Geri Dön
İstanbulDHA İSTANBUL BÜLTENİ - 2

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 2

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 2

1- PENDİK'TE KAZADA ÖLEN IŞIL'IN AİLESİNDEN SÜRÜCÜNÜN 2 GÜN SONRA TAHLİYESİNE TEPKİ

Leyla YILDIZ - Fırat ALKIZ /İSTANBUL, (DHA)- PENDİK'te Ömer Faruk Ballı (26) yönetimindeki otomobil, yolun karşısına geçmek isteyen Işıl Öykü Dinç'e (15) çarptı. Dinç kaza yerinde hayatını kaybetti. Ballı 1 gün sonra tutuklandı. 2 gün cezaevinde kalan Ömer Faruk Ballı, adli kontrol şartıyla tahliye edildi. Işıl Öykü Dinç'in annesi Özlem Dinç, " Kızım için adalet istiyorum. Bir insanın canının değeri 48 saat olmamalı" dedi. Baba Yunus Dinç ise "Şoförün kim olduğu belirsizliği kafamızda soru işaretlerini daha da artırıyor. Bu dosyadaki eksiklikler sebebiyle ne olacağını bilmiyoruz. Artık acımızı yaşamaya başlayalım" dedi.

Olay, Kaynarca Mahallesi Erol Kaya Caddesi Tuzla istikametinde 18 Mayıs Pazar günü meydana geldi. 34 KAB 356 plakalı sürücüsü Ömer Faruk Ballı , yolun karşısına geçmek isteyen Işıl Öykü Dinç'e çarptı. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yapılan müdahalelere rağmen Dinç olay yerinde hayatını kaybetti. Ömer Faruk Ballı gözaltına alınarak emniyete götürüldü. Ballı, işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Ömer Faruk Ballı hakkında 'Taksirle ölüme neden olma' suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapis istemiyle iddianame düzenlendi. Şüpheli Ömer Faruk Ballı 19 Mayıs Pazartesi günü tutuklandı; 21 Mayıs'ta da yurtdışına çıkış yasağı ve haftada 3 gün imza şartı şeklindeki adli kontrol kararıyla tahliye edildi. Sanık ilk kez 23 Eylül'de hakim karşısına çıkacak. Kazada hayatını kaybeden Işıl Öykü Dinç'in ailesi ise kızlarının 15'inci doğumgününde duruşma tarihi verilmesine tepki göstererek "Adalet istiyoruz" dedi.

'ŞOFÖRÜ GÖREN HERKESTEN YARDIM İSTİYORUM'

Işıl Öykü'nün annesi Özlem Dinç, "18 Mayıs gecesi 05.30'da kızımı kaybettik. Zaten kaza görüntüleri herşey mevcut. Fakat burada çok fazla soru işareti var. Bize gelen ilk duyumlar kadın şöför olduğu yönündeydi. Mahkemeden tutulan tutanağı karakoldan alana kadar böyle zannediyorduk. Tutanağı aldığımızda çarpan kişinin erkek olduğunu gördük. Avukatlarımız aracılığıyla dosyaya ulaşmak istedik. MOBESE görüntülerini görmek istedik ama görüntülere bir türlü ulaşamadık ve artık son çare medyadan yardım almak istedik ve sonra biz dosyadan öğrendik ki o günlerde oradaki kameralar çalışmıyormuş ve biz şoförün kim olduğunu şu an bilmiyoruz. Aracın hızını medyaya servis edilen görüntülerden anlayamıyoruz. Benim kızım aracın çarpmasıyla metrelerce sürüklenmiş; 14 -15 metre sürüklenmiş. Soruyorum 50-60 kilometreyle gittiğini iddia eden bir araç, bir kızı 15-20 metre havada takla attırarak sürükleyebilir mi. Benim kızımda da hata olabilir. Herşeyi kabul edebilirim ama benim o görüntüleri görmem gerekiyor. Ben kızım için adalet istiyorum. Bir insanın canının değeri 48 saat olmamalı. Dosyada birçok boşluk var. Hala bilirkişi raporumuz yok. Bu görüntülerden sonra ilk tutulan tutanak çöp oldu. Çünkü bize denilen ışıklardan yaya geçidi olmayan yerden geçtiği, saksıların arasından yola fırladığı ama yola fırladığı ama görüntülerde görüyoruz ki benim kızım ışıklardan geçiyor; yaya geçidinden geçiyor. Herşey karışık bu dosya neden böyle ben anlamıyorum, ben sadece kızım için adalet istiyorum. Adaletli bir şekilde bir yargı sürecinin gitmesini istiyorum. Suçlu kimse cezasını çekmesini istiyorum. Artık dayanacak gücüm kalmadı. Gerçekten orada bulunan insanlardan rica ediyorum. Şoförü gören aracın hızını gören herkesten yardım istiyorum" dedi.

'BU BİZE NİYE REVA GÖRÜLÜYOR'

Baba Yunus Dinç ise, "Kızımı zaten kaybetmenin acısı fazlasıyla var. Geçen ve bugün artık 27'nci gün. Geçen 27 gün içerisinde bizler çok yorulduk. Adliye, karakol, tutanak, avukat, dosya, bilirkişi, MOBESE, biz sadece acımızı yaşamak istiyoruz. Bizi bunlarla koşturmamaları gerekiyor. Yani dosyada çok fazla eksiklik var. Bu eksikliklerin bir an önce giderilmesini istiyoruz. O görüntülerin bir an önce eklenmesini istiyoruz dosyaya. Kaza 18 Mayıs Pazar saat 17.30'da meydana geldi. O saatte orada kazanın olduğu yerde kamera var. Bu MOBESE kameraları yenileriyle değiştirildiği gerekçesiyle kayıt alınamadığı emniyet tarafından tutanakla savcılığa dosyaya eklenmiş. Böyle birşey nasıl olabilir, koca sahilyolu yani Kadıköy'den Tuzla'ya kadar sahil şeridi var. Birisinde çalışmıyorsa, öbüründe de mi çalışmıyor. Komple sahilyolu o saatte çalışmıyor mu. Bu belirsizliklerin ortadan kaldırılmasını istiyoruz. Bilirkişi raporu hala dosyamızda yok. Araç kiralık bir araç. Bu karşı ruhsat sahibi olan kiralama şirketine ilişkin herhangi bir evrak yok. Savcılığın yaptığı bir soruşturma yok. O kadar çok eksik var ki. Aracın içindeki ikinci şahsın savcılık tarafından ifadesi alınmamış, dosyaya, davaya dahil edilmemiş, tanık olarak eklenmemiş ama kızımın yanındaki 14 yaşındaki çocuk savcılık tarafından ifadesi de alınmış, davaya tanık olarak da eklenmiş. Yani bir yandan onlar var. Bir yandan şoförün kim olduğu belirsizliği kafamızda soru işaretlerini daha da artırıyor. Bu dosyadaki eksiklikler sebebiyle ne olacağını bilmiyoruz. Artık acımızı yaşamaya başlayalım. Dava sürecinde bile olsak acımızı yaşamaya başlayalım. Yarın kızım olmadan dördüncü pazar 1 ay oluyor. Bu 1 ay biz acımızı yaşamak yerine oradan oraya koşturmakla, oradan oraya telefon trafikleriyle uğraşıyoruz. Bu bize niye reva görülüyor. Aynı zamanda kızımın doğumgününde duruşma tarihi verilmiş. Bu kadar belirsizlik var. Bu kadar belirsizlikle boğuşuyoruz. Bir yandan da kızımın doğum gününe duruşma tarihi veriliyor. Biz kızımın 23 Eylül'de 15'inci yaş gününü kutlayacaktık. Pastasını kesecektik. Bize diyorlar ki 'Gelin kızınızı öldüren şahıslar mahkeme salonunda, duruşma salonunda yüzleşin' " şeklinde konuştu. (DHA)

Görüntü Dökümü:

------------

-Işıl Öykü Dinç'in fotoğrafı

-Anne Özlem Dinç ile röportaj

-Baba Yunus Dinç ile röportaj

-Genel ve detay görüntüler

==========

2- FETÖ’NÜN ROKETSAN’A SIZAN SÖZDE BÖLGE İMAMI İSTANBUL’DA YAKALANDI

Derya EVREN KORKMAZ/İSTANBUL, (DHA)- İstanbul’da FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü’ne yönelik yürütülen çalışmalar kapsamında, 7 yıldır firari durumda olan ve hakkında iki ayrı 'Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmaö suçundan arama kaydı bulunan İshak Uysal gözaltına alındı. Uysal'ın ROKETSAN’a sızdığı, emrindeki örgüt üyelerini ise ASELSAN’a yönlendirdiği ortaya çıktı.

İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ile İstihbarat Şube Müdürlüğü koordinesinde yürütülen operasyon kapsamında, şüphelinin Arnavutköy’de bulunduğu tespit edildi. Ekipler Büro Amirliği ile birlikte düzenlenen operasyonla İshak Uysal yakalandı. Yapılan incelemede, şüphelinin örgütün ‘bölge’ ‘kurum’ ve sözde ‘sohbet’ imamlığı yaptığı ve 7 yıldır arandığı öğrenildi. Uysal'ın ROKETSAN’a sızdığı, emrindeki örgüt üyelerini ise ASELSAN’a yönlendirdiği ortaya çıktı. Uysal’ın örgütün kriptolu haberleşme programı ByLock’u kullandığı, kod adıyla faaliyet yürüttüğü, sohbet imamlığı, Türk Telekom bilişim imamlığı, kurum imamlığı gibi çeşitli görevlerde bulunduğu saptandı. Şüpheli hakkında, 14 farklı kişinin bu görevlerle ilgili beyan verdiği öğrenildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Uysal, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. (DHA)

Görüntü Dökümü:

-----------------------

-Şüphelinin gözaltına alınması

==========

3- İMAMOĞLU'NUN YARGINLANDIĞI 'HAKARET' VE 'TEHDİT' DAVASINDA DURUŞMA 16 TEMMUZ'A ERTELENDİ

Ayşe GÜREL- Hadican EROL /İSTANBUL, (DHA) - İSTANBUL Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, 20 Ocak'ta katıldığı bir panelde İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek ve ailesiyle ilgili kullandığı ifadeler nedeniyle 'Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret', 'Tehdit' ve 'Terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek' suçundan açılan davanın ikinci duruşması görüldü. İmamoğlu savunmasında, "16 milyon insana eşit, hangi görüştesin diye sormadan hizmet ettiğim için buradayım" dedi. Duruşma 16 Temmuz Çarşamba gününe ertelendi.

Duruşma İstanbul Adliyesi'ndeki 14. Ağır Ceza Mahkemesi salonunun yetersiz kalması nedeniyle Silivri'deki Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu yerleşkesinde bulunan 2 No'lu duruşma salonunda saat 10.13'te başladı. Duruşmaya, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'in avukatı, başka bir dosya kapsamında tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı Cem Aydın, bazı belediye başkanları, milletvekilleri ve İmamoğlu'nun ailesi katıldı. Savcılık mütalaasında, İmamoğlu'nun İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'e yönelik sözleri nedeniyle sözkonusu suçları işlediği kanaatine vararak, İmamoğlu'nun 'Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret', 'Tehdit' ve 'Terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek' suçlarından 2 yıl 8 aydan 7 yıl 4 aya kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti.

'ÜLKEMİZ İÇİN ÇOK KRİTİK GÜNLER GEÇİRİYORUZ'

Ekrem İmamoğlu duruşmadaki savunmasında, "Bugün yine Silivri'de, mahkemede daha önce birinci celsesini burada yaptığımız ve yargılamanın başladığı davanın ikinci celsesindeyiz. Burada olmak ve Silivri'de yargılanmak, benim kabul etmediğim ve doğru bulmadığım bir durumdur. Sadece 10 gün önce, dünya hayatının fani olduğunu bir kez daha hissettik. Ferdi Zeyrek kardeşimizi kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşadık. Allah'tan rahmet diliyorum; yanında olamadım, mekanı cennet olsun. Fakat bir ders bırakarak gitti. Yüzbinlerce insan yas tuttu. Yüzbinlerce insanın yas tutması, bu dünyaya bir ders niteliğindedir. Sadece 14 aydır görevde olan bir insanın böyle uğurlanması, bir yöneticinin ardından bu denli sahiplenilmesi örnek alınacak bir olaydır. Ülkemiz için çok kritik günler geçiriyoruz. Savaş ortamının tam ortasındayız. Yargının bu şekilde meşgul edilmesi, bu ülkeye yakışmayan bir pozisyondur. Yargının, adaletin böylesi bir dönemde ülkemizin adalet duygusunu yükseltecek daha önemli işleri olduğunu düşünüyorum. Peki biz neden Silivri'deyiz Tutsağız, zindandayız. Manevi bedeli ağır, moral bedeli ağır, ekonomik bedeli ağır.'İstanbul'u kazanan Türkiye'yi kazanır' diyen zihniyete karşı kazandığım için tutsağım. 16 milyon insana eşit, 'Hangi görüştesin' diye sormadan hizmet ettiğim için buradayım. Seçimde, dünya tarihinde ilk kez 16 milyon insanın oyunu aldığım ve milletin güçlü teveccühünü kazandığım için buradayım" şeklinde konuştu.

'BU MÜCADELE YALNIZCA BENİM DEĞİL ÜLKEMİN TÜM ÇOCUKLARININ'

İmamoğlu savunmasının devamında, "Biz 90 gündür, hatta bazılarımız 250 gündür psikolojik işkence gören, zulme uğrayan bir sürecin içinde doğrudan cezalandırılıyoruz. Gizli tanıklar, kumpaslar, operasyonlar. Bunlar yargılama değildir; biz cezalandırılıyoruz. Şafak vakti yüzlerce polis ev basıyor. Çağırdığınızda gelecek, hesap verecek siyasetçileri 5 gün boyunca aç susuz bırakıyorlar. Ailemizle, çocuklarımızla tehdit ediliyoruz. İnsan, çocuğuyla, annesiyle, babasıyla tehdit edilir mi. Bu ülkenin şairlerinin 'Hangi çılgın bana zincir vuracakmış' sözü beni anlatıyor. Hatta birçok kişiyi anlatıyor. Bu ülkeye atasözü diye yutturulan bir söz var: 'Bana dokunmayan yılan bin yaşasın' Ne demek bu. Doğru atasözü, 'Asıl haksızlığa karşı susan şeytanın ta kendisidir' olmalıdır. Bugün burada yargılanan ben değilim; ama bilinmelidir ki; bir ülkeyi ayakta tutan ne silah gücüdür ne servet birikimidir. O ülkeyi ayakta tutan tek şey adalettir, haktır, hukuktur ve adaletin olmadığı bir memlekette ne yatırım olur, ne huzur olur, ne de gelecek. Ne refah olur, ne bereket olur, ne de zenginlik. O yüzden bu mücadele yalnız benim değil; bu ülkenin tüm çocuklarının, torunlarımızın, gelecekte bu mahkeme salonlarını adaletin evi olarak görmek isteyen herkesin mücadelesini temsil ediyorum. " dedi.

'RESMİM YASAK, SOSYAL MEDYA YASAK'

İmamoğlu savunmasının sonunda, "Hayalini kurduğum bu hukuk sistemi, bu binadaki herkesin, hakiminden avukatına, güvenlik görevlisinden genel başkanımıza, evlatlarına, torunlarına eşit şekilde muamele edilmesini sağlar. Hiçbir çocuğumuz sabah baskınıyla evinden alınmaz. Hiçbir yurttaşımız düşüncesi nedeniyle düşmanlaştırılmaz. Hiçbir çocuğumuz sabah baskınıyla evinden alınmayacak, hiçbir çocuğumuza pervasızca iftira atılmayacak. Hiçbir çocuğumuza terörist muamelesi yapılmayacak. Benim anamın ak sütü gibi helal diplomamı bir koltuk uğruna iptal ediyorsunuz. 28 kişinin daha hayatını mahvediyorsunuz. Savcılık bu işi hızlandırmak için devreye giriyor. Bu yapılır mı. ke yanıyor. Ekonomi çökmüş, milllet umutsuz, çocuklar ağlıyor; ama siz hala cezalandırma peşindesiniz. Resmim yasak, sesim yasak, sosyal medya yasak. Ama bilin ki milletin, gönlünden beni silemezsiniz. Sevgi büyür. Bir iktidarın en zayıf hali, muhaliflerini tutukladığı andır. Bizim derdimiz insan yaşar ki devlet yaşasın derdidir" dedi.

DURUŞMA 16 TEMMUZ'A ERTELENDİ

Duruşma, Ekrem İmamoğlu'nun avukatlarının esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yapılabilmesi için ek süre istemesi üzerine 16 Temmu Çarşamba gününe ertelendi.(DHA)

Görüntü Dökümü

-----

- Özgür Özel'in aracının girişi

- Konvoydan detay

========

4- ÖZGÜR ÖZEL SİLİVRİ'YE GELDİ - 1

İSTANBUL, (DHA)- CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’le ilgili ifadeleri nedeniyle 'Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret', 'Tehdit' ve 'Terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek' suçundan 7 yıl 4 aya kadar hapis cezasıyla yargılandığı davanın ikinci duruşmasına katılmak için Silivri'ye geldi. (DHA)

Görüntü Dökümü:

----------

-Özgür Özel'in girişi

=========

5- (ÖZEL) KAĞITHANE'DE 3 AYLIK URAS HAMZA BEBEĞİN ŞÜPHELİ ÖLÜMÜ

Doğan Can CESUR / İSTANBUL (DHA) - KAĞITHANE’de 3 aylık Uras Hamza O. evde uyuduğu sırada burnundan kan geldi. Bebeğinin nefes almadığını fark eden anne Büşranur O.‘nun (25) ihbarı üzerine Uras bebek, ambulansla kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Cumhuriyet Savcısının incelemeleri ve olay yeri inceleme ekiplerinin çalışmaları sonrasında bebeğin cenazesi Adli Tıp Kurumu Morguna kaldırıldı. Anne Büşranur O., cenaze aracının hastanedne ayrıldığı sırada 'Oğlum' diye bağırarak feryat etti. Bebeğin vücudunda herhangi bir darp izine rastlanmazken, şüpheli ölümle ilgili soruşturma başlatıldı.

Olay, 12 Haziran Perşembe günü saat 17.15 sıralarında Yahya Kemal Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre 3 ay önce dünyaya gelen Uras Hamza O'.nun annesi bebeğini emzirdikten sonra yatağına yatırdı. Akşamüstü bebeğinin yanına gelen anne Büşranur O., Uras Hamza'nın burnundan kan geldiğini ve nefes almadığını fark etti. Bunun üzerine anne Büşranur O., sağlık ekiplerini arayarak ihbarda bulundu.

'OĞLUM' DİYEREK FERYAT ETTİ

İhbar üzerine kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekipleri, Uras Hamza bebeği yaptıkları ilk müdahale sonrasında ambulansla özel hastaneye kaldırarak tedavi altına aldı. Burada müdahalesine devam edilen bebek, kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Olayın ardından bebeğin ölüm haberini alan yakınları hastaneye geldi. İhbar üzerine hastaneye polis ekibi sevk edildi.

SORUŞTURMA BAŞLATILDI

Olay yeri inceleme ekiplerinin çalışmaları ve Cumhuriyet Savcısının incelemelerinin ardından Uras Hamza bebeğin cansız bedeni, cenaze aracıyla Adli Tıp Kurumu Morguna kaldırıldı. Diğer yandan hastaneye gelen aile yakınları, Büşranur O. ve eşini teselli etmeye çalıştı. Bebeğin cenazesi götürüldüğü sırada annesi 'Oğlum' diye bağırarak feryat etti. Uras Hamza O.'nun vücudunda herhangi bir darp izine rastlanmazken, bebeğin ölümünün şüpheli bulunması üzerine konuyla ilgili soruşturma başlatıldı.(DHA)

Görüntü Dökümü:

-------

(Aktüel)

-Hastane toplanan kalabalık

-Polis ekipleri

-Cenaze aracının gelmesi

-Morg önünde bekleyenler

-Birbirlerine sarılmaları

-Çiftin birbirine sarılması

-Cenaze aracının ayrılması

-Annesinin oğlum diye feryat etmesi

========

6- (ÖZEL) BEYOĞLU'NDA ARACININ ALEV ALMASINA KIZIP CAMLARINI VE AYNALARINI KIRDI

Doğan Can CESUR / İSTANBUL (DHA) - BEYOĞLU’nda sokakta ilerleyen Ramazan Ö.’nün kullandığı otomobil motor kısmından yanmaya başladı. Bu duruma öfkelenen sürücü, araçtan inerek otomobilin camlarını tekme atarak kırdı. Aracın aynalarını ve sileceklerini ise yumrukla kıran sürücüyü vatandaşlar güçlükle sakinleştirdi. Yangın söndürme tüpü, hortum ve suyla müdahale edilen araçtaki yangın söndürüldü. Yaşananlar cep telefonu kamerasına yansıdı.

Olay, dün saat 11.00 sıralarında Piripaşa Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre sokakta ilerleyen Ramazan Ö.‘nün 34 TC 2698 plakalı otomobilin motor kısmında yangın çıktı. Dumanların yükseldiğini gören sürücü dışarı çıkarak çevredekilerden yardım istedi. Sürücünün yardımına koşan çevre sakinleri, yangın söndürme tüpüyle motordaki alevlere müdahale etti. Bu sırada öfkelenen sürücü Ramazan Ö., koşarak aracının camına defalarca tekme attı. Aracın camlarının kırılmasının ardından otomobilin arka bölümüne yönelen sürücü bu kez de aracın arka camını kırdı.

CAMLARI TEKMEYLE AYNALARI YUMRUKLA KIRDI

Vatandaşların sakinleştirmeye çalıştığı sürücü daha sonra aracın aynalarını yumrukladı; sileceklerini de kopararak kırdı. Sürücünün sokaktan uzaklaştırılmasının ardından vatandaşlar su döküp, hortumla su tutarak araçtaki yangını söndürdü. Diğer yandan ihbar üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri, alevlerin söndrülmesinin ardından bir süre soğutma çalışması yaptı. Yapılan incelemede yangının elektrik kablolarından çıktığı tespit edildi. Polis olayla ilgili soruşturma başlattı.(DHA)

Görüntü Dökümü:

---------

(Cep telefonu)

-Aracın motorunun yanması

-Vatandaşların müdahalesi

-Sürücünün camlara tekme atması

-Aracın ayna ve sileceklerini kırması

-Damacana suyla müdahale edilmesi

-Hortumla su tutulması

========

7- BÜYÜKÇEKMECE'DE EĞLENMEYE GİTTİĞİ MEKANDA HESABI FAZLA BULDU; TARTIŞTIĞI MÜDÜRÜ SİLAHLA VURDU

Derya EVREN KORKMAZ-Ataberk KURT/İSTANBUL, (DHA)- BÜYÜKÇEKMECE'de eğlence mekanında gelen hesabı beğenmediği için işletme yöneticileriyle tartıştığı iddia edilen Serdar Çatuk, müdür Ergin Çiçek'i silahla vurarak yaraladı. Olayın ardından kaçan şüphelinin 50 suç kaydı olduğu ve 8 yıldır arandığı öğrenildi.

Olay, 9 Haziran akşam saatlerinde Mimaroba Mahallesi'ndeki eğlence mekanında meydana geldi. İddiaya göre; mekanda eğlenen Serdar Çatuk, gelen hesabı fazla bularak işletme yöneticileriyle tartıştı. Kısa sürede büyüyen tartışmada belindeki silahı çıkaran Çatuk, mekanın mesul müdürü Ergin Çiçek'e 4 el ateş etti. Kurşunların isabet ettiği Çiçek yaralanırken, Çatuk olay yerinden kaçtı. İhbar üzerine olay yerine sevk edilen sağlık ekipleri yaralı müdürü ilk müdahalenin ardından hastaneye kaldırdı. Eğlence mekanında inceleme yapan polis ekipleri, kaçan şüpheliyi yakalamak için çalışma başlattı.

50 SUÇ KAYDI VAR

Çalışmaların devamında, Serdar Çatuk'un 50 suç kaydı olduğu ve 8 yıldır çeşitli suçlardan arandığı belirlendi. Öte yandan, olayın ardından elinde silahla mekandan kaçan şüphelinin güvenlik kamerasına yansıdığı tespit edildi. Görüntülerde Çatuk'un elindeki silahla koşarak kaçtığı görülüyor. Polisin olayla ilgili soruşturması sürüyor. (DHA)

Görüntü Dökümü:

-----------

(Güvenlik kamerası)

-Şüphelinin kaçtığı anlar

(Aktüel)

-Mekanın dışından görüntü

========

8- DOLANDIRICILIKTAN HÜKÜMLÜ SEVGİLİSİNİ TAHLİYE ETTİRMEK İSTERKEN AVUKAT TARAFINDAN DOLANDIRILDI

Leyla YILDIZ /İSTANBUL, (DHA)- İSTANBUL'da, dolandırıcılık suçundan hükümlü sevgilisinin tahliyesi için Avukat Serkan Korkmaz'la anlaşan Yasemin B., sahte evraklarla dolandırıldığını anlayınca savcılığa başvurdu. Polisle iş birliği yapan kadının adliyeye çağırdığı avukat, suçüstü yakalandı. Sahte tahliye belgeleriyle 578 bin 900 lira alan avukat, çıkarıldığı mahkemede tutuklandı.

Dolandırıcılık suçundan cezaevinde hükümlü olan sevgilisi İ.S.'nin tahliyesi için İstanbul Barosu'na kayıtlı Avukat Serkan Korkmaz ile görüşmeye başlayan Yasemin B., vekaletname vermemesine rağmen danışmanlık almaya devam etti. Yasemin B.'nin sevgilisini tahliye ettireceğini söyleyen avukat Korkmaz, hapis cezalarının adli para cezalarına çevirttiğini gösteren sahte evraklar hazırladı. 'Sulh ceza hakimliği' olması gerekirken 'sulh ceza mahkemesi' yazılan evraklarda Ağır Ceza Mahkemesi Başkanının da ismini kullanarak sahte tahliye evrakları hazırlayan avukat Korkmaz, Adalet Bakanlığı'nca düzenlenmesi gereken 'tahliyesinde sakınca bulunmamaktadır' yazılı belgeyi de kendisi yazdı. Avukatın Yasemin B.'den 578 bin 900 lira aldığı öğrenildi.

AVUKAT ADLİYE'DE YAKALANDI

Sevgilisinin tahliye olacağına inanan Yasemin B., durumu başka bir avukata anlatınca dolandırıldığını anladı. Danıştığı avukatın, bu durumun mümkün olmadığını, dolandırılmış olabileceğini söylemesi üzerine Yasemin B., Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurdu. Anadolu Adliyesi Polis Amirliği ekipleri, Özel Soruşturma Bürosu savcısının talimatıyla Avukat Korkmaz'ı yakalamak için çalışma başlattı. Yasemin B. ile avukat Korkmaz'ın adliyede buluşması üzerine harekete geçen polis ekipleri, tahliye kağıdını Yasemin B.'ye veren avukat Korkmaz'ı suçüstü yakaladı.

'SAHTE EVRAKLAR OLUŞTURDUĞUMU KABUL EDİYORUM'

Daha önceden de 'sahtecilik ve dolandırıcılık' suçundan birçok kaydı olduğu, yargılanıp ceza aldığı ve başka müvekkillerini toplamda 10 milyon lira dolandırdığı ortaya çıkan avukat Korkmaz, savcı karşısına çıkarıldı. Üzerinde birden fazla sahte tahliye kararı olan ve hakkındaki suçlamayı kabul eden Korkmaz'ın savcılık ifadesinde, "Bazı evrakları onu aldatmak amacıyla sahte olarak oluşturduğumu kabul ediyorum. Sahte evraklarla tarafıma duyduğu güvenden faydalanıp menfaat temin ettiğim doğrudur. Pişmanım" dedi.

TUTUKLANDI

Savcılık, şüphelinin avukatlık mesleği sebebiyle kendisine duyulan güveni kötüye kullanarak çeşitli bahanelerle sahte evrak düzenlediğini belirterek tutuklanmasını talep etti. Şüpheli Serkan Korkmaz, 'Resmi belgede sahtecilik' ve 'dolandırıcılık' suçlarından çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. (DHA)

Görüntü Dökümü:

------------

(Cep telefonu)

-Polisin avukatı gözaltına alması

-Şüphelinin savcılığa çıkarılması

=======

9- GALATA KULESİ'NDEN DÜŞEN KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ

Hasan YILDIRIM-Doğan Can CESUR/İSTANBUL,(DHA)-BEYOĞLU'nda Galata Kulesi'nden düşen Naci G.(22), hayatını kaybetti. Cenaze, otopsi işlemleri için Adli Tıp Kurumu'na götürülürken Naci G.'nin intihar ettiği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi.

Olay, saat 09.00 sıralarında Galata Kulesi'nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre; sabah saatlerinde Galata Kulesi'ne gelen Naci G. henüz bilinmeyen nedenle düştü. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Polis ekipleri güvenlik şeridi çekerek çevredekilerin olay yerinden uzaklaştırdı. Sağlık ekiplerinin kontrollerinde 22 yaşında olduğu öğrenilen Naci G.'nin hayatını kaybettiği belirlendi. Olay yeri inceleme ekiplerinin çalışmasının ardından cenaze Adli Tıp Kurumu morguna kaldırılırken Naci G.'nin intihar ettiği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. (DHA)

Görüntü Dökümü:

-------

Olay yerinden görüntü

Galata Kulesi'nden görüntü

Olay Yeri İnceleme ekiplerinin çalışmaları

Turistlerin bakışları

Cenazenin ambulansa alınması

Genel ve detay görüntüler

=======

10- 'ANADOLU'NUN KÜLTÜREL MİRASINA YOLCULUK' PROJESİ KAPSAMINDA 'LEYLA ASIM TURGUT' SERGİSİ AÇILDI

Didem ERGİN- Harun ŞAHBAZOĞLU-/ İSTANBUL, (DHA)- KÜLTÜR ve Turizm Bakanlığı'nın Cumhuriyet'in 102'nci yılı dolayısıyla 'Anadolu'nun Kültürel Mirasına Yolculuk' projesi kapsamında hazırlanan 'Bir Tutkunun Peşinde: Leyla Asım Turgut' sergisi, Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde açıldı.

Cumhuriyet'in 102'nci yılı nedeniyle Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından '102 Süreli Sergi: Anadolu'nun Kültürel Mirasına Yolculuk' projesi kapsamında hazırlanan 'Bir Tutkunun Peşinde: Leyla Asım Turgut' sergisi, İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde açıldı. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı ile İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Hüseyin Keskin'in katılımıyla açılışı yapılan sergi, 16 Haziran-1 Eylül 2025 tarihleri arasında ziyaretçilerini ağırlayacak. Sergide, ilk kadın mimar ve ilk kadın yüzücü olan Leyla Asım Turgut'un kişisel yaşamı, entelektüel birikimi ve kültürel katkıları ilk kez bütüncül bir yaklaşımla ele alınıyor. Mimari çizimlerden geleneksel giysilere, kişisel eşyalardan aile belgelerine ve arkeolojik objelere kadar 140 eser sergileniyor. Bu eserlerden 135'i ilk kez gün yüzüne çıkarılıyor.

'YILSONUNA KADAR 102'Yi TAMAMLAYACAĞIZ'

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, "Sergilerimizin çıkış noktası Cumhuriyetimizin 102'nci yılında olmamızdı. 102'nci yılımızda 102 sergiyle biz bunu bakanlık olarak taçlandırmak istedik. Birçok temayla bunu Türkiye çapında, özel bir hale dönüştürmeye çabaladık. Buradaki bugünkü sergimiz aslında çok özel bir sergi. Özel bir seçki aynı zamanda. 'Bir Tutkunun Peşinde: Leyla Asım Turgut' Cumhuriyetimizin aslında önemli kadınlarından biri. Çok tanınan bir isim değil. Kendi mütevazı hayatı, çerçevesinde çok özel bir mimar, çok özel bir milli sporcu. Aynı zamanda çok iyi bir koleksiyoner. Ve Osmanlı kültüründen, Cumhuriyet kültürüne geçiş dönemindeki tüm aşamaları da aslında yaşamış, çocukluğundan itibaren bu toplum içerisindeki birçok dinamiği de hissetmiş bir Cumhuriyet kadını. Biz bu sergide 140 tane eserini sergiliyoruz. Vefatından sonra Türk İslam Eserleri Müzemize bağışlıyor. Ve 140 eserden 135 tanesi bugüne kadar ilk defa ziyaretçiyle buluşan eserler. Şu ana kadar 50 sergimizi tamamladık. 51'inci sergimiz bu. Ve 50 sergide 3 bin 019 tane eser sergiledik, seçki oluşturduk. Bunun 2 bin 519 tanesi ilk defa ziyaretçiyle buluşan o özel eserlerimiz ve bunun da devamı gelecek. Yılsonuna kadar 102'yi tamamlayacağız" dedi.

'BÜTÜN SANATSEVERLERİ DAVET EDİYORUZ'

İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Hüseyin Keskin, “Kültür ve Turizm Bakanlığımızın Cumhuriyetimizin 102'nci yılında 102 sergi kapsamında 51'nci sergimizi 'Bir Tutkunun Peşinde: Leyla Asım Turgut' sergisini, biraz önce Bakan Yardımcımız Gökhan Bey ve sanatseverlerle beraber açmış olduk. Leyla Asım Turgut, Osmanlı devletimizin son harici makamlarından 1911 yılındaki Hariciye Bakanı Mustafa Asım Turgut'un ve Viyana sanat çevresinden Letta Hanım'ın kızları olarak dünyaya geldi. Hem Hariciye Nezareti'nde hem de babasının görev yaptığı ülkelerde edinmiş olduğu bilgisini, birikimini aynı zamanda milli sporcu olması vesilesiyle dünyanın çeşitli yerlerinde bayrağımız temsil eden ve bulunduğu yerlerde arşivciliği, koleksiyoner bir yanının olması vesilesiyle ortaya ciddi bir eser çıkmıştır. Vefatının ardından bakanlığımıza geçen, müzemize geçen bu eserleri; 140 eserin, 135 tanesini yeni gün yüzüne çıkarmış olduk. Dolayısıyla burası çok kıymetli, aslında 20'nci yüzyılda, son yüzyılı anlatan önemli eserler var. Bütün sanatseverleri buraya davet ediyoruz" dedi. (DHA)

Görüntü Dökümü:

----------

-Sergiden detaylar

-Gökhan Yazgı ile röportaj

-Hüseyin Keskin ile röportaj

İlginizi Çekebilecek Diğer Haberler

Sıradaki Haber