DHA İSTANBUL BÜLTENİ- 2

1- BAKAN FİDAN: İSRAİL, KOMŞUMUZ İRAN'A SALDIRARAK BÖLGEYİ TOPYEKÜN BİR FELAKETİN EŞİĞİNE SÜRÜKLEMEKTEDİR
Gülseren KARAPINAR-Fırat ALKIZ/İSTANBUL, (DHA) - İSLAM İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Konseyi (DBK) 51’inci Oturumu'nda konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan "Gazze'de soykırımı sürdüren ve işgal altındaki tüm toprakları kana bulayan İsrail, şimdi de komşumuz İran'a saldırarak bölgeyi topyekün bir felaketin eşiğine sürüklemektedir. İstişarelerimizde öncelikle bu sınır tanımayan saldırganlara 'dur' demek için sergileyeceğimiz güçlü duruşu ve ortak adımları ele alacağız"dedi.
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Konseyi (DBK) 51. Oturumu, 43'ü bakan 5'i bakan yardımcısının katılımıyla İstanbul'da başladı. 2 gün sürecek toplantı öncesi, toplantıya iştirak eden ülkelerin heyet başkanları toplu fotoğraf çekimine katıldı. Toplantıya İİT alt kuruluşlarının temsilcilerinin yanı sıra, Birleşmiş Milletler, Arap Birliği, Körfez İşbirliği Konseyi, Karadeniz Ekonomik İş birliği Örgütü, Gelişen Sekiz Ülke (D8), Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, Türk Devletleri Teşkilatı, Uluslararası Göç Örgütü ve Dünya Ticaret Örgütü gibi 30 civarında uluslararası kuruluştan üst düzey katılım sağlandı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, bir önceki DBK Dönem Başkanı Kamerun Dışişleri Bakanı Lejeune Mbella Mbella'dan toplantının başkanlığını devralarak açılış konuşmasını yaptı.
'ZULMÜN KARŞISINDA DİMDİK DURMAYA DEVAM EDECEĞİZ'
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Türkiye olarak dönem başkanlığımız süresince İslam coğrafyasının sesini daha da yükseltecek küresel adaletin tesis edilmesini önceleyecek, zulmün karşısında dimdik durmaya devam edeceğiz. Bugün bu toplantıyı Gazze’den İran'a, Lübnan’dan, Yemen’e uzanan bir kriz hattının maalesef ortasında gerçekleştiriyoruz. İslam alemini temsil eden birçok ülkenin içinde bulunduğumuz zor günlerde batıya iştirak etmesi dayanışmamıza çok güzel bir örnek teşkil etmektedir. Gazze’de soykırımı sürdüren ve işgal altındaki tüm toprakları kana bulayan İsrail, şimdi de komşumuz İran'a saldırarak bölgeyi topyekün bir felaketin eşiğine sürüklemektedir. İstişarelerimizde öncelikle bu sınır tanımayan saldırganlara ‘Dur’ demek için sergileyeceğimiz güçlü duruşu ve ortak adımları ele alacağız. Başta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi olmak üzere uluslararası mekanizmaların işlevsizliğini, Gazze'de süregelen vahşet tam anlamıyla gözler önüne sermiştir. Teşkilatımız tam da bu konuda öncü rol oynamalıdır. Dünya nüfusunun dörtte birini temsil eden muazzam kaynaklara sahip bir bloğun parçası olan İslam ülkeleri; adaleti savunan, haklı önceleyen bir küresel sistemin inşasına öncülük etmek zorundadır. Teşkilatın ortaya çıkan yeni koşullara uyum sağlamasını hep birlikte temin etmek zorundayız" dedi.
'MÜSLÜMAN AZINLIK VE TOPLULUKLARIN HAKLARINI KARARLILIKLA SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ'
Bakan Fidan, "İİT kurucu üyesi olan Türkiye, teşkilatımızın potansiyelini ortaya koyması için yapıcı ve öncü rolünü sürdürecektir. Dönem başkanlığımız süresince çalışmalarımızı dört temel alanda yoğunlaştırmayı hedefliyoruz. Devam eden krizler karşısında dayanışma içerisinde hareket edeceğiz ve çözüm arayışlarını yoğunlaştıracağız. Teşkilatımızın diğer ülkeler ve uluslararası kuruluşlarla ilişkilerini geliştirmek için gerekli adımları atacağız. Müslüman azınlık ve toplulukların haklarını kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz. Üye ülkelerin kapasitelerinin arttırılması yönünde sektörel toplantılar artarak devam edecek. İsrail'in devam eden saldırganlığı ve işgal politikaları bölgemizde artık ele alınması gereken bir İsrail sorunu bulunduğunu tüm çıplaklığıyla ortaya koymaktadır. Bu sorun ne Filistin ne Lübnan ne Suriye ne Yemen ne de İran sorunudur. Bu sorun apaçık İsrail sorunudur. İran'ın nükleer programı ile ilgili müzakerelerin devam ettiği bir zamanda İsrail tarafından İran'a gerçekleştiren saldırıları şiddetle kınıyoruz. Bölgemiz için felaketle sonuçlanabilecek ve diğer bölgelere de pek çok menfi yansımaları olacak bu hukuk dışı saldırılara derhal son verilmesi gerekmektedir. Türkiye olarak üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde gerginliğin daha da tırmanmasını önlemek için atılacak her türlü diplomatik adımı destekliyor yoğun temas trafiğimizi sürdürüyoruz. İslam İş birliği Teşkilatı üyelerinin İsrail'in bu eylemlerine karşı birlik içinde hareket etmeleri ve İran'la gerçek bir dayanışma sergilemeleri gerektiğine inanıyoruz. İsrail, Filistin halkına yönelik soykırım politikalarına ve insanlık suçlarına devam ediyor. Sadece Gazze değil, Batı Şeria’da bir savaş bölgesine dönüştürülüyor. İsrail'in amacı, Filistinlileri evlerinden sürmek ve iki devlet bir çözüm vizyonunu sona erdirilmektir. Kalıcı ateşkes, rehinelerin ve tutuklarının serbest bırakılması ve Gazze'ye kesintisiz insani erişim sağlanması önceliğimizdir. Bu amaçla devam eden müzakereleri güçlü bir şekilde destekliyoruz. Katar ve Mısır'a bu konudaki gayretler için bir kez daha teşekkür ediyorum"dedi.
‘HEP BİRLİKTE SURİYE HALKININ ARKASINDA DURMAYA DEVAM ETMELİYİZ’
Bakan Fidan, "İki devletli çözümün adil ve kalıcı bir barışın sağlanması için uygulanabilir tek yol olduğu açıktır. Filistin topraklarında devam eden işgalin bölgemizdeki tüm çatışmaların kökeninde yatan neden olduğu artık çok daha net bir hale gelmiştir. Filistin davası ve Kudüs'ün sahiplenilmesi İslam İş birliği Teşkilatı'nın varoluş nedenidir. Ortak çabalarımız sayesinde bugün Suriyeli kardeşlerimizle istikrarlı ve müreffeh bir Suriye edebi doğrultusunda gerekli adımları atmamız mümkün olmuştur. Suriye’nin teşkilatımıza dönmüş olmasından büyük memnuniyet duyuyoruz. Devam eden yaptırımların hafifletilmesi süreciyle eş zamanlı olarak hep birlikte Suriye halkının arkasında durmaya devam etmeliyiz. İslam coğrafyasının kadim bir parçası olan Balkanlar sadece tarihi bağlarımızın değil, aynı zamanda ortak medeniyetimizin ve kardeşliğimizin de derin izlerini taşımaktadır. Bu topraklarda yaşayan Müslüman kardeşlerimiz geçmişte nice sınamalardan geçtiler. Bugün de parçalanma tehlikesine karşı dirayetle, vakarla mücadele etmekteler. Onların yalnız olmadığını, İslam aleminin Bosnalı kardeşlerimize sahip çıktığını göstermek ortak görevimizdir. Bölgedeki ayrımcı, ayrılıkçı ve nefret temelli söylemleri, dini ve etnik revizyonist yaklaşımları en güçlü şekilde kınıyoruz" diye konuştu.
'BARIŞ ÇABALARINI GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE DESTEKLİYORUZ'
Bakan Hakan Fidan, "Öte yandan, 3 yılı aşkın süre devam eden çatışmaların getirdiği derin acıları yaşayan Sudanlı kardeşlerimiz için yüreklerimiz sızlamaktadır. Türkiye olarak bu krizi sona erdirmek için tüm bölgesel ve uluslararası barış çabalarını güçlü bir şekilde destekliyoruz. Uluslararası toplumu da Sudan'da barış ve istikrarın sağlanmasına samimi şekilde destek olmaya çağırıyoruz. Unutmayalım ki; bu meselenin çözümü sadece Sudan halkı için değil, Afrika boyunuzu başta olmak üzere kıtanın tamamı için hayati önem taşımaktadır. Diğer yandan Pakistan ve Hindistan arasında yaşanan çatışma, Güney Asya'daki barış ve istikrarın kırılganlığını bir kez daha ortaya koymuştur. Taraflar arasındaki ateşkes kararını memnuniyetle karşılıyoruz. Bu fırsatın diyalog yoluyla sorunları çözmek için değerlendirilebileceğini ümit ediyoruz. Keşmir meselesi başta olmak üzere bölgedeki ihtilaflar çözülmedikçe gerilim potansiyeli baki kalacaktır. Diyalog kanallarının işler hale getirilmesi lazımdır. Doğrudan ve sağlıklı bir diyaloğun Güney Asya'da barışa, güvenliğe ve istikrara katkıda bulunacağına inanıyoruzö şeklinde ifade etti.
‘TÜRK NÜFUSU CİDDİ İHLALLERLE KARŞI KARŞIYADIR’
Bakan Fidan, "Kıbrıs adasında iki halk ve iki devlet bulunmakta. İslam dünyasının ayrılmaz parçası olan Kıbrıs Türk Devleti, İslam İş birliği Teşkilatı'nda gözlemci olarak temsil edilmektedir. Ancak ne yazık ki Kıbrıslı Türkler onlarca yıldır kendilerine dayatılan haksız ve insanlık dışı izolasyon altında yaşamaya devam etmekteler. Tüm üye ülkeleri Kıbrıslı Türklerin doğal haklarını desteklemeye ve onlarla doğrudan temas kurmaya çağırıyoruz. Batı Trakya'daki Türk-Müslüman azınlığı ve Yunanistan'daki 12 adalardaki Türk nüfusu en temel hak ve özgürlüklerden bile yararlanmalarını engelleyen ciddi ihlallerle karşı karşıyadır. İslam İş birliği Teşkilatı'nın bu konuya ilgisi Müslüman Türk azınlığın etnik kimliklerine, dini, eğitim ve kültürel haklarına, Yunan makamları tarafından gereken saygının gösterilmesini sağlamak için son derece mühimdir" dedi. (DHA)
Görüntü Döküm:
------------------
-Toplu fotoğraf çekimi
-Bakan Fidan'ın konuşması
================================
2- ŞİLE'DE BOĞULMA TEHLİKESİ GEÇİREN 2 KİŞİDEN BİRİ KAYBOLDU
Nurcan KIRCALI / İSTANBUL, (DHA)- Şile Ayazma Plajı'nda boğulma tehlikesi yaşayan yabancı uyruklu iki kişiden biri ekipler tarafından kurtarılırken diğeri denizde kayboldu. Kaybolan Suriye uyruklu Saif Eddün Alobaid'i arama çalışmaları devam ediyor.
Şile Ayazma Plajı'nda dün akşam saatlerinde denize giren Mısır uyruklu Hazem Mohamed Hamdoun Fisal Ali (22) ve Suriye uyruklu uyruklu Saif Eddün Alobaid (22) dalgalar nedeniyle boğulma tehlikesi yaşadı. Denizde çırpınarak kurtulmaya çalışan 2 kişi yardım için bağırmaya başladı. Suya giren öğrencileri farkedenler ekiplere haber verdi. İhbar üzerine olay yerine Şile Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri geldi. Ekiplerin çalışmaları sonucunda Mısır uyruklu Hazem Mohamed Hamdoun Fisal Ali kurtarılarak Şile Devlet Hastanesi'ne sevk edildi. Suriye uyruklu Saif Eddün Alobaid ise ekipler gelmeden kısa süre önce denizde kayboldu. Alobaid'i bir süre daha arayan ekipler gece ara verdiler. Kaybolan Alobaid'i arama çalışmaları sabah erken saatlerde yeniden başladı.
Görüntü Dökümü
--------------
-Şile Ayazma Plajı'ndan görüntüler
-Arama çalışmaları
-Genel görüntüler
==================================
3- İSTANBUL'DA YKS HEYECANI
Hasan YILDIRIM- Emre KURT- Uğur ŞAHİN / İSTANBUL, (DHA)- YÜKSEKÖĞRETİM Kurumları Sınavı'nın (YKS) ilk oturumu olan Temel Yeterlilik Testi (TYT) saat 10.15 itibarıyla başladı. 2 milyon 560 bin 649 adayın katılacağı sınavda 120 soru sorulacak ve 165 dakika sürecek. Son anda gelen bazı adaylar sınav salonlarına alınmazken aileler okul önlerinde dua ederek bekledi.
Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanlığı tarafından düzenlenen, Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nın (YKS) birinci oturumu olan Temel Yeterlilik Testi (TYT) saat 10.15'te başladı. Beyoğlu'nda bulunan İstanbul Teknik Üniversitesi Makina Fakültesi'nde sınava girecek olan adaylar yakınlarıyla okula geldi. Görevliler tarafından evrakları kontrol edilen öğrenciler, üst araması yapıldıktan sonra sınava girecekleri salonlara yönlendirildi. Sınav malzemeleri dışında eşyaları olanlar da eşyalarını emanetçilere bıraktı. Saat 10.00 itibarıyla kapılar kapandı. Aileler de bahçede çocuklarını beklemeye başladı. Bazıları gölgede otururken bazıları da çocukları için Kuran-ı Kerim okudu.
TYT'de adaylara toplam 120 soru yöneltilecek ve 165 dakika süre verilecek.
UMARIM EMEKLERİMİN KARŞILIĞINI ALIRIM'
İstanbul Üniversitesi'nin Beyazıt Kampüsü'ne de sınava girecek adaylar ve aileleri sabah erken saatlerde gelmeye başladı. Sınav merkezlerinde yoğunluk yaşanırken bazı adaylar, okullara son dakikalarda geldi. Bazı adaylar ise geç kaldığı için sınav salonlarına alınmadı. Çocuklarını beklemek için okul önlerinde toplananların bazıları kamp sandalyeleriyle gölgede vakit geçirirken, bazı aileler Kur'an okuyarak sınava giren yakınları için dua etti. Sınava eşi ve bebeğiyle gelen bir kadın aday, ailesiyle vedalaştıktan sonra sınav binasına giriş yaptı.
Çok heyecanlı olduğunu belirten Berke Aziz, "Umarım emeklerimin karşılığını alırım. Çok uğraştım, ilk girişim olduğu için biraz heyecanlıyım. Seneye bırakmaya hiç niyetim yok. Umarım diğer katılanlarda başarılı olur" dedi.
Görüntü Dökümü:
-------------------
(BEYOĞLU)
-İstanbul Teknik Üniversitesi Makina Fakültesi'nden görüntü
-Öğrencilere üst araması ve evrak kontrolü
-Kapıda bekleyen veliler
-Emanete bırakılan malzemeler
-Bazı velilerin Kuran-ı Kerim okuması
(BEYAZIT)
-İstanbul Üniversitesi Beyazıt kampüsünün önü
-Kapıda bekleyen vatandaşlar
-Kapıda sınav giriş belgesi ve kimlik kontrolü
-Adayların kapıda bekleyen aileleri
-Yakını için Kur'an okuyarak dua eden vatandaş
-Berke Aziz ile röportaj
-Genel ve detaylar
=============================
4- AVCILAR'DA SINAVA GEÇ KALAN ADAY DEMİR KAPIDAN ATLAMAYA ÇALIŞTI
İhsan DÖRTKARDEŞ/İSTANBUL, (DHA)-YÜKSEK Öğretim Sınavı'na (YKS) Avcılar'da bir okulda girmeleri gereken iki aday belirlenen saatte gelemedi. Adaylardan biri demir kapıyı yumrukladıktan sonra tırmanarak üzerinden atlamaya çalıştı.
Merkez Mahallesi'ndeki Abdulkadir Uztürk Ortaokulu'nda sınava girenler yakınları ile vedalaştı. Görevliler kapıların kapanacağı saati belirterek uyarılar yaptı. Saat 10.00'da bina sorumlusunun talimatı ile görevliler kapıyı kapattı. İki dakika sonra gelen iki aday kapalı kapı ile karşılaştı. Veliler ile birlikte demir kapıyı yumruklayan adaylar içeri girmek istedi. Kapının açılmaması üzerine bir kişi yandaki duvardan tırmanarak görevlilerden kapıyı açmasını istedi. Ancak, sonuç alamadı. Esenyurt'taki Balıkyolu Mahallesi'nden geldiğini belirten adaylardan biri de arkadaşının yardımı ile demir kapıya tırmanarak içeri atlamak istedi. Ancak, bahçedeki polisi görünce atlayamadı. Görevliler belirlenen saatin dışında kimsenin alınmayacağını belirtirken dışarıdaki adayların yakınları zamanında gelen ve geç gelen adaylar konusunda tartışmaya başladı. Bir kadın içeride 300 aday bulunduğunu, kapının açılmayacağını, kimsenin bağırarak gürültü yapmamasını istedi. İki aday içeri giremeyeceklerini anlayınca uzaklaştı.
Görüntü Dökümü:
-------------------------------
-Adaylar içeri alınırken
-Görevli adayların içeri girmesini isterken
-Kapı kapatılırken
-Geç gelen aday ve veliler kapıyı yumruklayarak açılmasını isterken
-Bir kişi duvara tırmanarak kapının açılmasını isterken
-Geç gelen aday demir kapıya tırmanırken ve orada beklerken
-Veliler arasındaki tartışma
-Polis memuru kapının açılamayacağını anlatırken
-Genel ve detay görüntüler
===============================
5- KÜÇÜKÇEKMECE'DE KIZI SINAVA GEÇ KALINCA DUVARA ÇIKIP GÖREVLİYE SESLENEN BABAYA VELİLER TEPKİ GÖSTERDİ
Vehbi DEMİR- Altunay TUGA / İSTANBUL, (DHA)- KÜÇÜKÇEKMECE'de Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nın (YKS) ilk oturumu Temel Yeterlilik Testi'ne (TYT), geç kalan kızın babası duvara çıkarak görevliye seslendi. Dışarda sınava giren çocuklarını bekleyen diğer velilerden babaya tepki yağdı. Başka bir okulda kapılar kapandıktan saniyeler sonra gelen öğrenci içeri alınmadı. Dışarda bekleyenlerin tepkisi üzerine görevliler kapıları açarak öğrenciyi sınava aldı. O anlar cep telefonu kamerasıyla kaydedildi.
Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezince (ÖSYM), Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nın (YKS) bugün saat 10.15'te gerçekleşen birinci oturumu Temel Yeterlilik Testi'ne (TYT), 2 milyon 560 bin 649 aday başvurdu. 15 dakika önce kapıların kapandığı sınava her sene olduğu gibi bu sene de geç kalanlar oldu. Küçükçekmece Cennet Mahallesi'nde bulunan Behiye Selim Para Ortaokulu'nda adaylardan biri, bir dakika geç kalınca sınava alınmadı. Kapıları kapatan görevlilere sesini duyurmak isteyen baba ise okulun duvarına çıkarak bağırmaya başladı. Dışarda sınava giren çocuklarını bekleyen diğer veliler, 'Camlar açık, çocuklar sınavda' şeklinde tepki göstererek babayı duvardan indirdi.
Küçükçekmece Kanarya Mahallesi'nde bulunan Kadriye Moroğlu Anadolu Lisesi'nde ise kapılar kapandıktan saniyeler sonra gelen öğrenci içeri alınmadı. Öğrencinin bütün çabalarına rağmen kapıyı açmayan görevlilere bekleyen velilerden tepki yağdı. Tepkilerin artması üzerine görevliler kapıları açarak öğrenciyi sınava aldı. Duruma sevinen veliler alkışlayarak öğrenciye destek çıktı. Yaşanan o anlar ise okulun önünde bekleyen veliler tarafından cep telefonu kamerasıyla kaydedildi.
Görüntü Dökümü:
-------------------------
-Duvara çıkan baba
-Velilerin tepkisi üzerine kapıların açılması
============================
6- PROFESÖRE BEKLEDİĞİ KALP ÖZEL GÜNDE GELDİ; NAKİLLE SAĞLIK BULDU
Özlem YURTÇU KARABULUT-Ulaşcan ÖZER/İSTANBUL, (DHA)- Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı, 3 çocuk babası Prof. Dr. Ahmet H. Alpaslan, 20 yıl kalp hastalığıyla mücadele etti, bir süre sonra kalp yetmezliği gelişince, organ naklinden başka şansı olmadığı için yapay kalple hayata tutundu. 4 yıldan fazla yapay kalple hayatını sürdürmek zorunda kalan Prof. Dr. Alpaslan, hastalarını ve mesleğini de bırakmadı. Prof. Dr. Alpaslan, hem hekimliğe hem akademisyenliğine devam etti. 4 ay önce durumu kötüleşince Ankara Bilkent Şehir Hastanesi'ne yatırılan Prof. Dr. Alpaslan'ın beklediği haber umutların tükendiği anda, tam da Babalar Günü'nde geldi. Ankara Bilkent Şehir Hastanesi, Yüksek İhtisas Kalp Yetmezliği Kliniği Eğitim Sorumlusu ve TÜSEB Başkanı Prof. Dr. Ümit Kervan ve ekibinin gerçekleştirdiği ameliyatla yeniden yaşama sarılan Prof. Dr. Alpaslan, organ bağışıyla 3 çocuğuna kavuştu. Bir hekimin kalbinin, başka bir babanın fedakarlığıyla tekrar attığını kaydeden Prof. Dr. Kervan, organ bağışının önemini vurgulayarak, "Bir Babalar Günü'nde, gerçekten de gönlü büyük bir aile, hayatını kaybeden genç çocuklarının organlarını bağışladı ve hastamıza bu özel günde büyük bir hediye olarak kalp nakli yaptık" dedi.
Mudanya Üniversitesi'nde görev yapan Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Prof. Dr. Ahmet H. Alpaslan (50), 20 yıldan fazla bir süredir kalp hastalığı ile mücadele ediyordu. Bir süre sonra kalp yetmezliği baş gösterince tek çarenin kalp nakli olduğu söylendi ve uygun donör çıkana kadar hayatta kalabilmesi için yapılan operasyonun ardından, yapay kalp pompası ile hayatını sürdürmeye başladı. 4 yıldan fazla bir süre organ sırasında bekleyen Prof. Dr. Alpaslan, bu süreçte hastalarını da ihmal etmedi ve hem hekimliğe hem akademisyenliğine devam etti. 4 ay önce klinik durumunun kötüleşmesi üzerine organ bekleme listesinde kayıtlı olduğu Ankara Bilkent Şehir Hastanesi'ne yatırıldı. Kritik bir ameliyat daha geçirmesi planlanırken geçtiğimiz hafta tam da Babalar Günü'nde, yıllardır beklenen haber geldi ve uygun organ bulundu. Prof. Dr. Alpaslan, Ankara Bilkent Şehir Hastanesi, Yüksek İhtisas Kalp Yetmezliği Kliniği Eğitim Sorumlusu ve TÜSEB Başkanı Prof. Dr. Ümit Kervan ve ekibinin 16 Haziran'da gerçekleştirildiği ameliyatla yeni kalbine kavuştu. Babalar Günü'nde, kendisi de baba olan bir hekime, 'organ bağışı sayesinde' yeni bir hayat şansının verildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Ümit Kervan, nakil ameliyatını yaptığı gün sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda "Babalar gününde bir babaya verilebilecek en büyük ve en anlamlı hediye, hayat oldu" ifadelerini kullandı.
BEYİN ÖLÜMÜ SONRASI AİLELERİN SADECE DÖRTTE BİRİ ORGANLARI BAĞIŞLIYOR
Prof. Dr. Ümit Kervan, "Hastamızın 2003 yılında ilk şikayeti ritim bozukluğu ile başlıyor. Daha sonra kalp yetmezliği gelişiyor, kalbinde büyüme oluyor. Artık ilaçlara, tedavilere cevap vermeyince 2020 yılında ileri dönem kalp yetmezliği nedeniyle kalp destek sistemi dediğimiz yapay kalp cihazı takılıyor. Yapay kalp cihazıyla yaklaşık 4 yıldır takipliydi hastamız. Kalp nakil listesine de alınmıştı. Biliyorsunuz ülkemizde de dünyada da en büyük sıkıntı organ bağışının yeterli olmaması. Ülkemizde yaklaşık bin 500 kişi nakil listesinde bekliyor ama maalesef biz ancak 100 civarında kalp nakli yapabiliyoruz. Hastalarımızın bir kısmı yoğun bakımlarda, yapay kalp cihazları ya da ilaçlarla birlikte dört gözle, umutla organ bekliyor. Donör olarak uygun olduğu belirlenen kişilerin ailelerinin ancak 4'de 1'i bunu kabul ediyor. Bu hastamız da 4 yıldır bu şekilde kalp bekliyordu" dedi.
İLK UYANDIĞINDA GÖZYAŞLARIYLA TEPKİ VERDİ
Beklenen haberin tam da babalar gününde geldiğini kaydeden Prof. Dr. Kervan, şunları söyledi: "Gerçekten de gönlü büyük bir aile, genç yaşta bir evlatlarını kaybettiler bir kazada ve organlarını bağışladılar. Babalar Günü'nde büyük bir hediye olarak hastamıza kalp nakli yaptık. Çok şükür ameliyat gayet başarılı geçti. Hastamıza o gün 'Evet organ uygun, artık ameliyata alabiliriz' dediğimizde o anki duyguları, yüzündeki ifadeyi tarif edemem. Bizlerin de bu mesleği belki de yapmamızı sağlayan en büyük motivasyon kaynağı o hastalarımızın o umut dolu bakışları oluyor. Hastamız ilk uyandığında solunum cihazındaydı, farkındaydı, ameliyatın iyi geçtiğini ve kalbin iyi çalıştığını söylediğimde gözyaşları geldi. Tabii solunum cihazında olduğu için konuşamıyordu. Sabah cihazdan ayırdık, herkese teşekkür etti"
'BABALAR GÜNÜNÜ AMELİYATTAN SONRA KUTLADIK'
Kendisinin de bir kız, bir oğlan çocuğu olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kervan, babalar günü sabaha karşı 4'de organ bulundu haberinin geldiğini ve evden çıkarken çocuklarının uyuduğunu belirterek o duygulu günü şu cümlelerle anlatarak sözlerini noktaladı: "Ameliyat akşam 8'de bitti. Bir babanın kurtuluşu, hayata dönüşü ile ilgili bir süreç olduğunu biliyorlardı, onlar da tabii çok mutlulardı ve 12 saatlik bir gecikmeyle biz Babalar Günü'nü kutlamış olduk. Dünyadaki en büyük konfor, kendi ihtiyacımızı karşılayabilmek, eğer mutfaktan bir bardak suyunuzu alabiliyorsanız en büyük konfora sahipsiniz. Kalp yetmezliği hastaları öyle durumlar oluyor ki mutfağından bir bardak suyu dahi alamıyorlar. Kalp naklinden sonra ise işlerinin başına dönüp topluma karışıyorlar. Çocukluk döneminde kalp nakli yaptığımız, daha sonra üniversite kazanıp bitiren hastalarımız var. Nakil bekleyen hastalarımızın yakınlarının hayatı da değişiyor, bazen diğer evlatlarını komşularına emanet edip burada hastasının iyileşmesi için çırpınıyor. Yani bir hastanın değil toplumun hayatını etkiliyorsunuz. Bu bağışta bulunduğunuz an, sadece bu hastalar bundan faydalanmış olmuyor, nakil yapıldığında bir kişiyi değil belki de yüzlerce kişiyi kurtarmış oluyorsunuz, büyük bir sevap kazanmış oluyorsunuz"
'HEPİMİZE EN GÜZEL HEDİYE OLDU'
Nakil ameliyatından sonra hastanedeki tedavisi halen devam eden Prof. Dr. Ahmet Alpaslan'ın eşi Ayşe Alpaslan ise Demirören Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada, 4 yıldır beklenen o anın Babalar Günü'nde gerçekleşmesini mucize olarak nitelendirerek şunları söyledi: "Eşim hekim ve 25 yıldır da aktif çalışan bir hekim. Son 5 yıldır kalp destek cihazı kullanıyordu ama buna rağmen çalışmayı bırakmadı. Son 4 aydır artık acil nakil listesinde bekliyordu. Son aşamada biraz umudumuzu kaybetmeye başlamıştık, yeni bir ameliyatın eşiğindeydi durumu kötüleştiği için. Bir sürpriz, bir mucize oldu bizim için. Şükürler olsun ki Babalar Günü'nde eşim nakil oldu. 3 evladımız var, hem çocuklarıma, hem babalarına, hem de bana dünyanın en güzel hediyesi oldu. Kalbi veren kişi de muhtemelen genç biriydi. Onun ailesine de çok teşekkür ediyorum, hem de büyük sabır diliyorum. Ama verdikleri bu doğru kararla hem eşime hem de onun dışında 4 kişiye daha hayat oldular, umut oldular"
'YOĞUN BAKIMDA UMUTLA GELECEĞİNİ BEKLEYEN ÇOCUKLAR VAR'
Alpaslan, aylardır hastanede olduklarını ve kalp nakli bekleyen pek çok hasta ve yakınının bekleyişine şahit olduklarını anlatarak "Biz ilk geldiğimizde koridorlarda dolaşan, cıvıl cıvıl genç hastalar, çocuk hastalar vardı. Şu an yoğun bakımda olanlar var ve bugün onların yakınları ile göz göze geldiğimde, gözleri dolarak 'Çok sevindik' dediler. Ben de 'Size de nasip olur inşallah' diyebildim. Burada mesele sadece benim eşim değil. Organ bekleyen çocuklar var, gençler var. Onların geleceği var. Aslında geleceğini bekliyorlar, onlarla beraber hem yakınları hem de bir sürü insan aslında nakil bekliyor. Bu yüzden organ bağışı ile ilgili toplum olarak yanlış algılarımızı yıkmamız gerekiyor. Beyin ölümü gerçekleşmiş birinin nakil bekleyen hastalar için 'feda edildiği', beyin ölümü gerçekleşen biri aslında yaşamına devam edebilirmiş gibi yanlış bir algı oluşturuluyor. İnsanın bilime ve doktoruna güvenmesi gerekiyor. Muasır medeniyet seviyesine ulaşmış ülkelere baktığımızda, organ bağışının ne kadar yaygın olduğunu görüyorsunuz. Ülkemizin de bunu hak edecek bir ülke olduğunu düşünüyorum" diyerek sözlerini noktaladı.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
Prof. Dr. Ümit Kervan röp
Ayşe Alpaslan röp
Prof. Dr. Ahmet Alpaslan'ın ameliyat öncesi dönemlerinden görselleri
============================
7- İSTANBUL'DA ORMANLARA GİRİŞ YASAKLANDI
İSTANBUL (DHA) İstanbul Valiliği, orman yangınlarının önlenmesi amacıyla, bazı piknik ve mesire alanları dışında ormanlık alanlara girişlerin 23 Haziran-15 Ekim tarihleri arasında yasaklandığını duyurdu.
İstanbul Valiliği'nden yapılan açıklamada, "Yaz mevsiminin etkisiyle özellikle ormanlık alanlarda insan ve araç hareketliliğinde artış gözlenmektedir. Bu durum, kasten ya da hatalı davranışlar nedeniyle meydana gelebilecek orman yangınları riskini artırmaktadır. İstanbul Valiliği olarak bu risklerin önüne geçebilmek için bir dizi tedbiri uygulama kararı almış bulunmaktayız. Bu kapsamda, İstanbul genelinde ormanlık alanlara girişler, mangal, tüp kullanımı, nargile vb. sebeplerle ateş yakmak 23 Haziran-15 Ekim tarihleri arasında, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 74. maddesi ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu'nun 9. ve 66. Maddeleri uyarınca yasaklanmıştır. Ancak İstanbullu hemşerilerimizin aşağıda belirtilen piknik - mesire alanları, tabiat parkları, korular, parklar ve eko turizm alanlarında mangal - piknik yapmak, spor, yürüyüş vb. faaliyetlerde bulunmalarında herhangi bir kısıtlama söz konusu değildir" ifadelerine yer verildi.
Açıklamada "Orman alanı civarındaki tesisler ile sanayi kuruluşları, orman alanlarını etkileyebilecek her türlü faaliyet nedeniyle oluşabilecek yangın riskine karşı önleyici bütün tedbirleri eksiksiz olarak almakla yükümlüdür. Enerji nakil hatlarının yapım ve bakımı ile ilgili kuruluşlar (BEDAŞ, AYEDAŞ ve TEİAŞ) enerji hatlarının özellikle ormanlık alanlardan geçen bölümlerinde gerekli bakımları gerçekleştirecek, yangın riskine karşı her türlü tedbiri alarak, gerektiğinde enerji kesintisi uygulayacaklardır. Tüm belediyelerimiz, orman içi, orman kenarı ve bitişiğinde bulunan çöp toplama alanları çevresinde koruma bandı oluşturacak ve yangın riskine karşı gerekli iş makinelerini (Dozer, Loder, Kepçe) hazır bulunduracaklardır. Sokak hayvanlarını beslemek amacıyla yasaklı alanlara girmek isteyen vatandaşlarımız, kimliklerini, hangi mevkide ne zaman besleme yapacaklarını ilgili ilçe güvenlik birimleri ile Orman İşletme Şefliklerine bildirmek ve izin almak kaydıyla ormanda yaşayan sokak hayvanlarını besleyebileceklerdir. Bu kişiler yasaklı alanda piknik yapma ve ateş yakma yasaklarından muaf değildirler. İlçe Kaymakamlıklarımız ve Orman Bölge Müdürlüğü koordinasyonunda genel kolluk ve orman kolluğundan oluşturulan denetim ekipleri etkin bir şekilde gözetim ve denetim yapacaklardır. Gerekli hallerde ilçe Kaymakamlıklarımızın emriyle tüm kamu ve özel sektör imkanları kullanılarak olası yangınlara etkili müdahale edilmesi sağlanacaktır. Yukarıda belirtilen karar ve önlemlere aykırı hareket edenler hakkında 6831 sayılı Orman Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve Kabahatler Kanunu uyarınca idari ve adli işlem yapılacaktır" ifadeleri yer aldı. (DHA)
=============================
8- MOTOSİKLET ÇALIP SATAN 2 ŞÜPHELİ KAMERADA
Ali AKSOYER / İSTANBUL, (DHA)- İSTANBUL'da, park halindeki motosikletleri çalan ve araç kimlik numaralarını silerek sattıkları iddia edilen 2 şüpheli yakalandı. Şüphelilerin motosiklet çaldıkları anlar güvenlik kameralarına yansıdı.
İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü, Oto Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri, son günlerde artan motosiklet hırsızlığı şikayetleri üzerine konuyla ilgili çalışma başlattı. Yapılan teknik ve fiziki takibin ardından şüphelilerin park halindeki motosikletleri çaldıktan sonra motor ve şasi numaralarını sildikleri ve sahte belgelerle ikinci el olarak sattıkları tespit edildi.
HIRSIZLIK ANI GÜVENLİK KAMERASINA YANSIDI
Ayrıca şüphelilerin motosiklet çaldığı anlar güvenlik kameralarına yansıdı. Görüntülerde yaya olarak dolaşan şüphelilerin park halindeki motosikletleri çaldıktan sonra kaçtıkları görüldü.
GÖZALTINA ALINDILAR
N.H. (42) ile K.S. (47) isimli 2 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Çalınıp şasi numaraları silinmiş iki motosiklet ise bulunarak sahiplerine teslim edildi. Ayrıca şüphelilerin daha önce de çok sayıda suç kaydı olduğu öğrenildi. Emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden N.H. tutuklanarak cezaevine gönderilirken, K.S. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Görüntü Dökümü:
----------------
(Güvenlik kamera görüntüsü)
-Şüphelilerin hırsızlık yaptıkları anlar
(Aktüel)
-Şüphelilerin adliyeye sevki
===============================
9- ESENYURT'TA MOTOSİKLET HIRSIZLIĞI KAMERADA
Veysel TİMDU- İhsan DÖRTKARDEŞ / İSTANBUL, (DHA)- ESENYURT'ta park halinde yaklaşık 400 bin lira tutarındaki motosiklet iki kişi tarafından çalındı. Hırsızlık, güvenlik kamerasına yansıdı.
Hırsızlık, dün sabaha karşı saat 04.30 sıralarında Talatpaşa Mahallesi 1028'inci Sokak'ta meydana geldi. Motosikletle gelen iki kişi, kaldırımda park halinde bulunan 34 MSN 458 plakalı motosikleti gözüne kestirdi.
Bir şüpheli yanına gittiği motosikleti saniyeler içerisinde çalıştırdı. İki şüpheli peş peşe kısa sürede uzaklaştı. Hırsızlık çevredeki bir güvenlik kamerasına yansırken olayla ilgili polis ekipleri çalışma başlattı.
Görüntü Dökümü:
---------------------
(Güvenlik kamerası)
-İki şüpheli motosikletle gelirken
-Bir şüpheli motosikleti çalıştırıp uzaklaşırken
(Fotoğraf)
-Çalınan motosiklet
================================
10- KADIKÖY'DE 5 KATLI BİNANIN ÇATISINDA ÇIKAN YANGIN SÖNDÜRÜLDÜ
İsa ALMAÇAYIR / İSTANBUL, (DHA)- KADIKÖY'de 5 katlı binanın çatısında tadilat sırasında çıkan yangın itfaiye ekiplerinin çalışması sonucunda söndürüldü.
Yangın, Kadıköy Rasimpaşa Uzun Hafız Sokak'ta bulunan 5 katlı binanın çatısında saat 11:30 sıralarında çıktı. Edinilen bilgiye göre tadilat sırasında çıkan yangın çatı katını komple sardı. İhbar üzerine olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık bir saat süren çalışması sonunda yangın söndürüldü. Yangında ölen ya da yaralanan olmazken binanın çatı katında maddi hasar meydana geldi.
'İKİ ABLAMLA KIZIMI ALIP KAÇTIM'
Binada yaşayan İsmail Er, "Çatımızda tadilat yaptırırken, su yalıtım malzemesi çürümüş, çatı ustası 'malzeme almaya gidiyorum' dedi. Küçük tüple su yalıtım malzemelerini yapıştırıyordu. Muhtemelen o küçük tüpü açık bıraktı, dikkatinden kaçtı. Usta gitti 2- 3 dakika içinde çatı alev almaya başladı. Biz dairedeydik, çatıda değildik. Dairenin arka tarafından dumanları görünce hemen 2 ablamla kızımı alıp kaçtım. Ustanın yaptığı bir ihmalkarlıktan kaynaklandı. Canlarımı kurtardım. Benim için önemli olan can" dedi.
Görüntü Dökümü:
-------------------
(Cep telefonu görüntüsü)
-Yanan çatıdan görüntü
(Aktüel)
-Ekiplerden görüntü
-İsmail Er ile röp
-Genel ve detay görüntüler








