Prof. Dr. Ömer Özkan, TOBB Fen Lisesi öğrencileriyle bir araya geldi

ANTALYA (DHA) - AKDENİZ Üniversitesi Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli ve İleri Sağlık Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ömer Özkan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Fen Lisesi'nde öğrencilerle bir araya geldi.
TOBB Fen Lisesi Konferans Salonu'nda düzenlenen söyleşiye Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli ve İleri Sağlık Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ömer Özkan'ın yanı sıra Fen Lisesi Müdürü Mahmut Tayyar Yetük, müdür yardımcıları, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.
Öğrencilerle bir araya gelmekten duyduğu mutluluğu dile getiren Prof. Dr. Ömer Özkan, öğrencilerin kariyer kararlarının çok kritik bir aşamasında olduklarını vurguladı. Öğrencilerin sadece yüksek puan alıp imrenilen bir yere gitmesinin önemli olmadığını, asıl meselenin yapılan işi severek ve isteyerek devam ettirmek olduğunu belirten Özkan, herkesin hayran olduğu bir meslekte mutsuz olmanın hiçbir anlamı taşımadığını söyleyerek, öğrencilere tercihlerini yaparken "Bu işi yapmak ister miyim?" sorusunu sormalarını tavsiye etti.
TIP GENEL HEKİMLİKLE SINIRLI DEĞİL
Tıp alanının artık eskisi gibi genel bir hekimlikle sınırlı olmadığını, inanılmaz bir uzmanlaşma ve alt dallara ayrılma sürecinden geçtiğini aktaran Prof. Dr. Ömer Özkan, kendisinin de ilgilendiği organ nakli, organ üretimi, genetik ve immünoloji gibi konulara dikkati çekerek "Ortopediyi bile seçseniz eklemlerle, uzun kemiklerle, kapalı ameliyatlarla uğraşacaksınız. Göz dediğiniz küçücük bir yer, gözün önüyle uğraşan doktorlar ayrı, gözün arkasıyla uğraşanlar farklı, gözün tansiyon ile uğraşan doktorları farklı. Durum o kadar farklılaşmaya başladı" dedi.
Öğrencilerin cerrahi operasyonlar sonucundaki psikolojik süreci nasıl yönettikleri sorusuna yanıt veren Prof. Dr. Özkan, bir cerrahın ya da hekimin direkt insanla ve onun psikolojisiyle uğraştığını söyledi.
CERRAH OLDUKTAN SONRA MESAİ KAVRAMI YOK
Doktor olmadan önce ve sonraki çalışma düzeni hakkındaki soruya Prof. Dr. Özkan, cerrahlıkta mesai kavramının lüks olduğunu belirterek “Çok çalışırdım. Doktor olduktan sonra da çok çalıştım ama mesela cerrah olduktan sonra zaten ayarı artık kendin yapmıyorsun. Eğer ben 3 saatte ameliyat yapacağım hocam dersen ameliyat 5 saat sürerse ne yapacaksın? Anlatabildim mi? Belki 10 saat sürecek olan ameliyatı 3 saatte bitireceksin. Mesai kavramı yok. O benim için çok lüks bir şey. Çok seviyorum" dedi.
Ünlü cerrah Prof. Dr. Özkan, gece saat 2'de dahi zevkle işine gittiğini, bu durumun kendisi için inanılmaz bir haz ve zevk olduğunu ifade etti.
ORGAN NAKLİ KONUSUNDA İNANILMAZ İLERDEYİZ
Beyin ölümü kavramını açıklayan Prof. Dr. Ömer Özkan, beyin ölümünün gerçekleştiği hastaların kadavra olarak nitelendirildiğini ve bu kişilerden organ nakli yapıldığını söyledi. Özkan, “Organ nakli konusunda inanılmaz ilerdeyiz ama Türkiye'de organ nakillerinin yüzde sekseni canlıdan yapılırken, İspanya gibi ülkelerde yüzde sekseni beyin ölümü gerçekleşmiş kadavradan yapılıyor. Biz de yüzde yirmisi kadavradan yapılıyor. Bu durum sağlıklı bir insanda risk alarak organ alınmasına yol açıyor. Türkiye'de kadavradan organ bağışı bilincinin henüz yeterince gelişmedi" dedi.
ORGAN ÜRETİMİ İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR
Yapay organ çalışmalarının geleceği hakkındaki soruyu cevaplayan Prof. Dr. Özkan, şunları söyledi:
“Organ üretimi dediğimiz şey rejeneratif tıptır. Rejeneratif tıpta doku üretimi diye bir kavram var, doku üretildi, tabakalar üretildi. Şimdi bunu 3 boyutlu üretebilir miyiz diye bir kavram var, 3 boyutlu da üretilmeye başlandı. Deri üretimleri var, mesane dokusunun böbrek dokusunun 2 boyutlu üretimi gerçekleştirildi bir laboratuvarda. Şimdi bunun 3 boyutlusu oluşturulmaya çalışılıyor. Bu oluşturduktan sonra bunların içine damar sokabilir miyiz diye uğraşılacak, yapıldıktan sonra da çok hızlı gidecek."
Konferans sonunda Fen Lisesi Müdürü Mahmut Tayyar Yetük, Prof. Dr. Ömer Özkan'a çiçek verdi. (DHA)




