DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 1

1- ÖZGÜR ÖZEL BEYOĞLU'NDA KONUŞTU
İSTANBUL,(DHA) - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Beyoğlu'nda düzenlediği mitingde konuştu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Beyoğlu'nda düzenlediği mitingde konuştu. Özel, "Buradan hatırlayalım. Tuzla mitinginde bir kişiye, bir tutukluya giden, 'Savcı Bey beni yolladı' diyen, 'Dediğim gibi ifade verirsen, çıkacaksın' diyen, Ekrem Başkan'a, başka arkadaşlarımıza iftiralar attırmak isteyen avukatın adını da temin etmeye çalıştığı maddiyatı da ifşa etmiştim. Ben gece 10'da konuştum, avukat telefonunu kapattı, Antalya'ya kaçtı. Yunan Adası'na kaçarken yakalandı. Diğer yandan ondan hemen sonra AK Parti'nin kuruluş yıl dönümü günü, onlara kuruluş hediyesi olarak MKYK üyeleri, AK Parti Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Mücahit Birinci'nin bir tutukluya gittiğini, ondan 2 milyon dolar para talep ettiğini, önüne kameraların da gördüğü bir kağıdı koyduğunu, 'Buna imza atarsan medyadaki eleştirileri ben susturacağım. Savcı bunları söylerse bırakırım dedi. Ben halledeceğim. Verdiğin parayı güzelce paylaştıracağım, seni özgür bırakacağım' dediğini hep birlikte ifşa etmiştik. Bu Yunanistan'a kaçan avukat için de AK Partili Mücahit Birinci için de savcılık önce Adalet Bakanlığı'na başvurdu. Oradan izin aldı, sonra da bunların birine ev hapsi verdi, bir tanesine de imzayla yurt dışı çıkış yasağıyla adli kontrol verdi" dedi.
Özel, "Buradan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı'na gözünün içine baka baka söylüyorum. Kendi ayağıyla gelen Ekrem İmamoğlu'nun avukatına, çağırınca kendi gelen avukata 'Kaçma şüphesi var' diyen, Yunanistan'a kadar kaçarken yakalanana 'Sen imza atsan yeter, ev hapsi yeter' diyen Akın Gürlek'e soruyorum: Sende şu kadar, şu kadar namus varsa bunu niye yaptığını açıklarsın. Sana soruyorum, sana. Dünya kadar avukatı evinden gidip alıp koyuyorsun. AK Partili avukat olunca Adalet Bakanlığı'na soruyorsun. Bir avukat AK Partili olunca kanuna uymak, ama muhalifleri savununca kanununa uymamak hangi hukuk adamlığına yakışıyor? Senin alnını karışlayacağım, bunu bilesin Akın Gürlek. Alnını karışlayacağım. Adalet Bakanı'na soruyorum: Ya sen Adalet Bakanlığı'nı duvarda asılı bir tablo gibi, makam masasına konulmuş bir biblo gibi mi yapacaksın? AK Partili avukata izin isteyip de Ekrem Başkan'ın avukatını tuttuğu gibi tutuklayanları, Yunanistan'a kaçarken gidene 'Kaçma şüphesi yok' deyip, ayağıyla gelene tutuklama yapana hala susacak mısın? Biblo bakan, biblo bakan. Buradan açıkça söylüyorum. Bu ülkede ikili hukuk vardır. Hukuk; Tayyip Erdoğan'ın muhaliflerine başka, yandaşlarına başka işlemektedir. (DHA)
=========
2- İMAMOĞLU'NUN AVUKATI YILMAZ'IN SAVCILIK İFADESİ ORTAYA ÇIKTI
Ayşe GÜREL/İSTANBUL (DHA)- İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi'ne(İBB) yönelik soruşturmalar kapsamında 'Rüşvete aracılık etme' suçundan gözaltına alınan Ekrem İmamoğlu'nun avukatı Nusret Yılmaz, yurt dışına çıkış yasağı ve imza atma şeklinde adli kontrol kararı ile serbest bırakıldı. Yılmaz'ın savcılık ifadesi ortaya çıktı.
İBB'ye yönelik yürütülen 'Yolsuzluk' soruşturması kapsamında 'Rüşvete aracılık etme' suçundan Trabzon'da gözaltına alınarak İstanbul'a getirilen Ekrem İmamoğlu'nun avukatı Nusret Yılmaz, sevk edildiği mahkemece yurt dışına çıkış yasağı ve imza atma şeklinde adli kontrol kararı ile serbest bırakıldı. Nusret Yılmaz'ın savcılıkta verdiği ifade ortaya çıktı. Yılmaz ifadesinde, "Hatırladığım kadarıyla 2023 yılı başlarında önceden tanıdığım hemşerim ve Yalova siyasetinde aktif olan Ali Faik Aydın beni ziyaretinde TaşYapı'nın danışmanlığını üstlendiğini, bu şirketin kurumlarla, idarelerle ve belediyelerle çok sayıda davaları olduğunu, kendisinin bu işi derleyip toparlamaya çalıştığını ve öncelik verdikleri bazı davalarla ilgili güvenilebilir ve bağımsız bir hukuki kanaat elde etmeye çalıştıklarını söyledi ve benden bu konuda yardımcı olmamı istedi. Ben o tarihe kadar ne bu şirketi ne de sahiplerini tanırım. Murat Onur bana onun tanıdığı olan DAĞI isimli firmanın sahibi Mahmut Nedim Koç'un bir arsasına dair uzun süredir hukuki ihtilaf olduğunu, hukuken yapılabilecek bir şey olup olmadığını bana bir iki kere söyledi. Bir süre sonra arkadaşım ile beraber hatırladığım kadarıyla 1 veya 2 kere Mahmut Nedim Koç ile görüşmemiz oldu. Bu görüşmede Mahmut Nedim Koç bana söz konusu araziyle ilgili hukuki ihtilaflar olduğunu, bu ihtilafları çözemediklerini, bu konuda hukuki olarak destek istediğini, yapılabilecek bir şey olup olmadığını söyledi. Benim bu konuya dahil olmam bu şekilde başlamıştır. Hatırlamadığım bir tarihte Ekrem İmamoğlu'nun devam eden hukuki süreçleriyle ilgili Yenikapı'da kendisiyle yapılacak bir toplantıya davete gittiğimde Yakup Öner'in orada olduğunu gördüm. Önceki sorularda da belirttiğim üzere konulara ilişkin bilgisi ve uzmanlığı dolayısıyla hatırladığım bu meseleyi kendisine sordum. O da o aşamada oradan ayrılmakta olan ve kendisini Ekrem İmamoğlu'nun çalışma arkadaşı ve sonrasında Şişli Belediye Başkanı olarak tanıdığım Emrah Şahan'ın meselenin evveliyatına vakıf olduğunu ve ona sormamın doğru olabileceğini beyan etmesi üzerine o anda Emrah Şahan'a konuyu açtım. Bana buranın İstanbul'un en prestijli yerlerinden birisi olduğunu ve burada kent adına bir vizyon projesi geliştirmesini hayal ettiğini ve evveliyatından itibaren meseleyi bildiğini ve konu üzerinde çalışacaklarını söyledi" dedi.
Yılmaz ifadesinin devamında, "Benim söz konusu yerle ilgili özel olarak Yakup Öner veya Resul Emrah Şahan'a gitmiş olmam söz konusu değildir. Bu konuşmanın dışında Resul Emrah Şahan ile karşılaştığımda sohbet içerisinde buranın bahsi geçmiştir. Benim yaptığım görüşmeler içeriğinde hiçbir suretle gayri hukuki bir menfaat temini olmamıştır. Bu görüşmeler tamamen bu arazinin durumunun hukuki çerçevede değerlendirilmesine dahildir. Ancak sonucuyla ilgili dahi bilgim yoktur. İfadenin sonraki kısımlarında belirtildiği şekilde Emrah Şahan ve Ekrem İmamoğlu'nun arasında bir toplantı yapılıp yapılmadığına dair herhangi bir bilgi sahibi değilim ve yine ifadede belirtildiği şekilde burasıyla ilgili mal sahipleriyle hangi koşullarda bir anlaşma yapıldığına dair de herhangi bir fikrim yoktur. Buna ilişkin hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. Hakimlik dahil olmak üzere yaklaşık 32 yıllık hukukçuyum. Bugüne kadar yüzümü kızartacak herhangi bir eylem içerisinde bulunmamaya özen gösterdim. Bütün meseleye hukukçu hassasiyetiyle hak, hukuk ve nezahet ölçüsüyle yaklaştım" dedi. (DHA)
======
3- YENİDOĞAN ÇETESİ DAVASINDA ÖLEN BEBEKLER HAKKINDA HAZIRLANAN ATK RAPORLARI ORTAYA ÇIKTI
Ceyda BIYIKLIOĞLU/İSTANBUL,(DHA) - Kamuoyunda 'Yenidoğan Çetesi' davası olarak bilinen bebek hastaları önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları öne sürülen 19'u tutuklu 57 sanığın yargılandığı dava kapsamında hazırlanan Adli Tıp Kurumu raporları ortaya çıktı. Raporlarda, dosyada isimleri geçen 10 bebeğin ölüm nedenleri, uygulanan tedavilerin doğruluğu ve sanıkların tıbbi açıdan kusur durumları tek tek değerlendirildi.
Bakırköy 21. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ve kamuoyunda 'Yenidoğan Çetesi davası' olarak bilinen dava kapsamında, çetenin ölümüne sebep olduğu bebeklerle ilgili Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan raporlar dosyaya girdi. 'Tokluoğlu', 'Alkari', 'Süleymanoğlu', 'Helvacı', 'Kadan', 'Karaduman', 'Karakoç', 'Kaya', 'Opara' ve 'Serdarova' soyadlarına sahip, bazılarının henüz ismi bile konmamış olan bebeklerin ölüm sebepleri, tanı ve teşhisler, uygulanan işlemlerin doğruluğu, tıbbi uygulama hataları ve dosyadaki sanıkların ölümlerde kusurlarının olup olmadığına ilişkin hazırlanan raporlar ortaya çıktı. Toplamda 1000 sayfadan uzun olan raporda, her bebeğin ölüm sebebi ve bebeklerin tedavi süreçlerinde yapılan hatalar, iddianamede yer alan bilgi ve belgeler ile görülen celselerdeki tüm beyanlar karşılaştırıldı.
TOKLUOĞLU BEBEK
Adli Tıp Kurumu raporunda, Tokluoğlu bebeğin gelişme geriliği ile doğduğu ve bebeğin ölümünün doğum sırasında yeterli oksijen sağlanamaması ve gelişen komplikasyonlar sonucu meydana geldiği belirtildi. Raporda, annenin gebelik hipertansiyonu olduğu, bebeğin doğum haftasına göre aşırı düşük doğum ağırlığı ile doğması sebebiyle, bebeğin anne karnında beslenmesinde sorun yaşadığı tespiti yer aldı. Öte yandan tape kayıtlarında hemşire ve sorumlu hekimin Tokluoğlu bebeğin kalbinin attığını tespit etmelerine rağmen bebeğe uygun şekilde ve sürede canlandırma desteği uygulamadıklarının anlaşıldığı belirtildi. Hemşirenin telefonda konuştuğu doktorun, hastaya canlandırma uygulanmasına gerek olmadığı, kağıt üzerinde 20 dakika canlandırma uygulaması yapılmış gibi göstermesinin yeterli olacağını ifade ettiği, sahte dosya düzenlemesini istediği bilgisi de yer aldı.
ALKARİ BEBEK
29 Eylül 2023 tarihinde doğan bebek Halime Alkari 30 Eylül 2023'te sevk olduğu Özel Çorlu Reyap Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi'nde 23 Kasım'da vefat etti. Adli Tıp Kurumu Raporu'nda, hekimin hastanın başında olması gerekmesine rağmen hastanede bulunmaması ve hastanın canlandırma aşamasında etkin canlandırma yapılmamasını söylemesi nedeniyle ihmal olduğu belirtildi. Ayrıca hekimler ve hemşireler arasındaki epikriz yazılmasına dair konuşmalarda, 'Bebeğin ölüm sebeplerinin usule uygun hale getirilmeye çalışıldığına dair intiba oluştuğu' kanaatine varıldı. Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan raporda, Alkari bebeğin ölümünün erken doğuma bağlı gelişen komplikasyonlar sonucu meydana gelmiş olduğu değerlendirildi. Bebeğin antibiyotik tedavisinin tıp kurallarına uygun şekilde yürütülmediği, bebeğin yeniden canlandırma işleminin yardımcı sağlık personelince yapıldığının anlaşıldığı ve 1 hemşire dışında dosya içerisinde adı geçen sağlık personellerinin yenidoğan resüsitasyon programı sertifikasının bulunup bulunmadığına dair herhangi bir bilgi ya da belge mevcut olmadığı tespit edildi.
SÜLEYMANOĞLU BEBEK
Hayatını kaybeden bebeklerden Melek Süleymanoğlu hakkında düzenlenen Adli Tıp Kurumu raporunda, Özel Rami hastanesinde doğan bebeğin, yeterli solunum olmaması nedeniyle entübe edildiği bilgisi yer aldı. Süleymanoğlu bebek, 'Solunum bozukluğu' ve 'Doğum kusuru' tanılarıyla Özel Bağcılar Medilife hastanesine sevk edildiği belirtildi. Bebeğin kalp hastalığına cerrahi müdahale yapılabilecek merkeze sevk edilmemesi nedeniyle sorumlu hekim ihmali olduğu bilgisi raporda yer aldı. Ayrıca raporda, zamanında antibiyotik değişikliği yapılmaması nedeniyle bebeğin vücudunda oluşan enfeksiyonun çoklu organ yetmezliğine yol açtığı belirtildi. Süleymanoğlu bebeğin ölümünde hatalı tıbbi müdahale olduğu bildirildi.
HELVACI BEBEK
Adli Tıp Kurumu raporunda, Erken doğuma bağlı solunum yetmezliği çeken Helvacı bebeğe, yeterli tedavinin uygulanmadığı bu nedenle hayatını kaybetmiş olabileceği değerlendirildi. CPR görevini hemşirelere bırakmaktan Dr. Dursun Eryılmaz'ın ihmali olduğu, CPR'ı yanlış yönlendirmekten ise Dr. İlker Gönen'in ihmali olduğu bilgisi raporda yer aldı.
KADAN BEBEK
Adli Tıp Kurumu'nun raporunda Kadan bebekle ilgili, doğumdan itibaren akciğer enfeksiyonuna bağlı solunum yetmezliği olan bebeğin ölümünün, solunum yetmezliği ve yapılan müdahale sonucu akciğerde hava kaçağı gelişmesi sonucu meydana geldiği belirtildi. Bebeğe yapılması gereken tedavinin yapılmadığı ve evraklarda oynama yapıldığı ifade edildi. Bu kapsamda Dr. Fırat Sarı tıbben sorumlu olarak değerlendirilirken, yoğun bakım koşullarının 3'üncü düzey standartları taşımamasına rağmen bu şekilde gösterilmesi ise Özel Çorlu Reyap Hastanesi yönetiminin organizasyon hatası olarak değerlendirildi. Ayrıca bebeğin uygun bakım, takip ve tedavisinin sağlanmamış olması nedeniyle, bebeğin primer bakımından sorumlu olan Dr. Dursun Eryılmaz ile yapılan sözleşme ile yenidoğan yoğun bakım sorumluluğunu üstlenen ve başka bir hastaneye sevk sürecini iptal eden Dr. İlker Gönen'i de tıbben sorumlu olduğu belirtildi.
KARADUMAN BEBEK
Raporda Ayaz Karaduman bebeğin ölüm sebebi, metabolik hastalık ve buna bağlı komplikasyonlar olarak belirtildi. Tıbbi kayıtların gerçeğe aykırı şekilde düzenlendiği, bebeğe yapılması gereken müdahalelerde geç kalındığı ve bebeğe hemşirenin müdahale ettiği belirtildi. Bebeğe müdahale edildiği sırada hastanede doktor bulunmadığı ve erken teşhis ile tedavi edilememesinden dolayı hastanın kaybedildiği belirtildi.
KARAKOÇ BEBEK
Raporda Havvanur Karakoç bebeğin ölüm sebebi ise, 'Yetersiz beslenme sonucu kronik akciğer hasarına bağlı ağır solunum yetmezliği' ve 'Kan ile çok sayıda organda enfeksiyon sonucu' olarak belirtildi. Bebeğin tükürüğünün nefes yoluna kaçtığı, ancak yakın takibi yapılmadığı için bunun geç fark edildiği ve epikrizde bebeğin entübe olduğu yazılı olmasına rağmen Dr. İlker Gönen ile hemşire Çağla Durmuş arasındaki telefon görüşmelerinde bebeğin entübe olmadığının konuşulduğu belirlendi. Ayrıca bebeğin kalbi durduğu sırada uygun şekilde müdahale edilmediği, epikrizlerin yardımcı sağlık personeli tarafından sonradan doldurulduğu ve bebeğin kalbi durduğu anda Dr. Dursun Eryılmaz'ın hastanede bulunmadığının tespit edildiği bilgileri raporda yer aldı.
KAYA BEBEK
Raporda Kaya bebeğin ölümünün ise erken doğuma bağlı gelişen komplikasyonlar sonucu olduğu belirtildi. Çok aşırı düşük doğum ağırlığı ile prematüre doğan bebeğin yatışından itibaren en geç 24 saat içerisinde başlaması gereken ilaca başlandığına dair herhangi bir kayıt olmadığı ve bu durumun tıbben uygun olmadığı bilgisi raporda yer aldı. Ayrıca bebek adına düzenlenen 2 epikriz formunun birbiri ile uyumsuz olduğu tespit edildi. Bebeğin yatışının ikinci gününden üçüncü gününe geçildiğinde, durumu kötüleştiği halde ilaç değeri yükseltilmesi gerekirken düşürülmüş olduğu, ancak raporlarda bunun belirtilmediği görüldü.
OPARA BEBEK SF299
Adli Tıp Kurumu raporunda, 5 aylık Opara bebeğin zatürre ve buna bağlı gelişen komplikasyonlar nedeniyle yaşamını yitirdiği kaydedildi. Ölüm belgesine yazılan tanıların bebeğin yaşıyla uyumlu olmadığı ve belgelerin gerçeği yansıtmadığı belirtilerek, epikrizlerde de çelişkiler tespit edildiği belirtildi. 5 aylık bebeğin durumunu belirtmek için, yenidoğanlar için hazırlanmış şablon epikrizlerin kullanıldığı tespit edildi. Ayrıca bebeğin tedavi ve takibinin uzman hekim yerine hemşireler tarafından yürütüldüğü, doktor direktifinde yer almayan ilaçların hemşirelerce uygulandığı ve acil durumlarda hekime bilgi verilmediği belirlendi. Adli Tıp raporunda, bebeğin kalbinin durduğu sabah saatlerinde, zamanında ve yeterli müdahale yapılmadığı, buna rağmen ölüm belgesine saat olarak 13.10 yazıldığı da vurgulandı. Raporda tüm bu bulguların tıp kurallarına uygun olmadığına dikkat çekildi. Tıp kurallarına uygun yürütülmeyen tanı, takip ve tedavi süreci ile bebek Opara'nın ölümü arasında illiyet bağı bulunduğu belirtildi.
SERDAROVA BEBEK
Adli Tıp Kurumu raporunda, 40 haftalıkken normal doğumla dünyaya gelen Serdarova bebeğin doğuştan kalp yetmezliği ve buna bağlı gelişen komplikasyonlar nedeniyle hayatını kaybettiği belirtildi. Raporda, bebeğin 30 Ağustos 2023'te sevk edildiği Özel Birinci Hastanesi'nin yenidoğan yoğun bakım servisinde düzenli doktor izlemelerinin kaydedilmediği, kan tetkiklerinin düzensiz aralıklarla yapıldığı ve beslenme ile sıvı desteğinin olması gereken şekilde verilmediği belirtildi. Ayrıca antibiyotik tedavisinde de uygunsuzluklar saptandı. Kültür sonucu olmamasına rağmen ilaçların değiştirildiği, bu durumun tıbbi kurallara aykırı olduğu ifade edildi. Raporda, bebeğin doğumundan sonra çekilme, inleme ve morarma şikayetleri üzerine aynı hastaneye sevk edildiği, muayenelerde kalp anomalileri tespit edilmesine rağmen Çocuk Kardiyoloji uzmanının defalarca önerdiği şekilde zamanında cerrahi merkeze sevk edilmediği vurgulandı.
SANIKLAR VE HASTANE YÖNETİMİ SUÇLU BULUNDU
Raporda, tüm ölümler dikkate alındığında 3'üncü düzey yoğun bakım şartlarını taşımadığı halde bu düzeyde gibi gösterilerek, yenidoğan bebeklerin yatırılmasını sağlayıp uygun olmayan koşullarda yürütülen takip ve tedavi sürecini organize eden doktorlar ve hastane yönetiminin organizasyon hatası yaptığı belirtildi. (DHA)
========
4- ARNAVUTKÖY‘DE, 6 KATLI İŞ MERKEZİNDE ÇIKAN YANGIN SÖNDÜRÜLDÜ
Emre KURT-Soner HASIRCIOĞLU/İSTANBUL,(DHA)- ARNAVUTKÖY'de, içerisinde geri dönüşüm tesisi ve matbaa da bulunan 6 katlı binada çıkan yangın, birçok ilçeden sevk edilen itfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saatlik müdahalesiyle söndürüldü.
Yangın, saat 05.00 sıralarında Yassıören Mahallesi Sarıgazi Sokak’taki 6 katlı binada çıktı. İçerisinde ofset, matbaa, kağıtçılık ve geri dönüşüm tesisi bulunan binanın bodrum katında henüz bilinmeyen bir nedenle başlayan ve kısa sürede üst katlara sıçrayan yangın, fabrikanın büyük bir bölümüne yayıldı. İhbar üzerine adrese birçok ilçeden çok sayıda itfaiye, sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı fabrika çevresindeki ara sokaklar ve caddeler trafiğe kapatıldı.
2 SAATLİK MÜDAHALEYLE SÖNDÜRÜLDÜ
İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saatlik müdahalesiyle yangını kontrol altına alınarak söndürüldü. Yangında binanın iç kısmında ve dış cephesinde hasar meydana gelirken yaralı ve can kaybı olmadığı belirtildi. Öte yandan, 6 katlı binada yaklaşık 2 yıl önce de benzer bir yangının çıktığı öğrenildi. (DHA)
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------------------------
-Yangının çıktığı fabrika binası
-İtfaiye ekiplerinin yangına müdahalesi
-Binanın zarar gören dış cephesi
-Jandarma ve sağlık ekipleri
-Genel ve detaylar
==========
5 - ÇEKMEKÖY’DE SİLAHLI SALDIRIYA UĞRAYAN ALEMDAĞ SPOR KULÜBÜ BAŞKANI MERİÇ, AĞIR YARALANDI
Tuğçe SEZER ODABAŞI-Şevval CİNDİR/İSTANBUL,(DHA) - ÇEKMEKÖY’de bir kafede oturan Alemdağ Spor Kulübü Başkanı Tuncay Meriç, kimliği belirsiz bir kişinin silahlı saldırısına uğradı. Başından vurulan Meriç, ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Polis, kaçan şüpheliyi yakalamak için çalışma başlattı.
Olay saat 21.00 sıralarında Güngören Mahallesi Tolgahan Sokak'taki bir kafede meydana geldi. Kafede oturan Alemdağ Spor Kulübü Başkanı Tuncay Meriç, kimliği belirsiz bir kişinin silahlı saldırısına uğradı. Saldırgan olay yerinden kaçarken, olayı görenlerin ihbarı üzerine bölgeye polis ve acil sağlık ekipleri geldi. Sağlık ekibinin kontrollerinde başından vurularak ağır yaralandığı anlaşılan Tuncay Meriç, ambulansla hastaneye kaldırıldı. Olay yerinde inceleme yapan polis ekipleri, kaçan saldırganı yakalamak için çalışma başlattı.
'YERE YATTIM'
Olayı gören Bekir Kaya, "Ben arkadaşlarımla kafede oturuyordum. Lavaboya kalktım. Olayın olduğu kafede maç özeti izleniyordu. Ben de ona dalmıştım. Tartışma olmadı. Hiçbir diyalog olmadı. Bir anda genç orta yaşlarda bir çocuk yanındaki kişiye silah doğrultarak sıktı. O anda herkes kaçıştığı için ben de görmedim. Ben de yere yattım" dedi. (DHA)
Görüntü dökümü:
--------------
(Cep telefonu)
- Olay sonrası kafede yaşanan karmaşa
- Yaralının ambulansa taşınması
(Aktüel)
- Olay yerinden görüntüler
- Bekir Kaya ile röp.
- Detay
=========
6 - FATİH'TE İNŞAAT MALZEMELERİ SATAN İŞ YERİNDEKİ KUYUDA CESET BULUNDU
Baran AKKAYA - Utku Can SÖNMEZ/İSTANBUL,(DHA) - FATİH'te inşaat malzemeleri satan bir iş yerinden gelen kötü kokular üzerine mahalle sakinleri durumu ihbar etti. Olay yerine gelen ekiplerin incelemesinde, iş yerinin içindeki kuyuda erkek cesedi bulundu. Cesedin yaklaşık 8 gündür kayıp olan Sedat Dereli'ye ait olduğu tespit edildi.
Olay akşam saatlerinde Cibali Mahallesi Cibali Caddesi'nde meydana geldi. İnşaat malzemesi ve kum satan bir iş yerinden gelen kötü kokular üzerine mahalle sakinleri durumu ihbar etti. Olay yerine gelen polis ve itfaiye ekiplerinin çalışmasında iş yerindeki kuyu içerisinde erkek cesedi olduğu belirlendi. Yapılan incelemede, cesedin 8 gündür kayıp olarak aranan Sedat Dereli'ye ait olduğu belirlendi. Polis olay yeri inceleme ekiplerinin bölgedeki çalışmalarının tamamlanmasının ardından cenaze Adli Tıp Kurumu'nun morguna kaldırıldı.(DHA)
Görüntü dökümü:
-------------------
- Olay yerinden görüntüler
- Ekiplerin çalışması
- Cesedi bulunan kişinin ailesinin bekleyişi
- Detay
=========
7- SULTANBEYLİ'DE İKİ MİNİBÜS ÇARPIŞTI: 9 YARALI
Mehmet Kaan KURT/İSTANBUL,(DHA)- SULTANBEYLİ TEM Otoyolu’nda yabancı turistleri taşıyan minibüs ile başka bir minibüsün çarpıştığı kazada 9 kişi yaralandı.
Kaza, saat 03.00 sıralarında TEM Otoyolu Ankara istikameti Sultanbeyli mevkii meydana geldi. 34 YB 3412 plakalı turist taşıyan minibüs ile aynı yönde ilerleyen 37 AAZ 038 plakalı minibüs çarpıştı. Çarpışmanın şiddetiyle araçlardan birinde bulunan bir yolcu bulunduğu yerde sıkıştı. Sıkışan yolcu, itfaiye ekiplerinin çalışmasıyla kurtarıldı. İki minibüste bulunan 9 kişi yaralandı. Yaralılar, sağlık ekiplerinin olay yerindeki müdahalesinin ardından ambulanslarla çevredeki hastanelere kaldırıldı. Yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi. Kaza nedeniyle TEM Otoyolu’nun Ankara istikametinde iki şerit bir süre trafiğe kapandı. Kazaya karışan araçların yoldan kaldırılmasının ardından trafik akışı normale döndü. Kazaya ilişkin soruşturma başlatıldı. (DHA)
Görüntü Dökümü
----------------------------
-Kaza yapan minibüslerden görüntü
-Olay yerinde çalışma yapan ekipler
-Ambulanslara taşınan yaralıdan görüntü
-Genel ve detay görüntüler
=========
8 - SULTANGAZİ'DE İŞ YERİ KURŞUNLANDI: 1 YARALI
Baran AKKAYA - Emin YEŞİL/İSTANBUL,(DHA) - SULTANGAZİ'de otomobille gelen şüpheliler, cadde üzerindeki bir iş yerine silahlı saldırı gerçekleştirdi. Saldırı sonrasında şüpheliler geldikleri otomobille olay yerinden kaçarken, mermilerin isabet ettiği bir iş yerinin camının kırılması nedeniyle 1 kişi yaralandı. Polis şüphelileri yakalamak için çalışma başlattı.
Olay saat 17.00 sıralarında Zübeyde Hanım Mahallesi Fevzi Çakmak Caddesi'nde meydana geldi. Otomobil ile caddeye gelen 2 kişiden yolcu tarafında oturan kişi, araçtan inmeden yol kenarındaki bir iş yerine doğru silahla ateş açtı. Şüpheliler, saldırı sonrasında geldikleri otomobil ile olay yerinden kaçtı. Silah seslerini duyanların ihbarı üzerine bölgeye polis ve acil sağlık ekipleri geldi. Ekiplerin kontrollerinde, 2 iş yeri ve park halindeki 1 otomobile mermi isabet ettiği anlaşıldı. Ayrıca, iş yerlerinden birinde kırılan cam nedeniyle 1 kişinin yaralandığı belirlendi. Yaralı, sağlık ekibinin olay yerindeki ilk müdahalesinin ardından ambulansla hastaneye kaldırıldı. Polis ekipleri, bölgede olay yeri inceleme çalışması yaptı. Kaçan şüphelilerin yakalanması için çalışma başlatıldı. (DHA)
Görüntü Dökümü
-----------------
(Cep telefonu)
- Olay yerinden görüntüler
(Aktüel)
- Olay yerinden görüntüler
- Ekiplerin çalışması
- Mermi isabet eden otomobil
- Genel ve detay görüntüler
=======
9 - BEYOĞLU'NDA KARŞIDAN KARŞIYA GEÇMEYE ÇALIŞAN DEDE VE TORUNUNA OTOMOBİL ÇARPTI
Yılmaz OKUR/İSTANBUL, (DHA) - BEYOĞLU'nda yolun karşısına geçmeye çalışan dede ve torununa otomobil çarptı. Çarpmanın etkisi ile yola savrulan yaşlı adam ve çocuk yaralandı. Kaza anı bir iş yerinin güvenlik kamerasına yansıdı.
Olay saat 14.00 sıralarında Cami Kebir Mahallesi Bülent Demir Caddesi üzerinde meydana geldi. Yolun karşısına geçen dede ve torununa otomobil çarptı. Çarpmanın etkisiyle yere düşen yaşlı adam ve küçük çocuk yaralandı. İhbar üzerine adrese gelen acil sağlık ekipleri, dede ve torununu ambulansla hastaneye kaldırdı. Kaza anı, caddedeki bir iş yerinin güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Görüntü Dökümü:
--------
(Güvenlik kamerası)
- Kaza anı
=========
10 - BEYOĞLU BELEDİYESİ'NİN ESKİ TARİHLİ İHALELERİ HAKKINDA SORUŞTURMA BAŞLATILDI
Ayşe GÜREL/İSTANBUL (DHA) - BEYOĞLU Belediye Başkanı İnan Güney'in tutuklanmasının ardından, soruşturma kapsamında odasında yapılan aramada bulunan belediyenin eski tarihli ihalelerine dair belgelerin incelenmesi üzerine, ilgili ihaleler hakkında soruşturma başlatıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İBB'ye yönelik yürütülen soruşturma kapsamında Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney tutuklandı. İçişleri Bakanlığı tarafından görevinden uzaklaştırılan Güney'in makam odasında yapılan aramada, Beyoğlu Belediyesi'nin eski tarihli ihalelerine dair bilgi notu mahiyetinde belgeler ele geçirildi. Belgeleri gerekli şekilde incelenmesinin ardından, bahse konu ihaleler hakkında ayrı bir soruşturma başlatıldı. (DHA)








