anladığımız sözleri var. Özellikle seçilmişler bakımından duruşmaların TRT'den yayınlanması ve şeffaflık ilkesi gereğince bütün vatandaşlarımızın bu duruşmaları izleyebilmesinin önünün açılması gerekir. Mesela bir örnek daha vereyim; AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarını ısrarla uygulamayan heyetler ve hakimler var. Örneğin Tayfun Kahraman'da gördük. Tayfun Kahraman için Anayasa Mahkemesi açıkça adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, tahliye edilmesi gerektiğini ve tekrar yargılanması gerektiğini 10 gün önce söyledi. Bir mahkeme düşünün ki daha önce Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamış, ona uygun davranmış ama bugün bu kararları hiçe sayan bir mahkeme. İşte böyle mahkemeler, hakimler için yani görevini kasten kötüye kullananlar için mutlaka bir tazminat hukukunun geliştirilmesi önemlidir" diye konuştu.
'ÖRGÜT ÜYELERİNİN DÖNÜŞÜ İLE İLGİLİ ÖNERİ YOK'
Emir, sürecin başından bu yana Türkiye'de terörün kalıcı olarak bitmesi için yürütülen sürece destek verdiklerini söyledi. Toplumsal barışın sağlanması için adalet, hukuk devleti ve toplumsal barışı destekleyen cesur adımların atılması gerektiğini ekledi. Emir, "Bizim raporumuzda, 'Umut Hakkı'na dönük herhangi bir atıf söz konusu değil. Raporumuzda özellikle teröre bulaşmamış veya terör örgütü üyesi olmakla birlikte suç işlememiş örgüt üyelerinin Türkiye'ye dönüşüyle ilgili bir öneri yok. 'Umut Hakkı' bilinçli olarak koymadığımız bir şey ama silahını bırakmış, suça karışmamış veya suça karışmış ama başka formüllerle başka ülkelere gidenlere ne yapılacağına dönük bir sürü tartışma yürüyor. Bütün bunlarla ilgili biz şöyle bir cümlemiz var. Bizim bu konuda duruşumuz çok açık; Türkiye'nin birinci partisi olarak toplumsal barışa hizmet edecek, şehit annelerini, gazilerimizi, terörle mücadelede büyük özverilerde bulunmuş vatandaşlarımız ve 86 milyonu rahatsız etmeyecek ama gerçekten barışı kalıcılaştıracak adımları destekleriz. Ancak bunu öncelikle yapması gereken Adalet Bakanlığı bürokrasisidir; çünkü her yasada bir etki analizi çalışması olur. Burada yapılması gereken Adalet Bakanlığı bürokrasinin çok seçenekli bir senaryo ile çalışıp bunu siyasetin önüne koymasıdır. Biz ona göre eleştirilerimizi, katkılarımızı, az bulduğumuz yönleri, çok bulduğumuz yönleri konuşuruz. Ama böylesine bir teknik meseleyi bir siyasi partinin hem de diğer süreçlerin dışında olmuş bir siyasi partinin doğru bir şekilde ele alması olanaksız olduğu için orada biz çerçevemizi, duruşumuzu açıklıkla ortaya koyuyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
Emir ayrıca, komisyonun çalışmaları sonucunda ortak bir raporun kamuoyuna sunulmasının önemli olduğunu ifade etti. (DHA)









