Geri Dön
İstanbulDHA İSTANBUL BÜLTENİ - 1

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 1

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 1

1- SANCAKTEPE'DE İŞ MERKEZİNDE YANGIN

İsa ALMAÇAYIR/İSTANBUL,(DHA)- SANCAKTEPE'de içerisinde fabrikaların bulunduğu iş merkezinde yangın çıktı. Çok sayıda itfaiye ekibinin alevlere müdahalesi sürüyor. (DHA)

Görüntü Dökümü:

-----------------

-Yangından görüntüler

==================================

2- İBB'YE YÖNELİK İKİNCİ OPERASYONDA GÖZALTINA ALINAN 52 ŞÜPHELİDEN 18'İ TUTUKLANDI

İSTANBUL (DHA)- İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik 'yolsuzluk' soruşturmasına ilişkin ikinci operasyonda gözaltına alınan 52 şüphelinin savcılıktaki ifade işlemleri tamamlandı. Adliyeye sevk edilen şüphelilerden 18'i tutuklanırken, 34'ü ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca İBB'ye yönelik, 'suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme ve kurulan örgüte üye olma', 'ihaleye fesat karıştırma', 'rüşvet', 'nitelikli dolandırıcılık' suçlarından yürütülen soruşturma kapsamında Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince hakkında yakalama kararı verilen 53 şüpheliden 52'si İstanbul, Ankara ve Tekirdağ'da düzenlenen eş zamanlı operasyonlarla gözaltına alındı. Dün sabah saatlerinde, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ndeki işlemleri tamamlanarak Bayrampaşa Devlet Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçirilen şüpheliler adliyeye sevk edildi.

18 TUTUKLAMA

Tutuklama talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk edilen İBB Eski Emlak Yönetimi Daire Başkanı Ali Ayçiçek, İSKİ Genel Müdür Yardımcısı Begüm Çelikdelen, CHP Zeytinburnu Belediye Başkan Adayı Onur Soytürk, CHP Eski Eyüpsultan İlçe Başkanı Sinan Akçiçek ve 4 diğer şüpheli hakkında yurt dışına çıkış yasağı ve imza verme, iş insanı Rasim Kaya, Murat Ongun'un eşi Zeynep Ayten Gözdem Ongun, İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa, İSKİ Çevre Koruma Daire Başkanı Adem Şanlısoy hakkında ise ev hapsi şeklinde adli kontrol hükmü uygulandı. Dilek İmamoğlu'nun ağabeyi Cevat Kaya, iş insanı Mete Mağden, Kültür A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Onur Aldı ve Erdinç Çolak, Kültür A.Ş. Reklam Müdür Yardımcısı Hakan Karaköse, İBB Boğaziçi İmar Müdürü Elçin Karaoğlu, İBB Eski Bilgi İşlem Daire Başkanı Naim Erol Özgüner, İSTTELKOM A.Ş. Genel Müdürü Melih Geçek, Bakırköy Belediyesi Başkan Yardımcısı Ali Rıza Akyüz, güvenlik görevlisi Çağlar Türkmen, İBB Kamulaştırma Şube Müdürü Fatih Özçelik, İBB Harita Mühendisi Yakup Öner, Avrupa Yakası Zabıta Şube Müdürü Hakan Aplak, Anadolu Yakası Zabıta Şube Müdürü Nazan Başelli, İmar ve Şehircilik Daire Başkanı Ramazan Gülten, İBB Eski Zabıta Daire Başkanı Engin Ulusoy, Kültür A.Ş. Reklam Şefi Gökhan Köseoğlu ve Metin Bal tutuklandı. (DHA)

Görüntü dökümü:

-----------------

- Adli kontrol şartı ile serbest kalanların adliyeden çıkması

-Şüphelilerin adliyeye getirilmeleri

-Şüphelilerin sağlık kontrolüne getirilmesi

============================

3- ÖZGÜR ÖZEL, BAKIRKÖY KADIN KAPALI CEZAEVİ'NDEKİ TUTUKLULARI ZİYARET ETTİ

Gülseren Karapınar-Fırat ALKIZ/İSTANBUL,(DHA) - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda tutuklu bulunan bazı kişilere ziyarette bulundu.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda tutuklu bulunan Çiğdem Mater, Mine Özerden ve Saraçhane'deki gösteriler sonrasında tutuklanan Esila Ayık'ı ziyaret etti. Ziyaretleri sonrasında açıklama yapan Özel, "Esila'ya gelince, sağlık sorunları kamuoyuna yansıdı. Bir takım rahatsızlıkları kamuoyuna yansıdı. Hem cezaevi yönetimiyle, hem kendisiyle yaptığımız görüşmede, kendisi de bazı haberlerin biraz fazla kamuoyunda abartılarak ele alınmasından ve ortaya çıkan infial durumundan rahatsız olduğunu işaret ediyor. Kendisi çok başarılı bir öğrenciyken tam burslu olarak gittiği yurt dışındaki öğrenci değişiminden sonra yine çok yüksek oranda bir bursla kazandığı üniversitede, Belçika'da konservatuvarda fotoğrafçılık eğitimi görüyor. Maalesef ekonomik durumu çok kötü olan bir ailede… Annesi vefat etmiş. Babası bir kat görevlisi, apartman görevlisi olarak iki çocuğunu okutmaya, geçindirmeye çalışıyorken o aldığı burs ve babasının mütevazi katkılarıyla iki yıldır Türkiye'ye gelememiş. Çünkü yurt dışında çalışmak zorunda. Günde iki işte çalışıyor; garsonluk ve kasap reyonunda hazır yemeklerin paketlenmesinde çalışıyor. İki işte çalışıp bir üniversite okuyan biri Türkiye'ye gelmiş, Kadıköy'de üniversite öğrencilerinin tutuklanmasını protesto için gittiği yerde kendi yazmadığı ama elinde görüntülenen bir afişle görüntülenmiş. Cumhurbaşkanı'na da küfür etmemiş. Cumhurbaşkanı'na 'diktatör' demenin ağır eleştiri sınırları içinde olduğuna ilişkin Yargıtay kararları var, mahkeme kararları var. Cumhurbaşkanı'na 'diktatör' de diyoruz, 'tek adam' da diyoruz. Bunların söylenebildiği ülkelere 'demokrasi', bunu söylendiği ülkelerde içeriye 21 yaşında genç, böbrek hastası, kalp kapağında sorunu olan bir kızı içeriye koyarsanız da oraya 'diktatörlük' diyoruz. Şimdi Esila'nın içeride geçirdiği her gün elinde tuttuğu dövizin doğruluğunu ispatlıyor. Esila'yı bugün salsanız, onun söylediğinin aksine biraz daha yakın bir iş yaparsınız. Bir ülkede bir siyasetçiye sert tutumundan dolayı 'diktatör' denilemiyorsa orası diktatörlüktür, denilebiliyorsa demokrasidir. Kararı yüce milletimiz verecektir. Bundan sonraki süreçte hasta, her geçirdiği günün sıkıntılı olduğu bu arkadaşımızın bir an önce serbest kalmasını bekliyoruz. Elbette serbest kalacak. Allah aşkına yurt dışında burslu okuyan, çok başarılı bir fotoğraf sanatçısı ve fotoğrafçı olan, edebiyat dalında ödülleri olan bu arkadaşa sakın yurt dışına çıkış cezası verip de kendinizi de bizi de dünyaya güldürmeyin. Çünkü vizeleri var, sınavları var. Yarın öbür gün mutlaka serbest kalacak. Ama yurtdışına çıkışı yasağı gibi bir komediyle Türkiye'yi karşı karşıya bırakmayın diye şimdiden ifade etmek isterim. Tüm arkadaşlarımıza özgürlük diliyoruz. Cezaevlerinde kalan herkesin ailelerine de hem geçmiş olsun diliyoruz hem de doğru ve adil bir infaz rejimi ile ilişkin ümitlerimizi koruyoruz. Bu konuda katkı vermek üzere hazır olduğumuzu da ifade etmek istiyoruz" dedi. (DHA)

Görüntü Dökümü

-----------

-CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in açıklaması

=====================

4- SULTANGAZİ'DE KAYBOLAN İSHAK ÖZTÜRK'Ü ARAMA ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR

Canan İLARSLAN - Şevval CİNDİR/İSTANBUL, (DHA)- SULTANGAZİ'de yaşayan ve dün öğle saatlerinde kaybolan İshak Öztürk'ü arama çalışmaları, Mimar Sinan Kent Ormanı'nda devam ediyor.

Esenler'de yaşayan Demans hastası İshak Öztürk'ten dün öğle saatlerinden itibaren haber alamayan yakınları, durumu ihbar etti. Kayıp olarak aranan İshak Öztürk'ün yanındaki cep telefonundan son olarak Sultangazi Mimar Sinan Kent Ormanı'nda sinyal alındığı belirlendi. Bunun üzerine AFAD tarafından Mimar Sinan Kent Ormanı'nda çalışma başlatıldı. AFAD'ın koordinasyonu ile yapılan arama çalışmalarına Sultangazi Belediyesi Sultangazi Arama Kurtarma Ekibi ile birlikte çok sayıda arama kurtarma ekibi katıldı.

ARAMA ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR

Orman içerisinde İshan Öztürk'ü bulmak için dün başlayan arama çalışmaları, göl kenarı ve çevresinde devam ediyor. Çalışmalarda 28'inci saate girilirken, ekipler İshak Öztürk'ü bulmak için yoğun çaba sarf ediyor. (DHA)

Görüntü Dökümü:

-------------------

- Arama yapılan bölgeden görüntüler

- Ekiplerin çalışmaları

- Detay

=====================

5- AYŞE BARIM HAKKINDA İDDİANAME HAZIRLANDI: 30 YILA KADAR HAPİS CEZASI TALEP EDİLDİ

Ayşe GÜREL/İSTANBUL,(DHA) - İSTANBUL Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında yürütülen soruşturma kapsamında tutuklu bulunan menejer Ayşe Barım ile ilgili soruşturma tamamlandı. Hazırlanan iddianamede Barım'ın, 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım' suçundan 22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapis ile cezalandırılması talep edildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca Taksim'deki Gezi Parkı odaklı olayların planlayıcılarından biri olduğu iddiasıyla menejer Ayşe Barım hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı. Hazırlanan iddianamede, Ayşe Barım ile Gezi Parkı olaylarıyla ilişkili davalardan hüküm giyen Çiğdem Mater ve Osman Kavala ile aynı davaların firari sanığın Mehmet Ali Alabora arasındaki yoğun iletişimin detaylarına yer verildi. Barım, Mater, Kavala ve Alabora arasındaki telefon konuşması kayıtları, mesaj kayıtları ve HTS kayıtlarının yer aldığı iddinamede, Barım'ın twitter üzerinden sanatçılar yönlendirdiğine de yer verildi. İddianamede Barım'ın kendi ajansına bağlı sanatçıların sosyal medya hesaplarında, sürecin etkili bir parçası olarak en çok kullanılan etiketlerden #occupyturkey ve #DirenGeziParkı isimli hashtagleri paylaşmalarını sağladığı ve bu paylaşımları kendi ajansının kurumsal hesabından yeniden yayınlayarak sanatçılar adına katılımı artırmak suretiyle destekleyerek olayların yayılmasını sağladığı belirtildi.

SANATÇILARIN BİLİNÇLİ ŞEKİLDE ORGANİZE HAREKET ETMELERİ SAĞLANDI

Barım'ın sürecin yayılarak derinleştirilmesine yönelik olarak sanatçıları yönlendirdiğinin belirtildiği iddianamede, kendi ajansına bağlı sanatçıları sık sık arayarak Gezi Parkı'nda buluşmalarını sağladığının HTS kayıtları ve arama-aranma kayıtları ile sabit olduğu belirtildi. Barım'ın yönlendirmesi ile Gezi Parkı'nda buluşan sanatçıların burada megafon ile bildiri okuduklarına da iddianamede yer verildi. Gezi Parkı sürecinde gösterilerin toplum refleksi ile bir anda oluştuğuna dair kanaat oluşturulmaya çalışıldığının belirtildiği iddianamede, olayın sosyal medyada yayılış biçimi incelendiğinde olayı başlatan ve yayılmasında rol oynayan Ayşe Barım ve kendisine ait ajansa bağlı sanatçıların sosyal medya hesaplarında olayın yayılmasını sağlamak adına etkili bir şekilde seçilen slogan ve imgelerin paylaşıldığı belirtildi. Bu paylaşımlarla olayın kitlesel şekilde yayılımının sağlandığına vurgu yapılan iddianamede, sanatçıların Barım tarafından bilinçli bir şekilde organize bir şekilde hareket etmelerinin sağlandığının HTS kayıtları ile sabit olduğu belirtildi.

'HÜKÜMETİ ORTADAN KALDIRMAYA İMKAN SAĞLANDI'

Barım'ın Gezi Parkı olaylarının yurt içinde ve dışında kitlelere duyurulması konusunda rol oynadığına vurgu yapılan iddianamede, cebir ve şiddet unsurunun sağlanması ile oluşan karmaşada her an eylem yapmaya müsait olan PKK/KCK, DHKP-C, TKP/ML-TİKKO ve MLKP gibi yasa dışı silahlı terör örgütleri ile marjinal grupların faaliyetlerine uygun ortam sağlandığı belirtildi. İddianamede, oplumu ve devleti kaos ortamına sokarak tüm bu grupların koordineli şekilde hareket etmesine imkan sağlandığı vurgulanarak, örgüt üyeleri ile marjinal grupların yandaşlarının Gezi Parkı eylemlerine çekilerek mevcut hükümeti ortadan kaldırmaya yönelik cebir ve şiddet eylemlerinin gerçekleştirilmesi ile 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmeye imkan sağlandığı' belirtildi.

GEZİ OLAYLARI SIRASINDA KAVALA, MATER VE ALABORA İLE GÖRÜŞMÜŞ

Ayrıca Ayşe Barım'ın, Gezi Parkı ana davası faillerinden olan Çiğdem Mater Utku ve firari sanık Mehmet Ali Alabora ile doğrudan irtibatlı olmasıyla birlikte, kendisinin de irade gösteren, danışılan ve onayı alınan kişi olarak tespit edildiğinin belirtildiği iddianamede, Barım'ın karar bildirerek yön verici ve belirleyici kişilerden olduğunun toplanan delillerden açıkça anlaşıldığı vurgulandı. Gezi Parkı olaylarının asıl failleri olan Mehmet Ali Alabora, Çiğdem Mater ve Osman Kavala ile Ayşe Barım'ın daha önce hiç irtibat kurmadığı, ancak Gezi Parkı olayları sırasında Mehmet Ali Alabora ile 3 kez, Osman Kavala ile 39 kez, Çiğdem Mater ile 14 kez görüştüğünün tespit edildiği belirtilen iddianamede Barım'ın, sanatçılar camiası adına sahada aktif planlama, organizasyon ve eylem yönlendirmeleri ile kendisine bağlı sanatçıları etkin bir şekilde kullanarak sahaya yönlendirmek suretiyle yardımda bulunarak suçun icrasını kolaylaştırdığının anlaşıldığı belirtildi.

30 YILA KADAR HAPİS CEZASI İSTEMİ

Tüm hususlar ve tespitleri suça yönelik olarak hukuki yönden değerlendiren İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, şüpheli Ayşe Barım'ın 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım' suçunu işlediğine kanaat getirildiğini belirterek, 22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Hazırlanan iddianame, değerlendirilmek üzere ilgili mahkemeye gönderildi. (DHA)

==================

5- İBB SORUŞTURMASINDA ETKİN PİŞMANLIKTAN YARARLANAN MURAT ABBAS'IN İFADESİ ORTAYA ÇIKTI

Ayşe GÜREL/İSTANBUL (DHA) - İSTANBUL Cumhuriyet Başsavcılığı'nın İBB'ye yönelik soruşturmasında tutuklandıktan sonra etkin pişmanlıktan faydalanan Kültür A.Ş. Genel Müdürü Murat Abbas'ın ifadesi ortaya çıktı. Abbas'ın ifadesinde, "Genel Müdür olarak göreve başladığımdan itibaren ilk 5 ay içerisinde bizzat Murat Ongun tarafından tarafıma bazı reklam mecralarıyla alakalı işlerin belirli firmalara verilmesi ile alakalı söylemleri ve talimatları oldu. Hatırladığım kadarıyla ve örnek vermek gerekirse Kadıköy İskelesi'ndeki reklam alanlarının Murat Kapki'nin firmasına, İstanbul Çiçekleri Büfeleri ihalesinin ise Ali Tarakçı'nın şirketine verilmesiyle alakalı bizzat bana Murat Ongun'un söylemleri oldu. Ben bu talimatların birçoğunu yerine getirmedim. Her şeyi usulüne uygun olarak yapmaya çalıştım" dedi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İBB'ye yönelik olarak yürütülen 'Yolsuzluk' soruşturması kapsamından tutuklanan Kültür A.Ş. Genel Müdürü Murat Abbas, etkin pişmanlıktan faydalanarak ifade verdi. Abbas'ın savcılıkta verdiği ifade ortaya çıktı. Kimlik tespitinde aylık gelirinin 200 bin lira olduğunu açıklayan Murat Abbas'ın, Kültür A.Ş.'de göreve başladıktan 3 ay sonra istifa etmek istediğini söylediği öğrenildi. Abbas'ın ifadesinde, "Amacım sadece İstanbul'a kültürel manada katkı sunmaktı. Kültür A.Ş.'nin faaliyet alanları kültürel işlerle alakalıdır. Genel Müdür olarak göreve başladığımdan itibaren ilk 5 ay içerisinde bizzat Murat Ongun tarafından tarafıma bazı reklam mecralarıyla alakalı işlerin belirli firmalara verilmesi ile alakalı söylemleri ve talimatları oldu. Hatırladığım kadarıyla ve örnek vermek gerekirse Kadıköy İskelesi'ndeki reklam alanlarının Murat Kapki'nin firmasına, İstanbul Çiçekleri Büfeleri ihalesinin ise Ali Tarakçı'nın şirketine verilmesiyle alakalı bizzat bana Murat Ongun'un söylemleri oldu. Ben bu talimatların birçoğunu yerine getirmedim. Her şeyi usulüne uygun olarak yapmaya çalıştım. Fakat bu baskılar neticesinde göreve başladığım üçüncü ayda bu görevi yapamayacağımı anlayıp istifa dilekçesini Murat Ongun'a, Ertan Yıldız'a ve Yiğit Özduman'a mail attım. Sonra bu üç kişiyle Kalamış'ta ismini hatırlamadığım bir otelde toplantı yaptık ve beni göreve devam etmem yönünde ikna ettiler" dediği öğrenildi.

'İLETİŞİM KOORDİNATÖRLÜĞÜ KISMI TAMAMEN BENİM İNİSİYATİFİM DIŞINDA MURAT ONGUN TARAFINDAN YÜRÜTÜLMEKTEYDİ'

Abbas'ın, "Olaydan sonra reklam işlerinin dışında kalmayı ve sadece kültür ve sanat alanında faaliyet göstermek istediğini belirten Abbas, "Bu tarihten sonra da beni reklam ihalelerine hiç karıştırmadılar. Bu işleri Genel Müdür Yardımcım Doğan Hamit Doğruer üzerinden organize ettiler. Benden önceki Genel Müdür Serdal Taşkın zamanında Kültür A.Ş.'nin kendi faaliyetlerinin yanı sıra iletişim koordinatörlüğü kısmı tamamen benim inisiyatifim dışında Murat Ongun tarafından yürütülmekteydi. Ama resmiyette Kültür A.Ş. faaliyetinde bulunduğu için benim imzam ile işler yürümekteydi. İletişim Koordinatörlüğü kısmında yine Murat Ongun'un yönetiminde Barış Kılıç, Ceyda Kıryak, Gökhan Köseoğlu isimleri vardı. İletişim koordinatörlüğü kısmında reklam, milli bayramlarla ilgili organizasyonlar, büyük bütçeli özel günler ile alakalı büyük organizasyonlar organize edilir, bunlarla ilgili sanatçı, prodüksiyon bütçeleri tamamen Murat Ongun tarafından belirlenirdi. Yapılan ihaleler, ihale kontrol birimi tarafından kontrol edilir, en son aşamada bana imzaya gelirdi. Ben sadece imza atardım ama imza aşamasına kadar yapılan işlemler ile alakalı herhangi bir bilgim yoktur. Ben bu alanda da uzman biri değilim. Benim yardımcım olan Doğan Hamit Doğruer tarafından bu hizmet alımları ve ihaleler düzenlenirdi. Yine 2022 senesinde beyin ve kalp ile alakalı bir sağlık problemim olduğundan dolayı yine görevden ayrılmaya çalışsam da beni bahsettiğim kişiler yine seçime kadar idare et vs. gibi söylemlerle ikna ettiler ve çalışmaya devam ettim" şeklinde konuştu.

'MERKEZİN KURULACAĞI SÖYLENDİĞİNDE AKLIMA HİÇ YATMADI'

Dijital Deneyim Müzesinin 2023 Ekim veya Kasım ayında kurulması için proje başlatıldığını söyleyen Abbas'ın, "Bu projeyi başlatan bizzat Murat Ongun'dur. Bu merkezin kurulma aşamasında bazı toplantılar yapılmış ama bu toplantılarda ben hiçbir şekilde dahil edilmedim ve katılmadım. Bana bu toplantıların olduğunu Genel Müdür Yardımcım Onur Aldı söylemiştir. Bu toplantılara Murat Ongun, Barış Kılıç, Onur Aldı, Tuce firmasının sahibi Cem Çelik isimli kişiler katılmıştır. 2024 belediye seçimlerine kadar bu kurulma aşamasının tamamlanması hedeflenmiştir. Onur Aldı bana bu toplantıların yapılacağını, böyle bir merkezin kurulacağını söylediğinde aklıma hiç yatmadı. Seçimlere 5 ay kala böyle bir merkezin kurulması bana mantıksız geldi. Ayrıca Tuce firması da daha önceki yaptığı işlerden dolayı çok benimsediğim bir firma değildir. Ben bu süreçlerin tamamen dışında bırakıldım. Dediğim gibi sadece imza kısmında ve kağıt üzerinde sorumluydum ve hızlı bir şekilde merkezle ilgili doğrudan temin işlerine başlandı. Daha sonra çelik konstrüksiyon ve inşaat malzemeleri alımları, elektronik endüstriyel ekran, video volt sistemleri, yüzey elektronik sistemlerine ilişkin bir çok hizmet alımları ve ihaleler yapıldı. Bu işlemlerin organize edilmesinde yine genel müdür yardımcım olan Erdinç Çolak da görevliydi. Bir kültürel etkinlik için 2024 Şubat Ayı'nda Londra'ya gittiğimde kendisinin yaptığı sergide karşılaştığım Refik Anadol ile bu dijital deneyim müzesi ile ilgili bilgi verdiğimde böyle güzel bir proje var, burada etkinlik yapabileceğini söyledim ve projeksiyon ve ledlerle ilgili teknik özellikleri gösterdiğimde kendisi bana bu teknik araçların çok yeni olmadığını, eski teknoloji olduğunu söyleyerek yüzünü astı. Ben de bu görüşmeden sonra bu merkeze yapılan harcamalar konusunda kuşkuya düştüm. Refik Anadol'un tepkisi bende şüphe uyandırdıö ifadelerini kullandı. Ayrıca Dijital Deneyim Müzesi'ne harcandığı belirtilen paraları açıklayan Abbas ifadesinin devamında, "Murat Ongun ve Ertan Yıldız tarafından 10 milyon TL Zeytinburnu Belediye Başkan Adayı'na destek için 2 milyon TL, 1 milyon 250 bin TL seçim çalışmasına çıkan çalışanlara yemek desteği adı altında paraların Tuce firmasından talep edilerek alındı (bu tamemen bütçe dışı olan bir meblağdır). Fakat bu paranın kim tarafından taşındığı ve kime verildiğine ilişkin bir bilgim yoktur. Ama tahminimce Barış Kılıç tarafından ilgili yerlere iletilmiş olabilir. Bu meblağların Tuce isimli firmadan alındığı bizzat Murat Ongun ve Ertan Yıldız tarafından bana net bir şekilde söylenmiştir. Barış Kılıç tarafından ise bu meblağların alındığı bizzat bana söylenerek teyit edilmiştir. İletişim koordinatörlüğü tarafından Tuce isimli firma tarafından harcandığı iddia edilen 7 milyon TL havalandırma ve çatı, 8 milyon TL iletişim koordinatörlüğünün camı, 22 milyon TL işçilik, 6 milyon TL Kahraman isimli şahsa ödenen paralar gayrı resmi bir şekilde bütçeye dahil edilmiştir" dediği öğrenildi.

'MÜZENİN KURULUŞ AŞAMASINDA ATİNA'DAN EV ALDIKLARI KONUŞULUYORDU'

Abbas, "Soyadını bilmediğim Kahraman isimli bu şahsın iletişim koordinatörlüğünde resmi bir görevi bulunmamaktaydı. Ama Murat Ongun'un yanında gelir giderdi ve iletişim koordinatörlüğünde sık sık çalıştığını bilirdim. Genel Müdür Yardımcım Onur Aldı bana Barış Kılıç ile adı geçen Kahraman isimli şahsın müzenin kuruluş aşamasında Atina'da arsa ve ev aldıklarını söylediler. Genel Müdür Yardımcım Erdinç Çolak veya Neşe Kocaoğlu, tam olarak hangisinin söylediğini hatırlamamakla birlikte, Genel Müdür Yardımcım Onur Aldı'nın Moda'da kirada oturduğu evini satın aldığını yine o dönemde söylediler. Bu satın alma işleminin alınan maaş ile gerçekleştirilmesi mümkün değildir. Bu konunun da araştırılması gerekir. Onur'un Berlin veya Atina'da ev arsa aldığı da yine o dönem konuşulmaktaydı. Cem Çelik ile yaptığım bir görüşmede bana Barış Kılıç'ın Amsterdam ya da Rotherdam'da bulunan teknesini Türkiye'ye nasıl getireceğine dair kendisine fikir sorduğunu anlattı. Bu esnada yanlarında Tuce isimli firmanın diğer ortağı Tunç Bey'in de bulunduğunu, ilk defa gördüğü bir kişinin yanında nasıl bu kadar rahat konuşabildiğine dair söylemlerde bulundu. Haberlerde yer alan ve teknede bulunan Murat Ongun, Emrah Bağdatlı'nın fotoğraflarının yer aldığı tekne, bu bahsettiğim tekne olabilir" ifadelerini kullandı

ELİNDEKİ GÖRÜNTÜLER VE SES KAYITLARIYLA TEHDİTVARİ KONUŞTU

Olayları Sayıştay denetçilerinin dijital deneyim müzesini denetlemeye gelmelerinin ardından öğrendiğini anlatam Murat Abbas, "Sayıştay denetime gelince Tuce firmasının sahibi Cem Çelik, Sayıştay tarafından bu husus tersine tepti ve daha yoğun bir şekilde incelenmeye başlandı. Bilirkişiler geldi ve tespitlerini yaptı. Bunun üzerine Tuce yetkilisi Cem Çelik ile Akaretler'de bir kafede buluştuk. Burada bana dijital deneyim müzesinden çıkmak için 30 milyon TL, 1453 Panaroma müzesinden çıkmak için ise ekipmanları ve içeriği bırakmak kaydıyla 15 milyon TL'yi Kültür A.Ş. olarak kendisine ödememizi istedi. Bu suretle sözleşmeyi feshedip ayrılacaktı. Bu minvalde bir kez daha Akaretler'de, bir kez Kalamış'ta, bir kez de Sütlüce'de görüşmelerimiz oldu. Ben bu görüşme konularını Murat Ongun'un Sütlüce iletişim koordinatörlüğündeki ofisine giderek kendisine anlattım. Bana sayıştay tarafunı kendisinin halledebileceği minvalinde şeyler söyledi. Bana Muhittin Palazoğlu isimli birini yollayacağını, Sayıştay tarafını onun halledebileceğini söyledi. Bu kişi Kültür A.Ş.'da benim yanıma geldi. Bu işi halledeceğini rahat olmam gerektiğini söyledi. Bir hafta sonraki telefon görüşmemizde ise konuyu hallettiğini söyledi. Bu görüşmeler sonrası Cem Çelik, benden bir aksiyon görmeyince bizzat yanıma gelerek, telefonla ve mesajla, elinde müzenin kuruluş aşamasındaki para alışverişlerine, açıktan ödemelere ilişkin ses ve video kayıtları olduğunu, eğer istediği para kendisine ödenmezse bu kayıtları İçişleri Bakanlığı'na ve savcılığa verileceğine dair tehditvari söylemlerde bulundu. 31 Aralık 2024'te Tuce isimli firma mahkemelik oldu. Arabuluculuk görüşmelerine de Murat Ongun, Banu Saraçlar ve Teftiş Kurulu Başkanı Abbas Yaşar katıldılar. Bu mahkeme sürecinde ben dijital deneyim müzesinin Dijital deneyim Müzesi'nin kurulma amacının seçimlere fon yaratmak veya kişilere haksız kazanç sağlamak amacı ile kurulduğunu net bir şekilde fark ettim. Hatta benim bizzat İBB Teftiş Kurulu Başkanlığı'na dijitalden denetlenmesi ve burada neler olup gittiğini belirlenmesi konusunda araştırma yapılması istediğime dair resmi bir dilekçe vardır. Bu dilekçemin şu an ne aşamada olduğunu, Teftiş Kurulu'nun konuyu inceleyip incelediğini bilmiyorum. Yine bu süreçte Sayıştay tarafından henüz rapor düzenlenmemişken, Murat Ongun'un ofisine gittiğim bir gün Erdinç Çolak tarafından belirlenen 38 milyon TL'lik açık konusunda bana Murat Ongun bunu alt yüklenicileri hallettiririz, bu nedenle raporda sıkıntı olmaz minvalde söylemlerde bulunmuştur" dedi.

'OPERASYON İHTİMALİNE KARŞI HERKES AĞIZ BİRLİĞİ YAPSIN'

2024 belediye seçimleri öncesi Ocak veya Şubat ayında belediyenin iştirak şirketlerinin katıldığı bir toplantı olduğunu söyleyen Murat Abbas, "Hangi iştirak şirketinin aracı firmalar üzerinden televizyon kanallarına ne kadar para göndereceği belirlendi. Biz de Kültür A.Ş. olarak net hatırlamıyorum ama 9 veya 10 milyon TL aracı şirkete verdik. Böyle bir usul daha önceki senelerde olmamıştı. Bence bu hususunda araştırılması gerektiği kanaatindeyim. Burada da bir usulsüzlük olabilir. Bu toplantıya başkanlık eden kişi miktarı belirleyen ve bu paraları ödememizi söyleyen kişi Ertan Yıldız'dır. Ertan Yıldız tarafından ayrıca ihale ve iş alan şirketlerden Ramazan kart yardımları kapsamında para toplamamız istenmiştir. Genel müdürlükteki ilk 5 aydaki dönemde Hüseyin Köksal'ın Taksim'de bulunan ofisinde, Murat Ongun'un da bulunduğu ve hatta Murat Ongun tarafından Urbanmedia'nın kurucusu olan Hüseyin Seçkin'in vefatı neticesi, Ahmet Köksal'ın bu şekilde ortak olması gerektiğine dair söylemlerde bulunduğunu hatırlıyorum. Bu toplantıda belediyeye yönelik bir operasyon olabileceği, bu operasyonun olması ihtimaline binaen herkesin ağız birliği yapması gerektiği söylendi. Murat Ongun, Fatih keleş, Ertan Yıldız isimli kişiler hakkında sorular sorulduğunda herkesin aynı minvalde cevap vermesi ve aynı doğrultuda savunma verilmesi yönünde konuşmalar yapıldı. Murat Ongun ve Ertan Yıldız'a başkan danışmanı olarak, Fatih Keleş'i ise İBB Spor başkanı ve meclis üyesi olarak bildiğimizi söylememizi, bunun dışında bu kişilerle ilgili herhangi bir bilgiye sahip olmadığımızı söylememizi istediler. Bu toplantıda sadece Kültür A.Ş. Yöneticileri ve çalışanları vardı. Ayrıca bize bu toplantıda isimlerini verdikleri avukatlara vekalet çıkarmamızı istediler. Ben de bana ismi verilen avukata vekaletname çıkardım. Emniyet aşamasında verdiğimi ifadede ve adliyedeki sorguda bu avukat görev aldı. Dosya kapsamında bulunan, belediye çalışanları olan diğer şüphelilerin de avukatları bu toplantıda belirlendi" ifadelerini kullandı.

'USULSÜZ İHALELERİ, İŞ ALIMLARI MURAT ONGUN'UN ORGANİZE ETTİĞİ SÖYLENDİ'

Abbas, "Genel müdür yardımcım olan Doğan Hamit Doğruer'e bildiklerini anlatmasını istediğimde bana bu bahse geçen usulsüz ihaleler, iş alımlarını bizzat Murat Ongun'un yönettiğini kendisinin ve Kağan Sürmegöz'ün ve ihaleleri Murat Ongun'un talimatlarına göre organize ettiğini söyledi. İhaleleri kimin kazanacağını ve kimin yan teklif vereceğini önceden belirlenerek ihale hazırlığı yapıldığını, yine dosyada yer alan usulsüz ecrimisil tahsillerine ve reklam izni verilmesi için açıktan istenen paralara ilişkin imzalanan muvazaalı sözleşmeler hususunda tevdi raporunda yer alan hususların doğru olduğunu, yasa dışı usule aykırı iş ve işlemlerin yapıldığını bana bizzat kendisi söyledi. Ayrıca kültür A.Ş. tarafından yapılan ihalelerde reklam mecralarını ihale şartnamesine aykırı bir şekilde çoğaltılması, sayılarının artırılması hususunda Kültür A.Ş. tarafından İBB reklam Müdürlüğü'ne yapılan bildirim neticesi hiçbir şekilde olumsuz bir yanıt gelmedi. Normalde şartnamelerdeki bu tür değişikliklerden kaynaklı, firmaların fazla mecralardan daha fazla feragat edeceği durumu nasıl olduğundan İBB'ce firmalardan ek bir ödeme istenmesi gerekirken İBB tarafından böyle bir husus Kültür A.Ş.2ye bildirilmedi" dedi

'ONGUN TALİMAT VERDİ AMA YAPMADIM'

Murat Abbas, "Beykoz Kılıçlı Film Platosu'na ilişkin yapılan alt ihaleyle ilgili, bütçesi, ihale kimin alacağı hususları Murat Ongun'un talimatıyla Doğan Hamit Doğruer ve Kağan Sürmegöz tarafından organize edildi. Yine Murat Ongun bizzat tarafıma Halk TV ve kafa radyo ile ilgili reklam konularında buralara yardımcı olmam konusunda talimat verdi ama yapmadım. Ben gelinen noktada anladım ki Serdal Taşkın'dan sonra benim gibi bir profilin kültür AŞ'ye Genel müdürü olarak atanmasını amacı, benim daha çok kültürel ve sanatsal faaliyetlerle ilgili olması, ihale, iş almak, iş bağlamak, hizmet almak gibi konulara uzak olman ve sadece evraka imza atabileceğime dair bir profil çizmeden ötürü olduğunu düşünüyorum. Benim bu profilde biri olmamdan dolayı beni bu çerçevenin dışına çıkardılar ve ihale ve iş alımı sürecini tamamen Murat Ongun'un talimatıyla Doğan Hamit Doğruer ve Kağan Sürmegöz üzerinden yaptılar. Ama benim kimin ne kadar para aldığına veya paraları kime verildiğine dair bilgim bulunmamaktadır" şeklinde konuştu. (DHA)

İlginizi Çekebilecek Diğer Haberler

Sıradaki Haber